Alamet-i farikası kokusunda saklı

Yediklerimiz arasında bileşenlerini vücuda en hızlı aktaran bitkidir sarımsak. Onun kadar konsantre halde bir mineral bombası bulmak çok zor. Alamet-i farikası ise küçük dişlerine sinmiş yoğun sülfür.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YAVUZ DİZDAR

Bir şirkette yönetici olduğunuzu düşünün... Öyle bir elemanınız var ki, ağzı bozuk, olmadık yerlerde çamlar deviriyor, üstelik pek de iyi koktuğu söylenemez. Hemen yüzünüzü buruşturmayın, her şeye rağmen, tüm şikâyetleri elinizin tersiyle itip vazgeçemediğiniz biricik çalışanınızdan bahsediyoruz aynı zamanda. Olmaz demeyin, bal gibi de olur. Nasıl mı? Adam çok yetenekli de ondan. Satışa koyuyorsunuz, rekorlar kırıyor, satın almaya koyuyorsunuz verimliliğin kitabını yazıyor, kriz yönetiminde Japonlar'a taş çıkartıyor. Her şeyden önemlisi şirketinizin ömrünü uzatıyor. Eh böyle bir elemanı bırakın kovmayı, hissedar yaparsınız. İşte sarımsak da vücudunuz için aynı yerde. Yerken düşündürüyor ancak bünyede öylesine hızlı katkıları var ki, sonuç hep onun lehine sonuçlanıyor. İşte sarımsağın alamet-i farikaları...

Neden her şeye faydası var?

Biz yediklerimizden gerekli her maddeyi aslında azar azar alırız. Bir tek sarımsak bunun istisnasını oluşturur. Yediğimiz bitkilerin içerisinde sülfür açısından en fazla yoğunlaştırılmış olan, yani belli maddeleri en çok içeren sarımsak gibi görünüyor. Vücudun sülfüre ileri derecede ihtiyacı var ama bunun organik form olarak alınması kolay değil. İşte sarımsak da bunu sağlıyor. Bu maddeler sarımsağa karakteristik kokusunu da verir, iştah açıcı etki gösterir ama en önemlisi biyolojik işlevlere olan katkıları. Sülfürün bir kısmı pişirirken uçtuğu için çiğ tüketmek daha iyi.

Et yemeklerine neden sarımsak koyulur?

Sarımsak bütün kültürlerde uygulama alanı bulan bir bitki. Kokusu bazı tarım zararlılarıyla biyolojik mücadeleyi destekliyor örneğin. Bu nedenle toprağa belli aralıklarla ekiliyor. Et ürünlerinin işlenmesindeki kullanımı ise özellikle hastalığa yol açan bakterilerin çoğalmalarını önlüyor. Hatta Horasan harçları gibi, zamanın ve hava koşullarının bütün olumsuz etkilerine dayanabilen yapı bileşenlerinin hazırlanmasında da sarımsağın kullanıldığı belirtiliyor. Bu harçlar, biyolojik sistemi neredeyse bire bir taklit edebilme özelliğine sahip.

Kolesterol, yüksek tansiyon ona vız geliyor!

Çoğu insan sarımsağı sağlık için kullanıyor. Örneğin kan basıncını düşürdüğünden tansiyonu kontrol altına almakta etkilidir. Düzenli kullanım ile kolesterolü de düşürdüğü bilinir. Hatta bu amaçla önerilen kür yaklaşımları vardır, uygulanırsa ciddi fayda görülür. Ne var ki bu uygulamaların hepsi çiğ yapılır, zira pişirme işlemi kokuyla birlikte biyolojik etkiyi de azaltır. O nedenle salata ya da sos nasıl olursa olsun günde birkaç diş sarımsak yenmelidir. Kısacası sağlıklı olmak isteyenler sofralarından sarımsağı eksik etmemelidir.

Taşköprü'nün ayrıcalığı nereden geliyor?

Çin’den gelen sarımsakla karşılaştırılamayacak kadar zengin bir ürün söz konusu burada. Özelliği bölgenin toprak yapısıyla ilgili çünkü volkanik topraklar sülfürden yana zengindir, sarımsak da bu sayede daha keskin bir hal alır. Taşköprü sarımsağı ince dişlidir, kolay ayıklanmaz ama rayihası çok yoğundur. Çin sarımsağı ise iri dişlidir, çok kolay ayıklanır ama rayiha yok denecek kadar azdır. Bir başı Taşköprü’nün bir dişi etmez. Dolayısıyla zengin sülfür kaynağı alınacaksa kaliteli sarımsak kullanılmalıdır.

Yoğurtlusu doğal ilaç gibi

Canlı sisteminde DNA’nın korunmasından tutun, antioksidan etkilerine dek pek çok işlevde sülfürlü bileşikler kullanılıyor. Bu bileşikler mantarların üremesini de engelliyor. Dolayısıyla kalın bağırsakta bulunmaması gereken mantarlar bu bileşiklerin varlığıyla oluşamıyor. Bu, sağlığımız açısından çok önemli olan kalın bağırsak mikroorganizma örtüsünün korunmasını sağlıyor. Hele hele ev yoğurdunu sarımsaklarsanız doğal ilaç yerine geçtiği eski hekimler tarafından kabul edilmiş bir sonuç. Bu nedenle sarımsağın mantar hastalığında yerel uygulanması mantıksız değil görünmüyor, hatta deriyi yakacak kadar güçlü bir etki elde edersiniz çok daha iyi. Beri yandan proteinlerin nihai biçimlerinin verilmesi için sülfürlü aminoasitlere ihtiyaç var. Biz bunları ekşimiş yoğurtla, ekşitilmiş boza vb. ürünlerle yoğun biçimde alabiliriz ama sarımsak, sülfür kaynağı olarak daha fazla çeşitlilik içeriyor.