Ailelere, çocuktan kan alınması gerektiğinde yapılacaklar tavsiyesi
Düzen Sağlık Grubu'ndan Dr. Aker, çocuklardan kan alınması gereken durumlarda ailelerin zorluk yaşamaması için neler yapmaları gerektiği hakkında önerilerde bulundu.
DÜNYA
ANKARA - Çocuklardan test amaçlı kan alınması gerektiğinde ailelerin sıklıkla yaşadığı zorlukları aşmak için tavsiyelerde bulunan Düzen Sağlık Grubu'ndan Dr. Özlem Aker, ailelerin sakin bir ortamda anlaşılır ifadelerle önceden bilgi vermesi gerektiğini belirtti. Ayrıca kan testinin doğru bir uygulama olduğunu, doktor ve ailenin çocuğun iyiliği için bu işlemi yaptığının anlatılmasını tavsiye etti.
"Bizi neyin hastalandırdığını öğrenmek için kan testi yaptırmamız gerekir. Sana da bunun için test yapılacak" cümlesini örnek veren Dr. Aker, çocuğun canının acıyıp acımayacağını sorduğunda ise açıklamayı çocuk odaklı yapmak gerektiğini vurgulayarak, "Çocuk açısından daha rahat ve kabul edilebilir kılmak için olabildiğince doğal örnekler seçmeniz uygun olur: Bu testi yaptıran bazı çocuklar kan vermenin sivrisinek ısırığına ya da küçücük bir cimciğe benzediğini söylüyorlar. Bazı çocuklar ise bunu da hissetmediklerini söylüyorlar" dedi.
"Hiçbir şey hissetmeyeceksin, canın acımayacak" ifadelerinden kaçınmak gerektiğinin de altını çizen Dr. Aker, anlatılanları çocuğun anlayıp-anlamadığından emin olunması gerektiğini bu nedenle gerekiyorsa soru sorulmasını söyledi. Bütün işlem boyunca çocukla birlikte kalınacağının özellikle vurgulanmasının önemli olduğunu kaydetti.
"İğneden korkmak normal"
Çocuklar yanında, yetişkinlerin dahi iğneden korkabildiğini ve bunun doğal olduğunu belirten Dr. Aker, bunda günlük iletişim içinde çocukların iğneyle korkutulmasının payı olduğunu hatırlatarak, "Uslu dur, yoksa doktor / hemşire sana iğne yapar" tarzı güdülemelerin, iğne korkusu yanında sağlık personeline de önyargı doğurduğunu ifade etti.
Bu tür bir güdüleme olmasa da iğne korkusunun var olabileceğini belirten Dr. Aker, "Kan alınması konusunda huzursuzluk duymak son derece doğaldır. Eğer çocuğunuz huzursuz hissediyorsa, her şeyden önce bu duygusunu kabul ettiğinizi ve onu anladığınızı hissettirin. Birlikte bu duygusunu kontrol etmek için neler yapabileceğinizi konuşup bir plan oluşturabilirsiniz. Daha küçük yaştaki çocuklara, kan vermekten korkan, bunu annesiyle konuşan, sözgelimi minik bir tavşanın hikâyesini anlatarak, çocuğunuzun hem bu konuda kendini yalnız hissetmemesini sağlayabilir, hem de korkusuyla mücadelesi için neler yapması gerektiğini, birlikte nasıl hareket edebileceğinizi tavşan ve annesi üzerinden anlatabilirsiniz" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Çocuk üzerinde baskı kuran ifadelerden kaçınılmalı
Çocukların sağlık personeline yönelik sempati duymasının özendirilmesi, "Kanını alıp benim güzel kızımın/aslan oğlumun canını mı yakacaksınız siz? Sen üzülme yavrum, ben hepsini döverim" gibi ifadelerden kaçınılması gerektiğini belirten Dr. Aker buna ilave olarak, "korkma" , "büyük ağabeyler, ablalar ağlamazlar", "erkek adam korkmaz" , "benim prensesim hiç bağırmaz" gibi çocuk üzerinde baskı kuran ifadelerin de kullanılmamasını tavsiye etti.
Çocukların korkularının aşağılanmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Aker, "Ağlarsan sana ödül (şeker, balon, vb) vermeyiz", Eğer düzgün durmazsan ben gidiyorum" ve hatta "Doğru durmazsan şimdi sana vuracağım" gibi tehditlerin de çocuklarda öfke ya da kendini kötü hissetme duygularını doğuracağını anlattı.