A'dan Z'ye tansiyonla ilgili merak edilenler
Tansiyon kalbin bedene kanı dağıtmak için kullandığı güçtür. Sol kalbin kanı bedene atarken kullandığı güce birinci ya da büyük tansiyon denir. Kalbin kan akımı bittikten sonra damarlarda meydana gelen durgun basınca da ikinci ya da küçük tansiyon denir.
Prof. Dr. GÜRSEL TURGUT
Tansiyon kalbin bedene kanı dağıtmak için kullandığı güçtür. Sol kalbin kanı bedene atarken kullandığı güce birinci ya da büyük tansiyon denir. Kalbin kan akımı bittikten sonra damarlarda meydana gelen durgun basınca da ikinci ya da küçük tansiyon denir. Bu hafta sizlerle tansiyonu masaya yatıracağız.
Tansiyon nasıl ölçülür?
Kan basıncı tansiyon aleti ile ölçülüyor. Tansiyonun doğru ölçülmesi için şu önemli noktalar var. Bunlar;
• Ölçümden kısa süre önce sigara veya kahve içilmemiş olmalı,
• Kişi dinlenmiş olmalı,
• Ölçüm sırasında manşon kalp seviyesinde tutulmalı,
• Ölçüm cihazının manşonu uygun boyutta olmalı.
Tansiyon türlerini ne kadar tanıyorsunuz?
1. Hipotansiyon Hipotansiyon anormal derecede düşük kan basıncı. Erişkinlerde normal kan basıncı 120/80 mmHg ve daha düşük olur. Hipotansiyon ise 90/60 mmHg daha düşük bulunan kan basıncına diyoruz. Kan basıncı her zaman aynı düzeyde olmaz, hafif dalgalanmalar gösterebilir. Uykuda düşer ve uyandığımızda yükselir. Bazı insanlarda kan basıncı devamlı düşüktür ve herhangi bir belirti veya semptomu da yoktur. Bazı kişilerde belirli koşullar ya da faktörler anormal derecede düşük kan basıncına neden olabilir ve sonuçta organlara daha az kan ve oksijen gider.
2. Hipertansiyon Genellikle iki gruba ayrılan hipertansiyonun, ilk grubu hastalığın yüzde 95’ini oluştururken geriye kalan yüzde 5’i ikinci grup diye nitelendiriyoruz. Altta yatan hastalıklara da primer yani birincil hipertansiyon diyoruz. Salgı bezi, tiroit ya da böbrek üstü bezinde ortaya çıkan bir hastalık ya da aort damarının darlaşması gibi durumlarda oluşan tansiyon sorununa da ikincil hipertansiyon adı veriliyor. Bu hastalık daha çok 40- 80 yaşları arasında görülür ve hasta birden fazla ilaç almasına rağmen sorunu devam eder.
Nedenleri neler?
1. Hipotansiyon Neden Olur?
• Ani kanamalar
• Aşırı terleme
• Şeker hastalıkları
• Addison hastalığı
• Böbrek hastalığı
• Yanıklar
• Kalp kapakçığı bozukluğu
• Kalp yetmezliği
• Kalp zarı iltihabı ve kalp kasında yabancı madde birikmesi gibi kalbin pompalama gücünü belirgin bir şekilde düşüren durumlar.
2. Hipertansiyon Neden Olur?
• Stres
• Obezite
• Fazla tuz tüketimi
• Aile geçmişi
• Hareketsiz yaşam tarzı
• Şeker hastalığı
• Magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi elementlerin yetersiz alımı
• Böbrek üstü bezi tümörü
• Tiroit hastalıkları
• Böbreğe giden damarların tıkanması ve genetik bozukluklar hastalığı tetikler. Doğum kontrol hapı ya da çeşitli ağrı kesici türleri de bu hastalığa neden olabilir.
Belirtileri neler?
1. Hipotansiyonda
Göz kararması, bilinç kaybı ve baş dönmesi gibi belirtiler düşük tansiyonun göstergesi olabilir. Bu tür durumlarda aşırı terleme ve yüzde solgunluk gibi etkilerin de ortaya çıkması mümkün.
2. Hipertansiyonda
Ense ve başın genelinde ağrı, kulak çınlaması, erken yorulma, çarpıntı ve sıkıntı hali hipertansiyonun belirtileri arasında. İlerleyen dönemlerde ise bu durum organlara zarar vermeye başlar. Bu kişilerin gözetim altında tutulması gerekiyor. Genellikle tedaviyle kontrol altına alınabilen yüksek tansiyon, nadir durumlarda tedavi edilemiyor. Tedavinin uzun soluklu düşünülmesi ve ilaçların kademeli bir şekilde kullanılması gerekiyor.
Yüksek tansiyon nelere yol açıyor?
Yüksek tansiyon sinsi bir hastalık. Bu yüzden her yaşta görülebiliyor. Yüksek tansiyon kontrol altına alınmazsa, aşağıdaki sorunlar ortaya çıkabiliyor:
• Kalp hastalığı
• Felç
• Boyun ve bacak damarlarında tıkanma
• Kalp yetmezliği
• Böbrek hastalığı
• Görme kaybı.
Yüksek tansiyonla başa çıkabilmek için ne yapmalı?
Tansiyon yüksekliği olan bütün hastalara yaşam tarzı ile ilgili değişiklikler öneriliyor. Hatta bu, neredeyse zorunlu görülüyor.
Bunun için de şunlar gerekli:
• Hasta sağlıklı olduğu kiloyu bilmeli ve o kiloda kalmaya çalışmalı,
• Tuz tüketimi kısıtlanmalı,
• Alkol tüketiminden kaçınılmalı,
• Meyve ve sebze tüketimi artırılarak doymuş ve total yağ tüketimi azaltılmalı,
• İlaçlar düzenli alınmalı,
• Sigara kullanılıyorsa hemen bırakılmalı,
• Mutlaka düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz yapılmalı.
Şu besinlerden uzak durun!
Tuz ve tuzlu yiyecekler: Yapılan çalışmalar gösteriyor ki ihtiyacımızın en az 10 katı kadar fazla tuz kullanıyoruz. Hipertansiyonlu kişilerin yemeklerine tuz ilave etmemeleri ve tuzlu yiyeceklerden kaçınmaları gerekiyor. Yemekleri baharatla tatlandırın.
Şeker ve şekerli besinler: Fazla şeker, tüketim miktarına göre tansiyonu yükseltip kalp hastalıklarını da tetikleyebiliyor.
Çay ve kahve: Çay ve kahvede bulunan kafeinin tansiyonu yükselttiği artık bilinen bir gerçek ama burada tüketim miktarı önemli. Eğer 3 fincan koyu kahve veya 6-7 bardak koyu çay içmişseniz tansiyon da yükselecektir.
Kolalı içecekler: İçeriğinde bulunan yüksek oranda şeker ve meyan kökü vücutta sodyumun tutulmasına neden oluyor, bu da tansiyonu yükseltiyor.
Margarin ve tereyağı: Margarin ve tereyağının direk tansiyonu yükseltici bir etkisi yok ama çalışmalar gösteriyor ki doymuş yağ oranı yüksek olan bu ürünler yerine sıvı yağ tüketenlerde hipertansiyon daha az görülüyor. Bu da bize yemekleri mümkün olduğu kadar sıvı yağla yapmamız gerektiğini bir kez daha anlatıyor.
Alkol: Hipertansiyonunuz var ve düzenli alkol tüketiyorsanız bu alışkanlığınızdan da yavaş yavaş uzaklaşmanızda fayda var. Dediğimiz gibi hipertansiyon hastasıysanız, hayatınızı yeniden şekillendirmelisiniz.
Hipertansiyon tedavisi özel olmalı...
Hipertansiyon tedavisinde amaç kan basıncını 140/90 mm hg altına düşürmek şeklinde belirtilir. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi hipertansiyonun yarattığı ciddi durumlardan korunmak için erken tanı çok önemli. Erkenden kontrol altına alınan hipertansiyon yaşam kalitesini etkilemiyor. Eğer kişide şeker hastalığı, böbrek yetersizliği ve organ hasarı oluşmuşsa kan basıncının düşürülmesi hedefl eniyor. Hipertansiyon tedavisinin temelinde yaşam tarzı değişiklikleri yatıyor. Yine de önemli bir bölümünü ilaç tedavisinin oluşturduğunu söylemekte fayda var. Yaşam tarzı değişikliklerinin başında ise düzenli egzersiz, kilo kontrolü, tuz alımının kısıtlanması geliyor. Tüm tedavilere dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına işlem yapılarak kan basıncı kontrol altına alınabiliyor.
İlaç hastaya uygun mu?
Diğer tüm tedaviler gibi hipertansiyon tedavisi de kişiye özel olmalıdır. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan tansiyon ilaçlarının bağımlılık yaptığı ya da zararlı olduğunu düşünmek, sürekli ve uzun dönem ilaç kullanmanın getirdiği yan etkilere dayanarak bundan kaçınmak doğru değil. Günümüzde kullanılan ilaçlar tansiyonu düzenlerken, kalp-damar sistemini korur ve böbreklerin bozulmasını da engeller. İlaç tedavisinde, sadece tansiyonun kontrol altına alınması değil, diğer organların da korunması amaçlanır. Tedaviye uyum çok önemli olmakla birlikte hastaya uygun ilaç seçimi de hayati değer taşıyor. Ayrıca hastanın tam kontrolü sağlandıktan ve tansiyonu düzenlendikten sonra ilaçların bırakılabileceği de unutulmamalı.