Açık ten şans mı şanssızlık mı?

Birçok kültürde “güzelliğin simgesi” olarak kabul edilen beyaz ten, bazıları için “dışı seni yakar içi beni” sözünün yaşanan örneği gibi. İşte baharla birlikte daha da zor günler bekleyen hassas ciltliler için hayatı kolaylaştıran bakım tüyoları...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Eskiler, “Öyle beyazdı ki üzüm yutsa görünürdü” derler güzelliği anlatırken. Beyazlık ve güzellik genellikle aynı cümlede kullanılır, her zaman tercih nedeni olurdu. Sonraları bronz ten moda olsa da toplumun açık tenlilere karşı genel kanısında bir değişiklik yok. Ancak bu tam da “dışı seni içi beni yakar” durumu. Çünkü beyaz tenliler koyulara oranla daha hassas bir cilde sahiptir ve mevsim değişimi dönemlerinde hayatları daha zordur.

Hassas cilde sahip olanlar daha alerjik bünyeye sahip. Sıcağa ya da soğuğa, güneşe ya da kara daha yüksek tepki verir ciltleri. Her bakım ürününü kullanamaz, her yiyeceği tüketemezler.

Kızarıklık, kaşınma, pullanma, morarma gibi rahatsızlıklara daha sık maruz kalırlar.

Bulunduğumuz coğrafya, bu açıdan şanslı. Toplumun büyük kesimi esmer denilebilecek koyu tene sahip. Yine de dermatologlara giden kadınların yüzde 86’sı, erkeklerin de 45’inin ciltlerini “çok hassas ve alerjik” olarak tanımladıkları görülüyor. Uzmanlar da bu konuda yeterli bilgi olmadığı görüşünde birleşiyorlar.

Yağ dokusu yetersiz

"Hassas cilt", çevresel müdahalelere daha duyarlı, tepkili tenler için kullanılan bir tabir. Uzmanlara göre bu cilt tipinde bariyer fonksiyonu bozuk olduğu için sinir uçları savunmasız. Sinirsel tepkiler daha güçlü. Genetiğe bağlı hassas ciltliler ise genellikle kızıl ya da sarı saçlı, açık tenli ve renkli gözlü kişiler oluyor. Epidermis bu kişilerde ince olduğundan sinir uçları ve kan damarları yüzeye daha yakın, dolayısıyla güneşe, sıcağa ve soğuğa karşı daha duyarlı oluyorlar. Bu kişilerde cilt tabakasındaki koruyucu yağ dokuları yeterli düzeyde değil. Tahriş edici unsurlar cilde rahatlıkla nüfuz edip yanma ve kızarıklığa neden oluyor.

Bariyeri güçlendirmek gerek

Bu kişilerin yapması gerekenlerin başında cilt bariyerini güçlendirmek geliyor. Bu sadece kızarıklığı azaltmakla kalmıyor, yanma, sızlama, kaşınma ve pullanma gibi şikâyetlerin de azalmasına neden oluyor.

Peki bariyer nasıl güçlendirilir? Dermatologlara göre bazı tedbirlerle hassas ciltlerin de bariyerini güçlendirmek mümkün. İşte o yöntemler... 

• Az köpüren bir temizleme ürünü kullanılmalı. Köpüren ürünlerde deterjan yapımında kullanılan kimyasallar var. Bunlar sebumu uzaklaştırmak amacıyla kullanılıyor. Hassas ciltlerde sebum miktarı genellikle az olduğundan köpürme daha da zarar veriyor.

• Temizleme sütlerini tercih edin.

• Cildin emilimini artıran maddelerden kaçının. Asit içeren peelingler, propilen glikol ve alkoller de kaçınılması gereken kimyasallar arasında.

• Lipit destekler içeren, bariyer fonksiyonunu tamir edecek ve güçlendirecek fosfolipitler, yağ asitleri, peptidler ve kolesterol bulunan ürünler kullanmaya özen gösterin.

• Silikon destekli ürünler de kullanılabilir. Cilt yüzeyinde yapay koruyucu oluşturacağı için cildi dış etkenlere karşı daha savunulur hale getirmeye yardımcı olurlar. Bu sırada bariyer fonksiyon da kendini yenileyebilir.

• Güneşten korunun çünkü güneş hassas ciltlerde lipitlerin azalmasına neden oluyor.

Cildi serin tutun

Önemli problemlerden biri de cilt kızarması. Her hassas cilt tipine sahip insan için kızarıklıklar sıkıntılı durumlar yaratır. İşte kızarmaya karşı bakım önerileri...

• Parfüm, aromatik yağlar, isopropil ya da SD alkol, mentol, nane özleri, turunç özleri, kurucutu kil maskeleri gibi kan akışını hızlandıran kimyasallardan kaçınmak gerekiyor.

• Cildi soyan ya da kuru bırakan ürünlerden korunun.

• Güneş kan damarlarının genişlemesine neden olacağı için hassas ciltlerin düşmanı. Bu nedenle cildinizi serin tutmaya çalışın. Düzenli güneş koruyucu kremler kullanın. İçeriğinde çinko-oksit bulunan ürünler uygun.

• Parfüm içermeyen nemlendiriciler kullanın.

• AHA’lı ürünleri kullanmadan önce mutlaka bir dermatoloğa başvurun. Bu ürünlerin yüzde 10’dan fazla AHA içermemesine dikkat edin. PH değeri de 3.5’ten fazla olmamalı.

Nasıl bakım yapılmalı?

Her ne kadar piyasada birçok dermokozmetik marka hassas ciltlere odaklanan ürünlerle boy gösterse de, genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı gibi etkenler her vakayı özel kılıyor. Bu nedenle uzmanlar mutlaka bir doktora danışmanız gerektiğinin altını çiziyor. Genel bakım önerileri ise şunlar...

• Cildinizi ıslatın ve dairesel hareketlerle hassas ciltlere özel geliştirilmiş bir temizleme sütüyle silin.

• Nemli bir bez veya pamuk yardımıyla temizleme sütünü özenle arındırın.

• Uygun bir nemlendirici kullanın.

• Yüzünüzü 4-5 dakika bir buhar makinesinin ürettiği buhara tutun. Buhar makinesi yoksa bu işlemle elde edeceğiniz etkiyi soğuk bir havluyu yüzünüze bir süre kapatarak da yakalayabilirsiniz.