200 yıl önce centilmenliğin kitabını yazdı
1818’de Amerika’yı ilk hazır giyim takım elbiseyle tanıştıran Brook&Brothers, centilmenlik adabını sahiplenen bir marka... O yıllarda çıkardığı “Centilmenliğin Kuralları” kitabı bugün unutulan birçok değeri hatırlatıyor.
YASEMİN SALİH
Her daim jilet gibi duran takım elbiseler, yelekler, kırışmayan gömlekler ve neredeyse uyurken bile bakımlı olan erkekler... Tüm bunlar Avrupa ve Amerika’da yüz yıllardır iş dünyasında etkili olan profili anlatıyor. Günümüz patron tipi de bundan çok farklı değil ancak bütün duvarlar gibi işadamını tanımlayan kalıplar da giderek yıkılıyor. Yine de Nasreddin Hoca’nın “Ye kürküm ye” şeklindeki kıssadan hissesini hiç unutmuyor, vitrine önem veriyoruz. Günümüz işadamları daha rahat olmakla birlikte yeni nesille birlikte daha bakımlı- cool bir grubun geldiği gerçeği var. Erkek bakım ürünlerinin kozmetik pazarındaki payı giderek büyürken bu durum hazır giyim ürünleriyle de paralellik gösteriyor. Gelelim centilmenlik kurallarına. Belki biraz esnetmiş, “cool” görünmenin dümen suyunda esnetmiş olabiliriz ama yine de beyefendilik serde baki. Dahası her masada yeri özel.
İşte bu hafta sizleri tam 200 yıl önce centilmenliğin kitabını yazmış bir markanın hikâyesiyle “beyefendilik raconunun” geçirdiği yolculuğa çıkaracağız. Anlatıcımız ise 1818’de Amerika’yı takım elbiseyle tanıştıran ve o yıllardan bugüne temellerini centilmenlik üzerine atan bir markanın Türkiye temsilcisi. Rahmi Koç’un Türkiye’ye getirdiği Brooks&Brothers markasının Türkiye Genel Müdürü Füsun Kuran, “Markanın DNA’sında centilmenlik var” diyor. Başkan Lincoln’den Madonna’nın dansçılarına kadar klasik ya da çılgın, kendi dünya görüşünde “centilmen” olan herkesin Brooks&Brothers ürünlerini giydiğini hatırlatan Kuran’a göre 13 yıl önce İtalyan Cladio Del Vecchio başkanlığındaki RBA’nın satın almasıyla Avrupa’ya açılan markanın Türkiye’deki performansı herkesi şaşırtıyor.
“Biz centilmen ve leydilerin markasıyız” diyen Kuran’dan birçok kuruluş tarafından referans kabul edilen Brooks&Brothers’ın çıkardığı centilmenlik ve leydilik kurallarının anlatıldığı kitapla ilgili de bilgiler aldık.
İşte eskimeyen 24 kural...
“Zarifçe kaybedin cömertçe kazanın”
• Her zaman “lütfen”, “teşekkür ederim” ve “kusura bakmayın” ifadelerini kullanın.
• Her zaman sıranızı bekleyin.
• İltifat ederken eli açık, eleştiri yaparken eli sıkı olun.
• Kendi çocuğunuz dışında hiçbir çocuğu davranışıyla ilgili uyarmayın, kendi çocuğunuzu da baş başa kaldığınızda uyarın, başkalarının yanında disipline etmeyin.
• Ne istediğiniz konusunda net olun.
• Tutarlı olun.
• Sinir krizleri yaratacak durumlara izin vermeyin.
• Sinirlerinize hakim olun.
• Yanlış olduğunuzda kabul edin, gerektiğinde özür dileyin.
• Kelimeler can yakabilir, bunu silah olarak kullanmayın. • Kendi ideolojilerinizi empoze etmeyin, farklı ideolojilere saygı duyun. • Aynı fikirde olmama durumunu kabullenin.
• Zarifçe kaybedin, cömertçe kazanın.
• Talep edilenden daha çok verin.
• Gerekenden fazlasını üstlenmeyin.
• Bulunduğunuz yeri bulduğunuzdan daha temiz bir durumda bırakın.
• Kabalığa kabalıkla karşılık vermeyin.
• Kapının arkadan gelenin yüzüne kapanmasına asla izin vermeyin.
• Ayakkabılarınızı her zaman cilalı ve temiz tutun.
• Başkalarını rahatsız edecek şekilde telefonda konuşmayın.
• Bir centilmen her zaman cebinde nakit taşır. Ne zaman bir hizmetliye bahşiş vereceği belli olmaz.
• Bir centilmen sofradan kalkarken “izninizle” der. Tuvalet veya telefon ihtiyacı, ne için kalktığını açıklaması gerekmez.
• Bir centilmen hiçbir zaman aynı kot pantolonunu iki gün üst üste giymez. Genel hijyen kurallarını ve nezaket kuralları gereği her giyim arası yirmi dört saat geçmesi gerektiğini bilir.
• İş saati sonrası, restorana giden bir centilmen, sofraya oturduğu an telefonunu titreşim moduna alır. Sofrada oturduğu süre boyunca mesajlarını kontrol etmez veya mesaj göndermez.