İŞKUR eğitimleriyle hem işveren hem işsiz kazanıyor

Değişim Yelpazesi'nin bu haftaki konuğu İŞKUR'un İstanbul Müdürü Muammer Coşkun.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Değişim Yelpazesi'nin bu haftaki konuğu İŞKUR'un İstanbul Müdürü Muammer Coşkun. Kendisiyle İŞKUR'un çeşitli eğitim kurumları ve istihdam bürolarıyla gerçekleştirdiği mesleki eğitimler üzerine konuştuk.

DY: Muammer Bey , İŞKUR ‘un işsizlikle mücadele ve kalifiye eleman yetiştirme amaçlı çeşitli mesleki eğitimleri var. Özellikle eğitimlerin yetişmiş eleman açığı olan alanlarda yaygın olduğunu görüyoruz. Bugün en çok hangi alanlarda mesleki eğitim veriyorsunuz?

MC: Kesinlikle, eğitimler özellikle yetişmiş eleman eksikliği olan alanlarda veriliyor. Estetisyenden gişe memuruna, bordrocudan çağrı merkezi elemanına kadar her meslekten ve sektörden eleman yetiştiriyoruz. Hangi alanlarda daha çok mesleki eğitim veriyorsunuz diyecek olursanız, İstanbul'da ağırlıklı olarak hizmet sektörü. İşgücümüzün %59-60'ı hizmet sektöründe çalışıyor. Biz de eğitimlerimizin çoğunu hizmet sektörüne yönelik düzenliyoruz. Sanayi sektöründe çalışanların oranı İstanbul' da yaklaşık %32, buna paralel olarak eğitimlerimizin aşağı yukarı %30-32'lik dilimi sanayi sektörüne yönelik.

Hizmet sektöründe belli meslekler ön plana çıkıyor. Örneğin, İstanbul alışveriş merkezlerinin çok yoğun olduğu bir şehir. Dolayısıyla, satış elemanı, tezgahtar gibi görevlerde bulunan çalışanlar güzellik sektörüyle yakından ilgileniyor ve güzellik merkezlerinde, kuaförlerde veya cilt bakımı merkezlerinde çalışabilmek için bu alanda kurslara katılmak istiyorlar.

Ayrıca, ticaretle, girişimcilikle ilgili eğitimler programlarımızın büyük bir ağırlığını oluşturuyor. Datassist firması ile gerçekleştirdiğimiz bordrolama eğitimi Türkiye'de bir ilkti, şimdiye kadar ülkemizde bordro alanında böyle kapsamlı bir eğitim yapılmamıştı. Datassist'in MEB'e onaylattığı eğitim programı çerçevesinde bordro elemanı yetiştirmeye devam ediyoruz.

DY: Bordro ve özlük işleri alanında verilen eğitim nasıl ortaya çıktı?

MC: Daha önce beraber çalıştığımız sektörlerden bu alanda bir eğitim talebi mevcut değildi. Datassist'in Satış Müdürü Öznur Yamaç bizimle görüştü ve eğitimin amacını ve içeriğini anlattı. Hedefini, 'Eğitimle kalifiye bordro elemanı yetiştireceğiz ve eğitimi tamamlayanların en az %50'sini işe yerleştireceğiz' diye özetledi. Bizim için %50 işe yerleştireceğiz dediğinde iş bitmiştir!

Programınızı getirin kapsam içinde ne yapılması gerekiyorsa yapalım ve hizmet alımına geçelim dedik. Datassist, hemen MEB ağırlıklı programı ayarladı. Biz de burada bizim mevzuatımız gereği yapılması gerekenleri hızla çözerek programı uygulamaya koyduk. Mezun olanlardan bazılarını da Datassist kendi bünyesinde istihdam etti. Bu güzel bir olay, önemli olan işsiz olan veya okuldan yeni mezun olup ne tür bir işte çalışacağını bilemeyen gençlerimizi bu tür eğitimlerle meslek sahibi yapmak ve işgücüne katılmalarını sağlamak. Datassist buna ışık tuttu, teşekkür ediyorum kendilerine.

     

DY: Eğitim projesinin tasarlanmasında ve eğitimin verilmesinde hangi kurumlarla çalışıyorsunuz?

MC: Şu kurum diye isim vermek yanlış olabilir. Biz tüm kurumlarla çalışmaya açığız. MEB'e bağlı kurumlar, özel eğitim kurumları, üniversiteler ve meslek örgütleriyle çalışıyoruz. Hangi kurum eğitim verme yetkisine ve donanıma sahipse, onunla ortak eğitimler çıkarabiliyoruz.

DY: Mesleki eğitim kurslarına iş arayanların talepleri nasıldı? Bu kurslara katılanların profili nedir?

MC: En büyük sıkıntı burada. Bizim ülkemizde işsizlik var. Gençler arasında işsizlik oranı normal işgücündeki işsizlik oranının 2 katı. Bunca genç işsiz olmasına rağmen, düzenlediğimiz bazı mesleki eğitimlere kursiyer bulmakta zorlanıyoruz. Datassist'in bordro eğitimlerine katılım yüksek diyebilirsiniz, bunun en belirgin sebebi gençlerin ofis işini tercih etmesi. Bu tür ofis elemanlarına yönelik kurslarda kursiyer bulma gibi bir sıkıntımız yok. Sahada veya çağrı merkezinde çalışacak eleman yetiştirmek üzere kurs açtığımızda ise durum çok farklı. Öyle gruplar var ki yeterli sayıda kursiyer katılımı sağlanamadığı için eğitimi başlatmak mümkün olmuyor. Örneğin, çağrı merkezleri genç ve dinamik bir yapıya sahip, hızla gelişen bir sektör olmasına karşın, bu alanda eleman yetişmek için düzenlediğimiz kurslara katılım oldukça düşük oluyor.

DY: İŞKUR eğitimine katılmak gençlere ne gibi avantajlar sağlıyor?

MC: Öncelikle, bizim bütün kurslarımız iş garantili. Kursa gidenler herhangi bir ücret ödemiyor, bilakis biz onlara asgari ücretin % 50'sini aylık olarak veriyoruz. Genel sağlık sigortalarını yapıyoruz, iş kazası meslek sigorta primlerini yatırıyoruz. Özetle, kursiyerler hiçbir ücret ödemeden kursa katıldıkları gibi, günlük 15 TL cep harçlığı alıyorlar. Kursu tamamladıklarında MEB onaylı sertifika veriyoruz ve eğitim aldıkları alanda işe girmelerine vesile olmaya çalışıyoruz.

DY: Örneğin, sosyal bilimler fakültesinden yeni mezun hangi alanda iş hayatına başlamak istediğinden emin olamayan ancak yeni şeyler öğrenmeye istekli bir gence böyle bir eğitime katılmasını tavsiye eder misiniz? Bu tür bir mesleki eğitimin kişiye ne gibi artıları olur?

MC: Kesinlikle tavsiye ederim. Bizim üniversite mezunları içerisindeki işsizlerin oranı toplam işsizlerin içinde % 15-16'lara denk geliyor. İşsizlerin birçoğunu zaten sosyal bilimlerden fen edebiyat fakültelerinden mezunlar oluşturuyor. Bu fakültelerdeki eğitim hiçbir şekilde mesleki beceriye dayanan, branşlaşmış bir eğitim modeli değil. Yüzbinlerce öğrenci mezun oluyor üniversitelerden ancak bu gençler iş becerisine odaklı bir eğitim almadığından okul bitince sudan çıkmış balık gibi ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bunlar kamu personeli sınavına katılıyorlar, bir devlet memuru olayım diye uğraşıyorlar. Burada herkesin kazanma şansı yok. Dolayısıyla, bir kısım mezun sınavı kazanamayıp işsiz kalıyor.

Bu insanların işgücüne kazandırılması gerekiyor. Bizim düzenlemiş olduğumuz bu kurslar özellikle bu alanlardan mezun olmuş gençlerimiz için bir fırsat penceresi. Bu eğitimi çok iyi değerlendirirlerse, buradan meslek sahibi çıkacaklarını düşünüyorum.

Diğer taraftan, aslına bakarsanız İŞKUR eğitimlerine başvuranların içinde üniversite mezunlarının oranı biraz düşük. Daha çok özel istihdam büroları, danışmanlık şirketleri aracılığıyla beyaz yakalı işlere başvuruyorlar. Bu aracı şirketlerde onlara herhangi bir mesleki eğitim verilmiyor. Onların yönlendirdiği işverenler de deneyimsiz oldukları için bu adayları işe almıyor. Bir mesleki becerileri olmadığı gibi, iş bulmakta sıkıntı çekiyorlar. Bizim onlara tavsiyemiz, buradan çağrı yapalım, İŞKUR ile diyalog halinde olmaları ve düzenlenen kurslara katılarak bir meslek sahibi olup hızla iş hayatına atılmaları.

DY: Şirketler bu tür eğitimlerden mezun kursiyerleri işe almaya daha sıcak bakabiliyor mu? Nedir İŞKUR'dan eğitim almış bir kişinin şirkete getireceği fayda?

MC: Şirketler için mesleki eğitimden geçmiş eleman almanın yanında mali avatajlar söz konusu. Hepimizin bildiği gibi, 6111 sayılı kanun Şubat ayında yayınlandı. Kanunun 74. maddesine göre; işletmeler son 6 aylık ortalama çalışan sayısına ilave olarak meslek lisesi mezunu, meslek yüksek okulu mezunu veya İŞKUR olarak tarafımızdan düzenlenmiş kurslara katılan bir kişiyi işe aldıklarında, iş verenlere sosyal güvenlik kurumuna yatırmış oldukları işveren payı sigorta primi, işsizlik sigorta fonundan ödenir. Ayrıca, işveren payı sigorta primi daha önceden olduğu gibi yalnızca alt kazanç üzerinden değil, brüt ücret üzerinden hesaplanarak devlet tarafından karşılanır. Bu durum da, işverenin üzerindeki yükü %14 oranında azaltır. Özetle, İŞKUR eğitiminden mezun bir kişiyi işe alan işveren bu mali avantajdan yararlanır. 

DY: Yani, hem şirkete hem de alanında eğitim almış elemana mesleki eğitimlerin  önemli avantajları oluyor. Peki bu durum sonuçlara nasıl yansıyor? Kursiyerlerin işe alınma oranı nedir?

MC: İŞKUR tarafından düzenlenen eğitim projeleri zaten istihdam garantili. Yani kurum bize gelip eğitim yapmak istiyorum dediğinde biz eğitim yapmıyoruz. Yetiştireceği iş gücünün % kaçını işe yerleştireceğini soruyoruz.

İşe alınma oranına gelince, 2011 yılı son döneminde yapmış olduğumuz eğitime katılan kişilerin ve mezun olanların %45'i işletmelerde çalışıyor ve bu işletmeler biraz önce sözünü ettiğimiz teşvikten yararlanıyorlar.

DY: Nitelikli elemana ihtiyaç duyan bir işveren olarak İŞKUR'la nasıl ortak çalışma yapabiliriz?

Öncelikle işverenlerin hangi meslekte eleman ihtiyaçlarının olduğunu belirlemesi gerekli. İşveren belirlediği meslek ile ilgili kendi işletmesinde eğitim verme yeteneği ve donanımına sahipse, direkt işletmede eğitimi başlatıyoruz. Eğitmen olarak da, mevcut çalışanlar içinden en az 2 yıllık üniversite mezunu ve usta öğreticilik belgesi olan kişileri kabul ediyoruz.

İşveren, tayin ettiği eğitmen ile kendi işletmesinde kendi seçtiği elemanları yetiştiriyor, kurs bittikten sonra da yetiştirdiği elemanların en az %50'sini işe almayı taahhüt ediyor. İşe aldığı bu elemanları en az 3 ay süreyle çalıştırması ve bunu İŞKUR'a belgelemesi gerekiyor. Eğitim esnasında işverenlerin hiçbir yükümlülüğü yok. İŞKUR olarak biz sağlık sigortasını ödüyoruz, kursiyerlere cep harçlığı da veriyoruz.

 

www.datassist.com.tr