Özel günlerin özel markaları
Özel günlere 'özel' iletişim planlayan markalar için doğru kurgulanan stratejiler başarının anahtarı oluyor.
Her yıl markaların birbirleriyle yarıştığı bir 14 Şubat Sevgililer Günü daha gelip çatmıştı… Vahşi Yaşamı Koruma Derneği yöneticileri, derneğe bağış toplamak için kampanya fikirlerini gözden geçiriyorlardı. Toplantı salonunda - çoğu belki onlarca kez tekrarlanan – ağızlarında güllerle gezen filler, aşık kaplanlar, kalp şeklinde bir havuzda yüzen su aygırları gibi örnek görseller inceleniyordu. Sonunda bir çalışan 'Elimizdeki otantik hayvanlar arasında en uzun yaşayanı hangisi ?' sorusunu soruverdi… Sonrası ise çorap söküğü gibi geldi. Hayvan bilimciler için bu sorunun yanıtı açıktı; 'Hamam Böcekleri'. Peki bu 'sevimli' canlıları nasıl olup da aşkın sembolü olarak görülen kalpler, muhteşem çiçekler, romantik mum ışıklarının önüne geçirebilirlerdi ki ? Marka, sonunda sosyal medya aracılığıyla bir çağrı yaptı ve ellerindeki binlerce Madagaskar Hamamböceğine sevdiklerinin ismini vermeleri için aşıkları davet etti. İsim verilen her bir böceğe karşılık ise 10 dolar gibi sembolik bir rakam koydu. İsmi bir hamamböceğine verilen her kişiye 'Artık bahçemizde sizin isminizle yaşayan özel bir canlı var' yazılı birer sertifika gönderdi. Sosyal medyada yüzbinlere ulaşan derneğin yönettiği hayvanat bahçelerinin sosyal medya sitelerinde hayata geçen kampanya sayesinde 6 bin kişi sevdiğine böyle 'eşsiz' bir hediye armağan etti. 60 bin dolar ise derneğin kasasına girmiş oldu.
Bugünün dijital dünyasında özel gün iletişimi farklı bir boyut kazanmış durumda. Ancak satışları artırmak, yaratıcı olmak için birbiriyle yarışan markalar stratejiyi doğru kurmak ve kaş yaparken göz çıkarmamaya dikkat etmek zorunda.
Özel günlere özel kurgu
'İnsanların duygularını tetiklediğiniz, hayatlarına dokunduğunuz ölçüde satış yaparsınız.' şiarından yola çıkan markalar için özel günler cirolarını katlayabilecekleri günler haline çoktan geldi. Kimimize göre uzun ancak tarih sahnesine göre çok kısa sayılacak son 20 yıllık zaman zarfında özel günlere verilen önem giderek arttı. Sevgililer Günü bir zamanlar belli belirsiz bir günken, bugün Ocak başından itibaren bir çok markanın henüz yılbaşı yorgunluğunu atmadan giriştikleri bir yarış haline geldi. Basın da bu değişimden nasibini aldı, hatta reklam verenlerin de talebiyle onlar da bu değişimin tetikleyicisi oldu. Sevgililer, anneler, babalar günlerine özel çıkarılan gazete ekleri, sayfalarca haber, dergilerin özel sayıları marka haberleriyle dolup taşarken, dijital dünya da bu trendin bir parçası oluverdi. Tüketici ile anlık etkileşim gücünü arkasına alan sosyal medya, belirli günlere özel yarattıkları kurgu ile duygu dünyasına sesleniyor, kazandırıyor, oynatıyor…
100 kişiden 71'i hediye peşinde
Krizlere rağmen tüketim çılgınlığı ile büyüyen bir nesle sahip olan ABD'de sadece Anneler Günü'nde 18 milyon dolarlık satış yapılıyor ve bunun yüzde 25'i online kanallardan gerçekleşiyor. Türkiye'de ise Tüketiciler Birliği'nin yaptığı bir araştırmaya göre 'bayramlarda birine asla hediye almam' diyenlerin oranı yüzde 46 iken, bu rakam Sevgililer Günü, anneler günü gibi günlerde yüzde 29'a düşüyor. Yani her 100 kişiden 71'i birilerine hediye alma peşinde... Ancak bu 71 kişinin markanızı seçmek için önemsedikleri şeye kampanyanın başlangıç sürecinden itibaren pür dikkat kesilmek gerekiyor: Samimiyet. Stanford Üniversitesi Pazarlama Profesörü Jennifer Aaker, "İnsanlar yapay ve yapmacık olan şeylere karşı bir rahatsızlık duyarlar. Biz gerçek ve otantik olan şeylere ilgi duyarız. Ayrıca mutluluğu severiz ve acıdan da uzak dururuz. Bunlar da pazarlama ve iletişim mesajlarımızı belirlerken bize yön gösterecek hususlar" diyor.
Tüketici robot değil
Gerçekten de tüketici bir robot değil. Az rekabetin dizginleri markanın eline verdiği günler geride kaldı ve bugün alternatifler dünyasına yaşayan tüketici gücünün farkında. Tüm iletişim faaliyetlerinde olduğu gibi özel günlerde de tüketicilerin yaklaşımlarının detaylı bir biçimde incelenerek nokta atışı yapılması önem kazanıyor. Çünkü sırf kampanya yapmak için oluşturulan kampanyalar markaya yarardan çok zarar verebiliyor. Özel günler için kurgulanan kampanyalarda müşteri tarafından sezilen samimiyetsizlik müşteri kaybına yani pozitif amaçlarla yapılan bir girişimin negatife dönüşmesine sebep olabiliyor. Tüketime ve satışa odaklanırken müşterinin beklentilerini iyi analiz etmek, taleplerini doğru algılamak ve buna uygun bir strateji geliştirip satışa yöneltmek önemli.
Sosyal medyada haksız çıkmak
Markaların sosyal medya hesaplarında özel günler için düzenledikleri yarışma, kampanya gibi uygulamalara ciddi hassasiyet göstermeleri gerekiyor. Twitter'da hashtag ile retweet ve Facebook'ta uygulamalar üstünden çeşitlilik gösterebilen bu yarışmalar marka bilinirliğini arttırıp tüketici ile marka arasında bağ oluşturabildiği gibi, yanlış kullanıldığında veya katılımcılar bir haksızlık olduğunu hissettiğinde de tam ters yönlü bir etki yaratabiliyor. Örneğin Twitter'da yapılan ve marka mesajını 'en fazla retweet' edenin ödül kazandığı bir özel gün yarışmasında, diğer katılımcıların hileli uygulamalarla rakamları şişirdiklerini anlayan diğer katılımcılar ciddi tepki gösterdi. Özel günlerde daha da hassas olan tüketicinin gözünün içine baka baka hile yapan kişilere verilen ödül adeta öfke patlamalarına yol açtı. Markaya kırgınlık hızla kızgınlığa dönüşecek ve ardından da müşterileriniz sesini çıkarmaya başlayacaktır.
Farklı KOBİ'ler için fırsatlar
KOBİ'ler için özel günlere ulaşmak eskisinden daha kolay. Reklam, pazarlama bütçesi çok kısıtlı olan, bu yüzden de yazılı basına ulaşamayan çok sayıda KOBİ sosyal medya fırsatlarını değerlendirebilir. Öyle ki ürününüzü iyi konumlayarak çalışacağınız bir kampanya ile müşterilerinize ulaşmak ve olumlu bir algı yaratmak çok daha kolay. Ancak özel günlerde iletişim kurmak etkili olsa da, aklınıza gelebilecek her markanın bu günlere özel iletişim planı kurguladığını unutmamak gerekiyor. Belki de sizin için doğru gün 14 değil 15 Şubat… Pirincin taşını önceden ayıklamak pilavda taş yemenizi engeller, bunun için stratejiyi kurun, doğru kurguyu hazırlayın ve unutmayın tüketiciniz samimiyet termometresini artık cebinde bile değil, elinde taşıyor.
ÖZEL GÜNE ÖZEL İLETİŞİM İÇİN
• Kampanyanızın bir stratejisi olsun.
• Hedef kitlenizi iyi belirleyin
• Hangi özel güne odaklanacağınızı yıl başında belireyin ve odaklanın
• Rakipleri izleyin
• Kampanyanızın özel bir web sitesi olsun.
• Katılım koşullarınızı açıkça belirtin.
• Eğer dijital peşindeyseniz profesyonellerle çalışın veya danışın
• Kriz planınız her zaman olsun. Unutmayın müşterinizle iletişim krizlere her zaman açıktır.
• Özel günler için online satış planlıyorsanız lojistik ve altyapınızı iyi kurgulayın.
• Müşterilerinizin eleştirilerine kulak verin
• İnsanların özel günlerde daha hassas olduğunu unutmayın.
• Kampanyanızı basın ile paylaşmak ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamak için de basın ile paylaşacağınız bir metin ve kampanya görselinizi hazırlayın.
Dijital pazarlama ve e-ticarette istihdam pazarı büyüyor
Sosyal medya, mobil uygulamalar, e-ticaret ve dijital pazarlama sektörleşirken, kendi mesleklerini ve istihdam piyasasını da yaratmış durumda. Çoğunda henüz resmi eğitim imkânı bulunmayan bu konularda kendini yetiştiren az sayıda "alaylı" uzmana talep artıyor. İnternet ve mobil mecranın, istihdamda da kendi kurallarını yarattığını söyleyen Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz , "Kariyer.net’te belki iki üç yıl önce adı bile geçmeyen bazı uzmanlar için firmalardan gelen talep, dikkat çekici boyutlara ulaştı. Sosyal medya uzmanı, arama motoru optimizasyonu (SEO) uzmanı, e-ticaret uzmanı, mobil içerik geliştirme veya mobil pazarlama uzmanı gibi pozisyonlar için yayınlanan iş ilanlarının sayısında her yıl bir önceki yıla göre iki üç kata varan artışlar gözleniyor. İlan sayıları hala az ama bu alanlarda deneyim ve bilgi sahibi olan adaylar çok iyi koşullarda iş bulabiliyor." diyor. Rakamlar da oldukça ilginç.. Kariyer.net’te bilişim sektöründe, 2012 yılı boyunca bir önceki yıla göre %19 artışla 12.650 iş ilanı yayınlandı. Böylece Bilişim, geçtiğimiz yıl en çok istihdam yaratan 3. sektör oldu. Bilişim sektörünün alt sektörlerinden biri olarak ayrıştırılan internet sektöründe bu rakam 1356 iş ilanı olarak gerçekleşti. Artık başlı başına bir sektör haline gelen e-ticarette ise önceki yıla göre % 37 artışla 938 iş ilanı yayınlandı.
Henüz bu alanlarda birkaç sertifika programı dışında resmi bir eğitim olmadığı için, dijital istihdam piyasası henüz "alaylı" profesyonellerin elinde. Bu yüzden Kariyer.net’te bu uzmanlar için verilen iş ilanlarında "deneyim" şartı öne çıkıyor. "Daha parlak koşullarda iş sağlayan alanlar, her sektörde olduğu gibi bilişimde de hep en son teknolojiyle ve en son trendlerle ilgili olanlar" diyen Azoz, özellikle dijital istihdam piyasasında kendine yer bulmak isteyen profesyonellerin sürekli öğrenmeyi bir yaşam felsefesi haline getirmesi gerektiğinin altını çiziyor. Çünkü bilişimin herhangi bir alanında uzmanlaşmak için resmi eğitimin üzerine mutlaka yeni bir şeyler öğrenmek ve kendini geliştirmek çok önemli.
e-ticaret iş arayanların gözdesi
Kariyer.net’te 5 bin 319 adayın katılımıyla gerçekleştirilen anket, iş arayanların e-ticaret alanındaki iş fırsatlarına oldukça sıcak baktıklarını ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 80’i e-ticaretin kariyer anlamında gelecek vaad ettiğini düşünürken, bu alanda eğitim almak ve kariyer yapmak isteyenlerin oranı da sırasıyla %71 ve %78 olarak dikkat çekiyor.
e-ticaret alanındaki iş fırsatları sizce gelecek vaad ediyor mu?
Evet %80
Hayır %20
e-ticaret alanında eğitim almak ister miydiniz?
Evet %71
Hayır % 29
e-ticaret alanında kariyer yapmak ister misiniz?
Evet %78
Hayır %21