İletişimde modayı yakalayın
Pazarlama iletişim dünyasında akımları, trendleri izlemek ve buna uygun bir stratejiyle ilerlemek büyük önem taşıyor.
Güzel eski günlerde ‘moda’ giyim sanayiinde kullanılan bir terimdi. Artık hemen ker sektörün kedine özgü modaları var. Modadan kastımız dönemsel olarak herkesin ilgi duyduğu akımlar… İletişim dünyasında da bu akımların sıkılıkla etkisi altında kalıyoruz. Bu akımları hızla yakalayıp buna uygun bir içerik yaratarak, jargonu yakalamak zamanın ruhu denilen peri tozuna da yüz sürmek anlamına geliyor. Son dönemde sosyal dünyamızın bir hayli zengin olması bu akımların çoğalmasını da sağlıyor. Bir dönem kafamızdan aşağı buz kovaları döküp birbirimize meydan okuduk, bir başka dönem sosyal medya profillerimizi gökkuşağı renkleriyle süsleyip hümanist mesajlar verdik, dans eden bebeklerle çeşit çeşit markanın reklamlarını izledik… Peki şu anda hangi akımların etkisine girdik, kim neler yapıyor? Akımlar bizlere neler söylüyor…
Hayvan dostu olmak
Dünyanın giderek daha kötü bir yer haline geldiğini hissettiğimizden midir bilinmez, başka türlere olan duyarlılığımız her geçen gün artıyor. Hemen herkes sokakta kedi, köpekleri besliyor, markalar, kurumlar, belediyeler ardı ardına kedi evleri projeleri yapıyor, soğukta kalmamaları için kampanyalar düzenleniyor. Şişli, Kadıköy, Beşiktaş Belediyesi gibi duyarlı kamu kurumları hayvan projeleriyle gündeme geliyor, N11, Adore Mobilya gibi kurumlar yine hayvan dostu projelerle tüketicisinin kalbini yumuşatıyor. Adore Mobilya üretimden arta kalan parçalarla kedi evi yapıp, 10TL kargo ücretini ödeyenlere gönderiyor. Sosyal medyaya o kadar çok beğeni aldı ki, şirket bir günde 2 bin kedi evinin tükendiğini açıklayıp hayvan severlere teşekkür etti. Hayvanları sevin, saygı duyun, koruyun… Bütün bunları yaparken işinizle bağdaştıracak bir projeyle çıkagelin, sonrasını sosyal dünyaya bırakın…
Be like Bill (Bill gibi olun)
İnternet meme internette hızlıca yayılan viral anlamına geliyor. 2016’nın ilk memesi olarak görülen ‘Be like bill’ de bu akımlardan biri… Genel olarak sosyal medyada insanların sinir bozucu davranışlarına odaklanan bir çöp adam olan Bill, eğriyi doğruyu hatırlatıyor, kulağa küpe önerilerle geliyor. Aslında, çok uyaranlı dünyanın az düşünen günümüz insanlarına bir nevi basit, eğlenceli taktiklere yol gösteriyor. Bill, kadar büyük bir hızla yayılıyor ki, her dilde her konuda çevrelerin ilgisini çekmiş durumda. Markalar da eminim bu meme çılgınlığından nasibini alacak. Bill’in yaratcıları şimdiden markalarla işbirliği için kolları sıvamış durumda.
Geçen seneniz nasıl geçti
Kişiye özel içerik, ürün, servis yaratmak markaların gündeminde…Herkes kendinden bir şeyler bulmak istiyor. Yemeksepeti bir önceki yılki siparişlerinizin listesini çıkarıp bunu da kişiye özel bir virale dönüştürmeyi başardı… Kişiler bir önceki yıl ne yediklerini, özel bir video kurguyla görme şansı elde ederken, paylaştıkça paylaştılar… Yine Vodafone benzer bir uygulamaya ünlü Şovmen Beyaz ile imza attı. Gecesenem.vodafone adresine giren Vodafone kullanıcıları geçen senelerinin nasıl geçtiğini Beyaz’dan dinleme fırsatı buldular.
Tüketici, meseleye tamamen duygusal bakıyor
‘Bir ünlü bul, ürününü sat’ devri geride kalıyor. Tüketici markanın sosyal değerini, topluma katkısını ürünün niteliğinden daha fazla sorguluyor. Pazarlama departmanları açısından ders niteliğinde bir örnek Oba Makarna’dan geldi. Oba Makarna’nın reklam filmi için Esra Erol’a 3 milyon TL ödediğini belirten Tüketici Birliği Federasyonu anında sert bir kampanya ile cevap verdi. ‘Oba Makarna yemiyor, Esra Erol seyretmiyoruz’ kampanyası internette yankı uyandırdı, konuyla ilgili açıklama yapan Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Sosyal gerçeklikleri göz ardı eden bu reklâm anlaşması, tüketiciyi rahatsız etmiştir” dedi. Adına ister meme, ister akım, ister moda diyelim belli dönemlerde insanları etkileyen bir ideolojik, felsefi veya tamamen magazinsel akımlar oluyor.
İnternet ile hızlanan iletişim de bunları yakalayıp, hassas bir terzi edasıyla üzerine uyduran her ölçekte marka için fırsat eşitliği yaratıyor. Gelecek teknolojiyle şekillenedursun, Unilever ile Adore Mobilya’nın eşitlendiği bir dünyada, gördüklerimiz henüz bir başlangıç…