Artan kalabalıkta yolu inovasyonla bulmak

Teknoloji devleri Samsung ve Apple'ın arasında giren 1 milyar dolarlık husumet inovasyon mu taklitçilik mi sorusunu gündemin baş sıralarına yerleştirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Geçtiğimiz hafta dünya gündemine bomba gibi düşen Samsung&Apple arasındaki davanın sonucu dev şirketlerin bile söz konusu inovasyon olunca ne kadar naif olabileceğini gözler önüne serdi. Bir Amerikan mahkemesi, Güney Koreli Samsung'un rakibi olan Amerikalı Apple'ın ürünlerinden 'ziyadesiyle' etkilendiğine kanaat getirdi. Apple ve Samsung'un patentleriyle ürünlerinin bir bölümünü karşılaştıran mahkeme, sonunda Samsung'un Apple'a yaklaşık 1 milyar dolar tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi. Bu davanın herhalde en büyük sonucu Samsung'un Apple'ın yaptığı yenilikleri uygulayan bir takipçi olarak dünya kamuoyu nezdinde belgelenmesi oldu. Steve Jobs ne demişti?
“Lider ile takipçiyi birbirinden ayırt eden inovasyondur” İşte mahkeme, şimdi kimin lider, kimin ise takipçi olduğuna bir açıklık getirdi. Davanın bir başka sonucu ise inovasyon süreciyle ilgili… Mahkemenin kararı, inovasyonu ilk yapanın elde etmesi gereken tekel rantının korunması yolunda bir emsal olacak nitelikte. Yenilik üzerinde ilk düşünen, bunun için, emek ve kaynak harcayanın bu işten bir kazanç elde etmesi gerektiği herhalde açık. Gerçekten de yeniliği yapan rantı elde etmezse, o zaman kimse yenilik yapmak için Ar-Ge yapmaz, emek ve kaynak ayırmaz. Patent, marka, inovasyon kavramları hayatın içine her geçen gün daha fazla entegre olurken, resmin geneline bakmakta fayda var.

REKABETTE BENZER ÜRÜNLER

Birbirine benzeyen binlerce ürünün raflarda yerini aldığı bugünlerde hem üretici hem de tüketici için çetin günlerden geçiyoruz. Artan rekabet ürünler arasındaki farkı sıfır noktasına doğru çekiyor. Öyle ki artık herkes en iyisini, en kalitelisini üretebiliyor. İletişim teknolojilerinin ışık hızıyla yarıştığı bir dönemde, her türlü bilgi her an her yerde.- Coca Cola'nın gizli formülü bir her an bir yerde karşınıza çıkabilir!- Böyle bir ortamda üreticiler, neredeyse aynı bilgi ve teknoloji havuzunu kullanıyor. Durum böyle olunca aradan sıyrılmak önemli bir strateji olarak karşımıza çıkıyor. Diyelim ki markalar bir hizmet üretti, yeni bir marka yaratı ve rakiplerine fark attı. Bu süreçte ise karşılarına çok dikkatli olmaları gereken zorlu bir yol çıkıyor. Karanlık ve dikenli bir yolda her an elinizdeki değerlinizi çalmaya çalışan hırsızların-veya daha incelikli bir söyleyişle, “ilham alıcıların”- beklediği bir ortamda kendinizi korumak durumundasınız. Taklit edilmeyi önlemek, bir an önce patent hakkını almak ve ardından geride kalan rakiplere el sallamak gerekiyor.

PATENT BAŞVURULARI ARTIYOR AMA YETERSİZ

2011 yılının ilk altı ayında 4 bin 800 olan patent başvuru sayısı, 2012'nin Temmuz ayında 5 bin 700'e ulaştı. Ancak yetkililere göre bu oran hiç de tatmin edici değil. Çünkü patent başvuru sayıları sadece ülkelerin yenilik üretme kapasitelerini değil, aynı zamanda gelişmişliğini ve refah seviyesini de gösteriyor... Marka mülkiyetinin işleyişine bir bakalım. Sınai mülkiyet hakları temelde üçe ayrılıyor. Üretilen mal veya hizmetlerin adı yani kimliği marka olup, "marka tescili" ile korunuyor. Marka tescili hak sahibine 10 yıl süre ile koruma sağlıyor ve her 10 yılda bir yenilenerek bu hak elde tutuluyor. Yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlar ise "patent" verilerek korunuyor. Tercih edilen koruma sistemine göre, 7 veya 20 yıl süre ile koruma elde etmek mümkün. "Tasarım tescili" ise ürünlerin dış görünümünü korumakta olup, ürünlerin şekil itibariyle taklit edilmesini önlüyor ve 25 yıllık koruma sağlıyor. Gelişen piyasalar, teknolojik yatırımlar, bilginin özgürce dağılması ve dünya çapında geliştirilen ticari ilişkiler bilginin değerini çok daha fazla artırmış durumda.

PATENT ALMAYAN ŞİRKET AYAKTA KALAMAZ

Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yaman Karadeniz'e göre ise bugün Türkiye'de hemen hemen her şey üretilebilirken neden hala 'gelişmekte olan bir ülke' olduğumuz bir muamma. Karadeniz, Marketing Türkiye Dergisi'ne yaptığı açıklamada, "Sanayinin birçok dalı Türkiye'de üç aşağı beş yukarı uygulanıyorken neden hâlâ bizler gelişmekte olan bir ülkede yaşıyoruz? Bundan daha da önemlisi sanayicimiz neden rekabetçi değil?" diye sorarak durumu şu sözlerle anlatıyor:

"Teknoloji üretmek elbette ki ağızdan çıktığı kadar kolay bir iş değil. Elbette ki Türk usulü 'hadi teknoloji üretelim' diye başlayıp üretilemez. Fakat iyi bir strateji belirlenip ciddi adımlar atılması gerekiyor. Dünyada teknoloji üreten ülkelere bakıldığında aslında birçoğunun geçmişte bizlerden çok geride olduğu söylenebilir. Teknoloji üretiminin en önemli göstergesi patentler. Patent; yeni olan, sanayiye uygulanabilen ve tekniğin bilinen durumunu aşan buluşlara verilen bir koruma belgesi. Kısaca teknik yeniliklerle veya inovasyonlarla dünyayı yerinden sarsmak gerekmiyor! Bizim sanayimiz yenilik üretme ve üretilen yeniliği patent haklarıyla koruyup rekabet üstünlüğü elde etme konusunda maalesef çok gerilerde. Dünya literatürüne yenilik üretme 'inovasyon' olarak geçmiştir. Özellikle üretim yapan şirketler inovasyon odaklı olup ürettikleri yeni çalışmaları patent haklarıyla korumadıkları sürece ayakta kalmaları mümkün değil. Ülkemizde her ne kadar 'bir yeniliğe patent almak için o yeniliğin dünyayı yerinden oynatan bir buluş olması gerekir' gibi yanlış bir kanı varsa da gerçekte durum öyle değil.

İMOVASYON ÇAĞI

Çin'i incelemiş olan, yaratıcı ve inovatif imitasyon (taklit) anlamındaki 'imovasyon' kavramını anlatan Prof. Oded Shenkar'ın sunduğu yol haritasına göre inovasyonu yapan, ortalamada ortaya çıkan katma değerin yüzde 2'sini alabiliyor. İmitasyon süresi çok kısaldığı için ilk icat eden değil, ilk patent başvurusunu yapan kazanabiliyor! Hatta, artık ne patentler ne de marka gücü eskisi kadar koruyabiliyor. Mesela Silikon Vadisi de inovasyondan çok bir imovasyon kümelenmesi. Benzer ürünler geliştirenlerden "karmaşık' pazar yapısını çözebilen ve sunduğu değerin farkına inandırabilen öne çıkıyor. Özetle, girişimci adaylarının tekerleği yeniden keşfetme eğilimini taşımaması, yerel pazarın ihtiyacını anlamaya odaklanması mevcut işleri daha da başarılı taklit etmenin önünü açabilir.Dünyaya emsal niteliğindeki Samsung & Apple davasında henüz her şey bitmiş değil. Dava belli ki temyize gidecek. Ancak görünen köy klavuz istemiyor; ayrışmak için farklı olmak giderek önem kazanırken, siz ayrışıyor musunuz yoksa taklit mi ediyorsunuz? Bu sorunun cevabını dürüstçe vermek ve gerekeni yapmak şirketinizin geleceğine yapacağınız en büyük yatırımlardan biri olabilir…

GECİKEN ADALET İNOVASYONU DA YAVAŞLATIYOR

Apple-Samsung davası işleyen adaletin inovasyon süreci açısından faydalı olduğunu gözler önüne seriyor. Dava, Nisan 2011'de açılmıştı. Yaklaşık bir buçuk yıl içinde sonuçlandı. Rakamlar davaların hızlı sonuçlandığı ülkelerin, inovasyon performansının daha yüksek olduğunu gösteriyor. TEPAV'ın konuyla ilgili raporu bu konuda çarpıcı sonuçlar içeriyor. ABD ve Güney Kore'nin hızlı karar verebilen
etkin yargı sistemlerinin, bu iki ülkenin dünyanın en yenilikçi ülkeleri arasında yer almasında önemli bir paya sahip olduğunu söylemek mümkün görünüyor. ABD'de faaliyet gösteren düşünce kuruluşu World Justice Project tarafından gerçekleştirilen “Rule of Law” projesi kapsamında geliştirilen endekslerden bir tanesi olan İdari Davalarda Gecikme Endeksinin (IDGE) ülkelerin yenilikçilik kapasitesiyle kuvvetli bir ilişki içerisinde olduğu görülüyor. ABD, Japonya ve İsveç gibi dünyanın en yenilikçi ülkelerinin IDGE değeri, Türkiye'nin de içinde bulunduğu, yenilik yapma kapasitesi düşük olan ülkelere göre daha yüksek. Bir diğer ifadeyle, idari davalar, şekilde yer alan gelişmiş ülkelerin önemli bir bölümünde, gelişmekte olan ülkelere kıyasla, sonuca daha çabuk ulaştırılıyor.
İdari davaları daha kısa sürede çözüme ulaştıran ülkelerde aynı zamanda yenilik yapma kapasitesi, yine gelişmekte olan ülkelere oranla daha yüksek görülmektedir. Dikkat çekici bir diğer nokta, gelişmiş olmalarına rağmen son yıllarda ekonomik sıkıntı içerisinde olan İtalya ve İspanya'nın da yargı sisteminin işleyişinin problemli olduğu. Yargının işleyişindeki problemleri gidermeden yenilikçilik kapasitesini geliştirmek mümkün değil, Türkiye'nin de bu konuda alması gereken çok ders olduğu aşikar.

MÜTEVAZI YENİLİKÇİYİZ

En son açıklanan Avrupa Birliği'nin İnovasyon Birliği rakamlarına göre Avrupa'da ülkeler dörde ayrılmış durumda. İnovasyon liderleri ilk kategori. İkincisi, inovasyon takipçileri. Üçüncüsü, ortalama yenilikçiler. Dördüncüsü ise mütevazı yenilikçiler. Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Latvia ve Türkiye'ye mütevazı yenilikçiler demişler. Bu ülkeler Avrupa inovasyon ortalamasının çok altında kalanlar.

• Türkiye'de 2012 yılında en çok patent koruma talebinde bulunan ülke Almanya olurken, geçen yıl Türkiye'de bin 583 patent başvuru talebinde bulunan Alman firmaları 2012'nin ilk yarısında bin patent başvurusu yaptı.

• 2011 yılının ilk 6 ayında 4 bin 800 olan patent başvuru sayısı, 2012'nin Temmuz ayında 5 bin 700'e ulaştı.

• İstanbul'da patent başvuruları yüzde 3 oranında artarak bine ulaşırken, 2011 yılında 417 başvuru yapan Ankara, 2012 yılının ilk 6 ayında 300 başvuru yaparak yükselişe geçti.

• Sanayi illeri olarak bilinen İzmir 125, Bursa ise 120 patent başvurusu yaparken, Manisa, Konya ve Kocaeli'de takiplerini sürdüren iller oldular.

• Türkiye'nin 2023'deki hedefi 50 bin yerli patent başvurusu

PATENT BAŞVURUSUNDA YABANCILAR TÜRKLERİ GEÇTİ

Patent başvurusunda yabancılar Türkiye'yi geçti. Türkiye'ye patent başvurusu yapan yabancı firmalar korumaya almak istedikleri patentlerinin sayısı ile Türk firmalarını geride bıraktı. Türkiye Patent
Enstitüsü'nün verilerini değerlendiren marka tescil ve patent ofisi Acar Patent'ten yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de 2012'nin ilk 6 ayında en çok patent koruma talebinde bulunan ülke Almanya olurken, geçen yıl Türkiye'de bin 583 patent başvuru talebinde bulunan Alman firmaları 2012'nin ilk yarısında bin patent başvurusu yaptı. Açıklamada,

"Türkiye'de en çok marka tescili yaptıran Amerikan firmaları ise patent başvurularında ikinci sırada bulunuyor. Türkiye'de patent koruması yaptıran diğer ülkeler ise İsviçre, Fransa, İtalya, Japonya ve Hollanda
oldu" denildi.

TEST

1. Türkiye'de 2012'nin ilk 6 ayında en çok patent koruma talebinde bulunan ülke hangisi oldu?

a) İngiltere
b) ABD
c) Almanya
d) Portekiz

2. Türkiye'nin 2023'teki hedefi kaç yerli patent başvurusu?

a) 500 bin
b) 50 bin
c) 5 bin
d) 25 bin

3. 2011 yılının ilk 6 ayında 4 bin 800 olan patent başvuru sayısı, 2012'nin Temmuz ayında kaça ulaştı?

a) 5 bin 700
b) 3 bin 400
c) 2 bin 500
d) 6 bin 700

4. Aşağıdakilerden şirketlerden hangisi rakip firmanın ürünlerin taklit ettiği için 1 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum edilmiştir?

a) Apple
b) Google
c) Samsung
d) Absolute

5. Avrupa Birliği'nin İnovasyon Birliği kategorilerine göre Türkiye hangi kategoride yer almakta?

a) İnovasyon liderleri.
b) inovasyon takipçileri.
c) ortalama yenilikçiler.
d) mütevazı yenilikçiler

 

1)C 2)B 3)A 4)C 5)D