Yeni trend bireysel outsourcing
Artık başka bir çağda yaşadığımızın ve çalıştığımızın farkına varmanın ve bize rutin, angarya gelen veya pek deneyimimizin olmadığı işleri uzmanlara delege etmenin zamanı…
Bir işi en şekilde yapmanın yolu kendin yapmaktır dönemi geride kalıyor. Teknoloji bizlerin tüm bilgi, deneyim, mekan, zaman üzerine kabul ettiğimiz doğruları bir kez daha düşünmeye itiyor. İşimiz en iyi şekilde yapmak için zamanla diğer meslektaşlarımızla hatta kendimizle yarışıyoruz. Kimi zaman yapamayacağımız iş yükünün altına girmek zorunda kalıyoruz. Keşke klonum olsa, keşke bana tam destek verecek bir asistanım olsa, keşke günler 28 saat olsa… Ya da durup önceliklerimizi, işlerimizde önem sırasını yeniden gözden geçirmemiz gerekli. Neleri kesinlikle kendimiz yapmalıyız? Hangi konularda yardım alabiliriz? Bazen uzun zaman alan ancak bize hiçbirşey katmayan işlerle fiziken ve ruhen ne kadar zaman kaybediyoruz bir düşünsenize… Artık başka bir çağda yaşadığımızın ve çalıştığımızın farkına varmanın ve bize rutin, angarya gelen veya pek deneyimimizin olmadığı işleri uzmanlara delege etmenin zamanı…
Financial Times yazarı Lucy Kellaway'in geçen hafta yazdığı yazı outsourcing üzerine. Outsourcing şirketlerin maliyet düşürmeleri ve kendi uzmanlık alanlarına odaklanabilmeleri için son 10 yıldır sıklıkla uyguladıkları bir yöntem. Üretim yapan bir şirket satış ve pazarlama aktivitelerini; satış yapan bir şirket işe alım ve bordrolama hizmetlerini konunun uzmanı danışmanlık şirketlerinden temin ediyor. Böylece, zamanını etkin bir şekilde kendi ana faaliyet alanına konsantre olarak geçiriyor, uzman personellerini kendi alanında alıyor, dışardan hizmet alabildiği işleri de gene konusunun uzmanlarına emanet ediyor. Üstelik uygun bir ücret karşılığında…
Kellaway ise, bambaşka bir oursourcing'den söz ediyor. Bireysel outsourcing… Yazısının başlığı 'işimi 'outsource' etsem, umurunuzda olur mu?' Şöyle bir varsayımla başlıyor yazısına: 'Farz edelim ki bu köşenin benim tarafımdan yazılmadığını öğrendiniz. Farz edelim bu yazıyı benim adıma herhangi bir genç yazar yazıyor, ben de ona yazıyı yazması için üç beş kuruş ödüyorum. Bu sizi ilgilendirir mi? Financial Times'ı ilgilendirir mi? Burada iki sorunun da cevabı evet… Ancak konuya tamamen rasyonel bir açıdan yaklaşırsanız işi gerçekten kimin yaptığının çok önemi yok. İş yapılıyor iki taraf da anlaşması doğrultusunda hizmet ve parasını alıyor. Burada tek risk patronun bu düzenin farkına varması ve aradaki adamı (bu durumda Kellaway'i) aradan çıkarması…
Kellaway'i bireysel outsourcing üzerine yazmaya iten 2 hafta kadar önce Amerikalı bir yazılımcının işini Çinli bir meslektaşına yaptırması üzerine işinden kovulması olmuş. Daha çok kedi videosu izleyebilmek uğruna işini başkasına yaptıran yazılımcının patronu durumu öğrenince olan olmuş, çalışanını kapının önüne koymuş. Bu yazılımcı gibi, hepimiz belli görevleri yerine getirmek üzere işe alınırız. İşi hakkıyla başarılı bir şekilde yaparsak ödüllendiriliriz. Tersine başarısız olursak cezalandırılırız. İşi kendiniz de yapsanız başkasına da yaptırsanız patronun beklentisi açısından bir şey değişmez: öyle ya da böyle performans göstermeniz beklenir. İşinizi maaşınızın bir kısmı karşılığında başkasına yaptırdığınızda önemli bir risk alırsınız. Eğer patronunuz öğrenirse sizi aradan çıkarıp direkt işi yapan kişiyle çalışmayı tercih edebilir. Üstelik size verdiği maaşın altında ancak kişinin sizden aldığı ücretin üstünde ödeme yaparak…
Kellaway, işini başkasına yaptırmanın kapitalizmin özünü oluşturduğunu savunuyor. Kurumların tıkır tıkır işlemesinin altında başkalarını çalıştırmak yatıyor. Ne kadar üst düzey ve iyi para kazanan bir profesyonel olursanız, bilfiil yaptığınız görevler o kadar azalır. İş dünyasında buna delege etmek diyoruz. Tabii sözü edilen yazarlık veya sanatçılık gibi kişiye özgü işler olduğunda kişileri yanılgıya düşürebiliyor hatta aldatılmışlık hissine yol açabiliyor. Örneğin, Kellaway köşesinde kendi resminin olduğu imzasıyla yayınlanan bir yazıda okuyucularıyla iletişime giriyor. Yazıyı başkasına yazdırması duygusal açıdan bakıldığında onları aldatmak anlamına gelebiliyor.
Oysa bugünün yanılgıya açık dünyasında birçoklarının kendi isimleri altında farklı yetenekler çalıştırdığını biliyoruz. Örneğin, modern sanatta bir marka haline gelen İngiliz sanatçı Damien Hirst 100 kadar sanatçıyı fabrika ortamında çalıştırıyor. Barack Obama'nın, Angela Merkel'in veya Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarını kendilerinin yazmaması doğal karşılanıyor. Birçok akademisyen araştırmalarını doktora öğrencilerine yaptırıyor. Moda tasarımcılarının çoğu tasarımlarını kendi çizmiyor. Aslında öğrencilik dışında oursourcing'in kabul görmediği alan yok denilecek kadar az. Bir öğrencinin internetten bir ödev satın alması veya parayla tezini profesyonel birine yazdırması kopya çekmek, yalan söylemek, yanıltmak anlamına geliyor. Esas olan öğrenme sürecine saygı göstermek burada.
TaskRabbit
Kellaway bireysel outsourcing hizmeti vermek ve almak isteyen kişileri birleştiren TaskRabbit adında bir Amerikan sitesinden bahsediyor. Leah Busque tarafından kurulmuş TaskRabbit, kişisel yaşamınızda yapmak istemediğiniz, üşendiğiniz herşeyi başkalarına yaptırabileceğiniz bir site: köpeğinizi gezdirmekten IKEA mobilyanızı monte etmeye her türlü ihtiyacınıza cevap verecek hizmetler uygun fiyatlara bireyler tarafından veriliyor. İlle de kişisel ihtiyaçlar olması şart değil, muhtelif ofis çözümleri de konuyla ilgili deneyim ve bilgi birikimine sahip kişiler tarafından veriliyor. Son derece ilginç işlere rastlamak mümkün TaskRabbit'te. Örneğin, yeni kitabını yazmayı tamamlamış bir yazar kitabındaki karakterleri, temayı, üslubu kritik ederek okuyacak ve belli sorulara cevap verecek okuyucular arıyor: Hizmet için ödenecek ücret: 79-107 dolar arası. Bir diğer ilan Bali'de 10 günlük balayı planlaması için yardım istiyor. Ücret: 34-46 dolar. PowerPoint sunum hazırlamak en popüler görevlerden biri. Ücret 300-400 dolar arasında değişiyor. En basit işten en sofistike işe kadar aklınıza gelen her türlü iş teklifiyle karşılaşabiliyorsunuz TaskRabbit'te. Örneğin, bir şirket için iş planını yeniden yazmak gibi zorlu bir işi 200 dolara yaptırmak mümkün oluyor.
Fiverr
TaskRabbit'in yanında minimum maliyetlere işinizi delege edeceğiniz birkaç başarılı websitesi daha var. Fiverr, çok düşük maliyetlere kendiniz yapsanız saatler hatta günler alabilecek işleri yapacak kişilere ulaşmanızı kolaylaştırıyor.
5 dolardan başlayan servis ücretleriyle kartvizit tasarımından el yazısıyla yazılmış tebrik kartı göndermeye, tanıtım videoları hazırlamaya veya hediye paketi yapmaya hayal gücünüzün yettiği her türlü küçük hizmeti müşterilerine veriyor. New York Times'ın haberine göre, Fiverr'ın kurucu CEO'su Micha Kaufman 2010 yılında Shai Wininger ile şirketi kurduğunda aklında 'hizmetler için eBay' kurmak varmış. Bu sitenin amacı, tüm dünya ile iş yapabilmek için gerekli iş araçlarını kişilere sunmak.
Fiverr'ın merkezi Tel Aviv'de, ayrıca New York ve Amsterdam'da ofisleri var. 200 ülkede 1 milyonun üzerinde aktif satıcı ve alıcısı var. Şirket, sitesinde gerçekleşen her satıştan %20 komisyon alıyor. Fiverr'ın başarısı birçok taklitçi şirketin kurulması için ilham kaynağı olmuş: Gig Me 5, Gigbucks, TenBux and Zeerk bu sitelerin başında geliyor.
SkillPages
SkillPages belli yetenek ve uzmanlıklara sahip kişilerin onların uzmanlıklarına ihtiyaç duyan kişilerle bağlantı kurmasına ortam hazırlıyor. Sitede arı yetiştirici, ağaç kesici gibi oldukça spesifik alanlarda deneyimi olan profesyoneller var. Ayrıca, muhasebe, bordrolama, sosyal medya pazarlama gibi daha yaygın yeteneklere sahip kişiler de mevcut. SkillPages'in kurucusu Iain MacDonald spesifik yeteneklere sahip profesyonellere ulaşmanın zorluğunu kişisel olarak deneyimlemiş ve SkillPages'i kurmaya karar vermiş. Birkaç sene önce bahçesindeki ağaçları kesmek üzere birini internet üzerinden aradığında doğru insanı bulmakta zorlanmış. Internetten ulaştığı kişi kocaman bir kamyonla neredeyse tüm ormandaki ağaçları kesecek ekipmanla ve 3000 dolarlık bir faturayla gelince onun aradığı kişi olmadığını mutlaka bu işi yapacak birçok kişinin bulunabileceğini düşünmüş ve iş fikrini hayata geçirmek üzere çalışmalara başlamış. MacDonald alıcı ve satıcı arasında daha uyumlu bağlantılar kurabilmek için sosyal medyayı yanına almış. SkillPages, uzmanlar ve kullanıcıların uzaktan da olsa sosyal medyada ilintili olmasına özen gösteriyor. Örneğin, Facebook ve Linkedin gibi sitelerde bir uzman ile kullanıcının ortak arkadaşlarının olmasına dikkat ediyor. Aile ve arkadaşlarından bağlantısı olanları öncelikli olarak seçiyor. Ayrıca, kullanıcılar uzmanların örnek çalışmalarını internet üzerinden görebiliyor, uzmanlarla doğrudan temasa geçebiliyor. 2011'de İrlanda'da kurulan SkillPages bu sene Palo Alto California'da bir ofis açmış. 35 çalışanıyla dünya genelinde 9 milyonun üzerinde web trafiğini yönetiyor. SkillPages'in temel hizmetleri ücretsiz. Geliri reklamdan ve ayrıcalıklı üyelik paketlerinden geliyor.