Yanlış çalışanı mı işe almışsınız, hemen çıkarın

Twitter nasıl çalıştığımızı, işe aldığımızı ve işten attığımızı kökünden değiştirmiş gibi duruyor ancak yakından baktığımızda aslında değişen pek de bir şey yok! Sadece kaçınılmaz sonu – bu durumda işten atılmayı – hızlandırıyor…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Yanlış bir işe alımı biran önce işten çıkarmak daha iyidir diye yazmış Financial Times köşe yazarı Lucy Kellaway. Her çalışanınızdan aynı derecede memnun olmadığınız kesindir. Bazı işe alımlarda adayı çok beğenirsiniz, üstün bir performans göstereceğine neredeyse eminsinizdir ancak işe aldığınızda evdeki hesap çarşıya uymaz. O parlak gelecek vaat eden çalışanın vasat iş çıkaran bir eleman olduğuna kanaat getirirsiniz. İşe alım görüşmeleri maalesef her zaman doğru okunan rehberler değildir, adayın kendini olduğundan daha iyi yansıtması veya şirkete ya da işin kendine uygun olduğunu gösterme çabası içinde yanlış anlaşmalar meydana gelmiş, her iki taraf açısından hata yapılmış olabilir…  Birini işe almadan nasıl çalıştığını her zaman doğru değerlendirmek mümkün olmayabilir. Ancak asıl zaman ve iş kaybı hatanın farkına vardıktan sonra, çalışanın işine devam etmesine izin vermenizle gerçekleşir. Böyle bir durumda yapmanız gereken, kişiyi işten çıkarma kararını vermeniz ve karanınızı hemen uygulamanız olacaktır.

Kellaway'in çarpıcı bir başlığın altında kaleme aldığı yazısı, sosyal medyanın işe alım ve ironik bir şekilde işten atılma konularındaki kararlara etkisini ele almakta. Yazının başında Teksaslı bir genç kız olan Cella'nın işe alınma hikayesini konu alıyor. Cella yeni işini Twitter hesabından şöyle anons ediyor: 

"Yarın bu uyduruk (aynı anlama gelen küfür) işe başlıyorum" 5-6 takipçisinin beğenmemeleriyle sonuçlanan bu Tweet birkaç saat içinde çalışmaya başlayacağı pizza restorantının müdürüne ulaşıyor. Müdür gene Twitter aracılığıyla Cella'ya "Ve… hayır yarın bu uyduruk işe başlamıyorsun, seni kovuyorum. Parasız ve işsiz yaşamında başarılar dilerim" diye oldukça kaba bir mesaj atıyor! 

Cella'nın işe başlamadan işten atılmasına Twitter kullanıcıları tarafından tepkiler birbirine zıt bir şekilde ikiye ayrılıyor: Twitter'daki yorumlardan 25 yaş altındaki gençlerin Cella'yı kahraman ilan ettiklerini görüyoruz: "Yaptığı şey sadece ifade özgürlüğünü sonuna kadar kullanmak. Çalışacağı restoranın ismini dahi vermediği twiti yüzünden işten atılması akıl almaz bir durum." 25 yaşın üzerindeki grup da tam aksi görüşte: "Şımarık bir çocuk gibi  davranmış ve hak ettiğini almış!" Ancak iki grubun da birleştiği bir nokta var ki o da Twitter'ın henüz işe başlamadan insanları kovdurma gücü! Twitter ve benzeri sosyal medya siteleri bireylerin kendilerini gönüllü bir şekilde afişe etmeleriyle beraber çalışma biçimimizi derinden etkiliyor, değiştiriyor.

Twitter işverene işe alım avantajı sağlıyor 
    
Aslında, olayı daha yakından incelediğimizde, sosyal medya şirketlere olağanüstü bir işe alım avantajı sağlıyor. Sosyal medyanın henüz varolmadığı eski günlerde belki Cella'nın uygun bir çalışan olmadığını görmek müdürünün birkaç ayını alacak, büyük bir hatası olmadığı takdirde, işini estek köstek de olsa yaptığı için idare edecek, bir gün bir müşteriye küfür edene kadar işinden olmayacaktı. Oysa, Cella'nın Twitter'da kendini açık etmesi sayesinde, işveren zaman ve performans kaybından kurtulmuş oldu. Kız da aynı şekilde henüz işe başlamadan nefret ettiği işe başlamamış oldu. İki taraf da işin özünde kazançlı çıktı. 

Kısacası, FB ve Twitter sayesinde işveren kendine uygun olmayan çalışanını hızla eleyebiliyor, çalışan da aynı şekilde kendine uygun olmayan iş ortamını veya patronu hızla fark etmiş oluyor... Aslında sosyal medya öncesine göre tek değişen iki tarafın birbirine uygun olmadığını fark etmesinin hızı. Bu hız da işin özünde pek de fena bir şey değil: iki taraf mutsuz ve verimsiz bir dönem geçirip zaman kaybedeceğine biran önce başka fırsatlar veya adayların peşinden gidebiliyor. 

Bu Tweet'ler içerinde bir diğer hata da müdürün Tweet'inin kabalığı. Aslında tüm olay (yanlış işe alım) onun hatası. Yanlış kişiyi işe alan müdür, bu hatayı düzeltirken yani Cella'yı işten atarken, yanlış yapmışım seni işe almamalıydım, kusura bakma diyeceğine, adeta kızdan öç alan ve tüm suçu Cella'ya atan bir üslup kullanıyor. 

İşe alım hatasını kabul etmek kolay değil

Yanlış kişileri işe almak hepimizin başına gelmiş olan bir durum. Kişinin nasıl bir çalışan olacağını müdürün kısa bir görüşme süresinde değerlendirmesi çoğu zaman mümkün olmuyor ve yanlış işe alımlar gerçekleşiyor. İşin şaşırtıcı yanı, müdürlerin bu yanlışlarını fark etme konusunda gecikmeleri ya da fark etmemek için kendi kendilerine yarattıkları özürler… 

Sonuç olarak, müdürlerin hatalı işe alımlarını üç güçlü sebepten ötürü işten çıkarmadıklarını görüyoruz: 

1. İşe aldıkları kişinin yanlış bir seçim olduğunu kabul etmekle beraber, kişinin değişeceğine dair umutlar besliyorlar. İşi ve şirketi daha iyi tanıyacak, ona göre uyum sağlayacak diye zaman vermek istiyorlar. %99 kimse değişmiyor.  Sonuç; kaybedilen zaman ve iş! 

2. Müdür yanlış bir işe alım yaptığını kabul etmek istemiyor, kişinin gerçekte olduğundan daha iyi olduğuna inanmak istiyor, kendini göstermesi için zaman tanımanın gerektiğine inanıyor, kişinin eksiklerini görmezden gelerek kendi işe alım hatasını yok sayıyor. 

3. Müdürler işten çıkarmanın tatsızlığından kaçmaya çalışıyorlar. İşten çıkarmak kimsenin keyif alarak uygulamaya koyduğu bir şey değil ancak eğer hata yaptığınızdan eminseniz ne kadar hızlı harekete geçerseniz o kadar iyi olacaktır.

Hatalı işe alımı sonlandırmak iyi işe alım yapmak kadar önemli 

Kellaway yazısında zamanında İngiltere'nin en başarılı işe alımlarını yaptığına inanılan bir CEO'yla görüşme fırsatı buluyor ve kendisine bu konudaki başarısının sırrını soruyor. CEO'nun cevabı basit oluyor: 

"Benim seçimlerim kimsenin seçimlerine göre üstün değildi, işe aldığım beş kişiden biri harikalar yaratırken, üçü fena değildi, biri ise korkunçtu! CEO'nun kendisini gerçekten iyi gördüğü konu ise, kimin kötü olduğuna karar verip, o kişinin işine son vermedeki hızıymış. Kendisiyle bu konuda en çok gurur duyduğu anı üst düzey bir yöneticiyi sadece bir günden sonra işten atmasıymış. İşte ilk gününde sadece birkaç saat içinde CEO'nun kapısının önünde yeni yöneticinin kabalığından şikayet etmeye gelen bir sıra çalışan oluşmuş. Çay zamanı geldiğinde CEO'nun harekete geçme zamanı gelmiş de geçiyormuş bile… Yöneticinin kapısını çalmış, bir hata yaptığını ve çok üzgün olduğunu söylemiş, bir miktar para ödemiş ve yöneticiyi evine göndermiş. Twitter'ın ve internet gazeteciliğinin olmadığı bir dönemde böyle bir olay yaşanmamış gibi iki üst düzey yönetici yaşamlarına devam etmişler.

360 derece görüşme 

Bazen işveren ve yeni işe alınan çalışanın uyumu o kadar belirgin bir şekilde aykırı olur ki ilk günden bu iş ilişkisinin kesinlikle yürümeyeceği apaçık ortadadır. Durum böyle olduğunda kişiyle bağların en kısa sürede kesilmesi her iki taraf için de en iyi çözüm olacaktır. İşe alım görüşmesi sırasında ortaya çıkmayan problemler bazen görüşme öncesinde ve sonrasında adayın hali ve tavrıyla bıraktığı ipuçlarında gizlidir. Örneğin, güvenlik görevlileri, resepsiyonistler ve asistanlarla kurulan ilişki ve ufak diyaloglar adayın kişiliğiyle ilgili önemli tüyolar verecektir. Aday karşısındaki insanı dikkate aldı mı? Konuşurken saygı ve nezaket sınırları içinde mi davrandı? Fazla samimi miydi yoksa ukala mı? Tüm bu soruların yanıtını en iyi verecek kişiler ofisinizdeki destek ekibidir. 360 derece performans değerlendirmelerine büyük önem verilen günümüzde her çalışanın yeni adayı değerlendirmesine olanak sağlanmalıdır. 360 derece görüşmeler kişinin işe uygunluğunun ötesinde, şirket kültürüne uygunluğunu test edecek, yakın gelecekte mesai arkadaşları olacak kişilerle ne kadar iletişim kurmaya istekli olduğunu gösterecektir. Resmi bir görüşmenin çıkışında adaylar daha rahatlamış bir şekilde, daha kendileri gibi davranacak, çalışma ortamında nasıl bir çalışan olacaklarına dair daha samimi sinyaller vereceklerdir.

İşe alınan kişi sadece bir görevi yerine getirmek için alınmaz. Bir takımın, şirketin, markanın temsilcisidir. İşe alımda hata, yanlış bir temsil anlamına gelir. Hata yaptığınızı anladığınız anda çözüm arayışlarına geçin. Zararın neresinden dönülse kardır unutmayın.

www.datassist.com.tr