TED gibi konuşmak
Fikirlerinizi ikna edici bir şekilde dile getirmeniz hayallerinizi gerçekleştirmek için ihtiyacınız olan tek sihirli yeti.
Başarılı sunumlar hazırlamak ve etkili bir konuşmacı olmak için 3 adet vazgeçilmez kurala uymanız gerekir. Carmine Gallo’ya göre, TED konferansında can kulağıyla dinlediğimiz konuşmaların ortak özellikleri bu değişmez üç kurala uymaya bağlı.
TED gibi Konuşmak adını verdiği kitabında dünyanın en başarılı sunumlarının ardındaki sırları açığa çıkarıyor. Bu sırları çözmek sizi dinleyenlerin kalbini ve beynini kazanma yolundan geçiyor. Akıllıca yazılmış size adım adım hedef kitlenizin dikkatini çekmeyi, bilgilendirmeyi, zaman zaman eğlendirip zaman zaman gözlerini doldurmayı kısacası duygularını etkilemeyi pratik yöntemlerle anlatan etkili bir rehber kitap.
Apple’nin markalaşmasında Steve Jobs’a büyük destek veren, Enchantment (Büyüleme) kitabının yazarı Guy Kawasaki Gallo’nun kitabını herkesi daha iyi konuşmacılar haline getirebilecek muhteşem bir bilgi kaynağı olarak nitelendirmiş.
Misyonu fikirleri yaymak olan TED sunumları dünya genelinde internet üzerinden 1 milyar defadan fazla görüntülenmiş. TED Open Translation Project (Açık Çeviri Projesi) dahilinde 200 gönüllü çevirmen, 300 çeviri ve (İngilizce dışında) 40 yabancı dille başlayan çalışmalar bugün 45.000 sunumun çevirisinin bulunduğu geniş bir arşiv niteliği taşımakta.
TED konuşmalarına gösterilen ilgi, fikirlerin 21.yüzyılın en güçlü para değeri olduğunu gösteren bir gerçek. 21. Yüzyıl birçok teknolojiyi kullanarak fikirleri yayma yüzyılı. Ancak TED sunumları sıradan sunumlar değil. Mesleğinde en başarılı kişilerin, dünyanın ileri gelen fikir liderlerinin fikirlerini kısa, etkileyici ve akılda kalıcı şekillerde bilgilerini paylaştığı, seyredenlerde çoğu zaman hayranlık ve hayret arasında duygular bırakan, ayakta alkışlanan konuşmalar.
Sunumlar duygusal yeni ve akılda kalıcı olmalı
TED sunumlarının etkileyiciliği sırf dünyanın en başarılı insanları tarafından yapılmasıyla kısıtlı değil. Sunumların her biri etkileyici konuşmalar. Konunun uzmanı olsanız da, konuya tamamen yabancı olsanız da keyifle ve daha da önemlisi merakla sonuna kadar dinlemek isteyeceğiniz sunumlar. Teknolojik inovasyonlardan küresel ısınmaya fakirliğe, pedagojiden yaşlanan nüfus problemine, milyar dolarlık şirketlerin kurucularından başarı öykülerinden Elif Şafak’ın da aralarında olduğu dünyaca ünlü yazarların edebiyat üzerine konuşmalarına kadar geniş bir konu yelpazesini barındıran sunumların ortak yönleri var.
Gallo bu ortak yönleri etkileyici sunumların uyması gereken 3 esas kural olarak özetliyor:
Sunumlar;
1. Duygusal olmalı
Tutku, heyecan, neşe, hüzün, samimiyet gibi hepimizin zaman zaman deneyimlediği duyguları sunumunuzda izleyicilere hissettiriyor olmalısınız. Bir duyguyu karşınızdakine uyandırmanız için önce sizin o duyguyu hissetmeniz gerekir. Sunum konunuzla nasıl özdeşleştiğinizi, size konunun neler hissettiğini önce kendiniz keşfedin. Size özel ve yaptığınız işe anlam katan şeyi bulun ve bunu sunumunuza yansıtın. Konuyla ilgili az bilgisi olan insanlar bile sizi konuya bağlılığınızı, sevginizi, endişelerinizi anlasın, görsün, hissetsin.
Konuşma konunuza duyduğunuz ilgi, merak ve tutku sıkı bir çalışma sonrasında ve zaman içerisinde sizi o konunun uzmanı haline getirecektir. Daha çok bilgi edinmek, daha çok çalışmak, daha çok kişiye ulaşmak, daha iyi hizmet vermek hep kalpten gelir. Zorlama sonucu olmaz. Kendinize benim kalbimi ne hızlandırıyor, ne daha şevkli çalışmamı sağlıyor diye sorun. Unutmayın ki dinleyicilerinize ilham verebilmeniz için önce size ilham gelmiş olmalı. Araştırmacıların bulgularına göre ‘tutku’ bulaşıcıdır. Siz ne kadar tutkuyla konunuzu anlatırsanız, karşınızdakiler de konunuza o kadar ilgi duyar. Bir ürün veya hizmeti heyecanla anlatan bir kullanıcıyı dinlediğinizde ‘ben de deneyeyim şunu’ diye içinizden geçirirsiniz. Eğer değer verdiğiniz bir kişinin görüşüyse bu sizi daha da kolay etkiler.
Hikaye anlatmak bir sanattır. Hikaye anlatmak üzerine çalışın. Kendi kendinize prova yapın. Çocuklarınıza, yeğenlerinize, arkadaşlarınıza başınızdan geçen olayları dikkat çeken bir şekilde anlatın. Yeni öyküler, masallar okuyun. Okuduğunuzu hedef kitlenizin ilgi alanına göre anlatmayı öğrenin. Bir aktör/aktris gibi prova yapın. Ne kadar yetenekli olursanız olun her başarılı konuşmacının o konuşma için saatlerce hazırlanmış olduğunu unutmayın.
İnsanın zaafları üzerine TED konuşması yapan Amerikalı yazar ve sosyal bilimci Dr. Brene Brown’ın dediği gibi, hikayeler ruhu olan verilerdir. Hikayeyi ruhunu vererek anlatmayı öğrenin. Başarılı Amerikalı Avukat Bryan Stevenson’ın yakın zamanda verdiği TED konuşmasının %65’i hikayelerden oluşmaktaydı. Aristo’nun pathos diye tanımladığı hikayeler ikna etmenin %65’ini oluşturmakta. Uri Hasson Princeton Üniversitesi’nde hikaye anlatma üzerine yaptığı araştırmalarda katılımcıların beyinlerine elektrotlar yerleştirerek duydukları hikayeye beyinlerinin verdiği tepkiyi incelemekte. Katılımcıların beyinlerinin belli bir bölümü hikayeyi duyunca uyarılmakta. Hikaye farklı bir dilde anlatıldığında beyin herhangi bir tepki vermemekte. Hasson bu durumu beyinden beyne bağlantı kurma olarak adlandırmakta. Bir diğer deyişle, bilgisayarın iPhone’la iPhone’un iPad’le olduğu gibi, beyinler hikayelerin gücüyle senkronize olmakta.
2. Yeni olmalı
Buying Brain (Satınalan Beyin) kitabının yazarı Dr. A. K. Pradeep’e göre, beyinlerimiz karşımızdakini dinlerken sürekli yeni, parlak birşeylerin arayışında olur, sürekli lezzetli birşeylere bakarız. 1985’te Titanik’i keşfeden Okyanus bilimci Robert Ballard TED konuşmasında herhangi bir sunumdan beklentilerini şu şekilde ifade ediyor: ‘Bir sunumda amacınız bilgi vermek, eğitmek ve ilham vermek olmalı. İnsanlara ancak yepyeni şekillerde dünyayı görmeyi öğretirseniz ilham vermiş olursunuz.’
Eski bir fikre taze bir soluk ve yeni bir yaklaşımla bambaşka bir anlam veya kullanım alanı yaratan yenilik insan beyninde dopamin hormonunu harekete geçirir ve beynimiz ‘kayıt’ düğmesine basar. Ağzınızı açık bırakan, aaaa dedirten, sizi şaşırtırken ne kadar güzel düşünülmüş diye takdir ettiğiniz o an sunumun doruk noktasıdır. Bill Gates Vakıf projeleri kapsamında sıtma ile ilgili bir sunum yapmış, sunum sırasında bir kavanozun içindeki sivrisinekleri serbest bırakarak herkesi şaşkın bir şekilde sunuma kilitlemiştir. Bu tür hayret ve şaşkınlık yaratan hareketleri sunuma entegre ederek dinleyicilerin sunumda verilen bilgileri hafızalarına kaydetmesini ve üzerinden zaman geçse de hatırlamasını sağlarsınız.
3. Akılda kalıcı olmalı
18 dakika kuralına uyun
TED konuşmalarında 18 dakika kuralına sıkı sıkıya uyulur, kimsenin 18 dakikadan fazla konuşmasına izin verilmez. Araştırmalar 18 dakikanın sunum süresi olarak ideal süre olduğunu göstermektedir. Uzun konuşmak dinleyicilerin beyninde gereksiz bir birikim yaratır, dakika üzerine dakikalar geçer ve dinleyicilerin zihinleri karışır, konsantrasyonları düşer, sunumun bitiminde hiçbir şey hatırlamaz hale gelirler. TED Küratörü Chris Anderson’a göre, 18 dakika ciddi konuları konuşmak için yeterince uzun, dinleyicilerin konsantrasyonlarını korumaları için ise yeterince kısa bir süre.
Görsel açıdan merak uyandıran slaytlar seçin
Bilim adamları kavramların kelimeler yerine görsellerle anlatıldığında çok daha iyi akılda kaldığını göstermiştir. Sadece kulaktan duyduğumuz bilgilerin %10’unu hatırlayabiliriz. Aynı bilgiye bir resim eklediğimizde hatırlama şansımız %65’lere yükselir. TED konuşmacıları içinde Bill Gates ve Bono slaytlarında kelimeler yerine resimler, çizimler ve videolara yer vermişlerdir.
Her birimizin duyulması gereken fikirleri, diğerlerine yarar sağlayacak bilgileri, yaptığı işle ilgili paylaşabileceği deneyimleri vardır. Bu bilgiler paylaşıldıkça büyür, yenileriyle birleşir, başkalarının katkılarıyla evrimleşir. Sizin doğru dili kullanarak işinizdeki başarılarınızı aktarmanız, çevrenizdekileri eğitmeniz, ilham vermeniz son derece değerlidir. Bu yalın sunum kurallarına uyarak heyecan duyduğunuz konuyu başkalarına da heyecan verecek şekilde anlatabilir, örnek bir 21. yüzyıl insanı olarak fikirlerinizi çevrenize yayabilirsiniz.