Sizin kişisel markanız ne kadar güçlü?
Çalışanların güçlü kişisel markaları, şirketlere hem avantaj hem de dezavantaj getirebiliyor.
Kişisel marka olmak nedir? İzinli pazarlama denince Seth Godin'dir, teknolojide yaratıcılık denince Steve Jobs'dır, CNN denince Larry King'dir, değişim denince 4 yıl önce seçim kampanyasıyla Barack Obama'dır. Türk süper star denince Ajda Pekkan'dır, Araştırmacı Gazeteci denince Uğur Mumcu'dur, fotoğrafçı denince Ara Güler'dir, piyanist denince Fazıl Say. Bu insanlar alanlarının pîridir. Herkes onlara saygı duyar, meslektaşları onları örnek almak ister, yetenekleri, deneyim ve bilgi birikimleri tüm çevrelerde saygı uyandırır.
Doğuştan marka olanlar
Bazı insanlar adeta doğuştan marka olurlar. Küçük yaştan itibaren belli bir alana ilgi ve yetenekleri vardır, zamanlarının çoğunu bu işle uğraşarak geçirirler, sürekli pratik yapar, daha iyi olmak için sürekli çalışırlar. İçlerinde bambaşka bir güç vardır onları mesleklerine sıkı sıkıya bağlayan. Zaman içinde genç yetenek olarak isimlerini duymaya başlarız, başarıları dilden dile dolaşır. Farklı çevrelerde 'geleceğin üstadı' olarak anılırlar. Mesleklerinde olgunlaştıklarında ise, o meslekle tam anlamıyla bütünleşmiş olurlar. Yaptıkları işteki üstün başarılarının yanında bir duruşları, bir ışıkları vardır sadece onlara özel. O kendilerine özel tarafları markalarını daha da özgün hale getirir, taklit edilemez olur.
Gizli Markalar
Doğuştan marka olanlar da sonradan markalaşanlar gibi markalarının sürekliliğini sağlamak için sürekli çalışmak ve her geçen gün kendilerini aşmak zorundadır. Diyebilirsiniz ki, işini layıkıyla yapan ancak kendini geri planda tutmak isteyen birçok profesyonel var. Sessiz sakin azimli bir şekilde işini yapıp karakteri gereği kendini anlatmaktan yaptıklarının reklamını yapmaktan hoşlanmayan insanlar gizli markalar. Onları ancak aynı meslekten, aynı sosyal çevreden olduğunuz takdirde tanıyorsunuz. Çoğu zaman işlerindeki başarıları çalıştıkları şirketin başarısı oluyor, kendi markaları şirket markasının içinde kayboluyor. Şirket kendi içinde bu görünmez markaları takdir etse de, kendi çekingenliklerinden markalaşmaları mümkün olmuyor.
Şirket markasını gölgeleyen kocaman kişisel markalar
Tabii bunun tam tersi durumlar da yok değil… kimi zaman bireylerin kişisel markası o kadar ışıltılı oluyor ki, şirketin markası sönük kalıyor. En güzel örneklerden biri Seth Godin. İsmiyle markalaşmış, internet üzerinden pazarlamayı istenmeyen reklam emaillerinden kurtaran 'izinli pazarlama'nın yaratıcısı. Godin'in pazarlama alanında en çok satanlar listesinde birden fazla kitabı var. Peki, Godin'in hangi şirketleri kurduğunu biliyor musunuz? Bu şirketler hangi alanda faaliyet gösteriyor?
Çalışanların güçlü kişisel markaları şirketlere hem avantaj hem de dezavantaj getirebiliyor. Bir yandan güçlü kişisel marka şirketinize yeni müşteriler çekerken ve basında dikkat çekerken, diğer yandan şirketinizin üretimi ve başarıları çalışanın baskın imajının gölgesinde kalabiliyor. Üstelik kişisel marka işi bıraktığı takdirde müşterilerini de beraberinde götürebiliyor. Uluslararası firmalarda satış pazarlama gibi özellikle müşteri ilişkilerinin yoğun olduğu pozisyonlarda kişilerin markanın önüne geçmesi istenmeyen bir durumdur. Satış ekibinden ürünlerin faydalarının, kalitesinin ve hizmet devamlılığının üzerinde durulması istenir. Müşterinin 'Kemal A firmasından B firmasına geçmiş o zaman artık B ürünlerini kullanayım' olası bir tehdittir.
Eğitimlerle Kişisel Marka
Stratejik IK danışmanlığı ve iletişim alanlarında eğitimler veren Signature Consulting'in Genel Müdürü Pınar Akkaya ile çalışanların kişisel markalarını geliştirmeleri üzerine konuştuk.
-Pınar hanım, 'Kişisel Markanız Parıldasın' adını verdiğiniz bir eğitiminiz var. Nedir bu programın amacı? Kimler bu eğitimden en çok fayda sağlıyor?
Herhangi bir konudan söz ettiğimizde, isimleri hemen aklımıza gelen insanlar vardır. Bu kişiler, aynı işi yapan binlerce insan arasından sıyrılmış, fark yaratmış, dolayısıyla bulundukları alanda "markalaşmış" kişiler. İş dünyasında, sanat dünyasında veya bilim dünyasında pek çok örneği var güçlü kişisel markaların.
Hepimiz görünümümüzle, davranışlarımızla ve iletişim tarzımızla dış dünyaya belirli mesajlar gönderiyoruz. Bu mesajlar, karşımızdaki insanlara bizim kim olduğumuz, ne yaptığımız, hayattaki amacımız gibi çok önemli konularda bilgiler aktarıyor. Araştırmalara göre, bir insanla karşılaşmamızda, onunla ilgili kararımızı ilk 3 saniye içinde veriyoruz ve bu ilk izlenim daha sonra o kişiyle aramızdaki ilişkiyi belirliyor. Bu inanılmaz kısa bir süre! Demek ki, bu mesajlar ne denli tutarlı olursa, değerleriniz ve nitelikleriniz ile ne kadar çok örtüşürse, o kadar güçlü bir kişisel marka yaratırsınız. Bu da, daima bir adım öne çıkmanızı sağlar ve size iş dünyasında ciddi bir rekabet avantajı yaratır.
Signature'de en çok talep gören programlarımızdan biri olan "Kişisel Markanız Parıldasın" eğitiminde, mevcut kişisel kalitelerinizi en iyi şekilde ortaya koymanızı sağlıyoruz. Bunu yaparken, sizi "biricik" kılan, yani kişisel marka değerinizi en çok vurgulayan özelliklerinizin farkına varmanız, bunları ön plana çıkarmanız ve markalaşmanız konusunda birlikte çalışıyoruz.
Bu eğitimimiz, kişisel markası üzerinde çalışmak ve güçlü bir kişisel marka yaratarak kendisini bir üst seviyeye taşımak isteyen herkese açık. Ekip olarak veya kişisel olarak birebir çalıştığımız katılımcılarımız var. Amaç, yaptığınız işe kendi imzanızı atmanızı sağlamak.
-Bazı insanlar çok göz önünde olmaktan çekinirler, geri planda kalmak onların işlerine konsantre olmalarını ve herhangi bir baskı olmaksızın rahat çalışmalarını sağlar. Ancak konuyla yakından ilgileniyorsanız bu kişilerin uzmanlıklarından ve başarılarından haberdar olursunuz. Kısaca, işini iyi yapan ancak kendi başarılarından bahsetmekten hoşlanmayan bu kişilere eğitiminiz ne gibi artılar sağlıyor?
"Kişisel Markanız Parıldasın" eğitimde yaptığımız çalışma, çevremizde yarattığımız algının en iyi şekilde yönetilmesi amacını taşıyor. Öyle ya da böyle, hepimizin çevremizde yarattığı bir algı var. Katılımcılara sorum şu oluyor: "Etrafınıza nasıl mesajlar vermek istiyorsunuz? İnsanların sizin hakkınızda ne düşünmesini istiyorsunuz? Görünümünüz, davranışınız, iletişim tarzınız bu mesajlarla tutarlı mı?"
Kişisel markanızı iyi yönetmek, amaçlarınızı, değerlerinizi, kim olduğunuzu dış dünyaya en etkin şekilde yansıtmanıza yardımcı olur. Oluşturduğunuz repütasyon da, size profesyonel başarı, yüksek özgüven, daha iyi ilişkiler olarak geri döner.
Söylediğiniz gibi göz önünde olmaktan çekinen kişilerde gözlemlediğim genel olarak, tüm becerilerine ve yüksek potansiyellerine rağmen, başarılarını dış dünyaya doğru şekilde iletmek konusunu ne yazık ki arka plana atmaları. Bu da, günümüz iş dünyasında önemli bir rekabet avantajını kaçırmalarına neden oluyor. Kişisel marka yönetimi, profesyonel başarıda stratejik rol oynayan, önemli bir faktör.
"Kişisel Markanız Parıldasın" eğitiminin en önemli artılarından birinin, insanlarda bu konuda ciddi bir farkındalık yaratması olduğunu düşünüyorum. Kendini bu konuda daha önce hiç sorgulamamış ve konfor alanının dışına çıkmayı hiç denememiş birçok katılımcı, eğitim sonrası bu konunun ne kadar önemli olduğunun ilk kez farkına vardığı yorumuyla ayrılıyor.
-Yani, programa katılan herkes güçlü bir kişisel marka oluşturabilir mi?
Tıpkı tüketici markalarında olduğu gibi, kişisel markanın da 4 ana dinamiği var: Güvenilirlik, fayda sağlama, fark yaratma, akılda kalma. Biz bu 4 dinamik üzerinde çalışıyoruz ve kişisel markanızın çevrenize ne ifade ettiğinden yola çıkıyoruz. Çünkü siz yönetseniz de, yönetmeseniz de, etrafınızda oluşan bir kişisel marka algısı var. Acaba sizi tanıyan kişiler için ne ifade ediyorsunuz? Kişisel markanız onlara ne çağrıştırıyor?
Programımızda kişisel markamızı anlamak amacıyla yaptığımız güçlü bir grup çalışması var, pek çok kişi farkında olmadan yarattığı çağrışımlarını bu çalışma sırasında görüyor.
Şunu unutmamak gerek ki, marka zamanla oluşan bir olgu. Dünyadaki ünlü markaları düşünün, her birisi yıllarca süren titiz çabalarla bulundukları yere geldiler ve o yeri korumak için de devam eden bir çabaları var. Kişisel marka yolculuğu da, uzun soluklu bir yolculuk. Güçlü bir kişisel markanın önemini anlamış ve kişisel marka kavramının temellerini bilen herkesin, sistemli bir yaklaşımla güçlü bir kişisel marka yaratabileceğine inanıyorum.
-Bize kişisel marka olmakla ilgili birkaç pratik bilgi verebilir misiniz? Çalışanlar iş yaşamlarında veya sosyal hayatlarında yapacakları ufak değişikliklerle kişisel markalarını nasıl güçlendirebilirler?
Kişisel marka yönetiminde ABC'den, yani "appearance, behavior and communication"dan (görünüm, davranış ve iletişim) söz ederiz. Bu üç olgu arasındaki tutarlılık son derece önemli. Görünümünüz çok etkileyici olabilir, ancak davranışınız ve iletişim tarzınız bunu desteklemiyorsa, güçlü bir kişisel marka yaratma olasılığınız oldukça düşüktür. Yine aynı şekilde, davranışınız ne denli olumlu olursa olsun, bunu desteklemeyen bir iletişim tarzı veya özensiz bir dış görünüm bu konudaki çabalarınızı boşa çıkarır.
Bir diğer önemli nokta, çevrenizle, çalıştığınız şirketle, bulunduğunuz ortamla uyum sağlamak.
Görünümümüz mesajlar gönderir demiştik: Çevrenize gönderdiğiniz mesajların tutarlı olması ve hakkınızda hep aynı şeyleri anlatması çok önemli. Bu da, işyerinizde, iş dışı yaşantınızda ve son dönemde büyük önem kazanan online dünyada yansıttığınız imajın aynı tutarlılıkta olmasını gerektiriyor. Markanız, tüm mecralarda sizi aynı ses tonu ile anlatmalı.
Kişisel marka yönetiminin en temel olgularından bir tanesi profesyonel duruşunuzu güçlü kılmak ve farkınızın altını çizmek. Özenli bir dış görünüm, yerine göre giyim, bakımlı olmak, etkin bir iletişim tarzı, güvenli davranış, olumlu bir beden dili, sosyal ortamlarda nasıl davranacağınızı iyi bilmek gibi unsurlar, sizi iş hayatında hedeflediğiniz yere çok daha hızlı taşıyacaktır.
-Herşeyin pozitif yönleri olduğu gibi negatif yönleri de mevcut. Güçlü bir kişisel marka kişiye, iş yaşamına ve çevresine ne gibi olumsuzluklar getirebilir? Nelere dikkat etmek gerekir?
Bir marka yönetirken, bu kişisel bir marka olsun ya da olmasın, en önemli noktalardan birisi de yarattığınız beklentiyi karşılamak. Bir markadan beklentimiz ne kadar yüksekse, o beklenti yerine gelmediğinde yaşadığımız hayal kırıklığı da o denli yüksek oluyor. Bu nedenle, kişisel marka kavramını hayatına uyarlamak isteyen kişilere tavsiyem, mutlaka yarattıkları beklentiye cevap vermeleri.
Bir diğeri de, az önce belirttiğim gibi, marka algısının zaman içinde oluştuğunu daima hatırlayıp, adım adım güçlü bir kişisel marka oluşturmak ve yarattığınız o güçlü marka algısını yüksek bir standartta tutabilmek. Bir profesyonelle bir amatör arasındaki en önemli fark da, bu yüksek standardı koruyabilmekte yatıyor.