Mileniyal çalışanlar nasıl kazanılır?
Mileniyal çalışanları işe almadan önce, onları nasıl işte tutacağınızı öğrenin.
Gallup’un geçtiğimiz günlerde mileniyaller (1980-1996 doğumlu gençler) arasında gerçekleştirdiği çalışmaya göre, çalışmaya katılanların %21’i geçtiğimiz sene içerisinde iş değiştirmiş. Gene katılımcıların %60’ı (diğer nesillerin %15’i kadar üzerinde) yeni iş fırsatlarına açık olduklarını söylemiş. Katılan mileniyallerin %36’sı ekonomi iyileştiği takdirde, önümüzdeki 12 ayda farklı bir kurumda çalışmayı planlamakta. Mileniyallerin işlerine bağlılık seviyeleri de paralellik göstermekte. Sadece mileniyallerin 10’da 3’ü duygusal ve davranışsal açıdan işlerine ve şirketlerine bağlılık duymakta.
Mileniyallerin kuruma bağlılık duymamaları şirketler açısından büyük bir kayıp. En basit yönüyle, enerji ve dikkatlerini işlerine vermedikleri anlamına geliyor. İşlerini umursamıyorlar, ucundan tutuyorlar. Ofis saatlerinde fiziksel olarak işyerinde olmakla beraber, kafaları tam olarak işte değil. Böyle bir bakış açısında olunca, sürekli yeni fırsatlar aramaları ve kalmak için sebep bulamamaları normal. Dışardan bakıldığında ise hiçbir şeyden mutlu olmayan, her an iş değiştirmeye hazır, pek de güvenilirliği olmayan çalışanlar gibi algılanıyorlar. Oysa, kendilerine kalmak için yeterli sebep verilmiyor...
Mileniyalleri işe almayı veya işlerinde tutmayı hedefleyen şirket yöneticilerinin aşmaları gereken iki büyük zorluk var: İlk olarak, mevcut şirketlerini arkalarında bırakan mileniyalleri şirketlerine nasıl çekeceklerini bulmalılar. Diğer yandan da mevcut mileniyal çalışanları nasıl mutlu edebileceklerini çözmeliler.
Mileniyalleri kazanabilirsiniz
Inc yazarı Amanda Slavin, işe aldığınız mileniyalleri profesyonel yaşamda mutlu etmenin ve uzun zaman sizinle çalışmalarını sağlayabilmenin yollarını okuyucularıyla paylaşıyor. Bugün mileniyaller, Amerika’daki işgücünün en büyük bölümünü oluşturuyorlar. Sadece sayıca en büyük grup olmakla kalmıyorlar; aynı zamanda kendilerine özgü, diğer nesillerden oldukça farklı yaklaşımlara sahipler. Onlar için işlerini “neden” yaptıkları “ne” yaptıkları kadar önemli. Hangi amaç uğruna çalıştıklarını bilmeleri şart. Motive olabilmeleri için işlerine daha bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Şirketin varolma sebebi ve amacını önemsiyor, içselleştiriyorlar. İşlerinin büyük amaca erişmekteki rolü onlara ilham veriyor ve daha azimli çalışmalarını sağlıyor.
Diğer yandan, mileniyallerin iş değiştirme sıklığının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Genellikle birkaç sene aynı işte kalıp önlerine başka bir iş fırsatı çıktığında hemen değiştirmeyi tercih ediyorlar. Bu durum da şirketler için ekstra masraf ve iş kesintisi anlamına geliyor. Böyle bir masraf ve yetenek kaybının önüne geçebilmek için, yöneticilerin mileniyalleri nasıl işlerine bağlı kılacaklarını anlamaları gerekli. Slavin’in şirketlere mileniyal çalışanları ile ilgili bazı önerileri var:
1- Mileniyaller için neyin önemli olduğunu bilin
Mileniyaller için maaş artışı en önemli motivasyon kaynağı olmayabilir. Kaynaklarınızı mileniyal çalışanınızın gerçekten istediklerini yerine getirmek için kullanın. Bu, şirketinizin kaynaklarını en iyi şekilde kullanmak anlamına gelecektir. Mileniyalleri homojen bir grup olarak tanımlamak doğru değildir. Gruba dahil bireylere bir bir eğilinmeli ve bireysel bazda kimin profesyonel açıdan neye ihtiyaç duyduğu tespit edilmelidir. Yöneticilerin çalışanlarını farklı yönleri ve ihtiyaçlarıyla tanımaları, profesyonel açıdan ihtiyaçlarını karşılamaları gereklidir.
Ne istediklerini öğrenmek için bir tahmin ve gözlem oyunu içine girmenize gerek yoktur. Onlarla açık konuşun, sorun. Unutmayın ki mileniyaller kendileri için tasarlanmış deneyimlerin oluşturulduğu ortamlarda büyüdüler ve onlara ihtiyaçları, tercihleri, düşünceleri ve hisleri sorulduğu ve onlara uygun çalışma ortamları yaratıldığı takdirde; işlerinde daha uzun kalma ihtimalleri var. Bireysel olarak onlarla ilgilendiğinizi göstermek onları kazanmak ve şirketinize daha uzun süre hizmet etmelerini sağlamak için etkili bir yöntem olacaktır.
2- Dahil edin ve geliştirin
Mümkün olduğunca mileniyalleri şirket kararlarına dahil edin. Sahiplenmelerini ve liderlik fırsatları verilmesini sağlayın. Profesyonel anlamda gelişmeleri için fırsatlar yaratın. Belli aralıklarla her çalışanın gelişimini takip edin. Eğitimlerden memnun olup olmadıklarını sorun; öğrendikleri yetenek seti, bilgi ve deneyimleri işlerine nasıl entegre edecekleri konusunda bilgi alışverişi yapın. Onların bireysel gelişimlerinin şirketin gelişimine katkıda bulunacağından emin olun. Slavin, kendi çalıştığı CatalystCreativ’de çalışanlara sürekli nasıl daha mutlu olacaklarının ve liderlik kursu mu, mentorluk seansı mı yoksa yönetimle 30 dakikalık görüşmeleri mi tercih edeceklerinin sorulduğunu ifade ediyor. Eğer şirketinizde kurumiçi eğitim olanakları verilmiyorsa, çalışanlarınızın istedikleri eğitim olanaklarına dışardan ulaşabilmeleri için sistemler oluşturun. Onları desteklediğinizi ve kendilerine yatırım yapmak istediğinizi her fırsatta gösterin.
3- Amacı olmayan teşviklerin yeterli olmayacağını unutmayın
Mileniyallerin yaptıkları işin değerli olduğunu hissetmeleri gerekir. Ofislerinde zaman zaman kafalarını boşaltmalarını sağlayan masa tenisi masası ve donatılmış bir mutfağın ötesinde –ki bunların varlığından kimse şikayet etmeyecektir- kendilerinden ve ofiste çalışan her bireyin ötesinde büyük bir amaç uğruna çalışmaktan müthiş bir mutluluk duyarlar. Misyon, vizyon ve değerlerini en iyi şekilde çalışanlarına anlatan şirketler mileniyalleri kazanma ve bünyelerinde daha uzun süre tutma konusunda daha başarılıdır çünkü aynı amacı güden bir topluluk yaratma konusunda daha başarılıdırlar. Mileniyaller dünyayı daha yaşanılası bir yer kılmak için uğraşırlar. Aynı emelleri güden şirketler için çalışmak isterler. Örneğin şirketlerinin misyon odaklı olmasını; insanlara, belli topluluklara veya amaçlara destek veren sosyal sorumluluk projelerinde görev almak isterler. Şirketlerin çalışanlarıyla daha derin bağlar kurması, bu sayede çalışan- şirket bağlılığının daha da sağlamlaşması ve de bu değerlerdeki çalışanların kolaylıkla işlerini değiştirme kararı vermemesi insan kaynakları felsefelerinin temelini oluşturmalıdır.
4- Esnek olun
Mileniyaller özgürlük ve esneklik arayışındadır. Varlık sahibi olmaktansa deneyim sahibi olmanın peşindedirler. Dünyayı görmek, küresel bir keşfe çıkmak, başka insanların neler yaptığını gözlemlemek, yeni kültürlerin yaşayış biçimlerini anlamak isterler.
Mileniyallerin özgürce ofis dışından da çalışabilecekleri sistemler yaratın. Özgürce istedikleri yerden istedikleri saatte çalışmalarına olanak verin. Tabii ki belli zamanlarda ofiste olmaları, belli toplantılara katılmaları, teslim zamanlarına uymaları gerekecektir ancak nefes almaları, yaratıcı olmaları ve üretmeleri için olabildiğince esnek olmaları için ortam hazırlayın. Bırakın zaman zaman uzaktan çalışsınlar, daha üretken oluyor, zamanında projeleri yetiştiriyorlarsa neden olmasın. Hem siz işinizi zamanında yapıyor olacaksınız, hem de mileniyal kendi zaman ve mekanını kendi ihtiyaçları doğrultusunda seçecek ve kullanacak. Tam bir kazan-kazan durum ortaya çıkacaktır. Bu esnekliği bulan çalışan; ofis politikaları, sabah 8 akşam 5 işinin getirdiği monotonluk gibi günlük sıkıntıları yaşamayacağından, işine daha da saygı duyacak, özgürlüğün ve esnek çalışma şartlarının keyfini çıkaracaktır.
Eğer şirketinizin başarılı olmasını istiyorsanız; işgücünün çoğunu oluşturan mileniyalleri yönetmeyi, mutlu ve tatmin etmeyi öğrenmek durumundasınız. Bazen bu konvansiyonel yöntemlerin ve çalışma şartlarının dışına çıkmak anlamına gelecektir. Mileniyallerin şirkete bağlılığını sağlamak, onlara ilham vermek ve başarmalarını sağlamak insan kaynakları ve departman yöneticilerinin en önemli görevlerinden biri haline gelmiştir.
Amaç odaklı, kendini geliştirmeye, yeni deneyimler yaşamaya odaklanmış ve kendinden büyük bir varolma sebebine inanan bu nesli kazanmak ve heyecanlarını daim kılmak için işyerine esneklik getirin. Bireylere nefes alacak alanlar yaratın. Özgürlük verdikçe onların size daha yakınlaştığını, şirketin kendi felsefelerine yakın misyon ve vizyonunu dinledikçe, daha sadık çalışanlara dönüştüklerini göreceksiniz.