Markanızı hikayeniz belirler
Bu hafta Değişim Yelpazesi’nin konuğu, hikaye etme ustası Nurten Meriçer. Kendisiyle aralık ayında İstanbul’da gerçekleşecek eğitimi öncesinde hikayelerin gücü üzerine konuştuk
Hikaye anlatmak kadar güçlü bir araç var mı dünyada? Kalem kılıçtan keskindir der atalarımız. Kaleme alınmış etkileyici düşüncelerin, hikayelerin insanları kaba kuvvetten daha hızlı ikna edeceğini vurgular.
Hikayeler insanları etkiler, içine çeker, kendilerinden bir şeyler bulacakları maceraların peşinden sürükler. Hikayenin büyülü bir yönü vardır. İşte tam da bu nedenle hikaye etmek çok değerli bir yetenektir. Kimileri doğuştan yetenekli olabilir ancak her yeti gibi sonradan geliştirilebilir hikaye anlatmak.
Hikaye etmenin ustası Nurten Meriçer ile düzenlediği 'Hikayeni Anlat' eğitimleri üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Nurten Hanım, neden hikaye anlatmak önemli?
Pek çok iyi fikir, güçlü duygular, inanılmaz olaylar, harika projeler, büyük başarılar iyi anlatılamadığı için güme gidiyor, karşılığını bulamıyor. Ne anlatırsanız anlatın iyi anlatın. Hikaye etme bunun için önemli. Hikaye etme, günümüzde en etkili iletişim dili, en keskin ikna aracı. Hikayeler aklın sınırlarını aşıp kalbe giden en kısa yoldur. İnsanların gönlünü kazanarak ikna etmenin ve bir amaç uğrunda harekete geçirmenin en etkili yöntemidir.
Hikaye etmede hikayenin ne olduğu kadar nasıl anlatıldığı da önemlidir. İnsanları harekete geçiren Gandhi gibi liderlerin; Steve Jobs gibi dâhi girişimcilerin farkı kendilerine ait bir konuyu, bir dil ustalığıyla hikaye ederek evrensel değerlere dönüştürmeleridir. Bütün büyük liderler yaptıkları kadar yaptıklarından insanlık adına büyük dersler, mesajlar çıkarmayı ve bunları hikaye etmeyi başarmış kişilerdir.
Eğitimlerinizde anlattığınız hikaye tam olarak nedir? Bize bir tanım yapabilir misiniz?
Biz bir hikaye anlatmıyoruz. Katılımcıların kendi hikayelerini geliştirmelerine aracılık ediyoruz. Sonuçta ortaya çıkan şey bir ürün de olabilir, bir senaryo veya marka da... Eğitimde anlattığımız şey hikaye etme tekniği. Bunu nerede nasıl kullanacaksınız size kalmış. Tasarım yaparken hikaye oluşturarak işe başlarsanız daha doğru ürünler ve kullanıcı için daha etkili bir deneyim tasarlıyorsunuz. Müzik yazarken de aynı şey geçerli. Bin saatlik belgesel malzemesi var elinizde. Bunu nasıl 1 saatlik bir hikayeye dönüştüreceksiniz? Bunun için de hikaye etmeyi bilmek işe yarıyor.
Herkes güzel hikaye anlatabilir mi?
Hikaye deyince çoğumuzun aklına öykü diye de tabir edilen edebi metinler gelir. Ancak geniş bir çerçeveden bakıldığında hikaye edebiyatla sınırlı değildir, sözlü edebiyata giren efsaneler ve destanlar da bize hikayeler anlatırlar. Şarkılar en güzel hikaye biçimlerinden biridir. Sinema kendi dilinde hikaye anlatır. En kısa hikayeleri ise, markalar reklamlarıyla anlatırlar. Siyasi liderlerin yürüttükleri etkili kampanyaların hepsi birer hikayedir. Gazetelerde okuduğumuz, televizyonlarda izlediğimiz haber ve röportajlar da bize her gün çevremizde olan biteni hikaye ederler. Hikaye etme her alanda kullanılabilecek çok temel bir beceridir. Çocuğunuza bir şey öğretirken de, ürününüzü müşterinize anlatırken de işe yarar. Pek çok marka da artık ürün değil, hikaye sattığını keşfetmiştir ve yeni müşteri kazanmak ve var olan müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için hikaye anlatırlar. Tüm bu sebeplerden hangi alanda çalışırsa çalışsın, herkes güzel hikaye anlatabilmelidir.
Hikaye anlatmak öğrenilebilir bir yetenek mi?
Hikaye anlatmaya doğuştan yeteneği olanlar mevcut pek tabii ki ancak hikaye etmek öğrenilebilir bir beceri. Herkes güzel hikaye anlatamasa da hikaye etme tekniğini öğrenerek derdini daha iyi anlatabilir; kendini daha iyi ifade edebilir; mesajını karşı tarafa daha net geçirebilir. Elimizde her zaman bir hikaye olmayabilir. Hikaye, anlatıcı tarafından hikaye edilen olay ve hareketlerdir. Bunu bulabilmek ayrı bir beceri gerektirir. Bunları bir araya getirip üçüncü kişilere aktardığımızda ortaya bir anlatı çıkar. Hikaye etme ise anlatının iç düzenini kurma işi ve hikaye etme tarzıdır. Bunların hepsi öğrenilebilir. Bunların üzerine bir de yeteneğiniz varsa iyi bir hikaye anlatıcısı olabilirsiniz.
Olağan bir hikayeyi çarpıcı hale getirmek anlatanın elinde mi?
Gün içinde hepimiz aynı olaylara bakıyoruz ya da aynı şeyleri görüyoruz. Diyelim ki önümüzde bir araba kazası oluyor ya da yandaki binada yangın çıkıyor. Herkesin elinde benzer cep telefonları var. Olayı gören herkes bir şekilde eşine dostuna gördüklerini anlatmak, haber vermek istiyor. Kimi fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşıyor. Kimi telefonu açıp bir saat anlatıyor. Kimi yanındaki ile anılarını paylaşıyor. Kimi tweet atıyor 140 karakterle sınırlı bilgi geçiyor. Sonra akşam televizyonda olayın haberini izliyor ve çok şaşırıyor. 'Ben de oradaydım ama şunu hiç görmedim, bunu hiç duymadım, hiç böyle anlamamışım' diyor. Bu olayı hikaye eden ya da nakleden kişinin farklılığı ya da başarısında. Bize bambaşka bir bakış açısı ile sunuyor aynı olayı. Aynı fıkrayı 5 kişiden dinlersiniz ama sadece birine çok gülersiniz. Bazı sunumlarda ikinci slayttan sonra dikkat dağılır herkes konuşmaya başlar. Bazılarında ise salonda çıt çıkmaz.
Bir hikayeyi dinleyiciler için çekici kılan öğeler nelerdir?
Pek çok şey olabilir. Sanırım en önemlisi anlatanın hevesi ve içtenliği. İnandırıcılığı sağlayan pek çok unsur var. Anlatıcı ile dinleyicinin aynı imajlara bakabilmesi önemli. Anlatıcının bunu sağlamak için neler kullandığı belirleyici.
Eğitimlerinizin içeriğinden bahsedebilir misiniz?
'Hikayeni Anlat', katılımcılarına hikayelerini anlatmaları için teorik ve uygulamalı bilgi, beceri ve deneyim kazanabilecekleri bir program sunuyor. Hikayeni Anlat dersler ve atölyelerden oluşuyor. Hikayenin Temelleri başlığı altında Analiz, Yazım ve Anlatım dersleri var. Bunlardan en az birine katılmanız gerekiyor. Sonra uygulama atölyelerinden istediklerinize katılıyorsunuz. Zorunlu derslere ve yeterli sayıda atölyeye katılarak eğitimin sonunda 'Hikaye Anlatıcısı' unvanı alabiliyorsunuz. Program haftasonlarında olmak üzere yaklaşık bir aylık bir süreye yayıldığı için yeterince egzersiz yapma imkanı da oluyor.
Merak edenler aralık ayı içinde TAK Kadıköy'de yürüteceğimiz açık programa katılabilirler. Daha detaylı bilgi almak için http://hikayenianlat.wordpress.com/ blogumuzu ziyaret edebilirler.
Kısacası, eğitimlerinize katılanlara hikaye yazmayı/anlatmayı öğretiyorsunuz, öyle değil mi?
Evet. Bunlar temel dersler. Analiz dersinde ellerindeki malzemeyi tanıyorlar. 'Babamın anneme yazdığı mektupları buldum, bundan bir hikaye çıkar mı?' diye başlıyorlar. Sonra bunu nasıl bir anlatıya dönüştüreceklerini öğreniyorlar yazım dersinde. Kimin ağzından hangi olayları anlatacaklar. Sonra da bunu nasıl anlatacaklarını anlatım dersinde keşfediyorlar. Kırmızı Başlıklı Kız hikayesi hep aynı ama ben anlatırsam başka türlü, siz anlatırsanız başka türlü bir şey ortaya çıkıyor.
Katılımcılarla ne kadar etkileşim içinde oluyorsunuz?
Program teori ve egzersizlerin ötesinde katılımcılara kişiye özel bir deneyim de sunuyor. Program sonunda katılımcılar bir yaratıcı süreç sonucunda oluşturdukları yazılı, sözlü, görsel ve dijital malzemeleri kullanarak kendi hikayelerini oluşturabiliyorlar. Hikayelerinden yola çıkarak yazılı ya da sözlü bir anlatı hazırlayabiliyorlar. Bu anlatılarını seçecekleri araçlar ile (sinema, fotoğraf, müzik, dijital iletişim, medya iletişimi, kurumsal iletişim vs..) hikaye edebiliyorlar. Atölyeler sonunda eğiticiler verdikleri projeleri değerlendirip katılımcılara birebir geri bildirim de veriyorlar.
Hikayelerin gücünü vurgulayan eğitimler vermeye ne zaman, nasıl başladınız?
Yaklaşık bir yıldır. 2009 yılından bu yana PechaKucha Night başlıklı dünyada 800 civarında şehirde yapılan bir etkinliği İstanbul'da yapıyoruz. Her seferinde 6-8 konuşmacı çıkıyor sahneye. Her biri kendisine göre çok önemli bir şeyi 6 dakika 40 saniye içinde anlatmaya çalışıyor. Hikayeni Anlat eğitimini yapmaya bu sunumları yıllarca izledikten sonra karar verdik. İhtiyacı orada gördük. Çok sıradan bir projeyi çok iyi anlatanlar var. Şahane bir fikri batıranlar var. Zaman kısıtı koyduğunuz anda hikaye etmenin ne kadar önemli bir fark yarattığını çok net görüyorsunuz.
Eğitimlerinize katılan profesyonellerin profilleri nedir? Ne öğrenmeyi amaçlayarak eğitime katılıyorlar?
Bizim profesyonel katılımcılarımız daha çok yaratıcı endüstrilerde çalışanlar. Reklam, medya, ürün yönetimi, pazarlama, kültür-sanat, mimarlık, tasarım gibi alanlarda çalışan profesyoneller. Kişisel gelişim amaçlı gelen katılımcılarımız ise daha çok yazılı ve sözlü iletişim, etkileme, ikna etme, liderlik, yaratıcılık, sunum ve satış yetkinliklerini geliştirmek amacı ile katılıyorlar.