İşverenler SGK teşviklerinden neden yeterince yararlanamıyor?
16 Aralık'ta Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşecek Gündem Toplantıları’nın bu dönemki konusu ağırlıklı olarak teşvik yasaları ve uygulamaları
İşsizlikle mücadele ve yeni istihdam yaratmak, ekonominin kalkınması ve toplumun refahı için en önemli devlet politikaları arasında. Bize bir durum tespiti yapabilir misiniz? Başlıca aktörler; devlet ve özel sektöre ne gibi görevler düşmekte?
Çalışma hayatının en önemli unsurlarından biri de işsizlik. İşsizlik olgusu, Avrupa'da ve özellikle ülkemizde, ekonominin ve kalkınmanın önünde duran en büyük engel. Ekonomik ve toplumsal kalkınmanın vazgeçilmez çözümü ise devlet politikaları içerisinde birincil önem taşıyan işsizlikle mücadele. İş hayatındaki istihdam oranları, 2013 Dünya Kalkınma Raporu'nda da belirtildiği üzere; dünyada on işten dokuzunun özel sektör tarafından arz edildiğini göstermekte. Kısacası, özel sektörün istihdam yaratmada büyük rolü mevcut. Burada ekonomik kalkınmayı sağlamak için devlete destekleyici bir görev düşmekte: uygun yatırım ortamını sağlayarak ekonomik büyüme için özel sektörü desteklemek ve yapısal istihdamı teşvik projeleri ile ekonominin kalkınmasına yardımcı olmak devletin esas görevi.
Nedir bu istihdamı teşvik projeleri? Biraz bahseder misiniz?
Ülkemizde istihdamı artırmak ve işverenleri teşvik etmek amacı ile bölgesel ve sektörel istihdamı teşvik projeleri üretilmiştir. Ülkemizdeki teşvik projelerinden örnek vermek gerekirse; 5 puanlık prim teşvikinden yararlanma, 4447 Sayılı Yasa gereği teşvikten yararlanma, 6111 Sayılı Torba Yasa'nın getirdiği teşvikten yararlanma, yurt dışına götürülen Türk işçiler ile ilgili %5 teşvikten yararlanma, 10 ve üzeri sigortalı çalıştıran işverenlere uygulanan teşvikten yararlanma, 5746 Sayılı AR-GE faaliyetleri teşvikinden yararlanma, 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimleri teşvikinden yararlanma, engelli ve eski mahkum çalıştırma teşvikinden yararlanma gibi başlıca SGK teşvikleri yer almaktadır.
Sizce neden bu istihdam teşviklerinden az sayıda işveren yararlanmakta?
Ülkemizde kayıt dışı ekonomi ve işsizlikle mücadele ile bölgesel ve sektörel kalkınmayı amaçlayan SGK teşviklerinden oldukça az sayıda işveren yararlanmakta. Devletin istihdam hedeflerine ulaşmak için özel sektörün yararına sunduğu bu teşvikler, özel sektörün insan kaynağına daha ekonomik olarak ulaşmasını sağlamakta. Şimdi sizin sorunuza gelelim: Amaç bu denli açıkken, işverenler bu teşviklerden neden az yararlanıyorlar? Ben bunu beş ana sebebe bağlıyorum.
Birincisi teşvik uygulayıcı personelin ya da bilginin yetersiz olması. Ülkemizde özellikle son birkaç yıl içerisinde değişen ve henüz "genç" tabir edeceğimiz birçok yasa mevcut. Bu yasalardaki hükümleri ve de SGK teşviklerinin içeriğini özel sektör çalışanları yeterince bilmemekte. Kısacası, çalışanlarının bilgi eksikliği yüzünden işverenler sözü edilen teşviklerden yararlanamamakta. İşin bir diğer boyutu da özel sektör çalışanlarının yasa takip ve uygulama konusunda zayıf olmaları. Bu sebeplerden, işverenler aslında yasal olarak hak ettikleri fakat ilgili personelin bilgi eksikliği nedeni ile kullanamadığı maddi menfaatlerden yoksun kalmaktalar.
İkinci bir sebep olarak teşviklerdeki yasal karışıklığı gösterebiliriz. Yasa koyucunun ve ilgili kurum ve kuruluşların anılan teşvikleri henüz uygulamadan, bütünlüğün sağlanamadığı aşamalarda değişikliklere gitmesi karmaşıklığa sebep olmakta. Teşvik paketlerinin uygulaması karmaşık olduğundan ve içeriği zor anlaşıldığından teşvik paketlerinden yararlanmak iyice zorlaşmakta. Uygulayıcı personelin bilgi eksikliği de işin içine girince, yasalardaki değişikliklerin takibi neredeyse imkansız hâle gelmekte. Bir de üzerine ilgili kurumların birbirinden çelişkili uygulama kararları çıkarmaları sonucunda karmaşa giderek artmaktadır.
Örneğin, uygulanmakta olan bir teşvik paketinin yeni bir yasal düzenleme ile değiştirilmesi ve değiştirilirken de süre ve kapsamındaki bilgilere yeterince yer verilmemesi, zaten takibi ve uygulaması güç olan teşvik programını daha da zorlaştırmakta ve işverenlerin takibini zorlaştırarak uygulanmasında sıkıntılı durumlara yol açabilmektedir.
Bir diğer husus işverenlerin idari para cezaları ile karşı karşıya kalma korkusu; teşvik uygulayıcılarının yeterince bilgi sahibi olmaması ve çıkarılan teşvik paketlerinin yeterince açık olmaması bir belirsizlik ortamı yaratmakta. Uygulama bütünlüğündeki sorunların da mevcudiyetiyle beraber bu teşviklerden yararlanmak işverenler için giderek daha zor bir hal almıştır. Böyle karmaşık bir ortamda teşvikten yararlanmak isteyen işverenlerin, uygulamada yanlış bir işlem tesis etmesi halinde idari para cezaları ile karşı karşıya kalma korkusu da işverenlerin teşvikten yararlanma konusunda yeterince istekli olmamalarına neden olmakta.
Personelin donanımlı olmaması ceza yaptırımına neden olabilir
Devlet tarafından çıkarılan teşvik paketlerinin doğru kullanılması halinde işverenlerin üzerindeki maddi baskının bir kısmının kaldırılacağı doğrudur ancak uygulamadaki bütünlüğün sağlanamaması ve uygulayacak personelin yeterli derecede donanım sahibi olmaması işverenlerin aleyhine idari para cezaları yaptırımını beraberinde getirmektedir. Örneğin; bir işveren, 5 puanlık prim indiriminden yararlanırken, personelin bilgi eksikliğinden kaynaklanan yanlış uygulama ile hem geriye dönük yararlandığı tüm indirimleri yasal faizi ile ödeme zorunluluğu, hem de idari para cezası ile karşı karşıya kalabilmektedir.
SGK'nın tahsilatı hızlandırmak adına oldukça başarılı olan ve işverenin yüksek istihdam maliyetlerini aşağıya çeken bu nedenle de işverenler tarafından yaygın olarak kullanılan 5 puanlık indirim, aynı zamanda işverenlerin tepesinde Demokles'in Kılıcı gibi durmaktadır. SGK'nın uygulama karışıklıkları, SGK birimlerinin farklı yorumları, bilgi eksikliği olan personelin yanlış aksiyonları işverenlerde sık sık 5 puanlık indirimimizi kaybedeceğiz korkusu yaratmaktadır. Bazı durumlarda bu indirimin geriye dönük ödenmesi ise, düşük yatırım sermayesi ile çalışan işverenlerimiz için gerçek bir kabus haline gelmektedir.
İşverenlerin teşvik paketlerinden yeterince yararlanamamasının bir diğer nedeni de, anılan teşviklerle ilgili kontrol mekanizmasının zayıflığı ve bilgi danışılacak kamu kurumu personellerinin konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmamasıdır. Özellikle insan kaynaklarında yeterince kontrol edilemeyen programlar ve mevzuatta sık sık gidilen değişikliklerle, oturmuş bir düzenin sağlanamaması yazılım programlarının hazırlanmasında da güçlükler ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan, ilişkili kamu kurumu personellerinin teşvik paketleri ve bilhassa Teşvik Yasalarının uygulanmasında yol gösterici rol oynamamaları, bu teşviklerden yararlanmada önemli ölçüde karışıklığa ve maalesef teşviklerin uygulanmamasına yol açabilmektedir.
Mevcut yazılım programları gerekli veriler konusunda yetersiz
Son olarak, personel özlük işleri ve bordro yazılımlarının ve sistemlerinin yetersizliğini, işverenlerin teşvik yasalarından yararlanmalarının önündeki engellerden sayabiliriz. Birçok şirketin personel özlük bilgilerini doğru şekilde barındıran sistemleri bulunmamaktadır. Ayrıca, mevcut yazılım programları teşviklerin uygulanması için gerekli verilere ulaşma konusunda yetersizdir. Örneğin, 6111 Sayılı Torba Yasa ile gelen yeni istihdam teşviki uygulanması ve anlaşılması oldukça kolay olan bir teşviktir. Şirketlerin bordro programları bu teşvik için gerekli olan son altı aylık çalışan ortalamasına interaktif olarak ulaşmakta bile güçlük çekmektedir.