İnovasyon takımlarına inovatif kurallar
İnovasyon fikri bulmakla bitmiyor, aslında yeni başlıyor. Tüm bu olağanüstü yaratıcı fikirlerin pazarlanması fikri bulmaktan daha sancılı bir süreç, daha çok ter, daha çok risk, daha uzun saatler gerektirmekte.
İnovasyon her firma için büyülü bir tını gibi. Herkes inovasyonu farklı tanımlıyor, çoğu zaman başta kâr olmak üzere farklı kazanımlar arayışında inovasyon yapmak istiyor.
Bir de, ana ürünleri inovasyon olan firmalar var ki, onlar verdikleri inovasyon hizmetini “inove” etme, yenileme, değiştirme çabasındalar. Sağlık, finans, seyahat ve tüketici ürünleri sektörlerine inovasyon hizmeti veren Continuum “nasıl daha etkili inovasyonlar gerçekleştirilebileceğini” takım seviyesinde incelemekte.
2012 yılında yazdığı makalede o dönemde Continuum’un CEO’su Harry West (bugün küresel tasarım strateji firması frog’un CEO’su) herhangi bir takımı daha inovatif yapmanın 3 basit yolunu gösteriyor.
Continuum takım seviyesinde inovasyonu nasıl körüklüyor?
İnovasyonu ateşlemek ve takımları inovatif düşünmeye itmek için 3 yöntemden söz etmekte West; yaratıcı sürtüşmeyi aktif bir şekilde yönetmek, inovasyonun gerçekleştirildiği proje odalarını inovasyonun ve de şirketin baştacı yapmak ve de inovasyon yaparken yaratıcılığı konsept oluşturma sürecinde olduğu kadar ticarileşme sürecine de yansıtmak.
Siz de bu inovatif kuralları kendi takımınızda uygulayarak, inovasyona kapılarınızı açabilirsiniz.
1. Yaratıcı sürtüşmeyi yönetin
Yanlış sürtüşme takım içinde insanların birbirinden nefret etmesine ve potansiyellerini kullanmamalarına yol açar, ancak doğru tipte ve dozda sürtüşme sonuç almanızı sağlar. Nasıl iyi sonuç veren yaratıcı sürtüşmeyi destekleyebilirsiniz?
Deneyiminizi paylaşın
Müşteri de dahil olmak üzere tüm takım inovasyon sürecinin her bir sürecinde bir araya gelsin, beraber çalışsın. Beyin fırtınasıyla fikirlerin bulunmasından tüketici davranışlarının ve tercihlerinin keşfine, olanakların analizinden, nihai fikre ulaşmaya dek herkes orada olsun. Fiziksel olarak ve zihnen. Müşterilerinizle doğrudan çalışmanız onların ihtiyaçlarını ve tercihlerini anlamanız açısından çok önemli. Bir fikri beraber geliştirme yolculuğunda beraber çalışmak çok güçlü bir bağın kurulmasına, ortak bir yönün, amacın ve duygunun yakalanmasına doğal bir süreç içerisinde yol açmakta.
İletişim engellerini ortadan kaldırın
İnsanlar farklı şekillerde iletişim kurarlar. Takım içindeki kişilerin sosyal stillerini öğrenin. Herkes birbirinin sosyal stilini bilsin ve birbirine ona göre davransın. Sürücü mü, dost canlısı mı, analitik mi, dışa dönük mü? Takım arkadaşınızın davranışlarını sosyal stili çerçevesinde değerlendirirseniz, onu daha iyi anlar, size garip gelen davranışlarının veya tepkilerinin sadece sizden farklı olduğu için, kendi karakterinin, iş yapısının bir sonucu olduğunu daha net görür. Birbirinizin özellikleriyle şakalaşır hale gelirsiniz. Örneğin, son derece düzenli bir insanin, belli formatlar ve basamaklarla iş sürecini takip etmek istemesi normaldir. Daha kreatif düşünen, büyük resmi gören bir insan için ise, bu bakış açısı detaylara takılma, lüzumsuz süreçlere boğulma olarak görülebilir ancak sizin vizyonu tayin etmeniz kadar, detayların kontrol altında olması da önemlidir. Farklılıklarınız takımınızın gücüne güç katacak, herkes birbirinin zayıf noktalarını tamamlarken, güçlü yönlerden tüm takım yararlanacaktır.
Var gücünüzle deneyin
Kendinizi proje odasına kilitleyin ve fikirleri enine boyuna tartışın. Saatler geçsin, farkında bile olmayın. Konsantrasyon seviyenizi kimse indiremesin. Anda, fikirde, karşınızdaki insanda, o proje odasında olun. İnovasyonun büyüsü algıyı analize katmakla gerçekleşir. Çok az insan bunu kendi başına başarabilir ancak iyi çalışan bir takım hem oldukça yaratıcı hem de keskin bir eleştirel zihin olarak işleyebilir. Takım açık, kendinin bilincinde bir tek beyin gibi bir yandan yaratırken, diğer yandan kolayca ikna olmayıp herşeyi tartışarak, eleyerek, süzerek, tartarak fikir üretme sürecinde ilerler. İletişim hızlı ve kimi zaman rahatsız edecek ölçüde dürüst olmalıdır. Herkesin bir amacı vardır, o odadan bir inovasyonla çıkmak.
2. Yaratıcılığı merkeze koyun
Yaratıcılık nerede gerçekleşir? İnovasyonun yapılması için tasarlanmış proje odasında. Fikrin ve konseptin oluşturulmasından hayata geçirilmesine kadar herşeyin gerçekleşeceği inovasyon alanı. Tabii ki proje odalarını çalışmak için ilham veren yerler olması gerekir, doğal ışıkla aydınlanan, tüm takımın rahat rahat çalışabileceği kocaman ferah alanlar, yeni fikirleri yazdıkları post-itlerini aşacaklarını beyaz tahtalar, iyi bir ses sistemi ve video bağlantıları, takımın diğer ofislerdeki takımlarla iletişim kurabilecekleri teknoloji. Odaklanmak ve yaratıcı olmak için ideal bir ortam. Bu güzel bir hayal… Peki, bu rüya proje odaları genelde nerede? Şirketin bodrum katında depodan hallice...
Çıkarın CEO’nuzu, direktörlerinizi, şirketin en ışık alan, en ferah, en ilham veren, en etkileyici odalarından, kırın duvarları, birleştirin odaları ve kocaman bir proje odası yapın.
Kimsenin görmediği yerlerde olmasın bu odalar, gözler önünde olsun. Tüm şirket çalışanları bilsin, büyük fikirlerin bu odalarda doğduğunu, olumlu enerji gelsin her yerden, herkesten.
3. Nihai ürün kucağınıza gelene kadar orada olun
İnovasyon fikri bulmakla bitmiyor, aslında yeni başlıyor. Yeni bir fikrin yaratılması, yeni bir değerin oluşturulup kullanıcısıyla buluşması anlamına gelmekte inovasyon. Tüm bu olağanüstü yaratıcı fikirlerin pazarlanması fikri bulmaktan daha sancılı bir süreç, daha çok ter, daha çok risk, daha uzun saatler gerektirmekte. Çoğu şirkette konsepti geliştiren yeni fikirden sorumlu takım inovasyonun daha sonraki ticarileşme süreçlerine dahil olmuyor. Geliştirme, üretme, eğitim verme, pazarlama gibi alanları başka bir takım yürütüyor. Çoğu zaman da iki takım arasında iletişim ve beraber çalışma efektif bir şekilde yapılmamış olduğundan bir kopukluk yaşanıyor.
Sonraki süreçlerden sorumlu ticarileştirme ekibi bazen fikre tam olarak inanmıyor, bazen kalbini aklını işe tam vermiyor, bazense fikri hiç eleştirmeden ilk ekibin tasarladığı gibi, hiçbirşeyi değiştirmeden hayata geçiriyor. Bu yöntemlerin hiçbiri inovasyona yarar sağlamıyor, hatta inovasyonun başarısızlığa uğramasına yol açıyor.
Başarılı inovasyonların orijinal fikirden sapmalara uğradıklarını, ilk düşünülen fikrin bir model üstü, rafine versiyonu olduklarını görüyoruz. Öncesi ve sonrası birbirine çok benzese de, tam olarak aynısı değil.
İnovasyonun başından sonuna, konsept oluşturmadan ticarileşmeye, aynı takımın sorumlu olması herzaman mümkün olmayabilir ancak devir teslimin doğru yapılabilmesi için en azından bir kişinin sürecin başından sonuna orada olması ve tüm inovasyon surecini izlemesi önemli. Bu kişi süreçten kendini sorumlu hissedecek, yanlış anlaşmaları canla başla düzeltmeye çalışacaktır. Fikir ve ürün seviyelerinde farklılıklar olması sağlıklıdır. Herkesin işini doğru yaptığını gösterir. Fikir ve gerçekleştirilen ürün arasındaki küçücük bir fark dahi göz ardı edilmemelidir.
BBVA’nin Chief Innovation Off icer’i Beatriz Lara böyle durumlarda şempanze ve insan DNA’sı arasındaki farkın sadece %1 olduğunu hatırlatır!
Başarılı fikirler büyük bir gizlilik içinde doğmaz, fikir ve ticarileştirme takımı arasında yürütülen açık ve sağlıklı bir iletişim sonucunda doğarlar. Bu iki takım arasında biz ve siz ayrımı olmamalıdır. Takımlar inovasyon ekosistemi içinde aynı hedefe koşarken birbirlerinden ayrılmaz olmalıdır.