İlk resmi marka hikayeniz: İş planınız
İş planınız sizde hangi duyguları uyandırmalı? Güven, motivasyon, ilham….
Hikayeler artık çocukların dünyasından çıktı, büyüklerin hatta iş insanlarının dünyasının merkezine oturdu. Markaların finansal tabloları kadar anlattıkları hikayelere, temsil ettikleri felsefelere ve yaptıklarını neden ve nasıl yaptıklarına dikkat ediyoruz. Şirketlerin hikayeleri bizi yatırımcı veya müşteri olmaya itiyor. Fikirleri, idealleri, iş yapış biçimleri bizim gibi olan kişilerin kurduğu markalara yakınlık duyarız. Büyüme çağından itibaren gördüklerimiz bizi düşünmeye sevk eder, birey olarak şekillendirir. Bazılarımız gördüklerinden çok etkilenir ve yetişkin olduklarında yoksulluklara, haksızlıklara, ihtiyaçlara çözüm ararız. Blake bu yetişkinlerden biri. Henüz çocukken Arjantin’in köylerini ziyaret etmiş ve yerli çocukların ayakkabısız olmaktan dolayı çektikleri sıkıntılar hafızasına kazınmış. Blake Mycoskie Toms Shoes’u yardım etmek amacıyla kurmuş. Espadril tipi ayakkabılarıyla ünlü Toms markasının en önemli özelliği sattığı her bir çift ayakkabı için ayakkabısı olmayan bir çocuğa ayakkabı temin etmesi. Mottosu bire bir. Alışılagelmeyen bir sosyal işletme haline gelen Toms’un başarısı sonuçlarıyla ortada: bugüne kadar, Toms ayakkabısı olmayan 50 milyon çocuğa ayakkabı sağlamış, 6’dan fazla ülkede 250.000 hafta kullanılacak temiz su temin etmiş. 2015 yılında lanse ettiği çanta koleksiyonuyla beraber, sattığı her bir çanta ile doğum yapan ihtiyaç sahibi bir anne ve bebeğe yardım ulaştırmakta.
Blake’nin yaptığı iş insanların hoşuna giden ürünler satmakla sınırlı değil, müşterilerine normalde ulaşamayacakları insanlara yardım etme imkanı tanıyor. Kendi gibi sosyal bir amaca hizmet isteyen kişileri müşteri olarak kazanmak istiyor. Hikayesiyle sadece stil, kalite ve fiyat avantajı sunmakla kalmaz, müşterilerini de başkalarına yardım eli uzatma felsefesine ortak eder, kurumunun amacına müşterileriyle beraber ulaşır, herkesi çözümün parçası haline getirir.
Maya Angelou’nun sözü, kişi bazında olduğu kadar girişiminiz için de geçerlidir. “İnsanlar ne dediğinizi unutacaklardır, ne yaptığınızı unutacaklardır, ancak onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmayacaklardır.” İnsanlara birşeyler hissettirmenin en etkili yolu ise hikaye anlatmaktır. Hikayeler anlam yüklüdür, dinleyenleri girişim yolculuğunuzun iniş çıkışlarına götürürler. İşletmenizin fikir aşamasından nasıl doğduğunu, ilk üretiminizi ne gibi şartlarda yaptığınızı, işlerinizi büyütme fırsatını nasıl kullandığınızı, ne zorlukları aştığınızı ve tüm bu yolculuk içinde neler düşündüğünüzü, nelere inandığınızı gösterir. Müşterinizin zihnine ve kalbine ulaşan bir hikaye ile soğuk bir kurumdan müşterinizin ürünlerini kullanmaktan gurur duyduğu bir markaya dönüşürsünüz. Markanız insanileşir, karakteri, duyguları, düşünceleri ve duruşu olan bir birey halini alır.
İlk resmi hikayeniz: İş planınız
İşletme fikrinizle yola çıktığınızda, yatırımcılar, potansiyel ortaklar ve müşterilerle konuştuğunuzda hikayenizi heyecanla ve inançla anlatırsınız. Ancak ilk yazılı resmi hikayeniz iş planınızdır. Bir iş planı oluşturmak sadece iş fikrinizi detaylandırmak, iyi ve kötü senaryoları öngörmek, riskleri en aza indirgemek ve problemlere derhal müdahale edilmesi için gerekli planlamayı yapmanın ötesinde bir çalışma gerektirir. Özünde, iş planı fikrinize güven aşılama egzersizidir.
İyi bir iş planında sadece detaylar yoktur, heyecan veren, ilham kaynağı olacak bir vizyon vardır. Ruhunuzu sıkan bir dokümanı okuyup çok şükür bitti demezsiniz, bilakis yapacağınızın işin nasıl oyunun kurallarını değiştireceğini, neden şu anın piyasaya girmek için doğru zaman olduğunu, ve neden yaptığınız işin bu kadar önemli olduğunu yazarsınız.
İş planınız işinize duyduğunuz tutkunun, heyecanın ve güvenin aynası olmalıdır. İş planınızın hazır olduğunu kendi kendinize konuşmalarınızda verirsiniz. İş planını yazdınız ve birkaç saat sonra okudunuz, nedir düşünceleriniz? Eğer aşağıdaki 8 düşünce aklınızdan geçiyorsa, o iş planı tamamdır demektir. İş planınız yazarında yani sizde nasıl düşünceler ve duygular uyandırmalı? Inc. com’un listesi şöyle:
1. Keşke yatırım yapacak param olsaydı...
Sıkı bir iş planınız varsa, keşke derin ceplerim olsaydı dersiniz. Başka birinin parasıyla kumar oynayacağıma, kendi param olsaydı da, bu başarıyı kendim finanse ediyor, başarıyı her yönüyle üstlenebiliyor olsaydım demelisiniz. Bu sarsılmaz güven yatırımcı bulmanızı kolaylaştıracaktır.
2. Artık satıyormuş gibi hissetmiyorsunuz…
Yatırımcılar, danışmanlar, ortaklar veya potansiyel çalışma arkadaşlarıyla konuştuğunuzda, onlara sofistike bir kavramı satıyormuş gibi hissetmiyorsunuz; adeta konuştuğunuz insanlara dünyanın en iyi saklanmış sırrını veriyorsunuz. Onları bu yolculuğun bir parçası olmaya davet ederken büyük bir iyilik yapıyorsunuz. Bu güven çevrenizdekilerle tüm etkileşimlerinizi dönüştürecek, işinizi ilerletmenizi hızlandıracak.
3. İnsanların logonuzu kendilerine dövme yaptırdıklarını hayal ediyorsunuz…
Sezgilerinize dayanarak anlamlı ve insanlara değer yaratacak bir şey yarattığınızın farkındasınız, insanların günün birinde sizin markanızın logosunu dövme yaptırmaları size hiç de uzak gelmiyor. Dünyada gerçekleştirmek istediğiniz değişikliğe odaklandığınız zaman, sihirli şeyler olmaya başlar.
4. Kendinizi enerji dolu hissedersiniz...
Sadece girişimcilerin alışık olduğu uzun saatlere rağmen, kendinizi enerjik hissedersiniz. Her yeni güne amacınıza ulaşmak için verilmiş bir fırsat olarak sarılırsınız, elinizden gelenin en iyisini yaparsınız. Bu enerji ve dinamizm manyetik bir etkiye sahiptir, etrafınızdaki insanları kendinize çekersiniz.
5. Risk almak doğal gelir…
Korkularınız azalır ve risk almak eskisinden kolay gözükür. Bilirsiniz ki riskler sizi vizyonunuza götürecek. Cesur bir şekilde düşünürsünüz, fikirleriniz kafanızda daha nettir. Fırsatları potansiyel başarısızlıklardan daha kolay ayırırsınız. Riskleri sizi istediğiniz yere götürecek gereklilikler olarak görmeye başlarsınız.
6. Ortaklık stratejisi geliştiriyorsa...
Büyük girişimciler büyütmenin en hızlı ve etkili yolunun stratejik ortaklıklar sonucu gerçekleştiğini bilirler. Başlangıçta hangi ortaklığın doğru hangisinin yanlış olduğunu ayırt etmek zordur, ancak net bir iş networku oluşturduktan sonra hangi partnerin sizi nereye götürebileceğini öngörmek kolaylaşır.
7. Sıkı bir hikayeniz varsa...
Basınla, yatırımcılar veya danışmanlarla mı konuşuyorsunuz, işinize duyduğunuz heyecanı yansıtır şekilde hikayenizi anlatıyorsunuz. Tanıştığınız herkese hikayenizi anlatıyorsunuz, fikirlerini alıyorsunuz, geri bildirim vermeleri için sürekli farklı sorular soruyorsunuz. Kendinizi iş fikrinizle ilgili konuşmaktan alamıyorsunuz. Aklınız hep yeni işinizde.
8. Fikirler size akıyor…
İyi bir iş planını sağlam bir strateji destekler - iyi bir strateji fikirlerin doğal bir silsile içinde birbirleriyle ahenkle var olmasını sağlar. Otomatik bir şekilde pazarlama, takım birliği, satış teşvikleri gibi alanlarda güçlü fikirler üretebiliyorsanız, kazanan bir takımdasınız demektir.
Sayı ve veri ağırlıklı kuru bir dokümanın bile okuyanları içine çeken, ilham veren bir hikaye olabileceğini unutmayın. İş planınız işletmenizin ilk basılı hikayesi olacaktır. Hikayenizin okuyucularını sürüklediğine emin olun.