İçe mi, dışa mı dönüksünüz? Oysa, bir ihtimal daha var!
“Ben içe dönüğüm” “ben dışa dönüğüm” diye anons edip karakter özelliklerimiz dışında kalan özellikleri yok saymadan önce, dengeye ne kadar yakın olduğunuzu yani içe dönükseniz dışa dönük özelliklere veya tam tersi dışa dönükseniz içe dönük özelliklere nasıl esneyebileceğinizi düşünün.
İçe dönük ve dışa dönük insanlar yok değil, peki ille de birinden biri mi olmalısınız? Hayır, bilakis dengede olmak en iyisi!
1920’lerde içe dönük ve dışa dönük terimlerini ünlü psikolog Carl Jung ortaya atmıştır. O günlerden itibaren de, birçok kişilik testi saptamalarını içe dönük ve dışa dönük kişilik özellikleri üzerine kurmuştur. En yaygın kişilik testlerinden Myers-Briggs’in beş temel karakter özelliğinin başında içe ve dışa dönük olmak gelmektedir. Jung’un bu iki temel karakter özelliğiyle ilgili yaptığı en önemli saptama, içe dönük kişilerin enerjilerini yalnızken aldıkları, dışa dönüklerin ise, çevrelerinden ve ilişkide oldukları kişilerden aldıklarıydı. Jung zamanında bir üçüncü grubun da var olduğunu ve bu grubu motive edenin kendi içinden mi, yoksa çevresindeki insanlardan mı geldiğini saptamanın pek de kolay olmadığını söylemiştir. Psychological Types’ta yayınlanan makalesinde, Jung bu üçüncü grubun sayıca diğer iki gruba göre daha fazla olduğunu ve sivrilmemiş normal insanların sıklıkla bu kategoriye girdiğini yazmıştır.
Modern psikoloji araştırmaları Jung’un bu çıkarımını doğrular. Dengeli, karakterlerinde hem içe dönük hem de dışa dönük özellikler bulunan insanlara sıklıkla rastlanmaktadır. Bu kişiler ‘ambivert’ olarak tanımlanır. Wall Street Journal’a verdiği bir röportajda, psikolog Adam Grant ambivert’lerin toplumun yarısı ve üçte biri arası nüfusunu oluşturduğunu söylemiştir. Bu iyi bir haberdir çünkü bu dengeli bireyler özel hayatlarında ve iş hayatlarında kazanırlar. Araştırmalar her iki kişilik özelliğinin en iyisini ortaya çıkaran ambivertlerin avantajlarını gösterir. Çeşitli çalışmalarda ambivertlerin hem içe dönük hem dışa dönüklere göre daha yüksek satış sonuçları edindiklerini ortaya koymuştur. Ambivertler hem iyi dinleyicilerdir hem de yeri geldiğinde varlıklarını ve sözlerini kabul ettirme gücüne sahiplerdir. Beraber çalışmak isteyeceğiniz satışçılar, mesai arkadaşları, ortaklar be liderlerin çoğu ambivertlerden oluşur.
Sıkı sıkıya içe dönük veya dışa dönük karakter özelliklerine sahip insanlar yok değildir. Bu insanların çoğu, büyüme kafa yapısı kavramının yaratıcısı psikolog Carol Dweck’e göre, sabit kafa yapısına sahiptir. Dweck ve diğer araştırmacılar büyüme kafa yapısı ve sabit kafa yapısı ayrımını araştırmışlar, büyüme kafa yapısındaki kişilerin kendilerini sürekli geliştirmeye inandıklarını, kendi huylarını ve yetilerini daha iyi seviyelere taşımak için durdurak bilmeden çalıştıklarını, bunun tam zıttı sabit kafa yapısına sahip kişilerin kendilerinin belli bir karakter, zeka ve yeteneğe sahip olduklarına ve bunun ötesinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceklerine körü körüne inandıklarını gösterir.
Sabit kafa yapısı kendinin şöyle veya böyle olduğuna inanır. Örneğin, inatçıdır. İnatçıdır o kadar. Dediği dediktir bir söz ağzından çıktı mı ne olursa olsun dönmez sözünden. Bazen haksız olduğunu anlar yolun yarısında ama gene de kabul etmez, inat eder. Bazen de o kadar körü körüne inat eder ki haksızlığını göremeyecek kadar körleşir. Bu sabit kafa yapılı kişinin hikayesidir, budur ve gerçekten ötesi yoktur. Esnemez, grinin tonları yoktur hayatında, ya siyahtır ya da beyaz, hepsi o. Kendine ve çevresine anlattığı benliği neyse odur. Örneğin, bu kişi kendini içe dönük olarak görüyorsa, dışa dönük bir davranışta bulunursa, bunu kendi kendine açıklayamaz, bu davranışın nereden geldiğini bilemez, anlamlandıramaz.
Dengede bir orta yol seçin
Sabit kafa yapısına sahip olmak o kadar tehlikelidir ki, bazen kişinin kendisiyle ilgili inandığı özellikleri doğru bile olmayabilir. Ambivertler orta yolu bulmuş, ne zaman, nerede nasıl davranılacağını, hangi kişilik özelliğinin nerede gerekli olduğunu bilen ve kendini bu yönde geliştirmek için çaba harcayan insanlardır.
Kişilik konusunda çalışmalar yapan uzmanların bir kısmı kişilik özelliklerinin durumlara göre değişkenlik gösterdiğini vurgular, hatta bazıları daha da ileri giderek kişiliğin büyütülmüş bir efsane olduğunu düşünür. Kişiliğimiz ve davranışlarımız başımıza gelenler doğrultusunda düşündüğümüzden daha büyük ölçüde değişiklik gösterir. Farklı durumlar farklı kişilik özelliklerimizi ön plana çıkarır. Dolayısıyla, “ben içe dönüğüm” “ben dışa dönüğüm” diye anons edip karakter özelliklerimiz dışında kalan özellikleri yok saymadan önce, dengeye ne kadar yakın olduğunuzu yani içe dönükseniz dışa dönük özelliklere veya tam tersi dışa dönükseniz içe dönük özelliklere nasıl esneyebileceğinizi düşünün. Kendinizi zorlayın. Çoğu zaman konfor alanınızdan çıkıp geliştirmeniz gereken yönlerinizi geliştirmeniz için büyük çabalar harcamanız gerekecektir.
Son dönemde yapılan çalışmalar nasıl davranırsak öyle hissedeceğimizi gösterir. Örneğin, zoraki de olsa gülümsediğimizde kendimizi daha iyi hissederiz. İçe dönük olduğumuzu düşündüğümüzde, içe dönük bir insanın davranışlarını sergilemeye eğimli oluruz. Oysa, bize içe dönük olduğumuzu söyleyen birkaç dakikamızı ayırarak cevapladığımız bir kişilik testidir, her gün farklı koşullar, mekanlar ve insanlar karşısında farklı davranışlar gösteren bizi bu teste yansıtmamız ne kadar mümkündür?
Kendimizi anlamak ve ne olduğumuzu tayin etmek yerine, içinde olduğumuz durumları inceleyip doğru pozisyonu almak daha doğrudur. “Katıldığım bu toplantı arkama dayanıp dinlememi ve not almamı mı gerektiriyor yoksa kendine güvenen, gerektiğinde araya giren, korkusuzca zıt düşen fikirlerini beyan eden biri mi olmanız bekleniyor? İçe dönük mü dışa dönük olmak mı sizi ileriye götürecek? Her iki yaklaşımı da dönüşümlü olarak kullanmanız gerekecek durumlar olacak mı?
Her iki kişilik özelliğinin avantajlarını kullanacağınıza neden kendinizi biriyle kısıtlayasınız? Kimsenin %100 içe dönük veya dışa dönük olmanıza imkan yok. Jung’a göre, böyle insanlar ancak psikolojik sıkıntıları olan kişiler olabilir. İçe dönüklüğe veya dışa dönüklüğe eğiliminiz olabilir, bunu bir artıya çevirin ve farklı durumlarda neyin prim yapacağını ön görerek hareket planınızı değiştirin. Bazen karakter dışı görünecek hareketler size yeni bir iş, başarı veya yeni bir dost kazandıracaktır. Cesur olun.
Dışa dönük ve ya içe dönük olduğunuzu bilmek dezavantaj olabilir
Kariyer seçiminde karar aşamasında birçok genç kişilik testleri yaparlar ve hangi mesleğin kendi kişiliklerine uygun olup olmadığını tayin etmeye çalışırlar. Bu testlerin çoğu kişiye dışa dönük mü yoksa içe dönük mü olduğunu söyler. Bu bilginin kişiye avantajı pek tabii ki büyüktür, kişinin dışa dönük özellikleri baskınsa, sosyalleşmeye yoğunlaşır, daha çok insanla konuşur, fikir alır, fikir paylaşır, farklı gruplara girer çıkar, hep çevresinde insanların olduğu bir yaşam biçimi seçer. Günler olur ki, hiç yalnız kalmaz, kendisini dinlemek, ne istediğini, ne hedeflediğini, nelerin kendisini mutlu ettiğini tartıp ölçmez. Zamanı yoktur, böyle bir düşünce zihnine uğramamıştır bile, demek ki ihtiyacı da yoktur ya da ihtiyacından haberi yoktur…
İçe dönük için de benzer bir durum söz konusudur. İçe dönüktür ya inzivaya çekilmeye hakkı vardır. Tabii yalnız olacaktır, muhteşem fikirler onu yalnızken bulur. Takım sporu yapmaz, tek başına spor salonunda ter atar, kulaklıkları sürekli kulağındadır. İlle de konuşması gerekirse konuşur ama ihtiyacı yoksa boşa çene çalmaz. Tabii can dostları vardır iki üç haftada bir görüştüğü arayıp sorduğu. Partiye gitmek gibi bir ihtiyacı yoktur zaten bu tür ortamlar enerjisini çeker, kendini başka bir dünyanın insanı gibi hisseder. Topluluk önünde konuşmak bir içe dönük karaktere uygun değildir, zorlamaya gerek yoktur. Kimse sizden karakterinizi değiştirmenizi bekleyemez. Kısacası, içe dönük veya dışa dönük siz neyseniz osunuz ve değişemezsiniz. Bu tür bir sabit kafa yapısı performans düşüklüğüne sebep olur. Kişinin kendine güveni tam değildir - bir yandan iyi olduğu konularda dağları deviren birey, iyi olmadığını bildiği konularda hep geride durur ve kendini geliştirmek için parmağını bile kıpırdatmaz. Yaratıcılığını eksik olduğu konularda çekimser olması limitler, çok farklı fi kirleri bile olsa, güçlü özellikleriyle ilgili değilse, söyleye gerek görmez, fi kirleri ve tabii kendini yeterli görmez.