EQ’sü yüksek email yazın

e-mailin bir iletişim yöntemi olduğunu unutmayın. E-maili yazdığımız kişi prosesin bir parçası olduğunu bilsin, başkalarını dinlemeye açık olduğunuzu, kaygıları gidermeyi amaçladığınızı ve hataları düzeltmeyi hedeflediğinizi gösterin.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Justin Bariso’nun Thrive Global’da yayınlanan yazısında etkili e-mail yazmanın önemini Steve Jobs’ın meşhur bir emaili üzerinden anlatıyor. Apple’nin kurucularından Steve Jobs yaşamı boyunca binlerce e-mail yazmıştır. Jobs’ın çok az sayıda emaili yayınlanmıştır, yayınlanan emaillerin çoğu, müşteri şikayetlerine kısa cevaplardır.

Bu emailler Jobs’ın sunum yeteneğinin yanı sıra yazılı iletişimde de ne kadar etki iletişim kurabildiğini gösterir.

2010’da Jobs ve Apple iPad’i lanse etme çalışmalarını sürdürmektedir. Bu yeni tabletin en önemli özelliklerinden biri de Amazon’un Kindle’ne rakip olacak e-okuyucu fonksiyonudur. Tabii ki, ne kadar çok sayıda yayınevi Apple’nin iTunes’una kitaplarını koyarsa, iPad o kadar çok sayıda okurun ilgisini çekecektir. Dört büyük yayıneviyle anlaşma sağlanmış, HarperCollins direnmektedir.

Müzakereler en sonunda Jobs ve HarperCollins’in ana şirketi News Corp’un kilit yöneticilerinden James Murdoch arasında bir tenis maçına dönmüş. Murdoch şirketinin ve beraber çalıştığı ortaklarının Apple’nin şartlarına uyması gerekliliğine ikna olmamış, özellikle de kitaplarını fiyatlandırılmasının Apple’a bırakılma fikri ona ters geliyormuş.

Jobs Murdoch’u ikna etmek için bir email yazarak harekete geçmiş. Emaili şöyleymiş:

James,

Teklifimiz e-kitapların maksimum fiyat limitini sert kaplı kitaplar bazında belirlemekte. Bunu yapmamızın sebebi, online içerik ile uzun süreli deneyimimizin 12.99 ya da 14.99 dolar fiyatlarını aştığımızda e-kitap pazarında başarılı olmayacağımızı düşünmemiz. Düşün ki, Amazon bu kitapları 9.99’a satıyor, kimbilir belki de haklı bu kitapları 12.99 seviyesinde satarak da başarısız olacağız. Ancak teklif ettiğimiz fiyatlarda denemeyi istiyoruz. Daha yüksek fiyatlarda denemek istemiyoruz çünkü başarısız olacağımızdan eminiz.

Benim gördüğüm kadarıyla HarperCollins’in birkaç seçeneği var:

1. Apple ile bu işe girip 12.99- 14.99 dolar fiyat aralığında bir e-kitap pazarı yaratılabilir mi test etmek.

2. Yola Amazon ile 9.99 dolara devam etmek. Kısa evrede daha çok kâr etmekle beraber, orta evrede Amazon size sadece satışların %70’ini ödeyeceğini söyleyecek. Neticede onların da hesap vermek zorunda oldukları hissedarları var.

3. Kitaplarınızı Amazon’a da vermemek. Müşterilere e-kitap formatını vermezseniz, onlar kitapları çalacaklar. Yani, korsan e-kitapların yolunu açacaksınız, bu yol açıldı mı geri dönüş olmayacak. İnan bana bunu kendi gözlerimle gördüm.

Belki ben birşeyleri kaçırıyorum ama başka alternatif göremiyorum. Sen görüyor musun?
Selamlar,
Steve
Bu e-mail birden çok değerli dersle dolu. Tek tek inceleyelim.

E-mail yazdığı kişiye ismiyle hitap ediyor

Bu e-mail birkaç gün önce başlayan bir emailleşmenin parçası. Jobs’ın Murdoch’a ismiyle hitap etmesine pek de gerek yok. Ama o ne yapıyor? James diye sesleniyor, yazdığı kişinin dikkatini kendine vermesini talep ediyor.

Onunla bağlantı kurmak ve güven oluşturmak için adım atıyor. Satur aralarında “ ben seni biliyorum, anlıyorum, aynı safl ardayız” mesajını veriyor. Samimi bir diyaloğun kapısını açıyor.

Her kelime iyi düşünülmüş olsun

Jobs ne kadar zamanda böyle bir e-mail yazıyor bilmiyoruz ancak Jobs’ın dehasıyla dahi birkaç dakikadan fazla sürdüğünü tahmin edebiliriz. E-mailinde kullandığı basit ve anlaşılır bir dille konumunu net bir şekilde belli ediyor.

“Düşün ki, Amazon bu kitapları 9.99’a satıyor, kimbilir belki de haklı bu kitapları 12.99 seviyesinde satarak da başarısız olacağız. Ancak teklif ettiğimiz fiyatlarda denemeyi istiyoruz. Daha yüksek fiyatlarda denemek istemiyoruz çünkü başarısız olacağımızdan eminiz.”

Burada Jobs’ın sözlerinin karşılıklı konuşma dilinde, içinde olduğu resmi anlatmak için elinden geleni yapan, kendi önündeki tehditleri anlatan, hatalarından dersler çıkarmayı hedefl eyen birini görüyoruz.

Jobs emailinde kendini Murdoch’un yerine koyuyor ve üzerine konuştukları kompleks konuyu basitleştirerek Murdoch’un karar almasını kolaylaştırmaya çalışıyor.

Bu değerlendirmeden çıkaracağımız ders; email yazmaya zaman ayırın. Yazdığınız emaili karşınızdakine ulaşmak ve onun fikrini değiştirmek için bir fırsat olarak görün. Eğer konu çok önemliyde, bir taslak hazırlayın, hemen göndermeyin, biraz sonra tekrar okuyun, gerekli düzeltmeleri yapıp gönderin. Göndermeden önce kendinizi diğer insanın yerine koyup okuyun.

E-mailinizi okuduktan sonra kendinize şu soruları sorun:

Net bir şekilde anlaşılıyor mu? Mantıklı mı? Adil mi? Dengeli mi? Kolay okunuyor mu? (gerektiğinde Jobs’ın yaptığı gibi, sayılar veya bulletlar kullanıp metni kolay okunur hale getirin.)

Sonradan pişman olmayacağımdan emin miyim?

Fazla uzun yazmamaya dikkat ettim mi?

Sorulara hepsinin cevabı kesin bir şekilde evet olana kadar birkaç kez cevap verin.

Bu e-maili gerçek bir insan yazmış desinler

Süslü laflar kullanarak karşınızdakini etkilemek amacıyla gereğinden fazla jargon kullanmayın. Yöneticileriniz, müşterileriniz veya hissedarlarınız karşılarında gerçek bir insan görmek isterler. Kimse klişeleşmiş bağlantı kuramadığı robotlaşmış kişilerle diyalogta olmak istemez. Samimi bir dil kullandığınızdan emin olun.

E-mailiniz iyi yazılmış olsun

Konuşma dili ve samimi bir ton şipşak imla yanlışları ile dolu email yazmak anlamına gelmez. Net düşünmek insanı daha da net yazmaya iter. E-mailinde Jobs doğru gramer ve dilbilgisi kullanır. Büyük harf kullanılması gereken yerde büyük harf, virgül kullanılması yerde virgül kullanır. Kelimelerin yazılışlarına dikkat eder, emailini göndermeden birkaç kez okur. Konuya ve kişiye verdiğiniz önem detaylarda gizlidir. Hatasız bir email hem mesajınızı daha net ve anlaşılır kılacak hem de karşınızdaki kişiye verdiğiniz özeni gösterecektir.

EQ’sü yüksek bir metin yazın

Kimse kimse tarafından baskı altına alınmak ve bir karara zorlanmak istemez. Jobs e-mailinde Murdoch’u kendisiyle anlaşmaya zorlar ancak bunu ustalıkla yumuşatır, e-mailini basit iki cümleyle bitirir: “Belki ben birşeyleri kaçırıyorum ama başka alternatif göremiyorum. Sen görüyor musun?”

Bu sözleri kendine güvenmekle beraber, mütevazi olduğunu gösterir. Topu Murdoch’a atar, ondan karşı teklif veya öneri beklediğini gösterir. Sonuç, iki gün içinde HarperCollins Apple’nin teklifini kabul eder.

E-mailin bir iletişim yöntemi olduğunu unutmayın. Emaili yazdığımız kişi prosesin bir parçası olduğunu bilsin, başkalarını dinlemeye açık olduğunuzu, kaygıları gidermeyi amaçladığınızı ve hataları düzeltmeyi hedeflediğinizi gösterin. Bunları yaparak güven oluşturursunuz.

Başarılı e-mail formülü

E-mailin formülü=iyi düşülmüş+ iyi yazılmış+kolay anlaşılan+ kısa ve öz… ve tabii EQ bazlı!

● (Değişim Yelpazesi yazılarımız, Singapur’da yaşayan çalışanımız Ela Erozan Gürsel tarafından yazılmaktadır.)

● (Değişim Yelpazesi yazılarımız, Singapur’da yaşayan çalışanımız Ela Erozan Gürsel tarafından yazılmaktadır.)

Bu konularda ilginizi çekebilir