Bir lidere dönüşebilirsiniz

Liderler liderliklerini doğru konum ve zamanlarda bulunduklarında fark eder, fark ettirirler...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Liderlik askerde bir üniformayı taşıma sanatıdır, yönetmenseniz spor giysiler içinde oyuncularınıza senaryoyu hissettirme ve yaşatma yeteneğidir. Liderlik herkesin içindedir, doğru anı, konumu yakaladığınızda rolünüze uygun giysiyi giyer, liderliğinizle hem kendinizi hem çevrenizi şaşırtır, hayran bırakırsınız. 

İşte liderlik gurusu Warren Bennis’in anılarını yazdığı Still Surprised (Hâlâ Şaşırıyorum) kitabında tarif ettiği liderlik böyle bir şey. Asker, akademisyen, yazar ve liderlik koçu gibi birçok rolü üstlenmiş ve bu süreçte dünyanın en zeki, nüfuzlu, bilgili ve güçlü profesyonelleriyle çalışmış Bennis.  Kitabında geçmişine yaptığı yolculuğu aktarırken, omuz omuza savaştığı başarılı komutanlarla, eğitim aldığı değerli akademisyenlerle ve yetenekli iş adamları ile karşılaşabilmiş olmanın hayatının en büyük fırsatı olduğunu vurgulamıştır.

Liderlik konusunda yazdığı 25 kitabın ötesinde Bennis pek çok CEO ve Amerikan başkanlarına danışmanlık yapmış, büyük organizasyonel değişimlerin fikir babası olarak, bugün iş yaşamının ve siyasetin daha şeffaf ve demokratik bir yapıya dönüşmesinde önemli rol oynamıştır. Bennis liderliğe entellektüel bir bakış açısıyla yaklaşmış ancak etik değerleri her zaman el üstünde tutmuştur.

Warren Bennis'i bizzat tanıma şansına erişemeyen bizler için kendi kaleminden anılarını okumak, liderliği teoriden pratiğe geçiren ve dünyanın yönetimine şekil veren bu dâhiyi bir nebze olsun tanımak için büyük fırsat. 2010'da yayınlanan anı kitabıyla 1940'larda üniversite öğrencisi olan Warren'la yaşamının mihenk taşlarını paylaştığı bir yolculuğa çıkıyorsunuz. 

Alfred Hitchcock bir keresinde 'Tiyatro, yaşamın sıkıcı tarafları kesilmiş hâlidir' demiştir. Bennis de Hitchcock’a kulak vererek anılarını yazarken beşikten mezara hayatının her aşamasını okuyucularıyla paylaşmak yerine, özenle derlediği hayatının dönüm noktalarını vurgulamayı tercih etmiştir. Warren Bennis özellikle üniversite yıllarında, bir konuyu anlatırken, hikâyelerin, bilhassa da kişisel ve samimi hikâyelerin, kendilerinden bir şeyler bulduğunda insanların dikkatini nasıl da çektiğini, okul gazetesinde yayınlanan yazısı büyük ilgi gördüğünde anlamıştır. Öğretmenlik, yazarlık ve yöneticilikle geçen kariyerinde hep hikâyelerin gücüne inanmış ve bu gücü kullanarak insanların hayatını değiştirmiştir.

2. Dünya Savaşı’nı Kazanmak

2. Dünya Savaşı'nın genç Warren üzerinde etkisi büyüktür. Savaşa katılmak üzere yetiştirildiği Fort Benning Askeri Okulu, Dwight Eisenhower, George Marshall ve Colin Powell gibi ünlü politikacıların liderlik ve askeri becerilerini geliştirdiği saygıdeğer bir kurumdur. Bennis’in 17 haftalık eğitimi silahlar, iletişim, savaş taktikleri, fiziksel idman, araç ve ekipman bakımı gibi birçok konunun yanında liderlik vasıflarının üzerinde duran bir programa sahipti. Fort Benning’de gerçeğe en yakın savaş şartları simule edilir ve savaş teknikleri adeta sahada denenirdi. Bennis organizasyonun değerini, takımın bir parçası olmanın vazgeçilmezliğini ve ne yaparsa yapsın takımındaki insanlara sahip çıkmanın her şeyin üzerinde olduğunu işte bu okuldaki eğitimi sırasında öğrenmiş. Savaş alanında çok net anladığı başka şey ise, ordunun insanları eşitleyen etkisi olmuştur: En zengin ailenin çocuğu en büyük yenilgiye uğrarken, en yoksul ailenin çocuğunun en büyük başarıyı yakalayabileceğine şahit olmuştur. Kişiler arası fark yaratan performans ve yaklaşımdır o kadar. Ne MIT ne Harvard’da dinlediği dersleri Fort Benning’de öğrendiklerine değişmeyeceğini itiraf eder: Orada nasıl hayatta kalacağı ve askerlerinin hayatını nasıl kurtaracağını öğrenmiştir, bundan ötesi var mıdır?  

Bennis 2. Dünya Savaşı'nda orduya katıldığında henüz 19 yaşındaymış ve çok az insana nasip olan bir hediye gibi ona birliğini yönetme fırsatı verilmiş. Liderlik Bennis'e göre, sadece kişinin karakter özellikleri arasında görülmemeli, aslında bu durum kişinin doğru görevde konumlandırılmasıyla da yakından ilişkili. Birçoğumuzun içinde liderlik vasıfları var ancak doğru görevlerde değiliz. O doğru göreve getirilmemiz durumunda içimizde uyuyan lider birden su yüzüne çıkacak ve kendimizi dahi şaşırtacak güce sahip. Bennis de orduda genç yaşta lider rolüne bu şekilde büründüğünü, üniformasını giydiği gibi o rolü tüm benliğiyle benimsediğini, daha sonra savaşı kazanarak evine dönmeyi başardığını ve savaş kahramanlığı sayesinde üniversitede kısmi burslu okumaya hak kazandığını dile getirmiş. 

Bennis’in askerlik deneyimi onu liderlik ve grup davranışları konularına yakınlaştırmıştır. Liderliğin önemini, lider olarak verdiği kararlarla insanların ölümüne veya hayatta kalmasına sebep olan birinden daha iyi bilen biri olamaz. Bu yaklaşımla baktığınızda savaştan dönen gazilerin 20.yüzyılın etkili liderleri hâline gelmesi doğal bir sonuçtur. 2. Dünya Savaşı tüm Amerikan toplumunu yeniden yapılandırmış, kendi kendine yeten bir orta sınıfın doğuşuna zemin hazırlamıştır.

Uyanış Dönemi: Üniversite Yılları

Seçtiği üniversite Antioch öğrencilerini özgür düşünceye, öğrenmeye ve sosyal adalete teşvik eden dönemin ileri kurumlarındanmış. Liberallik ve tolerans açısından döneminin fersah fersah ilerisinde bir üniversite olan Antioch, eksantrik öğrencilere kucak açan, garip takıntıların profesyonel girişimlere dönüşmesini sağlayan üretken, renkli, sürekli bir şeylerin düzenlendiği etkileşimle büyüyen gelişen capcanlı bir kampüsmüş. Çalışarak öğrenme programı sayesinde hem okul parasını çıkarmış, hem de sınıfta öğrendiklerini, staj yaptığı işyerlerinde gözlemleme ve uygulama şansı yakalamıştır. 

1948’te Doug McGregor üniversitenin yeni rektörü olmuş, Bennis'in ise kısa sürede yol göstericisi, mentoru, yakın dostu hâline gelmiş. McGregor’un Bennis’in MIT'ye girmesinde büyük emeği olmuş. McGregor yönetime geçer geçmez, Antioch’ta değişim rüzgarları esmeye başlamış: Cuma günleri dersleri iptal etmiş ve Antioch öğrencilerini küçük gruplara bölerek, okulun nasıl olması gerektiğiyle ilgili görüşlerini dinlemek ilk girişimi olmuş. Bu küçük grup toplantılarında Warren’ı fark etmiş, mentor-öğrenci ilişkileri bu şekilde başlamış. 

Mentorluğu hakkını vererek yapmak yürek ister der Bennis anılarında. İlişkinin özünde mentorun cömertliği vardır. Mentor bilgi birikimini paylaşmanın ötesinde bir görev üstlenir. Mentor başarısını öğrencisiyle paylaşır, beraber çalışmak mentorun öğrencisine verdiği en büyük hediyedir. Mentor bununla yetinmez, öğrencisine tam anlamıyla güven duyar, onu tavsiye ederken kendi repütasyonunu riske atar. Bir kişiyi tavsiye ettiğinizde, o kişinin işini en iyi şekilde yapacağına kefil olursunuz oysa aslında o kişinin performansı üzerinde hiçbir kontrolünüz yoktur. İşte bu sebeplerden dolayı mentoru McGregor Bennis’te büyük saygı, sevgi ve hayranlık uyandırmıştır. Warren, Bennis’in yaşamındaki en önemli kişilerdendir.

Grup Davranış Bilimi ve Liderlik – MIT ve Harvard’da Lisansüstü Çalışmaları

Cambridge'te geçirdiği yıllar yetenekli insanların bir araya gelmesiyle nelerin yapılacağını net bir şekilde ortaya koymuştur. 1950-60’larda, bugün internet yakınlığında olan birçok bilgi, sadece belli çevrelerin etrafında dönmektedir. Bu sözü edilen çevrede tam olarak Harvard-MIT çevresidir. 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’dan Amerika’ya sığınan bilim adamlarının da katkılarıyla, bu yıllarda tıp, mühendislik ve sosyal bilimler alanlarında büyük keşiflerin temelleri atılmıştır. 

Bennis'in 1960'larda yürüttüğü grup çalışmaları sayesinde bugün egemen olan hiyerarşiden daha uzak iş yapma biçimleri önem kazanmıştır. Yıllar içerisinde Bennis'in savunduğu insani ve demokratik yönleri ağır basan liderlik şeklinin karmaşık konuları çözmek için - dolayısıyla da modern iş dünyası için -  daha etkili olduğu genel kanı hâline gelmiştir. Bennis, yönetim ve liderlik çalışmalarını teoriden pratiğe indirgemeyi en etkili şekilde başarmış akademisyenlerdendir. 

Boston çevresinde olmanın Bennis’e en büyük avantajı kendinin de içinde olduğu dâhiler etrafında çalışmaktır. Ortam herkesin kendi alanından inanılmaz heyecan verici çalışmalar yaptığı, bu çalışmaları çeşitli araştırmalarla ve yayınlarla desteklediği, kesişen branşlarla beraber çalışarak geliştirdiği bir devrim havasındadır. Organizasyonel gelişim ve grup dinamiklerinin babası olarak bilinen Alman-Amerikan sosyal psikolog Kurt Lewin bu parlak bilim adamlarının başında gelir. Önderlik ettiği çalışmalar bugünkü yönetim bilimine ve topluluk içindeki insan davranışlarına ışık tutmuştur.

Rektörlük Kariyeri – Teoriyi Pratiğe Dönüştürmek

Cambridge'ten Cincinnati Üniversitesi'ne rektör olmak için ayrılır, tüm öğrendiklerini pratiğe dökme zamanı gelmiştir. Mali açıdan uçurumun eşiğinde olan okulu, eyalet üniversiteleri sistemi içerisine sokarak bir mucizeyi gerçekleştirecektir. Tüm bu süreç sonunda idareci olmaktan ziyade, düşünmekten, yazmaktan ve öğretmekten keyif aldığını anlamış olur. Ve hayatının son 30 yılını geçireceği kendisini University of Southern California'ya götüren hikâyesini anlatır.

Antioch ile başlayan lisansüstünde MIT ile devam eden eğitimi sayesinde, bugün tanıdığımız Warren Bennis’in doğduğunu kitabında yazar. Bu iki okul Bennis’in kafasındaki ‘çalışma’ tanımını tamamıyla değiştirmiştir. Babasından gördüğü, keyif almadan ekmek parası kazanmak için yapmak zorunda olduğu bir iş yerine, çalışmak; önemli bir problemi çözmek için birçok farklı meslekten profesyonelin bir araya gelip fikir ürettiği, konsantre zihinlerin alışverişi hâline gelmiştir. Çalışmak Bennis için sürekli bir keşif, süregelen bir yenilenme ve bitmek bilmeyen sürprizleri beraberinde getirmiştir.

Doğduğumuzda aile dostlarımız dünyaya yeni gözlerini açan bebeği görmek için hastaneye akın eder. Bebeğin büyüyüp nasıl bir insan olacağının hiçbir önemi yoktur, anne-babanın kim olduğu önemlidir. O bebek büyür, dünya üzerinde kendine ayrılan süreyi, yavaş-hızlı, dolu dolu-boş boş, öyle ya da böyle geçirir. Ölüm günü geldiğinde ise, onu son yolculuğuna uğurlayanlar sadece onun için orada olacaktır. Kişinin kim olduğu, yaşamını nasıl geçirdiği, kimlere yardım eli uzattığı cenazesinde kesinleşir. İşte, liderlik gurusu Warren Bennis kocaman bir cenazenin dünyaya bıraktığı eserlere tanık eden bir adamdı. Liderlik Gurularının Dekanı olarak bilinen Warren Bennis 31 Temmuz 2014’te 89 yaşında gözlerini kapadı.  Öldüğünde arkasında ailesine başsağlığı dileyen, dostluğu, çalışmaları, sözleriyle hayatlarına dokunduğu büyük bir topluluk bıraktı. Yönetim, politik ve akademik çevrelerde önerilerini dinleyenler, liderlik alanında çalışmalarını takip edenler Bennis’i çok arayacaklar.

www.datassist.com.tr