Bir amaç için kitap okumak
Öğrencilik hayatından itibaren okumanın önemi sürekli vurgulanır. Okumak yaşamakla iç içedir; insanın düşünmesi, kendini güncellemesi ve yaşam boyu öğrenmeye devam etmesi demektir.
Lise öğrencilerine okuma ile ilgili açık mektubunda, Connecticut’taki Manchester Community College’de İngilizce hocası Patrick Sullivan, okumanın önemini ve amaçlarını vazgeçilmez bir yetenek olarak ele almıştır. Sullivan’ın tezine göre, derinlemesine okumak ve zevk için okumak lise öğrencilerinin üniversiteye hazırlanmalarında en etkili yöntemlerin başında gelmekte. Öğrencilerin yapması gereken, okumaktan zevk almanın yolunu bulmaları ve okumayı hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline getirmeleridir.
Bir diğer deyişle Sullivan, bir amaç veya amaçlar için okumayı tavsiye eder. Sullivan farklı amaçlar için okumanın farklı stratejiler ve yetiler gerektirdiğini vurgular. Zevk için okumak daha hızlı bir şekilde yapılırken, belli hislerimize odaklanmamıza da imkân vermektedir. Akademik amaçlı okumak daha dikkatli, daha yavaş, düşünüp tasarlayarak, not alarak okumayı gerektirmektedir. Akademik okuma yaparken, aktif bir şekilde öğreniriz.
Psychology Today için yazdığı makalede derin okumanın tanımını bir kerede 140 karakterden fazla okumak olarak da tanımlar Profesör Mitch Handelsman. University of Colorado, Denver’da psikoloji alanında dersler veren Handelsman, öğrencilerine düşünmek ve yazı yazmanın benzer prosesler gerektirdiğini söyler. Sullivan’ın okuma üzerine yazdığı mektubu okuduğunda ise, okumanın da bu denkleme dâhil olabileceğini görür. Sullivan, okuma ve idrak etmenin arasındaki bağlantılar üzerine yapılmış araştırmaları derleyen bir kitap üzerinde çalışmaktadır. Okumak beynimizi geliştirir, kelime dağarcığımızı arttırır, düşünme kapasitemizi genişletir.
Okurken düşündüğünüzü kanıtlayın
Sullivan, öğrencilerinde denediği ve okumanın amacını kafalarında netleştirmek için etkili bulduğu bir yöntemden bahseder. Üniversite 1. sınıflara verdiği “Bir Psikolog gibi Düşünmek” dersinde öğrencilerine verdiği ödevlerden biri, her okuma ödevi üzerine düşündüklerini kanıtlayan bir doküman hazırlamaktır. Bu sayede, öğrenciler okurken, “Kaç sayfa kaldı?” diye hayıflanmak yerine, “Analitik düşündüğümü kanıtlayabilmek için ne yazmalıyım?” sorusuna odaklanıyorlar.
Sullivan’ın öğrencilere verdiği okuma ödevlerinde amacı, sadece şu sayfadan şu sayfaya okumayı bitirmek değil, okuduklarını anlamalarını sağlamaktır. Sullivan, okuma, düşünme ve yazma arasındaki bağı organik bir şekilde kurabilmek için, öğrencilerinden okuma ödevini tamamlamaları gereken günde, o okumadan çıkardıkları analizleri de kendisine teslim etmelerini ister. Bu metot sayesinde, öğrencilerin okudukları konuyu ne kadar anladıkları, konu üzerinde ne kadar düşündükleri ve derine inebildikleri konusunda hemen o gün bilgi sahibi olabilir. Bir sınav veya sözlü yapmayı beklemesine gerek olmaz. Öğrencilerin çabalarını sürekli bir şekilde görmesi ve takip etmesi ve tabii gerektiğinde müdahale etmesi kolaylaşır. Bu tür bir yaklaşım gerçek yaşamda tamamlamamız gereken işlere de benzerlik gösterir. İş hayatında kimse size bugün bu raporu okumanı istiyorum, 4 hafta sonra sana bununla ilgili sorular soracağım demeyecektir.
Okul hayatından iş hayatına okumaya devam
Okuma lise ve üniversite sıralarında bitmez, hayat boyu hayatımızın içinde olmalıdır. Okumanın genç yöneticiler açısından önemini vurguladığı yazısında,girişimcileri ve kurumsal liderleri kendi sektörlerinde birer düşünce liderine dönüştürmek için çalışan online PR şirketi Digital Talent Agents’ın Başkan Yardımcısı Kelsey Meyer, okumanın avantajlarını birkaç ana kategoride değerlendirmekte.
Okumak hatırlatıcıdır
Meyer, belli kitapları her yıl tekrar okumayı alışkanlık haline getirdiğini söylüyor. Bazı kitaplardaki teorileri, dersleri, tavsiyeleri ya da iş hayatınızda size yol gösterecek tüyoları gerçek anlamda anlamanız ve uygulamaya geçirebilmeniz için hatırlatmalara ya da tekrar tekrar okumalara ihtiyaç olabiliyor. Meyer, Gary Vaynerchuk’un Teşekkürler Ekonomi kitabını üçüncü kez okuduğunda, takımıyla beraber her bir müşterisine el yazısıyla yazılmış teşekkür mektupları gönderme konusunda ilham almış. Aynı kitap veya makaleyi tekrar okuduğunuzda veya zaman yönetimi veya organizasyon gibi konularda farklı kaynakları başucu kitaplarınız arasında tuttuğunuz sürece, okumalarınız size önceliklerinizi hatırlatacaktır. İş hayatınızın farklı dönemlerinde farklı koşullar ve deneyimler yaşarken aynı okuma farklı çağırışımlar yapacak, sizi farklı yönlere sevk edecektir. Değerli kaynakları hep yakınınızda tutun.
Okumak sizi zorlar
Meyer’ın çok saygı duyduğu bir iş arkadaşı kendisine bir kitap vermiş ve şöyle demiş: Bu kitapta yazılanların %80’ine karşıyım ama mutlaka okumalısın… Oldukça garip bir söylem ancak düşündüğünüzde bu, tavsiye eden kişinin kendi düşünce yapısını zorlayan fikirlere açık olduğunu, başkasının kimi zaman marjinal kimi zaman yanlış gelen fikirlerinin içinden bile %20’lik okumaya değer bir şeyler için okumaya devam ettiğini gösterir. Bu tür kitaplar okumak insanın kendi konfor alanını aşmasını, kendi kafasındaki düşüncelere muhalif seslere kulak vermesini sağlar. Karşı olduğunuz bir konu ile ilgili okumak düşünce şeklinize etki eder, yaratıcılığınız ve mantık silsilenize objektif bir şekilde bakmak için zorlanırsınız.
Bir yönetici olarak okumak sizi güncel tutar. Okumama gibi bir alternatifiniz olamaz, geride kalırsınız, bugünü takip edemez, dünü yaşamaya mahkûm olursunuz. Bu da takımızı, şirketinizi ve tabii ki kendinizi başarısızlığa iten en önemli faktör olur. Bunu kendinize yapmayın. OKUYUN.
Okumak başkalarıyla etkileşime girmeniz için fırsatlar yaratır
► Okuduğunuz kitaplarla ilgili not alın ve çıkarımlarınızı takımınızla paylaşın. Meyer’ın şirketinin yatırımcılarından biri, kendisine günde ortalama 5 makale gönderir. O da bu makaleleri “okunacaklar” dosyasına koyar ve gün içinde ne zaman 5 dakikası varsa, o makalelerden birini okumaya koyulur. Bu sayede, yatırımcısıyla bir sonraki görüşmesinde yorum yapabileceği, karşılıklı görüş bildirebilecekleri ortak paydalar oluşur.
► Takımınızda tartışma ortamları yaratın. Bazı makalelerin takım üyeleri tarafından okunması ve belli konulara çözüm bulunmasında kullanılması başarılı bir uygulama olabilir. Bazı şirketlerin çalışanlarından oluşan kitap kulüpleri kurduğu ve öğle yemeği sırasında sektör veya yaptıkları işle ilgili okudukları kitaplar üzerine derin tartışmalar gerçekleştirdikleri bilinir. Hem sektörel bilgi ve deneyimin arttırılması hem de çalışanlar arası etkileşimin arttırılması bu yolla geliştirilebilir.
► Bir düşünce veya kararınızı bir kitapla destekleyin. İşle ilgili vermek istediğiniz bir kararı okuduğunuz bir makale veya kitaptaki başarılı bir uygulamayla desteklemeniz takımınızın fikre ısınmasını kolaylaştıracak, kararın veya fikrin daha hızlı kabul edilmesine yardımcı olacaktır. Değişim herkes için zorlayıcıdır ve birçokları direnecektir. Bunun en önemli sebeplerinden biri kişilerin verdiğiniz kararın sonuçlarını kestirememelerinden kaynaklanır. Oysa denenmiş bir örnek, kazanılmış bir başarı size bir dayanak oluşturacaktır. Şu şirketin şu alanda yaptığı yenilik şu gibi avantajlar sağlamıştır, biz benzer bir değişime gittiğimizde beklentilerimiz şu yöndedir diye fikrinizi veya kararınızı sunduğunuzda takımınızın veya yöneticilerinizin aklında daha net bir görsel belirecek, size daha somut sorularla yaklaşabileceklerdir.
► Okumaya zamanınız yok mu? YARATIN! Çok yoğunum okumaya zamanım yok diyenlerden misiniz? Bu makaleyi şu an okuyorsanız, ilginizi çeken şeyleri okuyorsunuz demektir. Okuyun. Başka şeylerden kısın, okuyun. Zaman yaratın. Hiçbir şey için sabitlenmiş zaman dilimlerimiz olmadığını, hayatta birçok şey için esneklik gösterebileceğinizi unutmayın. Araba kullanırken sesli kitap dinleyin. Radyoyu açıp sektörel haberleri dinleyin. E-posta cevaplamaya ayırdığınız 5 dakikalık araları makale okumaya ayırın. Tüm bir kitabı okumaya zamanınız yoksa birkaç bölümle başlayın. Küçük adımlarla okumaya başlayın. Okuma alışkanlığınız arttıkça daha çok okumak isteyeceksiniz.