Batıl inançları iş fırsatına çevirin
Batıl inançlar birçok kültüre kazınmış hayatın tam ortasında yer alan davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı ve gündelik yaşamımızı etkileyebilen bir güce sahip. Üstelik sadece özel yaşamımızda değil iş yaşamımızda da kayda değer bir mevcudiyetleri var.
Kimi iş adamı uğurlu taşlara inanır. Kendi burcunu simgeleyen negatif enerjiyi uzak tutan yarı değerli bir taşı hep yanlarında taşırlar. Özellikle de önemli bir toplantıya girerken işlerin istedikleri gibi gitmesi için adeta ceplerindeki o taştan güç alırlar. Bu başarılı, belli konumlara gelmiş iş adamlarının ille de taşın sihirli bir güce sahip olduklarını inandıklarını söylemek doğru olmaz. Daha çok taşın manevi değeri, enerjisi veya hissi kendilerine iyi gelir. Bu sayede daha pozitif düşünürler, o küçücük obje hayatta onlar için önemli olan – aile, başarı, prestij vs.. – gibi konulara odaklanmalarını sağlar.
Sizin şansla veya benzer uğurlu objelerle hiçbir ilginiz veya deneyiminiz olmamış olabilir ancak dikkatli gözlemlerseniz göreceksiniz ki çevrenizde beraber çalıştığınız insanlar arasında şansa, uğura veya pozitif enerjiye çok değer veren ve önceliklerini ona göre düzenleyen kişiler olduğunu göreceksiniz. Dolayısıyla, işinizi en iyi şekilde yapmak ve karşınızdaki insanların işinizi benimsemesini sağlamak için uğur hakkında bilgi edinmeniz ve saygı göstermeniz gereklidir.
Uğurlu objeler ne işe yarar?
2010 yılında Cologne Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen çalışmada uğurlu objeler ve ritüellerin insanların kendine güvenlerini arttırmada, daha yüksek bireysel hedefler koymada, bu hedeflere ulaşmada kararlı olmada ve daha iyi performans göstermede etkili olduğunu kaydetmiştir. Özellikle davranış kalıpları şeklindeki ritüellerin işe disiplin getirdiğini ve başarma hırsını arttırdığını göstermekte. Buna en güzel örnek basketbolcuların topu potaya atmadan önce üç kez sektirir. Bu eylem kas hafızasına yardımcı olurken dikkat dağınıklarını ortadan kaldırmayı amaçlar. Aslında bu ritüelin herhangi bir anlamı yoktur ancak ritüel başarılı hareketi anımsatmaya yaramakta.
Turuncu ayakkabıdan hamağa
Herkesin uğur ve uğursuzluk anlayışı birbirinden farklı. Kimisi iş görüşmesine giderken şanslı takımını giyiyor, kimi uğurlu kalemini yanında götürüyor, kimi yüzüğünü farklı parmağına takıyor. Bu davranışları rasyonelleştirmenin yolunu da kötü bir ekonomide işleri şansa bırakmayarak mümkün olduğunca kontrolü ele almak olarak nitelendirebiliyorlar. Ekonomik belirsizlikler insanları bir güven ve rahatlık arayışına itiyor. Şans objeleri, giysileri veya rutinleriyle başarıya daha yakın olduklarını hissediyorlar. Aslında bu insanların çoğu işleri şansa bırakmayacak kadar ciddiye alıyorlar. Gereken her türlü çalışmayı ve hazırlığı yapıp işi karara bağlama noktasında kendileri için uğurlu gelen bir objeden manevi destek alıyorlar.
Talisman veya uğur objesinin ille de cebinizde saklı küçük bir obje olması da gerekmiyor. Örneğin, Financial Times'ın haberine göre, Likeable Local adında sosyal medya yazılım şirketinin kurucusu Dave Kerpen'e turuncu ayakkabılar uğur getiriyor. Birkaç yıl önce hoşuna gidip satın aldığı ve sık sık giydiği bir çift turuncu ayakkabı kendini iyi hissetmesine sebep olmuş. O günden beri hep turuncu ayakkabı giyiyor, 23 çift turuncu ayakkabısı var ve artık başka hiçbir renkte ayakkabı giymiyor. Turuncunun çok olumlu bir renk olduğuna inanıyor. Virgin Airlines'ın meşhur CEO'su Richard Branson'ın uğuru aynı zamanda ofis olarak kullandığı hamağı. Tropik bir adada bulunan ev ofisinin en dahice iş fikirlerini ürettiği hamağı olduğunu söylüyor.
Uluslararası iş yaparken kültürel batıl inançlara dikkat!
İş dünyasında talismanların ille de kişilere özgü olması gerekmiyor. Örneğin, birçok ofis binasında veya otelde 13. kat yok. 13 sayısının uğursuzluğu Hristiyanlık tarihinden gelmekte. Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesinden önceki son yemeğinde toplam 13 kişi bulunmaktaydı; İsa ve 12 Havarisi. Aslında, tarihte daha da evvelki dönemlere gidildiğinde, 13'ün uğursuzluğunu işaret eden başka durumlar da var: İbraniler'e göre 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni, alfabelerinin 13. harfinin ölüm sözcüğünün başharfi olması. Hammurabi kanunları listesinde ise gene uğursuzluğundan dolayı 13 sayısı atlanmıştır. Günümüzde 13 sayısına duyulan fobi Batı dünyasının birçok ülkesinde kendini gösteriyor. Birçok otelin 13. Katı veya 13 numaralı odası yok. Bu tür bir inancın işe etkisi ne olabilir diye düşünebilirsiniz?
Sizce 13 Cuma'nın işlerinize etkisi nedir? Hiç mi etkisi yok… Amerikalıların %9'u ayın 13'üne gelen Cuma gününün uğursuzluğuna inanıyor ve belli iş kararlarını o güne denk getirmemeye özen gösteriyor. Bu konu üzerine yapılan çalışmalara göre, işletme karı olarak 800 ila 900 milyon dolar bu uğursuz günde kaybediliyor. Örneğin, Amerikalılar o gün alışveriş yapmak hatta evlerinden dışarı çıkmak bile istemiyorlar, en basit kararları bile bir sonraki haftaya bırakıyorlar.
Doğulular batıl inançlarla ilgili daha hassas
Entrepreneur.com sitesindeki bir makaleye göre, Batı kültürlerinde batıl inançları iş dünyasından uzak tutmak biraz daha kolay. Oysa Asya'da özellikle Çin ve Tayvan kültürlerinde iş ve batıl inançları birbirinden ayırmak mümkün değil. Uğurlu/ uğursuz renk ve sayılarla ilgili batıl inançlar Tayvanlı müşterilerin satınalma kararlarını doğrudan etkiliyor. İlginç bir şekilde insanlar uğursuz sayılardan uzak durmak için bir ürüne ederinden daha fazla para ödemeye razı oluyorlar. Örneğin, Tayvanlılar 3 adet tenis topuna 4 adet tenis topundan daha fazla para ödemeye hazır! Bunun sebebi Çin egemen kültürlerde 4'ün benzer sese sahip olan ölüm kelimesini çağrıştırması. Bu nedenle birçok binanın 4. Katı veya 4 numaralı dairesi yok. Diğer yandan da, gene tenis topları üzerinden yapılan bir başka çalışma Tayvanlıların 10 topu 7 dolara alabilirken, 8 tenis topuna yaklaşık 10 dolar vermeye razı olduklarını gösteriyor. 8 Çince'de zenginlik ile sesteş olduğundan şanslı bir rakam olarak kabul edilmekte. Yani, 4 ne kadar uğursuzsa, 8 o kadar uğurlu. Aynı sebepten Hong Kong'da 8 rakamı bulunan araba plakaları çok büyük meblağlara satılıyor.
Özetle, uluslararası işletmelerin kültürlere özgü bu tür batıl inançları bilmelerinin ve pazarlama stratejilerini bu bilinçle geliştirmelerinin o yabancı pazardaki başarılarında büyük payı var. Kültürel hassasiyeti elden bırakmadan iş yapmaları pazarlama hatalarını minimuma indirecek, büyümelerini hızlandıracak ve rakipleri önünde avantajlı kılacaktır.
Sayıların anlamlarını lehinize çevirin
Eğer sayılar sayı olmanın ötesinde anlamlar taşıyorsa, bu durumu fırsata çevirmek sizin elinizdedir. Yapmanız gereken neyin kim için önemli olduğunu doğru tayin edip iş modelinizi bu prensipleri dikkate alarak oluşturmak olacaktır.
Belli batıl inançlara uyum sağlama kararını şirket içinde bulunduğu toplumu veya müşterilerini mutlu etmek için de seçebilir. Mesela, Çinli müşterilerle iş yapıyorsanız 88 numaralı ofisi kiralamayı tercih edebilirsiniz. 8 sayısı sizin için bir şey ifade etmese de, onlara uğurlu bir iş içinde olduklarını hissettirecektir. Böylece, mantık dışı görünen uğur konusunu kendi işinizde başarılı olmak için mantıklı hale getirebilirsiniz.