Başkasında hoş görmediğini sen de yapma
Hintliler, "iyilik yap, iyilik bul, kötülük yap, kötülük seni bulsun"; atalarımız da "ne ekersen, onu biçersin" demiş. Pittakos ise 'başkasında hoşuna gitmeyeni, sen de başkasına yapma' demiş
M.Ö. 6. yüzyılın gelişmiş antik kenti Lesbos’un başkenti ve işlek limanı Mitilen, Kuzey Ege’de bulunan bir ada devletmiş. Ana karada yer alan Lesbos’la köprüler aracılığıyla birleştirilmiş. Homer’in kayıtlarına göre, henüz M.Ö. 1000’lerde dönemin ileri ticaret merkezleri arasında adı geçiyormuş. Ünü sırf ticaretle sınırlı değilmiş, medeniyetin temellerini kuran Yunan filozoflardan Pittakos’un da ana vatanıymış.
Lesbos tiranı olarak bilinen Pittakos cesur, adil, dediği dedik bir komutanmış. Öncelikle insanlarının iyiliğini düşünürmüş, boşu boşuna kan dökülmemesi için elinden geleni yaparmış, adamlarını cephenin başına sürmektense kendisi her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bulunurmuş.
Lesbos’a saldırmayı planlayan Atinalıların komutanı Phrynon’a teke tek dövüş karşılığında kazananın belli olmasını teklif etmiş, daha fazla asker kanı dökülmemesini istemiş. Efsaneye göre, tam bir kahraman misali, tek kılıç hamlesiyle Phrynon’u yere devirmiş ve Lesbosluların ve diğer yunan şehir-devletlerin hayranlık ve saygısını kazanmıştır. Bu zaferinin ardından Lesbos’un yönetimiyle ilgili son söz kendisine verilmiştir. 10 yıl ülkesini başarıyla yönetmiş, hükümdarlığı sırasında birbiriyle uyumlu kanunları yürürlüğe koymuş, zamanı geldiğinde ise, görevinden çekilmeyi seçmiştir.
Yaptığınız tüm davranışlardan sorumlusunuz
Tüm güç ve iktidar kendisine verilmesine rağmen, her zaman kendi dahil olmak üzere, bireylerin sözleri yerine devletin kanunlarına güvenmiştir. Devlet ve halk kanunlar paralelinde düzenlenmeli ve yönetilmeli, bu sayede düzen ve dirlik korunmalıdır. Her bireyin kendine, çevresine ve topluma karşı sorumlulukları vardır. Bir yetişkin olarak her kişi davranışlarından ve davranışlarının muhtemel sonuçlarından sorumludur. Kişinin aklının yerinde olması ve her zaman kontrollü olması çok önemlidir.
Meşhur kanunlarından biri; sarhoşken işlenen bir suç, ayıkken işlenen aynı suça göre iki kat ağır cezaya çarptırılmalıdır. İnsanların sorumluluklarının bilincinde olması, yaptıkları her davranışın bedelini iyi veya kötü ödemeye hazır olmaları gerektiğini savunmuştur. İnsanların yaptıkları davranışların sonuçlarının nelere sebep olabileceği ve bu sebeplerden kimlerin ne bedeller ödemesi gerektiği gibi birçok neden-sonuç ilişkisini düşünmüş, insanların bilinç düzeyini arttırmak ve birbirlerine zarar vermelerini engellemek için çalışmıştır.
Başkasında hoş görmediğini kendin yapma
‘Başkasında hoş görmediğini kendin yapma. Sana yapılmasını istemediğini bir başkasına yapma.’ Pittakos’un bu söylemi etiğin temeli olarak kabul edilmiştir. Size karşınızdakilerin nasıl davranmasını istiyorsanız siz de onlara öyle davranın.
Özünde çok basit bir söylem ve tam bir karşılık esasına dayanmakta; iyilik yapın ki iyilik bulun.
Davranışlarınız kendinizin aynası olacaktır. Ne zaman ki karşınıza ışık saçarsınız o ışık yansıyarak gene sizin yüzünüzü aydınlatır. Ne zaman karanlık, görünmez, korkutucu davranışlar içine girersiniz, aynı ayna yansıtmaz olur, yansıtacak ışık yoktur. Yansıtsa karanlığa gömer karşı tarafı.
Başkalarını eleştirmek, kötü yaptıkları ya da yapmamaları gereken yönleri görmek ve ayıplamak dünyanın en kolay şeyidir. Halbuki çoğu zaman diğerlerinin yaptıkları, beğenmediğimiz hareketleri kendimiz de yaparız, yazık ki farkında bile olmayız. Bizim özgürlüğümüzün çevremizdekilerin kısıtlanması anlamına gelmemesi gerekir. Çevremize gösterdiğimiz özen kendi yaşam kalitemizi de yükseltecektir. Örneğin, evinizin sokak kapısının önünü temiz tutmak, ne kadar temel bir değeri simgeler. Temizlik, düzen, kendine ve komşularına ve çevreye saygı, toplu taşıma araçlarında yüksek sesle konuşmamak, çarşılarda girdiğiniz tuvaletleri temiz bırakmak, bizimle seyahat edenleri düşünmek, bizden sonra tuvaleti kullanacakları düşünmek… Bunlar uygarlığın en temel ilkeleri arasında. Tüm bu temel davranışlar, temel hijyen kuralları; saygı ve toplumsal kuralların ötesinde, daha soyut bir kabulü ön plana çıkarmakta: Kendimizi başkalarının yerine koymak.
Kendinizi başkalarının yerine koymak
Sadece özel yaşamımızda değil, iş yaşamımızda da hep yapma ihtiyacı duyduğumuz ancak çoğu zaman atladığımız bir şey bu, kendimizi başkasının yerine koymak. Genelde kısa yolu seçip doğrudan kendi rolümüze bürünüp, biz ne kadar haklıyız, ne kadar çalışkanız, ne kadar sonuç odaklıyız gibi sırf kendimizi incelediğimiz süreçleri gözden geçiriyoruz.
Peki ya, tedarikçiler ne yaptı? Neler ters gitti? Neler farklı yapılabilirdi? Neler beklenenin ötesinde bir hızla, randımanla yapıldı?
Kendinizi anlatmadan, savunmadan dinlemeyi deneyin. Bırakın ilk konuşmayı karşınızdakiler yapsın. Onları anlayın. Böylece, kendinizi onların yerine koymak daha da olası olacaktır.
Affetmeyi öç almanın üzerinde tutar
Pittakos’un kendisini başkalarının yerine koyma ötesinde bir meziyeti vardır; bağışlamak. Bağışlamak olgunluk gerektirir. Yapılan haksızlıklar karşısında hesap sormak, cezalandırmak ister öfkeleniriz. Öfkemizi ve acımızı kontrol altına almak, yapılanı affetmek kolay değildir. Hele ki işlenen suçun zararı sizi derinden yaralamışsa…
Rivayete göre, Pittakos’un Tyrrhaeus adında bir oğlu vardır. Oğlu bir gün öldürülür, katilini yakalar Pittakos’un huzuruna getirirler. Pittakos’un suçluyu en ağır cezaya çarptırılmasını beklerler. Pittakos ise, büyük bir sükûnetle karşılar. Adamı cezalandırmadan gönderir ve merakla neden böyle bir şey yaptığını soranlara affetmenin öç almaktan daha iyi olduğunu söyler.
Hayata bakışı ‘ne yapıyorsan yap, iyi yap’ sözü üzerine dayalıdır. Gerek ordusunun başında gerekse ülkesini yönetirken elinden gelenin en iyisini yapmış, çevresindekilere de bu yönde telkinlerde bulunmuştur.
Pittakos’tan Öğütler
Bahtsızları ayıplamayın, onlar tanrıların gazabına uğramışlardır.
Karaya güvenilir, denize güvenilmez.
Yapmak istediğinizi söylemeyin, başaramazsanız gülerler.
Ne dostlarınız ne de düşmanlarınızla ilgili kötü konuşmayın.
Bir kimseyi bağışlayan onun üstüne yükselir, ondan öç alan, onun seviyesine iner.
Eğer iyi bir adam bulmak için çok dikkatli ararsanız, hiçbir zaman bulamazsınız.
Doğru zamanı kollayın.
Sonsuza kadar sürecek şeyler edinin: özen, inanç, eğitim, sükûnet, ilim, doğruluk, deneyim, dostluk, azim, verimlilik ve yetenekler.