Artık Urfa'larda da Oxford Var
Bangladeş asıllı Salman Khan, Khan Akademi'yle uzaktan eğitim algısını kökünden değiştirmeyi başarmış durumda
Eğitimin teknolojiyle harmanlanması eğitimde devrim niteliği taşıyor. Eğitim interneti olan her eve, kasabaya, köye ulaşıyor, çocuklar fiziksel olarak okula gitmeden dahi eğitim alabiliyorlar. Bu mucizevi değişim dünyanın en yoksul yerlerinde Hindistan'da, Afrika'da ve Asya'nın en ücra köşelerinde öğrenmek isteyen herkese fırsatlar sağlıyor. İnternet üzerinden temel eğitim veren başarılı kurumların başında Khan Akademi geliyor. Kurucusu Salman Khan hazırladığı videolarla dünyanın her yerinden gençlere ulaşıyor, videoları sınıflarda izleniyor, öğretmenlere destek oluyor. İngiltere ve Amerika'daki prestijli eğitim kurumlarına basit ve etkili bir yöntemle klasik eğitim nasıl zenginleştirilir, teknoloji eğitimi nasıl tamamlar gösteriyor.
Eğitimin dönüşümüne bilfiil şahit oluyoruz
Geçtiğimiz senelerde yaşam boyu eğitim klişeleşmiş kavramlardan biri haline gelmişti. Bir eğitmen verdiği çalıştayda karşısındaki profesyonellere öğrenmenin yaşının olmadığını kanıtlayan kısa videolar izletir, işe alım görüşmelerinde insan kaynakları yöneticileri şirketlerinin çalışanın sürekli öğrenmesi ve kendini geliştirmesi için çeşitli programlar tasarladıklarını övünerek dile getirirdi. Bu eğitimlerin ne kadarı amacına ulaşırdı, ne kadarı gönüllü olarak çalışanların ilgiyle katılmak istedikleri konular olurdu uzun bir tartışma konusu olabilir.
Bugün ise, eğitim kararı el değiştirmiş durumda. İşinizde yer aldığınız bir proje için bilgisayar programlamanız mı gerekiyor veya kariyer değişikliği mi yapmak istiyorsunuz? Yazılım öğrenmek için DevBOOTCamp veya App Academy'den ders alabilirsiniz. İstatistikle ilgili bilgilerinizi mi tazelemek istiyorsunuz? edX üzerinden the University of California–Berkeley'in verdiği ücretsiz bir derse yazılabilirsiniz. Japon üretim sistemini hatırlayan Just-in-Time yani tam zamanında eğitim böyle bir şey. Ne zaman yeni bir yetiye veya bilgiye ihtiyacınız varsa, o zaman öğrenmeniz mümkün. İnternet üzerinden ve ücretsiz olarak. Bir sene önceden planlar yapmanıza, önemli bir finansal yükün altına girmenize gerek yok. Her şey anında ve bedava. Size gereken tek şey öğrenme isteği.
Kısacası, artık ne öğrenmemiz gerektiğini ve öğrenmek istediğimizi bize kimse söylemiyor. Biz, okul öncesi çağdan ölene kadar her yaştan bireyler olarak, öğrenmek istediklerimizi – en basit konudan ve seviyeden en karmaşığa –kendi tayin ettiğimiz zaman aralığında, istediğimiz sürede ve hızda öğrenebiliyoruz. Yani, eğitimi özgürleştiriyoruz ve gönüllülük esasına dayandırıyoruz. Gönüllü ve istekli bir şekilde çalışmak eğitime bambaşka bir tazelik ve coşku katıyor.
Bugünün eğitimi diye sözünü ettiğimiz eğitim bir ütopya değil. Web bazlı eğitim veren Khan Akademi'de bugün 2400'ün üzerinde video mevcut. Her ay milyonlarca öğrenci ve yüzbinlerce öğretmen ilkokuldan üniversite seviyesine kadar Fen, Matematik, Sosyal Bilimler, Amerikan üniversitelerine giriş testi hazırlıkları gibi birçok alandaki bu videoları izliyor. Videolarda öğretmenler dersi anlatırken, sistemdeki web bazlı testlerle öğrencinin konuyu ne kadar anlayıp anlamadığı kontrol ediliyor.
Khan Akademi'nin önemli bir misyonu var: herkesin internet üzerinden ulaşabileceği global standartlarda ücretsiz eğitim sağlamak. Öğrenci, öğretmen, müdür, kursiyer… kim olursanız olun Khan Academy'nin çoğu videolardan oluşan kaynakları hepinize açık. Khan Akademi gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde okula giden öğrencilere destek olacak materyali sunarken, Hindistan'ın birçok yerinde ekonomik nedenlerden dolayı okula gidemeyen çocuklara evlerinde okuma şansı veriyor.
Harmanlanmış Öğrenme
Harmanlanmış öğrenme (blended learning) teknolojinin eğitimde nasıl tamamlayıcı bir rol oynayabileceğinin en güzel göstergesi. Klasik öğretmen-öğrenci etkileşimi sınıf içinde devam ederken, öğrenim web bazlı araçlarla sınıf dışına da taşınıyor. Derse hazırlanmak, konuyla ilgili araştırma yapmak, konu henüz derste anlatılmadan ilgi duymak online mecralar tarafından mümkün kılınıyor. Internet üzerinden verilen derslerde sınıf içi eğitime göre en büyük fark öğrencilere verilen özgürlük. Ne zaman, hangi sürede, hızda ve mekanda öğrenmek istediklerine öğrenciler kendileri karar verebiliyorlar. Böylece, öğrenciler internet erişimi olan her yerden, çalışmak istedikleri her zaman ders çalışabiliyorlar.
Harmanlanmış öğrenme, öğrenen öğrenciyi en önemli odak haline getiriyor. Öğrenme sürecini kolaylaştıracak, kompleks konuların daha kolay anlaşılmasını sağlayacak, web bazlı alıştırmaların yapılabileceği, başarılı bir sistem kuruyor. Birebir yapılan özel dersin öğrencinin kontrolünde olan versiyonu. Kimsenin 'neden bunu bir türlü anlamıyorsun çocuğum' diye yargılayamayacağı, öğrencinin kendi kendine konuları keşfetme, araştırma ve problemleri çözme alışkanlıkları geliştireceği samimi bir mecra yaratılmış oluyor.
Khan Akademi nasıl başladı?
Khan Akademi harmanlanmış eğitimin ilk başarılı örneklerinden. 2006 yılında Bangladeş asıllı Amerikalı bir hedge fonu analisti olarak çalışan Salman Khan tarafından kurulmuş. 2011 yılında TED Konferansında yaptığı konuşmada Salman, Khan Akademi'nin çıkış noktasının oldukça kişisel bir deneyime dayandığını söylüyor. Salman Khan o dönemde Boston'da yaşıyor ve New Orleans'ta okuyan kuzenlerine uzaktan ders anlatıyormuş. Online araçlarla karşılıklı oturup çalışmak yerine Youtube'a konuları anlatan videolar yüklemeye başlamış ve bu videoları özel değil, herkese açık yapmış. Kısa süre içinde videolarla ilgili kendini şaşırtacak seviyede olumlu tepkiler almış. Öncelikle kuzenleri Youtube videolarını birebir çalışmaya tercih ettiklerini söylemişler. Yani, ilginç bir şekilde canlı yayında onlarla ilgilenen kuzenleri yerine kuzenlerinin videosunu tercih etmişler.
Bunun birden fazla sebebi var: 1. Konuyu istedikleri hızda, anlamadıklarında geriye alıp tekrar dinleyerek, izleyebilirler. 2. Videolar her zaman geri dönüp bakabilecekleri kaynaklar haline geliyor. Örneğin, geçmiş senelerde öğrenmeleri gereken bir konuyu tam anlamıyla anlamadılarsa, o konuya geri dönüp temel sayılabilecek konuları tekrar çalışabilir, 'bunu nasıl bilmezsin' gibi bir yorumla karşılaşmadan bilgilerini tazeleyebilirler. 3. Anlaşılması zor konularda Salman'a konuyu tekrar tekrar anlattırmaları gerekebilir. Oysa, video ile kuzenlerinin zamanını boşa harcama gibi bir dertleri yok. İstedikleri kadar geri sayıp tekrar tekrar dinleyebilirler. 4. Özel ders alırken o anda anlamak önemlidir yoksa ders boşa gider, farklı kaynaklara bakıp konuyu kavramaya çalışırlar. Videolar zamanı dondururlar, her zaman ellerinin altında olan kaynaklardır. 5. İlk defa bir kavramla tanıştığınızda konuyu anlamanız ve içselleştirmeniz zaman alacaktır. Kimine birkaç dakika kimine birkaç saat kimine de üzerine uyumak gerekecektir, herkesin öğrenme hızı farklıdır. Salman'ın konuyu anlattıktan hemen sonra 'bunu anladın mı?' veya 'neresini anlamadın?' gibi soruları kuzenlerini rahatsız etmekte, strese sokmaktaydı.
Tüm bu geribildirimler kuzenlerinden gelmiş, diğer yandan kendini hiç tanımadığı insanlara yardım eder bulmuş. Youtube'a koyduğu videoları izleyen, daha önce hiçbir şey anlamadığı konuları birden anlamaya başlayan hiç tanımadığı bir grup Salman'a son derece değerli geribildirimler vermiş. Örneğin, videoları izleyen birisi 'ilk defa türev çözerken gülümsedim' demiş. Komplike konuları anlaşılabilir kıldığı için Salman'a teşekkür edenler olmuş. İnsanlara yardım edebilmek ve sosyal bir amaca hizmet etmek Salman'a çok iyi gelmiş. Kendinden sonraki jenerasyonlara bilgi aktarmak gibi büyük bir amaca hizmet edebileceğine inanmış. Bu düşünceler ışığında, eğitim videolarından oluşan Khan Akademi'yi kurmak için kolları sıvamış.
Khan Akademi Sınıfa Giriyor
Salman Khan'ın hazırladığı matematik ağırlıklı ev videoları çok sayıda öğrenci ve öğretmene ulaşmaya başlıyor ve mucizevi bir dönüşüm gerçekleşiyor. Khan'ın videoları sınıfa giriyor…. Nasıl mı? Öğretmenler sınıfı motive etmek, öğrencilerin konuya ilgisini uyandırmak için Khan'ın videolarını kullanmaya başlıyorlar. Bazıları videoları sınıfta izletiyor, kendi hazırladığı ders notlarını ve alıştırmaları ödev olarak veriyor. Diğerleri teknolojiyi dersin bir parçası haline getirerek derste öğrencilerle birebir ilgilenmeye, anlamadıkları tarafların üzerinde durmaya zaman ayırabiliyor. Sınıf birden öğretmenin sürekli ders anlattığı öğrencilerin ise dersi dinlediği, aralarında konuşmalarının yasak olduğu sıkıcı, tek düze bir ortam olmaktan çıkıyor ve etkileşimin, grup çalışmasının olağan bir çalışma şekli olduğu, eğlenceli, herkesin sesini duyurduğu katılımcı bir platform haline geliyor. Sınıf insancıllaşıyor.
Los Altos'ta Başarılı Pilot Çalışması
Amerika'da California eyaletindeki Los Altos okul bölgesinde iki 5. Sınıf ve iki 7.Sınıf'ta matematik derslerinde eski müfredatı bir kenara bırakmışlar ve Khan Akademi'nin videolarını kaynak olarak kullanmaya başlamışlar. Dersin yarısında videoları izliyor, diğer yarısında konularla ilgili alıştırmalar yapıyorlarmış. Her öğrenci kendi öğrenme hızına göre alıştırmaları tamamlıyormuş. Sistemden öğretmenler hangi öğrencinin neyi ne kadar yaptığını görüyormuş. Öğrenci öğrendikleri konuyu anlamışsa ve alıştırmaları problemsiz tamamlamışsa, sistem öğrenciyi yeşil ile işaretliyormuş. Halihazırda öğrenci konuyla ilgili çalışmaya devam ediyorsa, sistem maviyle gösteriyormuş. Öğrenci konunun içinden çıkamamış, takılıp kalmışsa sistemde kırmızı gözüküyormuş. Bu aşamada öğretmen öğrencisine yardımcı olmak için devreye giriyormuş. Hatta yeşille işaretli öğrencilerden kırmızılara yardımcı olmasını isteyebiliyorlarmış. Bu sayede, öğrenciler arasında etkileşim artıyor, konuyu anlayan anlamayana anlatmış oluyor.
Khan Akademi sistemi öğretmene mümkün olduğunca çok bilgi vermeye çalışıyor. Öğrenci videonun neresinde durdu, nereyi birden fazla kez izledi, nerede durdu ve izlemeyi kesti, hangi alıştırmaları yaptı, hangi alıştırmaları yanlış yaptı veya atladı? Tüm bu soruların cevapları sistemde kaydediliyor ve öğretmene öğrenciye nasıl yaklaşması gerektiğiyle ilgili yol gösteriyor. Amaç, öğretmene tüm gerekli bilgileri vererek öğrenciye 'neresini anlamadın?' sorusunu sorma gereğini ortadan kaldırmak ve konuyu farklı şekillerde anlatma fırsatı vermek.
Öğrenme hızını öğrencinin inisiyatifine bırakmalı
Khan Akademi'nin sınıf içi denemeleri öğrencilerle ilgili varılan yanlış algıları kökünden değiştirmiş. 5 gün videolar aracılığıyla kendi hızında öğrenen öğrencilerin arasında iki belirgin grup ortaya çıkmış: Birbirleriyle yarışan hızlı öğrenenler ve görece yavaş öğrenenler. Klasik yöntemle o 5 günlük süreci değerlendirip test yaptığınız zaman ilk grubun yetenekli ve akıllı, diğer grubun ise biraz yavaş çocuklar olduğunu söyleyebilirsiniz. Belki de bu çocuklara farklı yaklaşmalı, belki farklı sınıflara almalı gibi alternatif çözümler üretebilirsiniz.
Oysa, Khan Akademi metoduyla öğrenciler birkaç hafta daha kendi halinde çalışmaya bırakılmalı, kavramların üzerinden istedikleri gibi geçmelerine, birkaç sefer aynı videoları dileyerek, not alarak, üzerine düşünerek konuları kavramalarına izin verilmelidir. Konuları kavradıklarında onlar da yarışa dahil olacak ve 6 haftanın sonunda yetenekli olduğu düşünülen çocukların hızına ve becerisine yetişeceklerdir. Bazılarının öğrenmeleri zaman alabilir ancak öğrendiklerinde üstün performans göstermemeleri için sebep yoktur. Çocuklarla ilgili iyi-kötü öğrenci, akıllı-aptal, çalışkan-tembel gibi yargılarda bulunmak sınırlandırıcı ve öğrencinin gelişimini engelleyici olabilir. Eğitmenlerin bu konuda özellikle duyarlı olmaları önemlidir.