Adam olacak çocuğa tavsiyeler
3 yaşında çocuklar resim, tiyatro, karate ve enstrüman dersleri alıyor. Peki ya, 3 yaşındaki çocuğunuzu iş dünyasına hazırlayabilir misiniz?
Çocuklarınıza hangi değerleri öğretmek istersiniz? İlerde nasıl bir yetişkin olmalı? Okul hayatına daha sonra iş hayatına nasıl hazırlanmalı? Ona hangi prensipleri öğretmelisiniz ki hayatta başarılı olsun, güçlü olsun, karşılaştığı zorluklar karşısında sapasağlam durabilsin? Çocuk yetiştirmek çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını gidermenin, neyin ne olduğu, nasıl çalıştığını öğretmenin ötesinde ona nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu göstermek, nasıl ilişki kurması gerektiğini, hangi prensipleri benimsemesi gerektiğini öğretmek.
HubSpot’ın kurucusu Dharmesh Shah, Linkedin Pulse’de yayınladığı makalesinde yeni üç yaşını dolduran oğluna iş ve yaşama dair dersler vermeye başladığını yazıyor. Üç yaşında bir çocuk ne öğrenebilir iş hayatıyla ilgili diye düşünebilirsiniz. Eskiden öğrenmenin yaşı yoktur söylemi yaygındı bugünün rekabetçi dünyasında ise neyi ne kadar erken öğrensen kardır demek daha yerinde olur. Shah’a göre, oğlu şimdiden girişimcilik özellikleri göstermekte: Bir şeyi yapmayı bilmemekten nefret ediyor ve hiçbir zaman pes etmiyor. Çıkardığı 12 maddelik prensipleri çocuğunun benimsemesini hedefliyor. Prensipleri çocuğunun yüreğine ve beynine işlemeye başlamış bile…
İş ve Yaşama Dair 12 Prensip
- Bilgi edin… sadece bilgi değil bilgili insanları da çevrene topla.
Her şeyi bilemezsin. Ancak farklı konuları çok iyi bilen, yetenekli, deneyimli kişileri tanıyabilir, işini işinin ehli profesyonellere emanet edebilirsin. Bu sayede, takımında dev bir bilgi birikimine sahip olursun. Kendini geliştirip daha akıllı olmak için çok çalış. Akıllı insanların yanında yer alması için daha da sıkı çalış. Onlarla beraber başarmak istediğin hemen her şeyi gerçekleştirebilirsin.
- İşin detayları ağrı hissi gibi zaman içinde hafızadan silinir – UNUTMA Kİ insanlar sadece sonuçları hatırlayacaklardır. Deneyim senin için değerlidir. Deneyim yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlar, yetenekler ise kişinin bir şeyler yapmasına ve sonuç almasına yardımcı olur. Sonuç ise çevrendeki insanların gerçekten ilgilendiği tek şeydir. Yalnızca yıllar boyunca hizmet vermeye değil, başarılar edinmeye odaklan.
- İyi veya kötü sonuçların sorumluluğunu almayı bil.
Zaman zaman birileri kuyunu kazmaya çalışabilir ancak çoğu zaman insan kendi hatalarının kurbanı olur. Bir şey yolunda gitmediğinde sorumluluğun sana ait olduğunu söylemekten geri durma. Cesaretli ol. Elini taşın altına koy. Sorun benim zamanında verdiğim karardı demeyi bilmeli, gelecekte verilecek kararları bir önceki hatalardan ders çıkararak almaya özen göstermelisin. - Başarını takımınla paylaş.
Birçok büyük başarının arkasında birden fazla insanın emeği vardır. Emeği geçen herkese teşekkür etmeyi ve onların katkılarını takdir ettiğini dile getirmeyi unutmamalısın. Çalışanların çalışmalarının başarıya katkısı olduğunu bilmeye hakları vardır. Başarının parçası olmak herkesi motive eder. Başarı paylaşıldıkça büyür, başarı başarıyı çeker.
- Başarılarını kutla ve devam et…
Bir şeyi başardığın zaman bir an durup bunun keyfini çıkarmak önemlidir. Başarını kutlamak için birkaç organizasyon da yapabilirsiniz. Ancak başarı sarhoşluğu içine girip fazla zaman harcama. Geldiğin noktadan memnun ol, çevrendekiler ve başarıların için şükretmeyi bil. Tabii her zaman daha ilerilere gidebileceğini, hep daha iyisini yapabileceğini de unutma. - Hayatın adil olacağı beklentisine girme. Hayat olduğu gibidir…
İşler istediğin gibi gitmediğinde veya umutların boşa çıktığında hayat hiç de adil değil diye düşüneceksin. Her zaman karşınızdakilere adil davran. Karşılığında çevrenizdekilerden de sana adilce davranmalarını bekle. Ancak aksi bir davranışla karşılaştığında şaşırma. Yaşamın adil olacağını hiçbir zaman bekleme. Her zaman ne kadar ekersen o kadar biçemeyebilirsiniz. Ancak şu kesindir ki, ne kadar çok verirsen, göreceli olarak sana geri dönüşü daha çok olacaktır. Bu da yeterince adil bir durumdur. - Sıkıcı olanı başarı için atlama tahtası olarak görün.
Çoğu zaman sıkıcı görünen işler yapılması gereken sorumlu işlerdir. Angarya işler başarının temelini oluşturur. Birçok şey başaran insanların bir sürü sıkıcı işi sıkılmadan söylenmeden yaptığını göreceksin. İş rutini, sıkı çalışma, sıkıcı detaylara dikkat etme ve tüm bunları günbegün bıkmadan sürdürebilmek başarının reçetesini oluşturur. Atletleri düşünün binlerce saat antrenman yaparlar. Bir işi binlerce kez yapmadan o işin uzmanı olmayı, alanınızın en iyisi olmayı hayal etmek hiç de gerçekçi değildir. En basit, en sıkıcı, en angarya işleri dahi herkesten daha iyi yapmaya çalış. Bu seni diğerlerinin önüne geçirecektir. - Her zaman ödül kazanacağınızı düşünme.
Herkes takdir görmeyi hak etmiyor. Herkes övülmeyi hak etmiyor. Hepimiz ödül almayı hak etmiyoruz. Bir de şöyle düşün: Sen tanıdığın herkesi övüyor musun? Ödüllendirilmek istiyorsan, bir kupa kazan. - Başkasının özgüvenini arttırmasını bekleme.
Kimse otomatik olarak sana inanmayacaktır. Sen kendini kanıtlamadıysan neden inansınlar ki? Eğer kendini önemli hissetmek istiyorsan, önemli bir şeyler yap. O zamana kadar, kendini yetersiz bulduğun konulara daha çok konsantre ol, daha çok çalış. Sürekli şikayet etmek yerine, çok çalış. Herkesin yanıldığını senin tuttuğunu kopardığını kanıtla. Okulu bırakan ancak dünyanın en başarılı şirketlerini kuran genç dehaları düşün. Nasıl başarılı oldular? Çok çalışarak, kendilerine inanarak, kendilerini tüm dünyaya kanıtlayarak. Herkesi bir kenara bırak en önemlisi insanın kendi kendine kanıtlaması. - Bir gecede başarılı olunmayacağını anla.
Herkes bir anda meşhur, başarılı, zengin olmayı hayal eder. Kimse 5 yıl süren uykusuz geceleri, ortaklar arası anlaşmazlıkları, kaynak sıkıntılarını, umutsuzluğa düşülen anları düşünmez, düşünmek istemez. Oysa, anlık gibi görünen tüm başarıların ardında zorlu bir hazırlık süreci mevcuttur. Birkaç ay içinde altın madeni keşfetsen de, o altını nasıl işleteceğini biliyor musun? İş ortaya çıkarken yaşanan sıkıntılar, çabalar ve talihsizlikler girişimciyi uzun dönemdeki başarıya hazırlar, zor durumları nasıl yönetmen gerektiğini öğretir sana. Talihsizliklerle nasıl mücadele etmen gerektiğini gösterir. - Ne zaman öne çıkacağını, ne zaman çoğunluğa uyum sağlaman gerektiğini bil.
Okul keşif ve inceleme yolculuğunun önemli bir kısmıdır. Okul özünde kim olduğunu bulmana yardım edecektir. Okul bitince işler değişir. Kimse senin kim olduğunu bulmana yardımcı olmaz. Onlar sadece senin onlara nasıl yardımcı olacağınla ilgilenir. Okul bitip de hayata atıldığında ne zaman takımın bir parçası olman gerektiğini bilmelisin. Takımın parçası olmayı bildiğinde sağlam dostlar kazanır, zamanı gelince kendi bireyselliğinin ön plana çıkması ve parlaması için gereken ortamı hazırlarsın. - Eğer 3 veya 4 tane gerçek dostun varsa, kendini şanslı say.
Sosyal medya çağında yüzlerce arkadaşın, bağlantın ya da takipçin olabilir ancak gerçek dostun sabahın 4’ünde arayabildiğin ve seni can kulağıyla dinleyecek kişidir. Telefonun sonunda sana çözüm üretecektir, elinden geldiğince yardım edecektir. Gerçek dostları bulmak çok zordur. Dostum dediğin insanla dostluğunu devam ettirmek belki daha zordur.