Türkiye'de 2016 yılında bakliyatta hem üretim hem de ihracat artacak

Akdeniz Hububat Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Mahmut Arslan, baklagil üretim desteğinin %50 artırılmasının bu yıl bakliyat ekimini de artıracağını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Akdeniz Hububat Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye'nin bakliyatın anavatanı olduğunu, özellikle nohut, kırmızı mercimek gibi baklagillerin ilk üretildiği toprakların Anadolu olduğunu kaydetti. Türkiye'nin 1990 yılına kadar en çok bakliyat üreten ve ihraç eden ülke olduğunu vurgulayan Arslan, ancak üretimin giderek azaldığını, son dönemde bakliyat ürünlerinin önem kazanmasının üretime yansımasını beklediklerini söyledi. Arslan, Tarım Bakanlığı'nın baklagil üretimine desteğini yüzde 50 oranında artırmasının bakliyat ekimini de artıracağını kaydetti. Ancak çiftçinin bilinçlendirilmesi gerektiğini, doğru tohum ve doğru yetiştirme yöntemleri ile bakliyat üretimi yapılmasının üretim artışını destekleyeceğini anlatan Arslan, "Tarla günleri sistemine dönmemiz gerekiyor" dedi. Bu yıl bakliyat üretiminin yüzde 30- 40 artarak toplamda 1 milyon tonun üzerine çıkacağını ifade eden Arslan, üretimin artmasıyla ihracatın da artacağını söyledi. Türkiye'nin bakliyat başta olmak üzere tarım ürünleri ihracatında ciddi bir altyapısı olduğuna işaret eden Arslan, Türk ihracatçısının dünya genelinde bir güven oluşturduğunu belirtti. Arslan, Türkiye'nin bakliyat ihracatının yüzde 85'ini AHBİB'in gerçekleştirdiğini, birliğin 2023 ihracat hedefinin 14 milyar dolar olduğunu vurguladı. 

Sulama sistemi geliştikçe bakliyat üretimi terk edildi 

Türkiye'de sulama sistemlerinin 1990 yılından sonra kurulmaya başlandığını ifade eden Arslan, sulama sistemlerinin ana gövdesini GAP ve Konya Ovası Projesi'nin (KOP) oluşturduğunu, bu projelerle sulanabilir tarım arazileri çoğalmaya başladığını anlattı. Arslan, ancak bu durumun kuru tarım bitkisi olan bakliyat üretimini azalttığını, çiftçinin de sulu tarım ile daha fazla ürün alacağı çeşitlere yöneldiğini söyledi. Arslan, "Orta ve Güneydoğu Anadolu'daki arazilerin büyük bir bölümü sulanabilir olduğu için bu bölgeye artık baklagil ekilmiyor. Üretim, sulama yapılmayan çorak arazilere kaydı ve ekim alanları daraldı. Ayrıca Tarım Bakanlığı, zamanında uygun tohum geliştirmediği için çiftçi eski geleneksel tohumları kullandı ve rekolte düştü. Bu nedenle çiftçi de bakliyat ekimini bırakarak alternatif ürüne yöneldi" dedi. 

Daha dayanıklı kırmızı mercimek tohumu geliştirildi 

Mahmut Arslan, 1990 yılına kadar Türkiye'nin kırmızı mercimek üretiminde dünyada söz sahibi olduğunu ancak sonrasında hakimiyetini kaybettiğini belirterek, "Doksanlı yıllarda Kanada mercimek üretimine başladı. Geniş tarım arazileri olan Kanada, geliştirdiği tohumlarla dünyanın en büyük üreticisi konumuna geldi. Ülkemizde ise durum tersine döndü. Şu an ancak tüketimi karşılayan bir ülke konumundayız" diye konuştu. Eskiden en fazla mercimeğin yetiştirildiği İpek Yolu olarak bilinen Harran Ovası, Kızıltepe Ovası ve Nusaybin Ovası'nda artık kırmızı mercimek ekiminin kalmadığını belirten Arslan, çok az ürün hasat edebildiği için çiftçinin kırmızı mercimek ekmekten vazgeçtiğini aktardı. Anadolu çiftçisinin verimi fazla olan, boyu yüksek komando mercimeği çeşidini tercih ettiğini vurgulayan Arslan, "Ancak bu çeşit yağmura dayanıklı değil ve direnci yok. Mayıs yağmurlarında toprağa doğru yatarak çürüyor. Bu nedenle Anadolu çiftçisi de mercimek ekmekten vazgeçti. Biz de daha bodur boylu ve daha kuvvetli bir kırmızı mercimek türü geliştirdik ve TİGEM'e verdik. Birkaç yıl sonra ekimine başlanacak. Ancak çiftçinin ekmesi için bu tohumu yaygınlaştırması gerekiyor. Bu sayede üretim artabilir" dedi. Arslan, kırmızı mercimekte 2015 yılında 225 bin ton ihracat yapıldığını, bunun tamamının DİR kapsamında Kanada'dan gelen ürünler olduğunu söyledi. 

Yeşil mercimek üretimi Doğu Anadolu'da yapılmalı 

Yeşil mercimekte ise uzun yıllardır ekim yapılmadığına işaret eden Arslan, bunun sebebinin Orta Anadolu'da yetişen yeşil mercimekte bürücüs denilen bir böceğin oluşumunun engellenememesi olduğunu vurguladı. Bu böceğin mercimeğin zarına yerleştiğini ve tarladayken görülemediğini söyleyen Arslan, tarlada mücadele edilemediği için Türkiye'de mercimek üretiminin neredeyse hiç kalmadığını vurguladı. Arslan, Türkiye'nin yeşil mercimekte tamamen ithalatçı olduğunu, Türk mercimeğinin yerini Kanada mercimeğinin aldığını aktardı. Yeşil mercimek üretiminin Doğu Anadolu'ya taşınması gerektiğini ifade eden Arslan, "Yeşil mercimekteki bu böcek sıcak iklim koşullarında oluşuyor. Bu nedenle yeşil mercimek üretimi Erzurum ve çevre illerde yapılabilir. Bunun denemesi de yapıldı ve gayet olumlu sonuçlar alındı" dedi. 

Nohutun anavatanının Türkiye olduğunu belirten Arslan, 10 yıl öncesine kadar nohut üretimi ve ihracatında Türkiye'nin ilk sıralarda yer aldığını, ancak şu an ithalatçı konuma gelindiğini vurguladı. Arslan, nohutun geleceğinin çok parlak olduğunu anlatarak, "Dünyada humus trendi başladı. Özellikle ABD'de fast food tarzı yerlerde satışı artmaya başladı. Önümüzdeki 5 yılda çok ciddi miktarda tüketimi artacak. Kanada'da da ekimi çoğaldı. Türkiye'nin de buna ayak uydurmak için nohuda yatırım yapması ve yeni tohumlar geliştirmesi gerekiyor" dedi. İthal nohut ile Anadolu nohutu arasında ciddi lezzet farkı olduğuna işaret eden Arslan, "Anadolu nohudunun rayihası çok daha güzel" dedi. 

Arslan, kuru fasulyenin de üretimde fazla işçilik isteyen ürün olması nedeniyle çiftçilerin üretmeyi çok tercih etmediğini kaydetti. Ayrıca fasulyenin fazla su isteyen bir ürün olduğunu dile getiren Arslan, 'Türkiye su fakiri bir ülke olduğu için fasulye ekiminin çok fazla artmasını beklemiyoruz' dedi.

Yeni bakliyat tohumları üretilip yaygınlaştırılmalı 

Devletin tohumu yeterli miktarda yaygınlaştıramadığına dikkat çeken Arslan, "Devletin tohumla ilgili çalışmaları ve üretimi var ancak bu çiftçiye yansımıyor. Çiftçilere yeni tohumları tanıtmak, eğitim vererek gerekiyor. TİGEM arazilerinde uygulamalı olarak anlatılmalı" diye konuştu. Tarım Bakanlığı'nın 2017 yılı hasadı ile tohum desteği vermeye başlayacağını ifade eden Arslan, bunun önemli bir gelişme olduğunu kaydetti. Yeni tohum üretimi için en az 8 yıllık çalışma gerektiğini belirten Arslan, bir an önce tohum konusundaki çalışmaların hızlandırılması gerektiğini söyledi.

Bakliyat üretimi neden azaldı?

- Sulanabilir tarım arazilerinin artmasıyla bakliyat ekimi terkedildi.

- Miras yoluyla bölünen araziler nedeniyle rekoltede kayıp yaşandı.

- Bakliyat yerine dekar başına daha fazla ürün alınan farklı ürünlere yönelme oldu.

- Bakliyatta yeni tohumların üretimi azaldı.

In 2016, the production and the export of the pulses will increase in Turkey

The president of the Mediterranean Cereal, Pulse, Oily Seeds and Derivatives Exporters' Association, Mr. Mahmut ARSLAN defi ned Turkey as the motherland of the pulses and as the fi rst fi elds that the pulses were produced especially for the chickpeas and lentils. Mr. Mahmut ARSLAN said that Türkey was the biggest producer and exporter country, but unfortunately the production constantly decreases. In the last terms, the pulses gain back their importance and in conjunction with this their production is expected to rise. The ministry of the Food, Agriculture and Livestock increased the support for the pulses by 50% and thanks to the Ministry the pulse production is expected to increase in coming years . This year, total pulse production will rise by 30-40 percents to over 1 million tone and in line with its' production ramp, potential of export will increase. Turkey has a great infrastructure for the export of agricultural products mainly for pulses and turkish exporters has great global network and confi edence to export pulse products . Mr. Mahmut ARSLAN specifi ed that 85 percent of the Turkey's total pulse food is exported by Mediterranean Cereal, Pulse, Oily Seeds and Derivatives Exporters' Association and the main goal of the association is to reach to 14 billion dollar export by 2023.