Sorunların çözümü için sektördeki dağınık yapıyı giderecek işbirliğine ihtiyaç var
Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM
Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar çok geniş bir ürün yelpazesini kapsıyor. Hububat başlığı altında buğday, arpa, mısır, çeltik; yağlı tohumlar denildiğinde soya, ayçiçeği, kanola, aspir, pamuk, mısır; bakliyatta ise nohut, fasulye ve mercimek ilk akla gelen ürünler.
Sektörü bütün olarak ele aldığımızda en az 12 üründen söz ediyoruz. Bu ürünlerin her birinin üretimden dış ticarete çok farklı sorunları mevcut. Bu sorunlara çözüm aranırken çoğu zaman sektörel olarak bakılsa da aslında ürün bazında değerlendirilmesinde yarar var. Ayrıca bu ürünlerin önemli bir bölümü üretim bakımından birbirinin alternatifi konumunda.
Buğday ile ayçiçeği, pamuk ile mısır; ekim alanları bakımından büyük oranda birbirine alternatif ürünler olarak görülüyor. Bu nedenle üretici karar verirken, bu ürünleri ekerken hangisinin desteği, fiyatı uygunsa o ürünü tercih ediyor. Ülkenin ihtiyacı, ihracat potansiyeli ikinci üçüncü sırada yer alıyor.
Bu kadar geniş bir ürün yelpazesi olan hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektöründe alınan kararlar, uygulanan dış ticaret politikasında ürün bazlı yaklaşım olmadığında bugün olduğu gibi ortaya ciddi bir dağınıklık ortaya çıkarıyor. Alınan kararlarda Tarım ve Orman Bakanlığı ile sektör arasında olması gereken işbirliği ve diyalog çoğu zaman sağlanamıyor. Bu nedenle sektörün talepleri, dile getirdiği sorunların çözümü mümkün olamıyor.
Kararların zamanlaması ve sektöre etkisi
Bu sezon itibarıyla bakıldığında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, buğday, arpa ve mısır ile ilgili çok önemli açıklamalar yaptı. Özellikle 2019 üretimini etkileyecek, üreticilerin kararını değiştirebilecek nitelikte açıklamalardı. Buğday ve arpa üretiminde kilo başına 5 kuruş olan destekleme primini 2019 ürünü için yüzde 100 artışla 10 kuruşa çıkardıklarını açıklayan Pakdemirli, ürünü dünya fiyatlarından alacaklarını da ekledi.
Üretici açısından bakıldığında destekleme priminin yüzde 100 artması sevindirici. Ürünün dünya fiyatlarından alınacak olması olumlu olarak görülebilir. Fakat, destekleme primi zaten 8-9 yıldan beri sabit, yani hiç artırılmadı. Dünya fiyatlarına gelince, dövizdeki artışın etkisiyle Türkiye'de son yıllarda ilk kez hububat fiyatları dünya fiyatlarının üzerinde kaldı. Dolayısıyla dünya fiyatlarından alınacaksa fiyat düşürülecek mi?
Ayrıca, bu kararın ayçiçeği, mısır ve diğer ürünlerin ekimine nasıl yansıyacağı hesaplandı mı? Hububat ürünlerini alıp işleyen sanayiciye, ihracatçıya yansıması ne olacak? Bütün bunların hesaplanması gerekiyor. Alınan kararların üretime, sektöre, dış ticarete etkisi iyi analiz edilmeli. Mümkün olduğunca sektördeki aktörlerin görüşü alınarak adım atılmalı.
Mısır fiyatında büyük artış
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018 mısır alım fiyatını 15 Ekim itibarıyla geçen yıla göre ton başına 190 lira artışla 950 lira olarak açıkladı. Geçen yıl fiyat 760 liraydı. Böylece ton başına yüzde 25 artış sağlanmış oldu.
Son yıllarda ilk kez mısır alım fiyatı ton başına 190 lira artırmış oldu. Son dört yıllık fiyat verilerine bakıldığında mısır alım fiyatı, 2015 yılında ton başına 725 lira olarak açıklanmıştı. 2016’da ton başına 15 liralık artışla 740 liraya çıkarılan alım fiyatı 2017’de ise ton başına 20 liralık artışla 760 lira açıklandı. Bu yıl ise geçen yıla göre yüzde 25 artışla ton başına 190 lira artırılarak 950 liraya çıkarıldı. Üretici fiyatın çok geç açıklanmasından yakınırken, bu artışın yansımalarının nasıl olacağı önümüzdeki dönemde görülecek.
Üretim azalacak endişesi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2017 yılında 21.5 milyon ton olan buğday üretiminin 2018 yılında yüzde 7 azalışla 20 milyon ton, 7.1 milyon ton olan arpa üretiminin ise yüzde 1,4 azalışla 7 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edildi.
2019'da üretimin bir miktar düşebileceği öngörülüyor
Sektör temsilcilerinden ve kışlık ürün ekiminden yansıyanlara bakılırsa, yüksek girdi fiyatları nedeniyle 2019 üretim yılında üretimde artış olmayacağı, bir miktar düşebileceği öngörülüyor. Özellikle gübre fiyatlarındaki yüzde 100’ü aşan fiyat artışı nedeniyle çiftçi gübre almakta zorlanıyor. Gübre tüketimindeki düşüşe bağlı olarak üretimde bir miktar düşüş olacağı tahmin ediliyor. Ayrıca daha önce yine bu özel ilavede yazdığımız gibi gübrenin yanı sıra, tohum, ilaç, mazot, işçilik, hasat maliyeti nedeniyle üreticilerin bir bölümü üretim yapmamayı tercih ediyor. Bu da üretimi olumsuz etkileyecek başka bir faktör. Bu sadece hububat ürünleri için değil, bakliyat ve yağlı tohumlar için de geçerli bir durum. Dolayısıyla üretimle ilgili yaşanması muhtemel bu sorunun da yine Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda sektör temsilcileri ile masaya yatırılarak şimdiden gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Fakat başta da belirttiğimiz gibi sektördeki dağınık yapı nedeniyle bu yapılamıyor.
TMO’nun bakliyat piyasasına müdahalesi genişliyor
Yakın zamana kadar sadece hububat ürünlerinde piyasaya müdahale eden Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), artık bakliyat ürünlerinde de sektörün önemli aktörlerinden, daha doğrusu piyasaya müdahale eden kurum konumuna geldi. Toprak Mahsulleri Ofisi, 27 Haziran 2018 tarihinde natürel nohut alım fiyatını ton başına 3 bin 250 lira olarak açıkladı. Ekim ayı sonu itibarıyla 8 bin 120 üreticiden toplam 95 bin 871 ton nohut alımı gerçekleştirdi. Ofis’in verilerine göre Ekim sonu itibarıyla serbest piyasada natürel nohut fiyatları ton başına 3 bin ila 3 bin 300 lira aralığında işlem gördü. Toprak Mahsulleri Ofisi, stoklarındaki nohudu toptan olarak ton başına 3 bin 600 liradan satışa sundu.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım yaptığı bir başka bakliyat ürünü yeşil mercimek. Ofis, 23 Temmuz 2018 tarihinde yeşil mercimek alım fiyatını ton başına 3 bin lira olarak açıkladı. Ekim sonu itibarıyla 14 bin 368 ton yeşil mercimek alan Ofis, elindeki yeşil mercimeği ton başına 3 bin 250 liradan toptan olarak satışa sundu.
Perakende satışa başladı
Ofis, 26 Ekim’de yapılan açıklama ile bakliyat ürünlerinde “uygun fiyat” ile satışa da başladı. Açıklamaya göre enflasyonla topyekün mücadele kapsamında nihai tüketiciye uygun fiyatla bakliyat ürünleri satmak üzere 150 TMO satış noktasında, yeşil mercimek kilosu 4 lira 25 kuruştan, nohut ise kalibresine göre 4 ila 6.5 lira arasında fiyatla tüketiciye sunuluyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin hububattan sonra bakliyat ürünlerinde de piyasada etkin olarak yer almasının üreticiye, sanayiciye ve dış ticarete etkisi önümüzdeki günlerde daha net görülecektir.
Özetle, geniş bir ürün yelpazesini kapsayan hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda dağınık bir yapı dikkat çekiyor. Alınan kararlar, uygulamalar bu dağınıklığı yansıtıyor. Sektörde yaşanan sorunların çözümü için öncelikle bu dağınık yapının giderilmesi gerekiyor.