Memişoğlu, iki yeni yatırımla üretim kapasitesini artıracak

Memişoğlu Tarım Ürünleri, yapımına başladığı ikinci bulgur fabrikası ve paketleme tesisi yatırımlarıyla 2019’da kapasitesini artırmayı hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi 500 büyük ihracatçı firma listesinde yer alan Memişoğlu Tarım Ürünleri, yapımına başladığı ikinci bulgur fabrikası ve paketleme tesisi yatırımlarıyla 2019’da kapasitesini artırmayı hedefliyor. 82 ülkeye ihracat yaptıklarını ve yıl sonu hedefl erinin ise yüzde 30 ihracat artışı gerçekleştirmek olduğunu kaydeden Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Memiş, “Memişoğlu Grup’un bünyesinde Memişoğlu Tarım Ürünleri, Tat Bakliyat ve Tatlog Lojistik firmaları barındırıyor. Özellikle bakliyat üretimine yoğunlaşan bir Mersin firması olarak, Türkiye’de gerek üretim gerekse ihracat noktasında yaptığımız yatırımlarla büyümemizi sürdürüyoruz” dedi.

Firmaların temelleri 1977 yılında Muş’ta atılan ve gıda üzerine faaliyet gösterdiğini aktaran Veysel Memiş, 1991 yılından bu yana Mersin’de bakliyat ve hububat sektöründe yer aldıklarını söyledi. Bugün 82 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Memiş, firmalarının Mersin ve Tekirdağ’da olmak üzere günlük 300 ton pirinç üretim kapasiteli iki çeltik fabrikası, Mersin’de günlük 240 ton kapasiteli mercimek fabrikası, günlük 240 ton kapasiteli bulgur fabrikasının yanı sıra günlük 700 ton kapasiteli bakliyat eleme, seçme, boylama ve paketleme fabrikasının bulunduğunu kaydetti. Günlük bin 500 ton üretim kapasitesi ve 150 bin metrekare alanda kurulu üretim ve depolama tesislerin bulunduğu bilgisini veren Memiş, “350 çalışanıyla Memişoğlu/Tat bakliyat grubu olarak sektörde önde gelen bakliyat ve hububat firmaları arasında yer alıyoruz. Yurt içi ve dışı pazarlarında ticaret yapıyoruz” diye konuştu.

Tat markasının, Memişoğlu Tarım’ın tescilli markası olduğunu dile getiren Veysel Memiş, Türkiye genelinde 34 bayi, İstanbul, İzmir ve Edirne’de bölge müdürlükleri ile hem çuvallı hem de paketli ürün sattıkları söyleyerek, “Ayrıca fason üretim de yapıyoruz. Müşterinin talebine göre yarım kilogramdan 1 tona kadar her kiloda paketleme yapabiliyoruz. Türkiye’de ulusal ve yerel zincir marketlerde Tat markasıyla ve fason ürünlerle yer alıyoruz. Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç gibi global yardım kuruluşlarının resmi tedarikçisiyiz” açıklamasında bulundu.

Yıl sonunda ihracatını yüzde 30 artırmayı hedefliyor

Bu yıl ihracat odaklı çalıştıklarını ve yılın ilk yarısıyla ikinci yarısı arasındaki ihracat oranlarında yüzde 20 fark olduğunu aktaran Veysel Memiş, bu yılın ilk sekiz ayında ihracatların yüzde 10 arttığını iletti. Hasat döneminin yeni başladığını ve yıl sonu ihracat hedeflerinin geçen yıla göre yüzde 30 artırmak olduğunu vurgulayan Memiş, “Ciromuzda da 2017’ye göre yüzde 20 artış kaydettik. Geçen yıl 500 milyon liranın üzerinde ciro yaptık. Bu yıl ise ilk sekiz ayda 410 milyon lira ciroya ulaştık. Yıl sonunda ise 600 milyon lirayı geçeceğini umuyoruz. Yılda 350 bin tonu aşkın ürün sevk ediyoruz. Temel amacımız yerli ürünleri almak fakat yetersiz kalması durumunda ithalata başvurmak zorunda kalıyoruz” ifadesini kullandı.

İkinci bulgur fabrikası kuruluyor

Yeni yatırımlarla ilgili de bilgi veren Veysel Memiş, bu yıl ikinci bulgur fabrikalarını da hayata geçireceklerini duyurdu. Fabrikanın inşaatının tamamlandığını, şu anda makinelerin montajının yapıldığını anlatan Memiş, böylece üretim kapasitelerini 120 tondan 240 tona çıkaracaklarını açıkladı. Bulgur ihracatının Türkiye’de son beş yılda yaklaşık yüzde 65 arttığına değinen Memiş, toplamda 250 bin ton bulgur ihracatı yapıldığını söyledi. İkinci fabrikayla kapasitelerini artırıp bulgur ihracatını daha da artırmayı hedeflediklerine vurgu yapan Memiş, şunları söyledi: “Mersin’deki tesisimiz, yeni bir arsa yatırımımızla beraber toplam 74 bin metrekare oldu. Tüm bakliyat ürünleri ile pirinç ve bulguru bir alanda üretebilen Türkiye’deki tesislerden biriyiz. Bulgur fabrikasının akabinde paketleme tesisimizi yeni bir binaya taşıyoruz. Bu binada makine ekipmanımızı artırıp, üretimimizi biraz daha artırmayı planlıyoruz. Bunun için de 5 bin metrekarelik bir alan içerisinde sadece paketleme ve sevkiyat alanına özel bir yer yapıyoruz. İnşaatı başladı, 2019 yılının ilk yarısında bu yeni yatırımımız da faaliyete alacağız.”

Ar-Ge merkezi kuruyoruz

Ar-Ge çalışmalarına da ağırlık verdiklerini ve Ar-Ge merkezi kurmak için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuru hazırlığında olduklarını aktaran Veysel Memiş, özellikle bakliyat unu ile ilgili Ar-Ge çalışmaları yaptıklarına dikkat çekti. Bakliyat ununun şu anda pazarda pek bilinmediğini belirten Memiş, çölyak hastalarının glüten nedeniyle kek yiyemediklerini, nohut unundan yapılacak bir kek veya ekmeğin bu hastalar için de ideal bir beslenme kaynağı olacağını dile getirdi. Öte yandan ürünlerinin yüksek protein ve lif içerdiğini dikkat çeken Memiş, “Özellikle yeşil mercimek unu gibi proteini, enerji ve besin değerleri yüksek bir undan mama yapılarak bebeğe verilirse daha faydalı bir besin vermiş oluruz. Bununla ilgili çalışmalarımız var. Şu anda satışlarımız var ama bunu Ar-Ge çalışmalarıyla kayda değer anlamda artırmak istiyoruz” dedi.

“Bakliyat üretiminin artması için çiftçiye özel teşvik verilmeli”

İhracat pazarını artırmak için yurtdışı çalışmalarının da sürdüğünü ve bunun Türkiye’nin bakliyat üretimiyle doğrudan ilgili olduğunu belirten Veysel Memiş, çiftçinin daha fazla teşvik edilmesi ve üretimin artması sonucunda ihracatta da artış görüleceğinin altını çizdi. Üretimin olduğu dönemde ellerinde rekabetçi fiyata sahip ürün olduğu zaman ihracatlarının artıracaklarını dile getiren Memiş, tüm bakliyat firmalarının tesislerini sürekli yenilediğini ve kapasitelerini artırdığını bildirdi. Bakliyat üretiminin artması için çiftçiye özel teşvik verilmesini talep eden Memiş, şunları kaydetti: “Son yıllarda bakliyat üretimi düştü. 1990’lı yıllarda 300- 350 ton yeşil mercimek ihracatımız varken, şu an 20 bin tonlarda bir üretim söz konusu. Devletin, üretim modeli ile çiftçiyi yönlendirmesi, elindeki olanakları iyi kullanması gerekiyor. Yeniden üretimi cazip kılarak, bizim kendi kendimize yetmemiz ve fazlasını da ihraç etmemiz lazım. Biz ihracat firmaları bunun için varız.”

Bu konularda ilginizi çekebilir