İthalat sarmalından kurtulmanın yolu üretimi artırmaktır

Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2017 Bitkisel Üretim 1. Tahminine göre, tahıl ürünleri üretimi 2016'ya göre yüzde 4.4 oranında artarak yaklaşık 36.8 milyon ton olacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ODAK / ALİ EKBER YILDIRIM

Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörünün temel sorunlarından birisi uygulanan yanlış politikalar sonucu dışa bağımlılığın artması ve ithalat sarmalının kırılamaması.

Bazı ürünlerde üretimin yetersiz olması, bazı ürünlerde ise üretimdeki dalgalanma ve fiyat hareketleri nedeniyle kapılar kolaylıkla ithalata açılıyor. Bu ithalat sarmalından kurtulmak için üretimin artırılması gerekiyor. Üretimi artırmak için ciddi, planlı bir çalışma ya da çaba yok.

İklime bağlı olarak bazı yıllar üretim artarken, bazı yıllar azalıyor. Fakat uzun yıllar ortalamasına bakıldığında üretimde ciddi bir artış yok. Bu çerçeveden bakılınca 2017 genel anlamda üretimde kısmi artışların yaşandığı bir yıl olarak görülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2017 Bitkisel Üretim 1. Tahminine göre, tahıl ürünleri üretimi 2016'ya göre yüzde 4.4 oranında artarak yaklaşık 36.8 milyon ton olacak. Buğday üretiminin yüzde 5.8 oranında artarak 21.8 milyon ton, arpa üretiminin yüzde 11.9 oranında artışla 7.5 milyon ton olması öngörülüyor. Mısır üretiminde ise yüzde 7.8 oranında bir düşüşle üretimin 6.4 milyon tondan 5.9 milyon tona gerilemesi bekleniyor. Çeltikte ise üretim yüzde 2.2 düşüşle 900 bin ton olacak.

Bakliyatta ise temel ürünlerden nohut, fasulye ve mercimekte üretim artışı olacağı tahmin edildi. Buna göre, kırmızı mercimekte, geçen yıla göre yüzde 7.2 oranında artışla 370 bin ton, nohutta yüzde 9.9 oranında artışla 500 bin ton, kuru fasulyede ise yüzde 2.1 artışla 240 bin ton üretim olacağı tahmin ediliyor.

Yağlı tohumlarda toplamda yüzde 4.9 artışla geçen yıl 2.2 milyon olan toplam üretim bu yıl 2.3 milyon ton olması bekleniyor. Ürün bazında ayçiçeği üretiminin yüzde 9.9 artışla 1 milyon 823 bin ton, soya üretiminin yüzde 9.1 düşüşle 150 bin ton, aspirde yüzde 13.1 üretim düşüşü ile 50 bin ton, kanolada yüzde 36 gerileme ile 125 bin ton olan üretimin 80 bin tona gerileyeceği tahmin edildi. Pamuk üretimi ise yüzde 11.9 artışla 2 milyon 350 bin ton olacak.

Yağlı tohumlar ithalatın lideri

Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin verilerine göre, yağlı tohum üretiminde ciddi bir artış olmazken, ithalat son 10 yılda adeta ikiye katlandı.2016 yılında tarım ürünleri ithalatı 11 milyar dolar olurken, yağlı tohum ve türevleri 3.4 milyar dolarlık ithalatla ilk sırada yer aldı.

2007 yılında 1 milyar 693 milyon dolar olan yağlı tohum ve türevleri ithalatı, 2014 yılında en yüksek seviye olan 4 milyar 286 milyon dolara ulaştı. 2016›da ise 3 milyar 435 milyon dolarlık ithalat yapıldı. Miktar bazında değerlendirildiğinde ise, 2007 yılında 3 milyon 683 bin ton olan yağlı tohumlar ve türevleri ithalatı 2016 yılında toplam 6 milyon 230 bin ton oldu. Bu ithalatın 1.5 milyon tonunu hamyağ, 800 bin tonunu ise gıda amaçlı yağlı tohumlar oluşturuyor. Türkiye, tarım ürünleri ihracatında dış ticaret açığı vermezken, yağlı tohum ve türevlerinde 2016'da 2.3 milyar dolar açık verdi.

Hammaddenin yüzde 75'i ithal

Türkiye'de bitkisel yağ sanayicisinin öncelikli sorunu hammadde. Hammadde ihtiyacının yüzde 75'i ithalatla karşılanıyor.. 2016 yılında Türkiye'deki yaklaşık 3 milyon ton yağ arzının 780 bin tonu yerli üretimle karşılandı. Yüzde 25 yerli üretim, yüzde 75 yağlı tohum veya ham yağ ithalatı ile karşılandı. Bu açıdan bakıldığında yağlı tohum üretiminin artırılması stratejik bir önem taşıyor.

Hububata Rusya ve ithalat krizi damga vurdu

Buğdayda hasat öncesi ve hasat döneminde çok önemli gelişmeler yaşandı. Rusya ile yaşanan krizin yanı sıra hasat devam ederken buğday, arpa ve mısırda gümrük vergilerinin düşürülmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım fiyatını geç ve düşük açıklaması sektöre damga vuran gelişmeler oldu.

Rusya Federasyonu ile yaşanan uçak krizinden sonra bu ülkenin Türkiye'den 24 tarım ürününün ithalatına yasak getirmesi iki ülke ilişkilerinde büyük krize neden oldu. Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Başkanı Vlademir Putin arasında yapılan görüşmeler sonucunda yasaklar aşamalı olarak kaldırılmaya başlandı.

Ancak, krizin simgesi konumundaki domates ve bazı ürünlerdeki yasak kaldırılmayınca Türkiye de buğday kozunu kullandı. Türkiye, 15 Mart 2017 itibariyle Rusya'dan ithal edilen buğday, ham ayçiçekyağı, mısır, pirinç, küspe ve bezelyeyi Dahilde İşleme Rejimi kapsamındaki listenin dışına çıkardı. Bunun anlamı, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında sıfır gümrükle ithal edilen ürünlerin artık vergi ödenerek ithal edilmesi demekti. Yüksek vergi oranları nedeniyle bu ürünlerin ithalatı fiilen yasaklı hale geldi.

Erdoğan ve Putin'in 3 Mayıs 2017'de Soçi'de yaptıkları görüşmede yasakların karşılıklı kaldırılması kararlaştırıldı.

Türkiye yasakları kaldırdı ve bu ürünleri tekrar

Dahilde İşleme Rejimi Kapsamı'nda ithalatına izin verdi. Rusya'nın domates dahil 8 üründe yasağı sürdürmesi üzerine Türkiye bu kez Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen buğdaya yüzde 80 oranında miktar kısıtlaması getirdi. Belgede yazılı miktarın sadece yüzde 20'sine izin vermeye başladı. Yapılan görüşmeler sonucunda kısıtlama kısa süre sonra kaldırıldı. Fakat, bu kısıtlama sadece Rusya'yı değil, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithal ederek işledikten sonra un olarak ihraç edenleri de olumsuz etkiledi.

Hasat devam ederken gümrük vergileri düşürüldü

Buğday ve arpada hasat devam ederken Gıda Komitesi'nin aldığı karar doğrultusunda Bakanlar Kurulu'nun 27 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile canlı hayvan ve karkas etle birlikte buğday, arpa ve mısırda gümrük vergileri, düşürüldü. Hububat sektöründe şok etkisi yaratan karar ile buğdayın ithalat gümrük vergisi yüzde 130'dan yüzde 45'e,arpada yüzde 130'dan yüzde 35'e, mısırda ise vergi yüzde 130'dan yüzde 25'e düşürüldü.

Kararnamede imzası olan dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, alınan bu kararın zamanlamasının çok yanlış olduğunu dile getirdi.

Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 30 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 2017/7 numaralı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ ile buğday, arpa ve mısırda gözetim uygulaması çerçevesinde ithalatta ton başına 200 dolar asgari fiyat getirildi.

Özetle, hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda ithalat hep gündemde. Hasat devam ederken hububatta gümrük vergileri düşürülüyor. Bakliyatta fiyat yüksek diye zaman zaman gümrük vergisi sıfırlanıyor. Bu yıl 8 Mart'ta Resmi Gazete'de yayınlanan kararla nohutta gümrük vergisi sıfırlandı. Yağlı tohumlarda hammadde ihtiyacın yüzde 75'i ithalatla karşılanıyor. Bu tablonun sürdürülebilirliği yok. Türkiye'nin bu ithalat sarmalından kurtularak kendi ihtiyacını kendisi üretebilecek politikaları belirleyerek uygulamaya koymalı.