Ak kitap, kara korsan için değil

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu'yla ülkemizde yayın piyasasını konuştuk.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Faruk ŞÜYÜN

 

Türkiye Yayıncılar Birliği, ülkemizde faaliyet gösteren yayıncılar ve yayın dağıtımcıları tarafından 1985 yılında İstanbul'da kuruldu. Halen 301 üyesi bulunan, uluslararası alanda da Türkiye'yi temsilen "Uluslararası Yayıncılar Birliği" (International Publishers Association – IPA) üyesi olan Birlik'in Başkanı Metin Celâl Zeynioğlu bu haftaki konuğum. Kendisiyle meclisin açılmasıyla birlikte gündeme gelmesi beklenen 5485 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda yapılması düşünülen değişiklikleri, Türkiye'de yayın piyasasını ve korsan kitapları konuşacağız. Önce yeni yasa taslağıyla başlıyoruz:

"Telif Hakları Yasası 1951'de hazırlanmış, 1983'e kadar da herhangi bir değişiklik yapılmadan sürmüş. 1995'te, 2001 ve 2004'te yaşanan gelişmeler göz önüne alınarak esaslı değişiklikler gerçekleştirilmiş. Ancak, dünyadaki teknoloji hızla değişiyor, özellikle dijital alandakiler çok önemli, yayıncılıkla ilgili yasaların da buna uyum sağlaması lâzım. Ama bu kanunun değiştirilmesinde esas neden, Avrupa Birliği'nin aldığı birtakım kararların bizim yasalara da yansıtılma ihtiyacı, onların mevzuatına uyum sağlama arzusu. Orada getirilen istisnalarla, özellikle internet ortamında yaşanan telif hakları ihlâlleriyle ilgili düzenlemeler ve nihayetinde de bizim yaşadığımız bazı pratik zorlukların çözümüne yönelik adımlar var.
Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü çok paylaşımcı bir çalışma yaptı konuyla ilgili ve halen de sürüyor. Halihazırda konuyla ilgili tüm meslek birliklerinin, sivil toplum kuruluşlarının, kamu kuruluşlarının görüşlerini alarak ilerliyorlar. Bu da yasa taslağına görüşlerimizin doğru biçimde yansıyacağı konusunda umut taşımamıza neden oluyor."

Değişikliklerle sanırım meslek birliklerine de yeni düzenlemeler getiriliyor...

"Evet, düzenlemeler var, ama daha çok müzik ve sinemada yaşanan meslek birlikleri enflasyonunu bir yola yönteme sokmak amacını taşıyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre kurulan ilk federasyonu yayıncılar gerçekleştirdi. Kendi aramızda meslek birlikleri olarak bir arada çalışma disiplinine sahibiz, fikir alışverişine açık bir şekilde davranıyoruz. Sonuçta da kitap bandrol satışları Yayıncılar Federasyonu üzerinden yapılmaya başlandı..."

Korsan yayınla mücadele açısından çok önemli bir gelişme...

"Kesinlikle. Artık korsan yayıncı kitaba bandrol almak istediğinde yayıncıyla yüz yüze gelmek durumunda. Bunun da korsan yayında bandrol kullanımını önemli ölçüde azaltacağını düşünüyoruz.
Onun ötesinde telif haklarının toplanmasıyla ilgili sorunlar vardı yasadan kaynaklanan. Özellikle müzik ve sinemada, örneğin müzik çalan işyerleri, oteller gibi mekânlarda yapacakları tahsilatlarla ilgili sorunlar... Onları düzenleyen maddeler geliyor yeni yasada. Bunlar da sevindirici gelişmeler...
Bizim açımızdan önemli olan, korsan yayınla mücadele. Çünkü özellikle kâğıda basılı kitapta mücadele geliştikçe, ki çok önemli adımlar atılıyor o konuda, korsanlık internete doğru kaymaya başladı. Tabii bu durum teknolojik gelişmeyle ilgili. Elektronik kitabın yaygınlaşması, üretiminin çok kolay olması ve takip edilemeyeceğinin zannedilmesi dijital dünyada korsanlığı artırmaya başladı. O alanda ciddi bir düzenleme yapılması gerekiyordu.
Bakanlığın önerisinde çok enteresan bir uygulama var: Kısaca 'uyar-kaldır' dedikleri bir sistemle internette gerçekleşen hak ihlâllerini engelleyeceklerini umuyorlar. Şu anda interneti özgürlük ortamı olarak düşünsek de herkesin internet üzerinde yaptığı hareketleri izlemek mümkün IP adresleri üzerinden. Herhangi bir kişi bir korsan kültür sanat ürününü kendi makinesine indirmeye veya makinesinden paylaşmaya kalkıştığında bunlar da takip edilebiliyor. Burada tek sıkıntı, yasada net bir düzenleme olmadığı için yaptırımlardaydı. Şimdi net düzenlemeler de geldikten sonra dediğim gibi o iş kolaylaşacak."

Fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmasına yarayan her türlü teknik cihazı ticari amaçlı imal veya ithal eden gerçek ve tüzel kişilerin ödedikleri belirli miktardaki harçların yeniden meslek birliklerine verilmesini istiyordunuz, bu konuda bir gelişme var mı?

"Bizim için önemli olan bir konu da bireysel kopyalama hakkı. Yurtdışından ithal edilen matbaa, fotokopi makineleri gibi aletlerden toplanan harçlar, daha evvel bizim alanımızda yazarlara, eser sahiplerine dağıtılıyordu. Daha sonra Kültür Bakanı İstemihan Talay döneminde yapılan değişiklikle 2001'de bu harçlar, eser sahiplerinden alınıp Bakanlığa verilmeye, onun faaliyetlerinde kullanılmaya başladı. Bu, hem adaletsiz bir tavır, hem de Avrupa Birliği'nin kararlarına aykırı. Şimdi onda bir düzenlemeye gidilecek, böylece o toplanan harçlar da meslek birlikleri üzerinden eser sahiplerine dağıtılacak. Böylelikle de eser sahiplerinin özellikle fotokopi nedeniyle yaşadıkları telif hakları kayıplarında en azından teselli olarak olumlu bir adım olacak. Meslek birlikleri için de korsanla mücadelede önemli bir kaynak sağlayacağını düşünüyoruz, yasanın bizimle ilgili getirdikleri şimdilik bunlar."

İstediğiniz, ama taslakta yer almayan bir şey oldu mu?

"Gerçekleşmeyen bir şey olacağını zannetmiyorum. Dediğim gibi Telif Hakları Genel Müdürlüğü'nde başta Genel Müdür Abdurrahman Çelik olmak üzere tüm arkadaşlar çok paylaşımcı çalışıyorlar, görüş alışverişleriyle ilerleniyor...
Temel sıkıntı, istisnalar denilen maddelerde yaşanacak. Avrupa Birliği müktesabına uyum için değiştirilen birtakım maddeler var, onlar üzerinde eleştirilerimiz söz konusu, bunları tartışıyoruz. Örneğin, kütüphanelerde dijital ortamda ürün kullanımı serbestisi çok tartışmalı durum. Çünkü, yalnızca kütüphaneyken söz konusu olan, arşiv, müze ve eğitim kurumları diye bir genişletilmeye gidilmiş ki bu Avrupa Birliği müktesabatına da uygun değil.
Bu böyle olduğunda, yani eğitim kurumları dendiğinde tüm okulların yanı sıra eğitim veren dershaneler, eğitimle ilgili akla gelebilecek her yerde dijital kitaplar serbestçe kullanılabilecek anlamına geliyor ki bu da zaten Türkiye okurun yarıdan fazlasını kaybetme anlamına geliyor. Çünkü yayıncılıkta kitabın yaklaşık yüzde 50'sinden fazlası eğitim alanında üretiliyor... O konuyu tartışıyoruz.
Kütüphanelerde, kamunun kullanacağı yerlerde dijital ürünleri kullandırmanın bir sakıncası da güvenlik... Şimdi her türlü tedbiri alıp evet dürüstçe davranırlar, ona inanıyoruz; yalnızca kütüphanenin içinde kullanılmasını sağlayan bir çalışma da yaparlar, ama ya hackerler girerse?! Birdenbire diyelim Milli Kütüphane'nin arşivindeki bir milyon dijital ürünü çaldıklarında Türkiye'deki yayıncılık sektörü bir yana kültür hayatı çöker... Böyle sakıncalar var, onları tartışıyoruz. Yasa, daha hazırlanma yolunda, Bakanlık'ta. Aşamalar var, sanıyorum o aşamalarda onlar da makûl hale gelir..."

Sizin bu konudaki öneriniz ne?

"Bizim önerimiz, kütüphanelerde bu yapılabilir, ama yalnızca orada bulunan bilgisayarlarda kullanılmak şartıyla ve onlarda gerekli güvenlik önlemlerini alarak, telif hakkı sahiplerinin haklarını koruyarak. Söylediğim gibi burada temel sakınca, bir  yandan yayıncılığı çökertirsiniz, öte yandan da Türkiye'deki kültür, edebiyat üretimini bitirebilirsiniz! Çünkü, diyelim ki çok satan bir yazarın, örneğin Ahmet Ümit'in veya İskender Pala'nın kitapları 100 bin satarken birdenbire 2-3 bin satar duruma düştüğünde bu durum, onların üretme şevkini de kırar kaçınılmaz olarak..."

Yayıncı da yatırım yapmak istemez...

"Tabii. Türkiye'de yayıncılık alanında biliyorsunuz çok düzenli bir şekilde büyüme var. Her yıl yüzde 10-15 büyüyor... Bunu tersine çevirecek bir yasal düzenleme yapılmasını istemeyiz. Kültür Bakanlığı ya da hükümetin de böyle bir arzusu olacağını ben zannetmiyorum."

İsterseniz bu noktada rakamlar konuşsun, yayıncılık her yıl yüzde 10-15 büyüyor, dediniz. Yani?

"2011'de 493 milyon 469 bin 643 adet kitap üretilmiş. Bunların 204 milyon 275 bin 661'i ilk, orta öğretimde okuyan öğrencilere dağıtılan ücretsiz ders kitapları. Bunlara üniversite ve akademik ders kitaplarını da eklediğimiz zaman, Türkiye'deki kitap pazarının yüzde 56'sının eğitim yayıncılığı tarafında olduğunu görüyoruz. Yani bize, kitap okurlarına kültür yayınları dediğimiz edebiyat-sanat yayınları çokmuş gibi gözükür, ama esas üretim, eğitim yayıncılığında. Maalesef bunun yüzde 90'ı da Milli Eğitim Bakanlığı'nda. Yarısından fazlasını kendisi üretiyor, diğer kısmını da ürettiriyor. Orda öyle bir sıkıntı var... Bağımsız yayıncılığın gelişmesi için devlet yayıncılıktan çekilmeli. Devletin yayın üretim işinden elini çekmesi ve bu alanın özel sektöre bırakılması, hem kaynak israfını önleyecek, hem de yayın kalitesini yükseltecektir..."

Yine rakamlarla devam edecek olursak...

"Yine geçen sene 43 bin 190 başlık kitap üretilmiş. Karşılaştırmak istersek 2010'da bu rakam, 35 bin 775'di. Çok ciddi bir artış var. 2009'da 31 bin 289'ken 2011'de 43 bin 190... Yani dediğim gibi ciddi artış görüyoruz rakamlarda."

Ya elektronik yayıncılık?

"Maalesef e-kitapta herhangi bir kıpırdanma yok. Binde 1 oranında bir payı var elektronik kitap satışlarının. Çünkü burada temel, birincil sorun, zaten dünyada da rakamlar netleşmiş değil, yani devamlı, özellikle Amazon kaynaklı bir propaganda var: Amerika'da şu kadar oldu, bilmem nerede şöyle oldu...
O rakamların tamamen aldatıcı olduğunu düşünüyorum. Bizim aldığımız resmi rakamlarda dünya ortalaması gelişmiş ülkelerde İngiltere'de yüzde 1, Amerika'da yüzde 2, Almanya'da, yüzde 1... Diğer birçok Avrupa ülkelerinde bizim gibi yüzdelerin altında oranlarda. Çünkü, e-kitabın formatı belli olmadı, devamlı değişiyor. Kullanılan araçlar da yeni yeni satılmaya başlandı tablet PC'ler ve diğerleri...
Diğer yandan ülkemizde özellikle katma değer vergisi açısından sorunlar var. Çünkü, kültür hizmeti olarak kitapta katma değer vergisi yüzde 8. Ama nedense Maliye Bakanlığı elektronik kitabı kültür hizmeti saymıyor ve orda katma değer vergisini yüzde 18 olarak tespit etti... Yani elektronik kitabı, bir kitap değil, hizmet olarak görüyor... Bu konuda da başvurularımız var, onda da bir çözümlenme olması lâzım. Çünkü, özellikle bu Fatih Projesi'yle birlikle öğrencilerin yaygın olarak tablet kullanmasıyla e-kitap kullanımı artacak, ama kitap fiyatları yüksek olursa bir, okullar onu almak istemez zaten alışkın olmadığı formatta olduğu için; iki, korsanı da özendirir, korsanı da çok kolay yapıldığı için. Bu nedenle de yayıncılık sektörü ve yazarlar büyük sıkıntı yaşarlar..."

Korsanla devam edelim, nasıl gidiyor korsanla mücadele?

"Korsanla mücadele oldukça iyi gidiyor."

Sık sık korsan kitap basan matbaalara baskınlar düzenleniyor, medyada okuyoruz, korsanlara göz açtırılmıyor. Neyse ki elektronik yayıncılığa da hem okur, hem korsan açısından çok fazla rağbet yok...

"Aslında şöyle bir sıkıntı var: Kâğıda basılmış bir kitabı 'pdf' yapmak, 3 veya 5 dakika sürüyor. Onun için birtakım kişiler telif hakları yasasını da bilmediklerinden kitapları bir hevesle pdf'e dönüştürüp, özellikle çok satanları internet sitelerinde, forumlarda falan paylaşıyorlar. Tabii yasada gelecek olan değişiklikle bu zorlaşacak. Biraz önce anlattığım gibi onu yapan, makinesinden dosyaları paylaşan birisine önce bir mesaj gidecek, bak işte 'telif hakları, Fikir Sanat Eserleri Kanunu aleyhinde bir şey yapıyorsun, bunu yapma!' diye. Yapmaya devam ederse yasal uygulamalar yapılacak, ciddi cezalar verilecek. Ama şimdiki halde özellikle bilgisizlikten müzikte ve sinemada olduğu gibi kitapta da bu yönde yayınlar artmaya başladı. Bu alanda da yayıncılarla avukatlarımız çalışmalar yapıyorlar, ama fiziki kitap dediğimiz alanda, özellikle bandrol satışının Yayıncı Meslek Birlikleri Federasyonu'na verilmesiyle birlikte..."

Bandrollu korsanları artık göremiyoruz. Bu arada Federasyon, yasaya göre kurulan bir üst kuruluş değil mi?

"Evet, Yayıncılar Meslek Birliği ve Basın Yayın Meslek Birliği'nin, telif hakları alanında çalışan bizim kuruluşlarımızın kurduğu üst kuruluş. Görevi bandrol satışını düzenlemek."

Artık "ak kitaplar, kara korsan için değil!" diyebilir miyiz?

"2012'nin ilk 6 ayında 373 bin 969'u Türkçe, 443 bin 339'u yabancı dillerde toplam 822 bin 308 adet kitap yakalandı. Bunlarla ilgili 12 tane matbaaya baskın düzenlendi, bin 172 dava sürüyor. Bunlardan da 422'si cezalandırmayla sonuçlamış...
Yani çok etkili çalışmalar yapılıyor. Zaten sokakta da bunu hissetmek mümkün. Büyük şehirlerde, büyük emniyet müdürlüklerinde korsanla mücadele için özel birimler kuruldu güvenlik şubesine bağlı. Onların da desteğiyle çok etkili çalışmalar yapılıyor. Bu nedenle de korsan yayıncılar daha çok yasayı bilmeyen, daha evvel mücadele etmemiş şehirlerde, özellikle sahil kasabalarında çalışmalar yapmaya başladılar. Ancak, bu sene oralarda da çok etkili çalışmalar yapıldı..."

En son Ankara gelen bir bilgi var değil mi?

"Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü Mali Suçlar Amirliği bir matbaa yakaladı. Orada 34 bin 715 korsan kitap, 65 bin kitap forması, 115 bin kitap kapağı, 478 adet kalıp ve bunların basımında kullanılan çok sayıda malzeme ele geçirildi. Beş kişi göz altına alındı. Buradan da görüyoruz ki işbirliği yapıldığında ve gerekli olanaklar sağlandığında etkili sonuçlar alınıyor."
 
Türkiye'deki toplam kitap pazarı (2011 sonu itibariyle)

ISBN tahsisi yapılmış toplam yayıncı sayısı: 8.150
Kitabevi sayısı: 6 bin
Dağıtım şirketi sayısı: 150
Kütüphane sayısı: 1.118
ISBN verilerine göre yayınlanan başlık sayısı (2011): 43 bin 190
Üretilen kitap adedi: 289.193.982
Ücretsiz dağıtılan ders kitabı adedi: 204.275.661
Üretilen toplam kitap adedi: 493.469.643
e-kitap sayısı: 1.314
Ortalama kitap satış fiyatları: Okul kitapları 1.2 dolar, kültür kitapları 10 dolar, akademik kitaplar 11 dolar
Eğitim yayınları pazarı: 1.095 milyon dolar (yüzde 43)
Kültürel yayınlar pazarı: 1.084 milyon dolar (yüzde 44)
Akademik yayınlar pazarı: 196 milyon dolar (yüzde 8)
İthal kitaplar pazarı: 107 milyon dolar (yüzde 5)
Toplam pazar büyüklüğü: 2.422 milyon dolar

Korsanın "TOP 10"u!

Ankara Emniyeti Mali Suçlar Bürosu korsan kitap satışında en çok tercih edilen 10 yazar ve kitaplarını belirlerdi. Buna göre korsan kitap üretenler tarafından en çok kitabı basılan yazarın Elif Şafak olduğu saptandı. İşte korsanın "Top 10"u...

1 - Elif Şafak / Firarperest, Siyah Süt, Aşk
2 - Can Dündar / Lüsyen
3 – Turgut Özakman / Cumhuriyet
4 – Ahmet Ümit / Kavim, Kukla, Bir İstanbul Rapsodisi
5 – Zülfü Livaneli / Serenad
6 – Canan Tan / İz
7 – Hanef Avcı / Haliç'te Yaşayan Simonlar
8 – Serdar Özkan / Kayıp Gül
9- İskender Pala / Şah Sultan
10 – Şamil Tayyar / Çelik Çekirdek