Suriye sınırındaki mayınlar TBMM'yi gerdi
Suriye sınırındaki mayınların temizlenerek arazinin tarıma açılmasına ilişkin kanunun görüşmeleri TBMM'de tartışmalara neden oldu.
ANKARA - TBMM Genel Kurulunda, Suriye kara sınırındaki mayınların temizlenerek, bu arazilerin tarıma açılmasını öngören kanun tasarısının görüşmelerinde, "Gizli metinleri, kim servis etti?" tartışması yaşandı.
Tasarının 2. maddesi üzerindeki görüşmelerde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusunun uzun yıllardır gündemde bulunduğunu belirtti.
Bakanlar Kurulunun 1992 yılında aldığı karar doğrultusunda, Genelkurmay Başkanlığı ile yetkili kurumların çalışmaları olduğunu, konunun Milli Güvenlik Kurulunda da gündeme geldiğini anlatan Bozdağ, Ottowa Sözleşmesinin onaylanmasına ilişkin kanunun, 2003 yılında Meclisten geçmesiyle sürecin hızlandığını ifade etti. Bozdağ, bir takım deneme ve uygulamalardan sonra, Genelkurmay Başkanlığının gönderdiği yazıda ve yapılan istişarelerde , "bu işin ihale yöntemiyle yaptırılması" konusunun daha uygun olacağına ilişkin kanaatini, çekincelerini de belirtmek suretiyle Milli Savunma Bakanlığı aracılığıyla ilgili yerlere ve Başbakanlık'a ilettiğini belirterek, "Bunu başka bir ihale yöntemiyle, Genelkurmayın dışında yapılmasının daha uygun olacağını, hatta NAMSA'ya verilmesinin daha uygun olacağını değerlendirmek suretiyle ifade etmiştir" dedi.
"Gizli metin tartışması"
Tasarılar hazırlanmadan önce istişare niteliğinde görüşlerin sorulduğunu anımsatan Bozdağ, MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi'nin gündeme getirdiği yazıya atıfta bulunarak, "Burada, bir milletvekilimiz, Genelkurmayın görüşünü okudu. Bunu görmediniz mi diye de sordu. Doğrudur. Genelkurmaydan gelen görüşte o vardır. Bunlar, gizli metinler. Şimdi soruyorlardır, 'bu metinler nereden çıkıyor' diye. O gizli damgalı metinleri, size kim servis etti? Onu da merak ediyorum" diye konuştu.
Bozdağ, yazıda dile getirilen endişe ve tereddütlerin hepsinin, tasarıya yansıtıldığını ifade ederek, mayın temizleme işinin, Maliye Bakanlığınca öncelikli olarak hizmet satın alma suretiyle yapılacağını, sınır güvenliği için ihtiyaç duyulan yerlerin yüklenicinin kullanımına bırakılmayacağını belirtti.
İhaleyi yerli bir şirketin de kazanabileceğini ifade eden Bozdağ, konunun, muhalefetin anlattığı gibi olmadığını, en az muhalefet kadar hassas olduklarını kaydetti.
Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan MHP'li Sipahi, Milli Savunma Bakanlığının yazısının "gizlilik" derecesi taşıyıp taşımadığını bilmediğini söyledi. Sipahi, Bozdağ'a "Belgeyi, size kim servis yaptı?" diye sordu.
"Ben bu belgeleri alamadım"
Tekrar söz alarak, neden gizli belge dediğine açıklık getiren Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu tasarı görüşülürken, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, devletin ilgili ve yetkili kurumları ile 'Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar nelerdir, aşamaları nelerdir, bunlarla ilgili elinizde dokümanlar, belgeler var mıdır, varsa birer örneğini alabilir miyim' diye görüştüm. Bize denen şey şu: 'Bunlar var ama gizlilik derecesi olan bilgilerdir. Dolayısıyla biz, bu konuda size belge veremeyiz' diye ifadede bulundular. Ben alamadım. Onun için bunun gizli bir belge olduğunu biliyorum. Onu ifade ettim. Gizlilik derecesi olduğunu bildiğimi söyledim. Bir servis falan yok. Ben, Başbakanlık'tan alamadım. Milli Savunma Bakanı, bu grubun içinden çıktı. Milli Savunma Bakanı'ndan alamadım. 'Gizli, veremeyiz' dediler. Onun için gizli olduğunu söyledim."
Rütbe tartışması
Düzenlemeden sonra sınır güvenliğinin nasıl sağlanacağı konusunda bilgi verirken, askerliğini Kızıltepe'de asteğmen olarak yaptığını ifade eden Bozdağ, "Hudut boyunda hududu bekledim. Benim şeref sayfalarımdan biridir" dedi.
MHP'li Sipahi, kendisinin de sınır boylarında sorumlu komutan olarak görev yaptığını belirterek, Bozdağ'ı sözleri dolayısıyla eleştirdi.
Yeniden kürsüye geldiğinde bu konuya da değinen Bozdağ, vatana, millete, devlete asteğmen olarak hizmet ettiğini, onun bir şeref olduğunu söyledi. Bozdağ, "Er olmak da onbaşı olmak da şereftir, orgeneral olmak da bir şereftir. Biz, bundan övünç duyarız. Başkalarının rütbesinden de hizmetinden dolayı övünç duyarız ama bu hiçbir zaman kendinden rütbe olarak düşük olanları başka türlü değerlendirme hakkını kimseye vermez" diye konuştu.
"Misak-ı Milli hudutlarını daraltan anlayış"
Konya Milletvekili Atilla Kart da CHP Grubu adına yaptığı konuşmada, mayınların temizlenmesinin doğru bir karar olduğunu, ancak temizlenen arazinin doğrudan halkın kullanımına bırakıldığı takdirde sosyal barışa, istihdama, ekonomiye ve bölge güvenliğine katkı sağlayacağını söyledi.
"Bu tasarı yasalaştığı takdirde, bu arazileri kutsal topraklar olarak gören bir anlayışın sağlayacağı finans desteğiyle, muvazaalı olarak kurulan uluslararası firmalar tarafından 44 yıl bedelsiz olarak işletilmesi söz konusu olacaktır" iddiasında bulunan Kart, bu sebeple bölgeyi uluslararası işletmelerin faaliyetine açmanın hiçbir şekilde kabul edilebilemeyeceğini kaydetti. Kart, "Burada, Türkiye Cumhuriyetinin Misak-ı Milli hudutlarını daraltan bir anlayışı görüyoruz" dedi.
"Tasarıyı geri çekin"
Tasarının geri çekilmesini isteyen MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, bu şekliyle kabul edilmesi halinde, Parlamento tarihine kara leke olarak geçeceğini ileri sürdü.
DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici de sınırdaki mayınların temizlenmesinin olumlu olduğunu, ancak arazilerin bölgedeki topraksız çiftçilere verilmesi gerektiğini söyledi.
Tasarının 2. maddesi üzerindeki görüşmeler sürerken verilen aranın ardından, Hükümet ve Komisyon temsilcilerinin Genel Kuruldaki yerlerini almamaları dolayısıyla görüşmeler ertelendi.
Sülaymaniye külliyesi korunacak
Türkiye ile Suriye arasında, Süleymaniye Külliyesi'nin korunması hakkında işbirliği protokolünün onaylanmasına ilişkin kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, tasarının görüşmelerinde, Süleymaniye Külliyesi'nin onarılması işini daha önce Fransa'dan bir firmanın aldığını, ancak bu firmanın ilk iş olarak minareleri betonla doldurduğunu belirterek, "Daha sonra bunun yanlış olduğu anlaşılınca çalışma durduruldu. Şimdi orayı bir Türk firması onarıyor" dedi.
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilere değinen Şandır, bu konuda Hükümet'in politikasını olumlu karşıladıklarını söyledi. Şandır, özellikle iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi konusunda çaba sarf eden eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'e teşekkür etti.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha fazla geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Şandır, Suriye'de Türk-Arap ortaklığında bir banka kurulmasının yararlı olacağını ifade etti.
Tasarı üzerinde söz alan Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç'in, Hükümet ile ilgili eleştirilerine yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da kürsüde konuşma üslubu ve adabı konusunda, Meclisin iç tüzüğüne ve toplumun ahlak yapısına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Bozdağ, aksi davranan milletvekillerini de Başkanlık divanının uyarması gerektiğini ifade etti.
Bekir Bozdağ, yolsuzluk iddialarıyla ilgili, "Kimin elinde ne kadar belge ve bilgi varsa bunları cumhuriyet savcılığına bildirsin. Ama bu kürsüde iftiraların hakikatmiş gibi söylenmesi bizi yaralar" dedi.
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen ise tasarının, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Suriye ziyaret dolayısıyla "jest olsun diye" görüşülmesi için öne çekildiğini belirtti. Kendilerinin de bunu destekleyeceğini bildiren Öymen, Suriyeli yetkililerin, kara sınırındaki mayınların temizlenerek, bu arazilerin tarıma açılması işinin hangi ülkeden firmaya verileceğini gündeme getirmeleri halinde nasıl bir yanıt verileceğini sordu.
Türkiye ile Suriye arasında, Süleymaniye Külliyesi'nin Korunması Hakkında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasına İlişkin Kanun Tasarısının kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, 20 Mayıs Çarşamba günü saat 14.00'da toplanmak üzere birleşimi kapattı.