Tuba Önder Demircioğlu: Present koleksiyonu bir dışa vurum

Tuba Ağacı markası altında yer alan eserleriyle tanınan seramik ve heykel sanatçısı Tuba Önder Demircioğlu, 13. kişisel sergisi “Present” ile Gama Gallery ev sahipliğinde 42 Maslak’ta sanatseverlerle buluşuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Zühre KURT

30 yılı aşkın süredir porselen ve stoneware malzemelerinden yarattığı eserleri ile dünyanın önde gelen prestijli sanat organizasyonlarında yer alan Tuba Önder Demircioğlu’nun, duygu ve düşüncelerin insan bedenindeki yansımalarından ilham aldığı yeni koleksiyonu “Present”, mutluluğu, gülmeyi, sevinmeyi ve anı keyifle yaşamayı sembolize eden 50 eserden oluşuyor.

Demircioğlu’nun mentorluk yaptığı, seramik sanatına gönül vermiş ve seramikçi olma yolunda ilerleyen her yaş skalasından 25 öğrencinin seramik eserlerinin yer aldığı atölyenin üçüncü serisi olan ‘Black Sergisi’ de sanatseverlerle buluşuyor. Demircioğlu’nun uzun süredir hayalini kurduğu iki sergi, eş zamanlı olarak hayat bulurken bu sanat dalına ilgisi olanlar için sergi boyunca söyleşi ve seminerler de düzenlenecek. 14 Haziran’a kadar ziyaret edilebilecek sergi ile ilgili Tuba Önder Demircioğlu sorularımızı yanıtladı:

Serginin adı neden Present?

Hediye almak ve vermek, hayatın en dokunaklı anlarından biri. Bu anlar, sevdiklerimizi en içten ve özel şekilde mutlu edebildiğimiz, unutulmaz etkiler bırakan zaman dilimleri. Bir jest, bir sarılma bazen de bir bakış veya sadece bir söz, duyguları derinlemesine ifade etmenin bir aracı olabiliyor. Ancak asıl değerli olan, şu anın tadını çıkarmak, yaşamın bize sunduğu en büyük hediye. Ülkemiz zor zamanlar geçirdi, yorulduk, üzüldük.

Artık yarını düşünmek yerine biraz da anın ve sahip olduğumuz hediyelerin tadını çıkarmak istiyoruz. Bu düşünceler ve duygularla yola çıkan "Present" koleksiyonum, insanın iç dünyasındaki coşkunun bir dışa vurumu. Mutluluğu, gülmeyi, sevinmeyi ve anın tadını çıkarmayı anlatıyor. Bu koleksiyon, yaşamın en güzel anlarını kutluyor ve her bir parça, mutluluğu sembolize ediyor.

Malzeme olarak neleri tercih ediyorsunuz?

 Ana malzeme olarak porselen ve stoneware çamur kullanıyorum. Ağırlıklı olarak Ming Porseleni ile çalışıyorum ancak stoneware çamur ile yaptığım eserler de koleksiyonumda yer alıyor. Artistik serbest teknikle malzemenin potansiyelini keşfetmeyi ve sınırlarını zorlamayı seviyorum. Büyük boyutlara ulaşmak ve yeni konstrüksiyonlar oluşturmak da benim için heyecan verici bir süreç. Çamurun derinliklerine inerek onun dilini anlamak ve okumak beni özellikle mutlu ediyor.

Tuba Ağacı markasının öyküsünü anlatır mısınız?

 "Tuba Ağacı", mistik atmosferiyle tüm cenneti gölgeleyen, varlığıyla hem fiziksel hem de manevi dünyayı saran, her türlü meyveyi barındıran eşsiz bir ağaç olarak betimlenir. Kökleri sembolik olarak havada olan bu ağaç, adeta yeryüzünü ve gökyüzünü birleştiren bir köprü gibidir. Gövdesi sonsuz bir ihtişamla yükselirken, dalları etrafa kucak açar ve yaşamın bereketini tüm yönlere yayar.

Tuba Ağacı’nın görkemi, her bir yaprağının incelikli desenlerinden, dallarının ince kıvrımlarına kadar her detayında hissedilir. Her bir meyvesi, bilgelik ve bollukla dolu, insanın ruhunu besleyen birer hazinedir. Ağacın etrafında dans eden ışık, onun kutsallığını vurgular ve her bir yaprak altında gizlenen sırları aydınlatır.

Bu eşsiz ağaç, sadece gözle görülen bir varlık değil, aynı zamanda derin manevi anlamlarla da yüklüdür. Kökleri yukarıda, cennette bulunurken, dalları dünyaya uzanır ve insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılar. İnsanlar, Tuba Ağacı’nın sağladığı bereketin farkına vardıkça onunla olan bağlarını güçlendirir ve bu bağlar, onları içsel bir yolculuğa çıkarır.

Seramik öğrencileri ile yaptığınız çalışma hakkında detaylı bilgi alabilir miyim?

 Seramik, sanat dünyasında karmaşık bir disiplindir; tecrübe ve emek isteyen uzun bir yolculuktur. Sadece malzeme bilgisini değil, aynı zamanda kimya ve matematik de içerir.

Seramik, bilimi de içine alarak sanatçısını zenginleştirir ve geliştirir. 2001’den bu yana, farklı yaş gruplarından yaklaşık 300 kişinin sanatsal gelişimine destek oldum ve desteklemeye devam ediyorum. Birlikte çalıştığım öğrencilerin birçoğu dünyanın önde gelen tasarım ve sanat okullarında eğitimlerine devam ederken, bir kısmı da profesyonel sanatçılar olarak yoluna devam ediyor.

Bu benim için büyük bir gurur kaynağı. Uzun zamandır hayalini kurduğum bu projeyi, Gama Galeri ile birlikte gerçekleştirdik. Öğrencilerimin sergisi "Black" de aynı heyecan ve tutkuyla hazırlandı. Mentorluk yaptığım, sanata gönül vermiş bu harika grubun "Black" adını taşıyan sergisi, benim kişisel sergimle birlikte sanatseverlerle buluşuyor. Sergi süresince periyodik olarak seminerler ve söyleşiler düzenleyerek ziyaretçilerle etkileşimde bulunmayı da planlıyoruz.

Sizin hikayeniz nasıl başladı?

 Henüz çocuk yaşlarda çamurdan mimari formlar yapar, küçük şehirler inşa ederdim. Ortaokul ve lise yıllarında ise sürekli olarak kıyafet ve ayakkabı tasarımları yapardım. Sanata olan tutkum, güzel sanatlara başlamamla anlam kazandı.

Lisans eğitimimi Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Seramik ve Cam Ana Sanat Dalı'nda tamamladıktan sonra, yüksek lisans ve sanatta yeterlik eğitimimi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Seramik ve Cam Ana Sanat Dalı'nda sürdürdüm. Ardından Gorbon Sanat Atölyesi'nde stajımı tamamladım. Kızım dünyaya geldikten 4 yıl sonra, 2001 yılında kendi seramik ve tasarım atölyemi kurmaya karar verdim.

Atölyemde, sanatımla ilgili birçok projeyi hayata geçirdim ve çeşitli sergiler düzenledim. Bu süre zarfında uluslararası alanda birçok prestijli projede yer aldım ve dünyanın dört bir yanındaki önemli sanat fuarlarında eserlerimi sergiledim. Milano, New York, Madrid, Monaco ve Miami gibi sanatın merkezi haline gelen şehirlerde, eserlerimle sanatseverlerle buluştum. Ayrıca, eserlerimin seçkin koleksiyonlarda ve müzelerde de yer alması, sanat dünyasındaki sorumluluğumu ve motivasyonumu daha da pekiştirdi.