Tasarımcılar ve çiftçiler ‘Yeryüzü Renkleri’nde bir araya geldi

5 çiftçi ve 5 tasarımcının, doğadan ilham alarak beş renk üzerine ürettikleri çalışmalar “Yeryüzü Renkleri” sergisinde 27 eser bir araya geldi. Sergi, dünya üzerinde ihtiyaç duyulan değişim için atılacak adımların birbiriyle olan bağlantısını ve etkisini göstermeyi amaçlıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Zühre KURT

Yapı Kredi Kültür Sanat’ta sürmekte olan “Yeryü­zü Halleri” sergisine eş­lik eden “Yeryüzü Renkleri”; beş çiftçi ve beş tasarımcının, doğa­dan ilham alarak beş renk üzeri­ne ürettikleri çalışmalarla birlik­te yirmi yedi eseri bir araya ge­tiriyor. Tasarımcılar, “Yeryüzü Renkleri” sergisi için özel olarak ürettikleri tasarımları izleyici ile buluşturuyor. Sergideki tasarım­cılar Arzu Kaprol, Başak Cankeş, Gül Ağış, Simay Bülbül ve Zeynep Tosun. Sanatçılara destek veren çiftçiler ise Ayşe Güneş, Emel Duman, Havva Değirmenci, Ner­min Çerçil ve Nurşan Güneş.

Yapı Kredi Kültür Sanat Ya­yıncılık tarafından hazırlanan ve Yapı Kredi Step’in katkılarıyla gerçekleşen “Yeryüzü Renkleri” Sergisi, 13 Aralık – 12 Şubat 2025 tarihleri arasında Yapı Kredi bo­montiada’da sanatseverlerle bu­luşuyor. Birlikte sergiyi gezdiği­miz küratör Birnur Temel Birta­ne sorularımızı yanıtladı:

Tasarımcılarla çiftçileri buluşturma fikri nasıl doğdu?

Bu fikir aslında 2018’de benim kurucusu olduğum Sosyal Tasa­rım Merkezi’nin Türkiye’yi geze­rek topraktan boyar madde elde ettiği atölye dizisi ile başladı. Mil­li Eğitim Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri yapı­yorduk. Bu gezilerde birçok kü­çük ölçekli kadın çiftçi ile çalış­ma imkanı bulduk ve bu yıl tekstil sektörüyle bir araya getirelim de­dik. Çünkü iklim felaketine bakan bir proje.

Dolayısıyla su kaynak­larını da gözden geçirmemiz ge­rekiyor. Su kaynaklarını bugün en fazla kullanan 2 sektör tarım ve tekstil. Bu nedenle ortak bir üre­tim alanı yaratmak istedik. 5 tasa­rımcı ile çalıştık. Tasarımcıların da arka planlarında kırsal alanda­ki kadınların güçlenmesi, istih­dam yaratılması, el işlerinin ko­leksiyonlara dahil edilmesi gibi köklü bir geçmişi var.

“Yeryüzü Renkleri” her can­lının eşit öneme sahip olduğu­na inanan ve bunu söylemden öte eyleme dönüştüren “Yeryü­zü Halleri” sergisiyle ortak tema­da buluşuyor. Bu sergi kapsamın­da tarımsal atıklardan elde edi­len boyar madde ile hem kumaş boyamaları yapıldı hem de doğal mürekkeplerle tasarım sürecini anlatan eskizler çizildi.

Toprak, “Yeryüzü Renkleri” sergisinde yalnızca bir üretim kaynağı değil; hasadın kutlandığı, birlikte çalı­şırken nice hikâyelerin paylaşıl­dığı bir sosyal alan olarak öne çı­kıyor. Farklı üretim alanlarıyla eş zamanlı hareket eden sergi, kap­sayıcı bir sosyalleşmenin çağrı­sına dönüşüyor. Sergide, küçük ölçekli üretim yapan çiftçilerle tasarımcılar bir araya gelerek bu çağrıya cevap veriyor.

Çiftçiler ön plana çıkarıldı

Oldukça uzun bir süreci kapsıyor değil mi?

Hasattan boyaya ulaşım süre­ci uzun ve meşakkatli bir süreç. O yüzden sürece odaklanan bir sergi ve süreci hatırlatmayı he­defliyor. Çünkü emek sadece bi­zim gördüğümüzden ibaret değil. Bu nedenle çiftçiyi ön plana çı­karmaya çalıştık. Sadece gıdaya değil kültür sanata da nasıl yön veriyor, incelemek ve göstermek istedik.

Neden bu 5 ürünü tercih et­tiniz?

Sergideki boyar madde elde et­tiğimiz bu ürünler en fazla atık çıkaran ürünler. Örneğin nar ek­şisi, nar sosu yapıldıktan sonra kilolarca, çuvallarca nar kabuğu çıkar. Mor soğan hasat edildikten sonra yerlerde kabukları doludur. En yüksek hacimlerde atık çıkan ürünler bunlar. Böylece sürdürü­lebilirliği de sağlıyoruz.

Serginin içeriği hakkında bilgi alabilir miyiz?

Sergimizdeki eserler, iklim kri­zi karşısında toprağı ekip biçme­ye olan adanmışlığa tutunarak üretmeye devam eden çiftçilerin renk paletlerine ışık tutuyor. Isır­gan, mor soğan kabuğu, dut yap­rağı, ceviz kabuğu ve nar kabu­ğu gibi boyar maddeler, tekstilin başlangıcı ve sürdürülmesi için yüzey ve renk olarak kullanılan toprağın vazgeçilmezliğini kanıt­lıyor.

Bu birliktelik, toprak kay­bedildikçe yalnızca gıdamızı de­ğil, kültürümüzü ve renklerimi­zi de kaybedeceğimizi gösteriyor; ziraat ve zanaatın yüzyıllardır iş birliği içinde olduğunu hatırla­mak için bizi harekete geçmeye çağırıyor. Yeryüzü Halleri sergi­sine eşlik eden Yeryüzü Renkle­ri’ndeki eserler, doğanın gücünü ve kapsayıcılığını ortaya koyuyor.