Sultan Alparslan'ın mezarı bulundu mu?
Sultan Alparslan'ın mezarı için önemli bulgulara ulaşıldı.
Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Fatihi Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın türbesini ortaya çıkarmaya yönelik Türkmenistan'ın Merv kentinde Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından yürütülen kazılarda, önemli bulgulara rastlanıldı.
Merv kentindeki Selçuklu Sultanı Alparslan'ın türbesini ortaya çıkarmaya yönelik yürütülen kazı çalışmalarının eş başkanlarından Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Eravşar, yaptığı açıklamada, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov arasında Sultan Alparslan'ın Mezarının Bulunması ve Türbe İnşası Projesi protokolünün imzalandığını hatırlattı. Projenin, TİKA bünyesinde yürütüldüğünü anımsatan Eravşar, Sultan Alparslan'ın mezarının bulunması ve türbe inşası projesi kapsamında görevlendirildiğini söyledi. Eravşar, TİKA'nın proje kapsamında ilk olarak Ankara'da çalıştay düzenlediğini ifade ederek, "Çalıştay öncesinde Merv'de jeofizik araştırması yapıldı. Farklı bilim adamlarınca Ortaçağ kaynakları incelenerek değerlendirmeler yapıldı. Bu çalışmaların sonucunda oluşturulan ilk bilim kurulu mezar yerinin araştırılması için görevlendirildi. Bu kapsamda, alanın haritalama ve jeofizik çalışması yapıldı. Yaşanan ekip değişimiyle Mayıs ayında da Selçuk Üniversitesi'nden ben ve Prof. Haşim Karpuz, Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Halit Çal, kazının üç eş başkanı olarak görevlendirildik" diye konuştu.
'Kaynaklar Cuma Camisi'ni işaret ediyor'
Çalışmalara Merv'de yüzey araştırması yaparak başladıklarını anlatan Eravşar, Sultan'ın kabrinin nerede olduğuna dair Ortaçağ kaynaklarını incelediklerini bildirdi. Eravşar, bilimsel çalışmalar ışığında elde edilen verileri derlediklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Bizden önceki heyet beş farklı nokta belirlemiş. Görevi devralınca önceki çalışmaları okuduk, gelinen noktada yapılanları anlamaya çalıştık. 'Acaba neresi olabilir' diye sorduk, kendi içimizde tartıştık. Aslında Ortaçağ kaynakları açık şekilde şunu söylüyor; 'Sultan Alparslan bir Cuma Camii'ne defnedildi. Dönemin kaynakları Sultan'ın cenazesinin Merv'e getirilip, Cuma Camii'ne defnedildiğini gösteriyor. Bu bilgiden hareketle bizim yaklaşımımız şu oldu; 'Acaba hangi Cuma Camisi'nde mevta bulunuyor? Çünkü Merv'de üç tane Cuma Cami'si olduğu biliniyor. Bunlardan birisi Beni Mahan Cuma Camisi, diğeri Mescid-i Atik ve bir diğeri de Macan Cuma Cami'sidir."
İki futbol sahası alanda aranıyor
Prof. Dr. Eravşar, Selçukluların Merv'i fethettiğinde Gavur Kale ve Beni Mahan Cuma Camisi'nin bulunduğu bölgenin terk edildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "1992-2001 yıllarında İngilizler kazı çalışması yapmış. Onların topladıkları bilgilere göre Gavur Kale'nin sadece sanatkarların yerleştiği iskan olmadığını anlıyoruz. Bu bilgiler Beni Mahan Cuma Camisi'nin 10. yüzyılda kullanılmadığını, terk edildiğini gösteriyor. Türkmen bilim adamı Tirkeş Hocaniyazov, kazı araştırmaları yapmış ve Beni Mahan Camisi'nin planını tam olarak kazılar sonucunda ortaya koymuş. Bilinen bir yapı, türbe orada olsaydı, Hocaniyazov bunu görürdü. Diğer cuma camisi Mescid-i Atik (Köhne Mescid) yine aynı nedenlerle 10. yüzyılın başında terk edilmiş. Geriye bir tek cami kalıyor o da Macan Cuma Cami'sidir. Bu cami Merv'in merkezinde Sultan Sencer Türbesi yakınında bulunuyordu. Moğol istilası sırasında tahrip olmuş, Harzemşahlar döneminde yeniden bazı bölümleri yapılmış. Bu caminin sınırlarını belirlemek mümkün değildi. Yaklaşık iki futbol sahası büyüklüğünde bir alanı kapladığını düşünüyoruz. Avlusu ile oldukça büyük bir yapı."
Rus bilim adamları da aramış
"Buraya ilişkin 19. yüzyılda Çarlık Rusya'sında bilimler akademisinden Yukovski, Merv anıtları hakkında araştırma yapıyor" diyen Eravşar, şunları söyledi: "O da 'Alparslan'ın mezarı neredeydi' diye soruyor. O da bizim gittiğimiz yoldan giderek, Sultan Alparslan'ın mezarının Macan Cuma Camisi'nin içinde olduğunu belirtiyor. Bugün alanın üzeri toprakla kaplanmış, değişik kümeler ve yığınlar var. Bölgede geçmiş yıllarda Rusların yaptığı kazılarda ve Sultan Sencer Türbesi'nde yapılan restorasyonlar sırasında çok ciddi tahribatlar yapılmış. Ayrıca burada yapılan araştırma ve çalışmaların da düzenli bir kaydı tutulmamış. Elimizde bunlarla ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor."
Türbe Mazan Cuma Camisi'nde
Alandaki topografik özellikler ve yüzeydeki bulguları dikkate alarak, geçen mayıs ayında kazıya başladıklarını anlatan Eravşar, şu bilgileri verdi: "Alanın içerisinde dört farklı nokta belirlendi. Türkmen bilim adamlarının önerdikleri bölgeler de vardı. Alanın güney doğu kısmında yoğunlaştık. Çalışmalar sırasında bölgede bir önemli bir Selçuklu yapısına ait olduğunu düşündüğümüz çini ve mimari parçalar ele geçirildi. Bunların içerisinde bir kitabe parçası var ki bu bizi heyecanlandırdı. Ancak ne yazık ki kırılmış, tahrip olmuş. İlerleyen yıllarda ve kazılarda bu kitabenin diğer parçalarını bulursak, en azından bu yapının mimari kimliği ve türbenin bu yapının içerisinde nerede olduğu sorusu cevaplanmış olur."
Eravşar, buldukları bulguların küçük ipucu olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Önümüzdeki yıllarda bulacağımız diğer bulgularla bilgilerle desteklersek, Alparslan'ın türbesine çok yaklaştığımızı söyleyebiliriz. Şu an için bunu söylemek zor. Çalışmalara başladığımız ilk günden itibaren doğru yerde olduğumuzu düşünüyoruz. Türbeyi doğru yerde arıyoruz. Yanlış bir yerde olduğumuzu düşündürecek bugüne kadar herhangi bir bilgiyle karşılaşmadık. Çalışmalarda caminin zemin döşemelerini bulduk. dolayısıyla caminin içerisindeyiz ama neresindeyiz? Bu iki futbol sahası büyüklüğündeki alanda türbenin yerini konumlandırmanız gerekiyor. Ayrıca alanın üzerinde yer yer 12 metre yüksekliğinde toprak tabaka var. Bu şunu gösteriyor, bu yapı çok derinlerde. Öncelikli hedefimiz türbeyi bulmak. Camiyi bulduk ve buranın belirli yerlerindeyiz. Türbe nerede diye soruyu sorup belirli ipuçlarını arıyoruz."
15 yıllık çalışmayı bir yılda kazdılar
Kazı Eş Başkanı Prof. Haşim Karpuz ise kazı kapsamında 47 açma yaptıklarını belirterek, ekip üyeleri ve kazı eş başkanlarının geçen yıl özverili çalışmalarda bulunduğunu bildirdi. Düzenli yapılan çalışmalar sonucunda önemli mesafelerin katedildiğini anlatan Karpuz, Türkiye'deki benzer bir alanda yapılacak çalışmanın 15 yılda tamamlanabileceğini ifade etti. Karpuz, kısa zamanda çok hızlı ve yoğun çalıştıklarını dile getirerek, "Hata yapmak istemiyoruz. Bu şekilde çalışılırsa ne kadar sürede bulunur bunu söylemek güç ama belirli şeylerin ortaya çıkarılması, bütün bir camiyi kazıp ortaya çıkaralım derseniz 40 yılı bulur. Ama bizim 40 yılımız yok. Biz hedef odaklı çalışıyoruz. Amacımız türbeyi bulmak" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Karpuz, kaynaklardan edindikleri bilgiler ve kazılarda çıkan bulgular doğrultusunda çalışmaların sürdüğüne işaret ederek, şunları kaydetti: "Bu da bizim aşağı yukarı bir kaç yıl veya 4-5 yıl içinde en azından belirli şeyleri çok net biçimde yorumlayabileceğimizi sağlayacak bilgiler çıkaracaktır. Çalışma yaptığımız alan zor bir yer. Kısa zamanda sonuç alınabileceğini sanmıyorum. Bizim ortaya koyduğumuz bulgular bize yön verecek bilgilere sahip. 2015'te en azından türbeye ilişkin yeni bilgi ve bulgulara ulaşacağımızı umut ediyoruz."
Mayıs'ta başlayacak
Kazı Eş Başkanı Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Çal da çalışmalara 15 bilim adamı ve 70 işçinin katıldığını vurguladı. Türkmenistan'da da 5 bilim adamının kazıda yer aldığına dikkati çeken Çal, "Bu yıl iki farklı tarihte çalışma yapılacak. İlk dönem çalışmalar mayısta başlayacak. Bölgenin iklim şartları gözönüne alınarak planlama yaptık. İlk etabı haziran ayı ortasında tamamlamayı düşünüyoruz. İkinci dönem ise eylülde başlayacak ekim ayının ikinci haftası tamamlanacak. Gazi Üniversitesi ile Selçuk Üniversitesi öğretim üyeleri ağırlıklı çalışacak. Türkmensitan Kültür Bakanlığı yetkilileri de katılıyor" ifadelerini kullandı.