Salt genel müdürü Deniz Ova: Türkiye ve yakın coğrafyanın hafızasına katkıda bulunuyoruz

 Salt, herkese açık ve ücretsiz programlarıyla, nitelikli bilginin artmasını sağlarken çok yönlü arşiv, araştırma projeleriyle Türkiye ve yakın coğrafyasının hafızasına katkıda bulunuyor. Kurulduğu 2011 yılından bu yana Salt, iklim değişikliği, dijitalleşme, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi sosyal meselelerde bilinç yaratan içerikler üretiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Zühre KURT

Garanti BBVA tarafın­dan bilgi, kültür ve sa­nat üretimini destekle­mek amacıyla kurulan Salt; bir kültür kurumu olarak 2011 yı­lından beri faaliyetlerine de­vam ediyor. Salt, herkese açık ve ücretsiz programlarıyla ni­telikli bilginin artmasını sağ­larken çok yönlü arşiv ve araş­tırma projeleriyle Türkiye ve yakın coğrafyasının hafızasına katkıda bulunuyor.

Salt, Garan­ti BBVA’nın da stratejik önce­likleri arasında yer alan iklim değişikliği, dijitalleşme, top­lumsal cinsiyet eşitliği gibi sos­yal meselelerde bilinç yarata­cak içerikler üretmeye devam ediyor. Kurulduğundan bugü­ne yaklaşık 4 milyon ziyaretçi ağırlayan Salt, 13 yılda 116 sergi ve 6.500’den fazla kamu progra­mı düzenledi.

Salt Galata’nın, haftanın 5 günü ücretsiz hizmet veren kütüphanesi 100.000’den fazla yayına sahip bir koleksi­yonu barındırıyor. Salt Araştır­ma ise arşiv koleksiyonlarıyla 2 milyondan fazla belge ve kay­nağa çevrimiçi erişim sunuyor. Salt’ın yenilikçi ve dinamik ya­pısıyla açık bir kaynak işlevi üstlendiğini söyleyen Salt Ge­nel Müdürü Deniz Ova, ziyaret­çilerine özgür bir karşılaşma, araştırma, ifade ve hareket ala­nı sunduklarını belirtiyor. Ova ile Salt’ın hikâyesini ve gelecek dönemde bizi neler beklediğini konuştuk...

Salt’ı diğer kültür sanat kurumlarından ayrıştıran özellikler nelerdir? Salt’ın hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Salt olarak amacımız bilgi ve kültür üretimini desteklemek ve bu çerçevede araştırma ta­banlı, yenilikçi projeler geliş­tirmek. Disiplinler arası yakla­şımları teşvik eden, yeni araş­tırma yöntemleri geliştiren ve mevcut bilgi birikimine katkı sağlayan projeleri programı­mıza dahil ediyoruz. Sanat, mi­marlık, tasarım ile toplumsal ve ekonomik tarihe odaklanı­yoruz, ayrıca çevre odaklı, gün­cel aciliyetlere farklı okumalar getiren projeler geliştiriyoruz.

Salt, 2011 yılında Platform Garanti Güncel Sanat Merke­zi’nin, Garanti Galeri ve Os­manlı Bankası Müzesi’nin tek bir çatı altında bir araya getiril­mesinden oluşuyor. Salt, İstan­bul’da iki ayrı yapıda ve çevri­miçi ortamda faaliyet gösteri­yor. İstiklal Caddesi üzerindeki Salt Beyoğlu‘nda sergi mekân­ları, Açık Sinema ve Kış Bahçe­si bulunuyor. Karaköy, Banka­lar Caddesi’ndeki Salt Galata binasında ise bir ihtisas kütüp­hanesi niteliğindeki Salt Araş­tırma Gregory Michael Kiez Salonu, araştırmacıların kul­lanabildiği Salt Araştırma Fe­rit F. Şahenk Salonu ile kamu programlarının düzenlendiği mekânlar ve sergi alanı bulu­nuyor.

Salt’ı farklı kılan en önemli altyapılarından biri Salt Araş­tırma. Salt Araştırma, bir ihti­sas kütüphanesini, kapsamlı arşivleri ve çevrimiçi içerikleri bir araya getiriyor; bünyesinde­ki basılı yayınları ve dijitalleşti­rilmiş arşiv belgelerini araştır­macıların kullanımına açıyor. Salt Araştırma mekânlarında kullanıcı ve araştırmacılar, sa­nat, mimarlık, tasarım, kent, toplum ve ekonomi alanları­na odaklı 100.000’in üzerinde basılı kaynağa ulaşabiliyorlar.

Salt Araştırma arşivleri, Türki­ye, Doğu Akdeniz ve Doğu Avru­pa’ya odaklanıyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyı­lından günümüz Türkiye’sine toplumun, coğrafyanın, sanat ve tasarım alanlarının dönüşü­müne ilişkin yazılı, görsel kay­naklardan oluşuyor. Salt Araş­tırma kapsamında dijitalleşti­rilmiş iki milyonu aşkın belgeyi ise çevrimiçi olarak kamunun erişimine ücretsiz sunuyoruz.

Bir kültür ve araştırma kuru­mu olarak Türkiye ve yakın coğ­rafyasına dair oluşturduğumuz belleği programlarımız üzerin­den kamu ile paylaşabilmek ve kültür tarihimize dair yeni oku­malar oluşturabilmek vazgeçil­mezlerimizden.

Kültür sanat içeriklerin dijital ortama taşınması­nı nasıl değerlendiriyorsu­nuz? Gelecekte bu formda eserlere daha çok yer vere­cek misiniz?

Salt, kurulduğu günden bu yana dijital kültüre dair fark­lı çalışmalar geliştiriyor ve bu alanın gelişimini program ve araştırma çalışmaları ile teşvik ediyor. Salt Araştırma’nın diji­tal olarak kurgulanması, ulusal ve uluslararası alanda geniş bir erişim ağı sağlıyor. Salt için ge­lecekte, teknolojik yenilikleri takip ederek özellikle arşiv ça­lışmaları kapsamında fark ya­ratacak ara yüzler ve araçlar ge­liştirmek önemli olacak.

İstanbul’un kültür sanat hayatında güçlü ve zayıf yönleri neler sizce? Ekono­mide yaşanan sıkıntılar kül­tür sanat faaliyetlerini nasıl etkiliyor?

İstanbul’un kültür sanat ha­yatı, zengin tarihi ve kültürel çeşitliliği güçlü yanlarından bi­ri, ancak, altyapı eksiklikleri ve yeterli destek mekanizmaları­nın olmaması zayıf yönü olarak tarif edilebilir. Sürdürülebilir kültür politikaların ve eğitim alanında yeterince destekleyi­ci programların ve politikaların olmaması olumsuz faktörler­den biri.

Politik ve ekonomik çalkan­tıların her zaman kültür sa­nata yansımaları oluyor. Ku­rumların faaliyetlerine ayrılan bütçelerin kısıtlanmasına ve projelerin sürdürülebilirliğinin zorlaşmasına neden oluyor. Sa­natçıların ve/veya kurumların finansal desteğe erişimi azalı­yor, bu da yaratıcı üretkenliği olumsuz etkiliyor. Ziyaretçiler ve kullanıcılar açısından olum­suz ekonomik şartlar katılımı zorlaştırıyor, kültür alanındaki etkileşim doğrudan etkileniyor.

Kültür - Sanat 21.yüzyıl­da sizce neye dönüşüyor? Kitleleri bir araya getiren önemli bir değer olmaktan uzaklaşıyor mu?

21. yüzyılda kültür ve sanat, dijitalleşme ve teknoloji ile dö­nüşüm geçiriyor, daha geniş kitlelere erişim sağlıyor. Bu sayede kitleleri bir araya geti­ren önemli bir değer olmaktan uzaklaşmak yerine, yeni ve da­ha geniş bağlamlarda birleş­tirici bir rol oynamaya devam edecek. Ayrıca farklı kültürel ve sosyal grupları bir araya getir­me gücünü korurken, günümüz toplumsal ve çevresel mesele­ler etrafında kamuoyu üretme­ye ve bu alanda tartışmaları ge­liştirmeye devam edecek.

Yeni sezonda Salt’ta sa­natseverleri neler bekliyor?

Sonbahar sezonunu 11 Ey­lül’de Salt Beyoğlu’nda Tasa­rımcının Notu sergisiyle açıyo­ruz. Sergi, 1980’lerden 2000’e uzanan sürece, tasarımcının gözünden bakmayı; tasarımcı­nın üretiminin hayata geçme­sinde rol alan aktörlerle ilişki­sini ortaya koymayı; kitap tasa­rımları, nesne-kitaplar, arşiv belgeleri, belgesel-videolar, mülakatlar eşliğinde söz konu­su döneme dair çok yönlü bir ba­kış sunmayı amaçlıyor.

Ekim’de ise Salt Galata’da Sosyalist Yugoslavya’nın mo­dernleşme sürecinde, özellikle Kosova ve Kuzey Makedonya’da yaşayan ve Türkçe konuşan top­lulukların kimliklerini nasıl or­taya çıkardıklarını ve algıladık­larını, etkili siyasi, sanatsal ve kültürel kurumları nasıl kur­duklarını ve bölgede Türk kim­liğini nasıl inşa edildiğine da­ir bir araştırma sergisi olacak.

Salt Beyoğlu’ndaki Kış Bahçe­si’nde art arda yer alacak bir di­zi ses enstalasyonundan, bitki­ler ile ses ve müzik üzerinden ilişki kuran üretimleri bir araya getiren Bitkiler ve Bitkileri Se­venler için Sıcak Toprak Sesle­ri programımız yıl boyu devam edecek. Salt Yorumlama kapsa­mında ise öğretmenlere yöne­lik atölyeler ile gösterim ve ko­nuşma programları düzenleme­yi planlıyoruz.

‘Sanatsal Araştırma ve Üretim Destek Programı’ hayata geçti

Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi’ni, Garanti Galeri’yi ve Osmanlı Bankası Müzesi’ni 2011 yılımda tek çatı altında bir araya getirerek Salt’ın kurulduğunu söyleyen Garanti BBVA Kurumsal Marka Yönetimi ve Pazarlama İletişimi Direktörü Elif Güvenen sözlerini şöyle sürdürdü: “2011 yılında kurduğumuz Salt bu kapsamda öne çıkan, en kıymetli yatırımlarımızın başında geliyor.

Salt; sanat, mimarlık, tasarım, kent ve toplum gibi çeşitli konular etrafında ürettiği yenilikçi programlarıyla ziyaretçi ve kullanıcılarına özgür bir öğrenme, karşılaşma, araştırma, ifade alanı sunan bir kültür kurumu olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bu yıl, bünyesinde bulunduğumuz BBVA ile yarattığımız sinerjinin bir yansıması olarak Salt ve BBVA Vakfı iş birliğiyle “Sanatsal Araştırma ve Üretim Destek Programı” hayata geçti.

Sanatçılara yönelik tasarlanan bu fon programı aracılığıyla sanat, teknoloji ve ekoloji kesişimindeki iki proje desteklenecek. Fon kapsamında üretilen işler Türkiye ve İspanya’da sergilenme imkânı bulacak.

Ayrıca bu yıl destekçisi olduğumuz, ayrışan projeler arasında “Bu son şansımız mı?” gösterim programı ve “Havaya Dair” sergisi yer aldı.