Osmanlı’nın devlet anlayışına yeni bir bakış

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Osmanlı tarihine ışık tutan önemli bir eseri daha okuyucularla buluşturuyor. Carter V. Findley’in kaleme aldığı Osmanlı İmparatorluğu’nda Hukuk ve Devlet - Avrupa’yı Aydınlatan Adam Mouradgea d’Ohsson, Aydınlanma döneminde Osmanlı üzerine yazılmış en kapsamlı eserlerden Tableau général de l’Empire othoman’a yeni bir perspektif sunuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günay DEMİRBAĞ

Osmanlı tarihinin en önemli kaynaklarından biri olan Tableau général de l’Empire othoman, Aydınlanma dönemi Avrupası’na Osmanlı dünyasını anlatan en kapsamlı eserlerden biri olarak kabul ediliyor. 18. yüzyılda İsveç Elçiliği’nin tercümanı olarak görev yapan Ignatius Mouradgea d’Ohsson’un bu anıtsal çalışması, Osmanlı İmparatorluğu’nun hukuk ve devlet yapısını tüm detaylarıyla ele alıyor.

Tanınmış Osmanlı tarihçisi Carter V. Findley, uzun yıllar süren araştırmalarının sonucunda, bu eserin yazılış sürecini, dönemin diplomatik ilişkilerini ve d’Ohsson’un yaşam öyküsünü mercek altına aldı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Osmanlı İmparatorluğu’nda Hukuk ve Devlet – Avrupa’yı Aydınlatan Adam Mouradgea d’Ohsson, Osmanlı ve Avrupa’nın yazarı Carter V. Findley’e kitabı hakkında sorularımızı yönelttik:

Bay Findley, kitabınızda Ignatius Mouradgea d'Ohsson'un Tableau général de l’Empire othoman adlı eserini derinlemesine inceliyorsunuz. Bu esere yönelik kapsamlı analizinizin nedeni nedir?

Şaşırtıcı bir gerçektir bu: Rahmetli Kemal Karpat Hoca’nın vefatı, bendenizi hem yetim hem de Kuzey Amerika’nın en yaşlı ve en kıdemli Osmanlı tarihçisi olarak bıraktı. Hep öyle değildi!  Sorunuza dönecek olursam, zamanında yola yeni çıkan bir doktora öğrencisi olarak hep iki başvuru kitabına dayanmak zorunda kaldım.  Birisi büyük Redhouse, birisi de Mouradgea’nın Tableau général de l’empire othoman kitabı. İngiltere’de Türkçe hocası gibi bir şeyin hiç olmadığı bir zamanda, Redhouse nasıl Türkçeyi sökmüştü?  Mouradgea ise in miydi, cin miydi? Onların kitaplarına dayandığım takdirde, kariyer ümitlerim suya mı batacaktı? Redhouse hakkındaki merakım 1979 yılında bir makale, Mouradgea hakkındaki merakım ise 2019 yılında bu kitap ile sonuçlandı.  

Mouradgea hakkındaki merak ve kaygılarım, in misin cin misin sorusuyla bitmedi. Aslında kitabının adı, muhtevasına uymuyor.  Uzun adına göre, hem İslam hukuku hem de devletin “tarihi” var içinde. Ben maalesef hiçbir “tarih” bulamadım.  Bilâkis, o kısımda devlet teşkilatı ve işleyişinin tarifini buldum. İdare tarihini incelediğim doktora tezi araştırmalarım için, sadece Tableau’nun o kısmı gerekliydi bana.  Fakat “tarih” diye sunulan bir şey eğer tarih değilse, o zaman kaynak olarak dayanaklı olabilir miydi?  Bu soru, âcizaneyi yıllarca sürecek bilim tarihi araştırmalarına sürükledi.  Arada, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın meşhur teşkilat tarihlerinde, d’Ohsson’a, sanki “yoğun bir Osmanlı yazması” gibi dayandığını görünce, bundan cesaret alarak, ben de olabildiği kadar istifade ettim.  

D'Ohsson'un eserindeki illüstrasyonlar, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun genel yapısı hakkında önemli veriler sunmaktadır. Bu görsellerin sağladığı başlıca içgörüler nelerdir?

Gravürler maziden bize neler gösteriyor!  Kitabımın ana hedeflerinden biri bunu göstermektir.  Bütün Osmanlı tarihinin galiba en zengin görsel hazinesi olan 233 gravür!  Çoğu küçük boy, şahısları gösteriyor. Ayrıca 41 büyük boy var.  Mekke’de hacılardan Sultanahmet Camii’nde düzenlenen debdebeli Mevlid-i Şerif törenine, içoğlanların cirit ve tomak oyunlarına kadar çok zengin bir görsel malzeme var.  Dervişleri özellikle gravürlerle gösteriyor.  Rifailer’in zikirlerinin beş “sahne”si için beş büyük gravür var ve her birinin yanında zakirlerin hareketleri ve duaları anlatılıyor.  Sosyoloji disiplininin henüz icad edilmediği bir dönemde din sosyolojisinin bir şaheseri.    

d'Ohsson'un eserinin ayrıntılı yapısını göz önünde bulundurduğumuzda, Osmanlı İmparatorluğu'nu ne kadar derinlemesine incelediğini düşünüyorsunuz? Eserinde sunduğu bilgilerin güvenilirliğini nasıl değerlendirirsiniz?

Olabildiğince inceledi. Genç bir araştırmacı olarak, “d’Ohsson’a dayanırsam, iyi bir şey yapmış olacak mıyım” diye kaygılandığım zamanlar oldu.  Dönemin öbür başvuru kitaplarından, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın meşhur “teşkilât tarihleri” vardı. Ömrünü Osmanlı yazmalarını ve vesikalarını incelemesine vakfeden Uzunçarşılı, ne zaman 18. yüzyıldan söz etse, sanki bir Osmanlı yazması söz konusuymuş gibi, d’Ohsson’a dayanır.  Ben de bundan cesaret alarak, d’Ohsson ile giderek daha çok ilgilendim.

“Osmanlı İmparatorluğu'nda Hukuk ve Devlet - Avrupa’yı Aydınlatan Adam” adlı kitabınızda d’Ohsson’un çalışmalarına ve Osmanlı hukuk sisteminin Avrupa üzerindeki etkilerine odaklanıyorsunuz. Osmanlı hukuku Batı’yı nasıl etkiledi?

Şeriatı ve kanunu bir araya getiren Osmanlı hukukunun Batı hukukunu etkilediğini söyleyemem.  Mouradgea gibi tüccar olanların, hangi millet veya dinden olursa olsunlar, antik çağdan gelişmiş “merchant law” denilen ortak pratikleri vardı.  Çok zaman, davalar hakemlikle çözülürdü.  Halebi’nin Mülteka’sı gibi fıkıh el kitaplarında benzer bölümler vardır.  Murat Çizakça, buradan hareketle, fıkhın Batı kanununu (en azından “merchant law”) etkilediğini ortaya koydu.  Galiba kronolojik olarak bunun aksi doğru:  İslam’dan önce gelişmiş olan tüccar âdetleri fıkhın gelişmesini etkilemiş olsalar gerek, büyük ihtimalle.  Herhalde “ticaret kanunu” kültürler arasında, çoğu zaman mahkemeler dışında uygulanan, ortak âdetlere benziyordu. 

d’Ohsson’un hayatı, eserleri ve dönemin ruhu arasında güçlü bir bağ kuruyorsunuz. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine bu bağlamda daha yakından bakmak isteyen okurlar için herhangi bir öneriniz var mı?

Aydınlanma döneminin ruhunu sadece Osmanlı tarihinden anlamak mümkün mü? Aydınlanma, bir kozmopolitlik dönemi.  D’Ohssson’un bir öz “vatanı” olsaydı, bu République des lettres denilen Fransızca yazışan aydınlar ağı olurdu.  Hudutsuz bir ortaklık.  Fransızca, dönemin “internet”iydi.  Kitabımda anlatmaya çalıştığım neviden bir seçkinlik-eşitlik karışımı.