“Nazlı’nın Defteri” maziye açılıyor

Bu hafta sonu gerçekleştirilecek müzayedede bir tablosu 10 milyon liradan alıcı bekleyecek olan Osman Hamdi Bey, özel hayatına ve dönemin kültür ortamına ışık tutan bir sergiyle, AnaMed’in konuğu...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Kültür hayatımızı etkileyen en önemli isimlerden biri olan Osman Hamdi Bey, açılan bir sergide bugünün sanatseveriyle farklı bir perspektifte buluşuyor. Geniş kitlelerin “Kaplumbağa Terbiyecisi” nin ressamı olarak tanıdığı, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin kurucusu olmanın yanında tüm hayatını kültüre vakfetmiş çok önemli bir sanatçı olan Osman Hamdi Bey’in kızı Nazlı Hamdi’nin 1907-1911 yılları arasında tuttuğu misafir defteri, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde (AnaMed) düzenlenen bir sergiyle dünün kültür dünyasına ışık tutuyor. Prof. Dr. Edhem Eldem küratörlüğünde hazırlanan, Cecilia Varadi’nin çaldığı keman eşliğinde gezilebilen “Nazlı’nın Defteri – Osman Hamdi Bey’in Çevresi” başlıklı arşiv sergisi, 10 Temmuz’a kadar devam ediyor. Çoğu dönemin önde gelen entelektüelleri arasında yer alan dostlarının ve aile fertlerinin, imza ve ithafl arının yer aldığı defterin her sayfasında döneme ışık tutan başka bir ize rastlamak mümkün. 

Teknolojiden beslenen sergi 

1842-1910 tarihleri arasında yaşayan Osman Hamdi Bey, şu sıralar yine kültür dünyamızın gündeminde. Artam-Antik AŞ’nin 24 Mayıs’ta gerçekleştireceği 282. Müzayede’sinde “Yeşil Cami Önü” adlı tuval üzerine yağlıboya tablosu 10 milyon lira muhammen bedelle satışa sunulacak olan ressam, özel yaşamına ve yakın çevresine ışık tutan bir sergiyle de anılıyor. Sanatçı 51 yaşındayken doğan en küçük kızı Nazlı Hamdi’nin 14- 18 yaşları arasındayken tuttuğu defteri merkeze alan sergi, teknolojinin imkânlarından yararlanan modern tasarımıyla hem bilgi veriyor, hem de sanatseverleri ilginç bir arşiv sergisine davet ediyor. Serginin merkezindeki anı defteri, sözkonusu dönemde Osman Hamdi Bey’in evini ziyaret eden ve çoğu kültür dünyası için tanınmış kişiler olan misafirlerin notlarını içeriyor. Defterin orijinalinin camekânda yer aldığı sergide, teknoloji yardımıyla sayfaları bir bir çevirerek 1907-1911 yıllarına misafir gidilebiliyor. 

"Misafir"lerin öyküleri 

Serginin en önemli yanlarından biri de defterde notları bulunan “misafir” lerin birbiriyle bağlantılarının ortaya çıkarılması. Küratör Edhem Eldem’in çalışmasıyla Servet-i Fünun yayıncısı Ahmed İhsan’dan arkeolog-casus Gertrude Bell’e, Bavyera Prensi Rupprecht’ten Şair Nigâr’a, ressam, yazar, diplomat, arkeolog otuzun üzerindeki kişinin hikâyesi de sergide ve Homer Kitabevi tarafından okurlara sunulan sergi kitabında yer alıyor. Defterin sayfalarında adı geçen her kişinin kimliğini, mesleğini, hayat hikâyesini, Nazlı Hamdi ve ailesiyle olan ilişkisini ortaya çıkararak bundan yaklaşık yüz yıl önce Osman Hamdi Bey’in dâhil olduğu sosyal ve entelektüel çevreyi canlandırmayı amaçlayan sergi, sözkonusu isimleri, bu kişilere ayrılan vitrin ve panolarda yer alan bilgi, belge, görüntü ve objelerle tanıtıyor. Sergi, bir Osmanlı entelektüelinin çevresinin canlandırılması çabasının yanında, tek bir belgenin nereye kadar çekilebileceğini, nerelerde tıkanacağını sınamaya çalışan bir tarih denemesi olma özelliği taşıyor. Sergide, ‘Nazlı ve ailesi’, ‘Eskihisar’da bulunan yazlık ve bahçedeki dost ziyaretleri’ ve ‘1909 sonbaharında Münih ve Paris’e yapılan yolculuk’ başlıklarında 3 tema yer alıyor. Sergide, Nazlı Hamdi’nin gençlik yıllarının ve ailenin Eskihisar günlerinin yanı sıra, Osman Hamdi Bey’in son Avrupa seyahati olan Münih ve Paris yolculuğu hakkında da detaylı bilgi sunuluyor. Almanca, Fransızca ve Arap harfl eriyle yazıların yanı sıra çivi yazısıyla da notlar yer alan defteri, galeride bulunan iPad’ler aracılığıyla sayfa sayfa incelemek mümkün. 

Ayrıca, Edhem Eldem’in yazdığı ve sergiyle aynı adı taşıyan kitap, Homer Kitabevi’nden yayımlandı. Sergi ve kitapta yer alan belgeler, defterde imzası bulunan kişileri incelemenin yanında, Hamdi ailesinin yaşam tarzı hakkında da ipuçları veriyor. Aynı zamanda, Nazlı Hamdi’nin, Batılılaşmış bir aile ve seçkin bir çevrede yetişmiş bir kadın olarak, geç Osmanlı döneminden Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan yaşam öyküsünü inceliyor.

Osman Hamdi Bey’in en küçük kızı

Nazlı Hamdi, ressam, arkeolog, müzeci Osman Hamdi Bey (1842- 1910) ile Fransız karısı Marie (Naile) Hanım’ın (1863-1943) en küçük çocuklarıydı. 4 Eylül 1893 günü dünyaya gelen Nazlı, çocukluğunu ve gençliğinin ilk yıllarını anne ve babasıyla Kuruçeşme’deki yalılarında ve Eskihisar’daki yazlık evlerinde kalabalık ve samimi bir aile ortamında geçirdi. Osman Hamdi’nin 51 yaşında sahip olduğu kızına çok bağlı olduğu, yapmış olduğu portrelerinden ve bugüne kadar gelmiş çok sayıdaki fotoğrafl arından anlaşılmaktadır. Nazlı, babasının ölümünden yaklaşık üç yıl sonra, Aralık 1912’de Esad Cemal Bey [Paker] adında genç bir diplomatla evlendi, çiftin ertesi sene Cenan adında bir kızı oldu. Daha sonra Esad Cemal Bey’den boşanan ve, 1932’de Audoin Fouache d’Halloy adında Fransız bir mühendisle Paris’te evlenen Nazlı Hamdi, 1 Ağustos 1958 tarihinde yaşamını yitirdi.