Meze festivali lokal ve global lezzetleri bir araya getirdi

Türk mutfağının ayrılmaz bir parçası olan mezeler sadece lezzetli bir yemek değil, aynı zamanda bir kültür... Sofralarımızı zenginleştiren meze kültürümüz, paylaşmanın ve hoş sohbetin de simgesi bizler için.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya mutfaklarının yanı sıra Anadolu mutfağında da önemli bir yere sahip olan meze reçetelerinin başrolde olduğu 6. Uluslararası Meze Festivali Antalya Akra’da yerel ve global lezzetleri bir araya getirdi. Asırlık meze reçetelerinin yanı sıra modern yorumlarla farklı meze tadımları da yapıldı. Başarılarıyla ülkemizin adını dünyaya duyuran şeflerimizin yanı sıra dünyaca ünlü şeflerin de dokunuşlarıyla hazırlanan meze tadımı, gastronomi sohbetleri ve sürpriz etkinliklerle Akra Antalya’nın bahçesinde halka açık olarak gerçekleşti.

Bu yıl 6'ncısı düzenlenen Uluslararası Meze Festivali'nde Türkiye’den 16 ve Rusya'dan gelen bir restoran olduğunu belirten Akra Antalya Genel Müdürü Gökhan Polat "Antalya, Bodrum, Fethiye, Gaziantep, Adana, Hatay, Çanakkale, Balıkesir, Ankara, İzmir, İstanbul, Rusya'dan bu 17 restoranı kendiniz gezmek ve o mezeleri tatmak isteseniz 2 bin kilometre yol gitmeniz lazım. Ancak biz hepsini 1 günde size sunuyoruz" diye konuştu.

Mezenin hem sosyal hem de kültürel açıdan sofralarımızda önemli bir yeri olduğunu söyleyen Akra Antalya Executive Şefi Baykaner Gönen sözlerini şöyle sürdürdü: “Meze, yalnızca bir reçete değil, aynı zamanda birlikte paylaşmanın ve yakınlaştıran sohbetlerin önemli bir parçası. Bu yönüyle, Türk mutfağının misafirperverlik geleneğini ve sofra kültürünü en iyi yansıtan sunumların önemli bir parçası. Mezeler, Anadolu’nun bölgesel zenginliklerini ve mevsimsel ürünlerini ön plana çıkarırken, yerel malzemelerin ne kadar güçlü ve çeşitli olduğunu da ispatlıyor. Ege’nin zeytinyağlıları, Güneydoğu’nun baharatlı tatları, deniz mahsulleriyle yapılan mezeler, her bölgenin kendine özgü karakterini sofralara yansıtıyor. Meze Festivali, bir yandan Türk mutfağının çeşitliliğinin ve derinliğinin kanıtı olurken, geleneksel tariflerin geleceğe taşınmasına da yardımcı oluyor. Böylece bir kültür gelecek nesillere aktarılıyor. Böylesi değerli bir kültürün sürdürülebilirliğine katkı sağlarken aynı anda mutfağımızda yerel üreticilerden temin ettiğimiz ürünleri kullanarak yerel kalkınmayı, istihdamı, bölgesel ürünlerin tanıtımına da destek oluyoruz.”

Geleneksel bir lezzet buluşması haline gelen Uluslararası Meze Festivali, “Meze Talks” ile start aldı. Moderatörlüğünü Ebru Koralı ve Tolga Atalay’ın yaptığı ilk panelde, geçtiğimiz haftalarda vefat eden Hünkar restoranın sahibi ve Türk gastronomi dünyasının duayen isimlerinden Feridun Ügümü anıldı. Panele konuk olan Uğurcan Ügümü, babası Feridun Ügümü’nün vefatından önce kaleme aldığı “Hünkar” kitabının içinde yer alan tariflerin ve babası ile mutfaktaki anılarını anlattı. Sanat araştırmaları ile Anadolu'nun kültür mirasını öne çıkaran Nur Başnur “Anadolu’da Kaşığın Arkeolojisi” başlığını taşıyan sunumunda kaşığın tarihsel yolculuğunu, Türklerin yemek ve kaşık alışkanlıklarını, Osmanlı’dan günümüze kadar Anadolu kültüründeki tüm kullanım şekli ve amaçlarını anlattı.

Kastamonu İksirli Çiftlik’ten Duygu Ece Aydın Kastamonu mutfağı ve ürün çeşitliliğine dikkat çekerken şehrin gizli kalmış ilgi çeken lezzetlerini anlattı. Kastamonu Ala Restaurant’ın işletmecisi Ömer Karabıyıkoğlu ise pastırmanın tarihini ve yapım tekniklerini anlattı. Pastırmanın birden çok çeşidi ve kullanım alanı olduğuna dikkat çeken Karabıyıkoğlu, konuklara Kastamonu pastırması ikram etti. Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Kurucusu ve Kars kaşarı - gravyerini dünyaya tanıtan İlhan Koçulu ise, Boğatepe’nin Hikayesi’ni anlattı. Koçulu, korunan doğanın insanlara besin verdiğini belirterek iyi, temiz ve adil üretimin önemine vurgu yaptı. Kooperatifçiliği de değinen Koçulu, gıda maliyetleri ve peynir üretimine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Koçulu, köylü, çiftçi ve küçük üreticinin korunması gerektiğini belirterek gıdanın, toprağın ve suyun korunması gerektiğini dile getirdi.