Maskın gizlediği yaşamlar

Brezilya’dan İsviçre’ye, Kolombiya’dan Fransa’ya bütün dünyayı gezen mask tiyatrosu Familie Flöz, “Hotel Paradiso” oyunuyla 18. Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’ne konuk oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

nermin_sayin-019.jpg

Sabancı Vakfı’nın Devlet Tiyatroları (DT) işbirliğiyle düzenlediği DT-Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, ülkemizin en köklü tiyatro buluşmalarından biri. Dünya Tiyatro Günü’nde perde açan ve 30 Nisan’a kadar devam eden festival, Adana’da 18 yıldır baharın neşesiyle tiyatronun coşkusunu harmanlıyor. Aralarından pek çok ünlü edebiyatçı ve aktör çıkmış sanatsever Adanalılar, bir ay süren festival boyunca her yıl hem o sezonda perde açan nitelikli prodüksiyonları, hem de dünya tiyatrosunun farklı eğilimlerdeki topluluklarını izleme olanağı buluyorlar. Ben de geçen hafta, bu yılın konuk 7 yabancı grubundan biri olan Familie Flöz’ün “Hotel Paradiso"suyla Adanalı seyircinin heyecanına ortak oldum. 

Festivallere yabancı oyun seçmek zor iş. Seyirciye hem yeni şeyler söyleyecek, hem de yaban-yabancı kalmayacak oyunu, milyonlarcası arasında bulup cımbızla çekmek gibi... Bu anlamda, Adana Festivali’nin içeriğini hazırlayanlar sokak gösterilerinden salona başarılı bir işe imza atıyorlar gerçekten. Öyle olmasa, geride kalan 17 yılda şu rakamlar çıkar mıydı ortaya: 42 farklı ülkeden konuk 87 yabancı tiyatro grubu, bir kısmı civar illerden gelen 1 milyona yakın seyirci... 

Familie Flöz de hani derler ya, tam da biçilmiş kaftan bir festival için... Dil sorunundan, altyazı-üstyazı meselesinden bağımsız; çünkü sözsüz... Öyle bir oyun ki söze gerek yok. Bizde 2000’lerin başında İstanbul DT’nin denediği, İstanbul’da dahi bugün arasanız bulamayacağınız bir yöntemin pırıl pırıl bir örneği: Mask tiyatrosu... Oyunculuk yeteneklerinin yanı sıra müzik hareket tasarımı, dans, akrobasi ve doğaçlamaya yakın duran topluluk, yüzlerine geçirdikleri dev masklarla replik ve mimik kullanmadan 1.5 saat boyunca bir hikâye anlatıyorlar. Öyle bir hikâye ki asıl mevzu altmetinlerde... Yani bir izlek bulunmuş, o izlek gereği birtakım gelişmeler yaşanıyor ama, aslında insanın bin bir türlü halini ortaya seriyorlar “çaktırmadan.” İşte bu yüzden de son derece evrensel. Familie Flöz’ün ana izleği aile işletmesi “Hotel Paradiso.” Artık kamburu çıkmış anne; bir yandan oteli beraber kurduğu kocasını özlerken, öbür yandan da hiç anlaşamayan kızı ve oğlu arasında bir uzlaşma yaratma çabasında. Bir yandan da otelin çarkı dönüyor; daha doğrusu dönmüyor! Mutfakta her şeye boşvermiş bir kasap ve çılgın köpeği, ortalığı toparlamayı şunu bunu yürütmek olarak algılayan oda hizmetlisi, otel sahibinin resepsiyoncu havai oğlu ve her şeyi değiştirmeye meraklı kızı... Bu keşmekeşe otele gelen şuh bir kadın, masum bir genç kız, arasıra duvardaki resimden inen ölmüş baba, “otel yıldızcısı” huysuz bir adam, yakışıklı bellboy, bir hırsız, arkasından polisler katılıyor öykü ilerledikçe... 

Adanalı salonu hıncahınç dolduran çoğu gepgenç tiyatroseverin büyük bir bölümü mask tiyatrosuyla ilk kez tanıştı o gece, festival sayesinde... Seyircinin gençliğine bakılırsa, festival sanırım yalnızca tiyatrosever değil, tiyatrocu da kazandıracak bize ilerleyen yıllarda...

Adana Tiyatro Festivali'nde bu hafta ne var?

► Bugün: Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun, sanatçının deneyimlerini aktardığı “Ödünç Yaşamlar” oyunu (20.00) ve Ali Barışık’la “Beden Yoluyla Macbeth’in Keşfi” atölyesi (13.00) 

► Yarın: Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’ndan “Ödünç Yaşamlar” (20.00) 

► 27 Nisan: Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’ndan “Asi Kuş” (20.00) 

► 28-29-30 Nisan: Makedonya-Üsküp Arnavut Tiyatrosu’ndan “Macbeth” (20.00)

İnsanın evrensel halleri sahnede...

Mask tiyatrosunda asıl mesele alt metin dedim ya, "Hotel Paradiso"da yaşlı kadının kocasına ve otelinin gerçekten “cennet” olduğu günlere özlemi, hizmetli kızın aşk arayışını şunu bunu çalarak dindirmeye çabalaması, kardeşler arasındaki hırs ve gizli çekişme, donuk resepsiyonistin müşteri genç kıza duyduğu ilgiyle bir sevgi kelebeğine dönüşmesi gibi ülke ve dil gerektirmeyen evrensel öyküler yağmur gibi yağıyor seyircinin üstüne sahneden... Saymadım ama, ona yakın karakter girip çıkıyor sahneye bu keşmekeşte. Familie Flöz, her birine ayrı mask tasarlamış ve tabii her birinin karakterinin ana dinamiğini yansıtan bir ifadesi var. Öyle ki anne ve oğlun benzerliği bile es geçilmemiş; kasabın umursamazlığı, hizmetlinin melankolisini masklara sinmiş... İlginç olanı, bu onu aşkın karakteri yalnızca dört oyuncu canlandırıyor. Üstelik sadece biri kadın, yani pek çok kadın karakteri erkekler oynuyor ve erkek olduklarını ancak ayakkabı numaralarına dikkat ederseniz anlayabilirsiniz! Masklarını çıkardıklarında merdivenle boğuşmasına dakikalarca gülümseğimiz yaşlı ve kambur otelci kadının gencecik bir aktör çıkmasını şaşkınlıkla alkışlıyor seyirci... Bu anlamda hareket tasarımları çok başarılı oyuncuların... Ve fi nalde otel zilleri gibi “dekor” parçalarıyla yaptıkları müzik de başka bir coşkulu alkış kaynağı...