Kamerayı ayrımcılık öykülerine çevirdiler

Sabancı Vakfı’nın bu yıl 3. kez düzenlediği 'Kısa Film Uzun Etki' yarışması işlediği temalarla öne çıkıyor. İlk yılında 'Mülteci Kadınlar'a, ardından 'Çocuk İşçiler'e odaklanan yarışma, bu yıl yine insanlığın maalesef bir türlü eskimeyen sorunlarından bir diğerine, 'Ayrımcılık'a odaklandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Son yıllarda kıymeti daha bir bilinir hâle gelen kısa film, sanat dalları arasında yaratıcısını en çok zorlayanlardan. Düşünsenize; anlatmak istediğiniz bir öykünüz var ve sadece 5 dakikanız. Duyguyu öyle bir yoğunlaştırmalısınız ki kısa filminizi seyreden, o öyküyü kendi benliğinde istediği gibi uzatabilmeli. Zor ama nasıl cazip bir zor, değil mi! Özellikle genç sinemacıların ilgi gösterdiği kısa film, sanatı desteklemeyi düstur edinmiş pek çok kurumun da yörüngesinde.

Onlardan biri olan Sabancı Vakfı’nın bu yıl 3. kez düzenlediği “Kısa Film Uzun Etki” yarışması da özellikle işlediği temalarla öne çıkıyor. İlk yılında “Mülteci Kadınlar”a, ardından “Çocuk İşçiler”e odaklanan yarışma, bu seneyse yine insanlığın maalesef bir türlü eskimeyen sorunlarından bir diğerine, “Ayrımcılık” a odaklandı. Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Ayrımcılık dünyanın her yerinde gündemde olan, çok boyutlu bir sorun. Pek çok birey cinsiyeti, inancı, etnik kökeni, yaşı ya da engeli nedeniyle ayrımcılıkla karşılaşıyor” diyerek, hepimizi etkileyen filmlerin ele aldığı konunun seçimine dair şunları belirtti törende: “Gençleri bu konuyla ilgili düşünmeye teşvik etmek için temamızı bu şekilde belirledik. Gençlerin kameralarından, gençlerin gözünden, onların aracılığıyla toplumsal farkındalığa katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki ayrımcılık sadece bireyleri ilgilendiren bir sorun değil; aynı zamanda toplumsal ve ekonomik gelişmenin önündeki en önemli engellerden biri... Biz de Kısa Film Yarışması ile bu yıl herkesi önyargılarını fark etmeye, ‘farklı’ gördüklerine başka bir açıdan bakmaya davet etmek istiyoruz. Eşitliğin ve birlikteliğin önemini sanatın diliyle konuşmak istiyoruz.”

200 film katıldı

İşte gençler, yaklaşık 200’e yakın filmle ayrımcılığı konuşmayı/ konuşturmayı denedi bu yıl da... Neticede; önjürinin 10’a indirdiği yapıtları değerlendiren Aida Begic, Rebecca O’Brien, Sergei Dvortsevoy, Derviş Zaim ve Ceyda Düvenci; birinciliği “Gülizar”- la Yahya Ozan Çalışkan’a, ikinciliği “Biilaç”la Furkan Han Mert’e, üçüncülüğü “Afaf-Günahsız”la Ercan Akan’a ve “Mansiyon”u “Çentik”le Ahmet Kızıl’a verdi. Bizler de bu 4 filmi ve onların ele aldığı -belki de her gün yanından geçip gittiğimiz- öyküleri seyrederken, bir yandan da kendi hayatımızda karşılaştığımız, uğradığımız ya da yaptığımız ayrımcılıkları düşünme fırsatı bulduk... Tüm gençlerin eline sağlık.