İstanbul'da “Kara Hafta”

Polisiye edebiyatın kraliçesi Agatha Christie’nin 125. doğumgünü kutlanacağı “Kara Hafta İstanbul” etkinliğine Pera Palace Hotel Jumeirah ev sahipliği yapıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Polisiye edebiyatın kraliçesi Agatha Christie’nin 125. doğumgünü İstanbul’da düzenlenecek bir etkinlikle kutlanıyor. Christie’nin de çeşitli defalar kaldığı Pera Palace Hotel Jumeirah, bugün ve yarın, “Kara Hafta İstanbul” etkinliğine ev sahipliği yapıyor. Türk Ekonomi Bankası’nın ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek polisiye edebiyat festivaline, edebiyatın çeşitli ülkelerden ünlü temsilcilerinin yanı sıra “Onur Konuğu” olarak, yazarın torunu ve Agatha Christie Vakfı Başkanı Mathew Prichard da (üstte, yazarla) katılıyor.

Agatha Christie'nin bilinmeyenleri...

“Kara Hafta” için, Agatha Christie Vakfı yazar hakkında, şimdiye kadar çok az bilinen “125 gerçeği” açıkladı. İşte onlardan 13’ü: 

» Anne ve babası kızlarına isim vermekte hiç acele etmediler, vaftiz töreninden sadece birkaç dakika önce “Agatha”da karar kıldılar. 
» Aslında hiçbir zaman bir yazar olmaya niyetlenmedi, sadece kendisine bir dedektif hikâyesi yazma konusunda meydan okuyan kız kardeşi Madge’e bunu yapabileceğini göstermek istemişti. 
» 1922’de,İmparatorluk Keşif Yolculuğu’na davet edilen kocası Archie’ye eşlik ederek dünyayı gezdi. 
» Köpekleri çok severdi ve hayatı boyunca köpek besledi. 
» En sevdiği renk yeşildi. 
» 1990’da 100. yaşı şerefi ne bir güle “Agatha” adı verildi. 
» Londra West End bölgesindeki bütün tiyatrolar öldüğü gün bir saat ışıklarını kapattılar. » Nefret ettiği şeyler arasında marmelatlı puding ve hamamböcekleri vardı. 
» I. Dünya Savaşı sırasında revirde çalışırken birçok ilaç ve zehrin kimyasal bileşimlerini öğrendi. Bu, bir polisiye kitap yazarı için mükemmel bir eğitimdi. 
» Hercule Poirot’yu iki kere “gördüğünü” iddia etti: Savoy’da öğle yemeği yerken ve Kanarya Adaları’nda deniz yolculuğunda. 
» Çok koyu bir müzikseverdi. En sevdiği besteciler Wagner, Elgar ve Sibelius’tu. 
» En sevdiği çiçek mügeydi. 
» Bir sörfçüydü, yüzmek onun ilk aşkıydı. Torquay'da ilk gençlik yıllarında bu işte mükemmelleşmek için aylarca çalıştı. Sörfe, “kalasla yüzmek” derdi ve Güney Afrika, Yeni Zelanda ve Avusturalya’daki İmparatorluk Keşif Yolculukları süresince bol bol sörf yaptı.