Hafıza ve bilincin kırmızı ağları İstanbul Modern’i sardı

Sanatçı Chiharu Shiota, İstanbul Modern’de açtığı yeni sergisinde, hafızanın nesnelerle olan derin bağlantısını ve ‘yokluğun içinde varoluş’ temasını işliyor. Sergi, eski bavullar, ipliklerle örülü büyük ölçekli yerleştirmelerle izleyiciyi, kimlik ve hafıza üzerine düşünmeye davet ediyor. Shiota, İstanbul’un tarihi limanından etkilendiğini belirtiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günay DEMİRBAĞ

“Hafızam olmasa kendimi açıklayamam” diyen sanatçı Chiharu Shiota’nın Dünyalar Arasında adlı sergisi İstanbul Modern’de açıldı. Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıldönümü kapsamında izleyiciyle buluşan sergi sanatçının, performans, video, yerleştirme, resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi konularını odağına aldığı farklı disiplinlerdeki eserlerden oluşuyor. Baş Küratör Öykü Özsoy Sağnak ve Asistan Küratör Yazın Öztürk tarafından hazırlanan sergi, hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi temaları merkezine alıyor. Ayrıca Arnica’nın desteğiyle düzenlenen etkinlikte, geniş ölçekli mekânsal yerleştirmelerle oluşturulan eserler 20 Nisan’a kadar İstanbul Modern’de görülebilecek.

İstanbul’un bağlayıcılığı sembolize ediliyor

Sergiye ismini veren Dünyalar Arasında başlıklı büyük ölçekli yerleştirme, İstanbul’un Asya ve Avrupa’yı buluşturan coğrafi konumundan esinlenerek hazırlandı. Japon sanatçı Shiota, bu çalışmasında kişisel ve kolektif hafızayı ön plana çıkararak bireysel hikâyeleri keşfetme fırsatı sunuyor. 2015 yılında Venedik Bienali’nde Japonya’yı temsil eden sanatçının İstanbul Modern’deki bu eseri, izleyiciyi hem bireysel hem de toplumsal belleğe dair derin bir sorgulamaya davet ediyor. İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, sanatçı Chiharu Shiota, Japonya’nın Türkiye Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Japan Foundation Sanat ve Kültür Bölümü İdari Direktörü Atsuko Sato ve Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer’in katıldığı basın buluşmasında, İstanbul Modern Şef Küratörü Öykü Özsoy Sağnak Dünyalar Arasında ile ilgili bilgi verdi.

Shiota’nın Türkiye’deki ilk müze sergisi

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, serginin Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıldönümüne denk gelmesinin önemine dikkat çekerek, “Bu sergi, İstanbul’un zengin kimliğiyle sanatçının göç hikâyesini bir araya getiriyor. 2010’daki ‘Türkiye’de Japon Yılı’ kapsamında düzenlediğimiz ‘Manga’yı Keşfet!’ sergisinden sonra, iki ülke arasındaki sanatsal işbirliğini bir kez daha güçlendirme fırsatı buluyoruz” dedi. Shiota’nın İstanbul Modern için özel olarak hazırladığı büyük ölçekli yerleştirmenin, Asya ve Avrupa’nın kesişim noktasında bulunan İstanbul’dan ilham aldığını belirten Eczacıbaşı, serginin sanatseverlere derin bir hikâye sunacağını ifade etti. Shiota’nın Türkiye’deki ilk müze sergisi olma özelliğini taşıyan Dünyalar Arasında, İstanbul Modern’in uluslararası kültürel etkileşim çabalarına da katkı sağlamayı hedefliyor.

Japonya’nın Türkiye Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıldönümü kapsamında yaptığı açıklamada, Japon sanatçı Chiharu Shiota’nın İstanbul Modern’de düzenlenecek sergisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Shiota’nın çalışmalarında ‘yaşam ve ölüm’, ‘bellek ve gerçeklik’ gibi kavramları ele aldığını vurgulayan Büyükelçi, sanatçının iki kıta arasında yer alan İstanbul’da eserlerini sergilemesinin son derece anlamlı olduğunu belirtti.

İstanbul Modern’i mayıs ayında ziyaret ettiğini ifade eden Takahiko, müzenin yaratıcı tasarımı, sergileri ve İstanbul Boğazı’na bakan manzarasının kendisini etkilediğini dile getirdi. Büyükelçi, Shiota’nın sergisinin bu denli mükemmel bir mekânda yer alacak olmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen çeşitli kültürel etkinliklere dikkat çeken Katsumata, Shiota’nın sergisinin bu etkinlikler arasında öne çıktığını vurguladı. Serginin, Türk halkına Japonya’nın daha önce tanışmadıkları yönlerini keşfetme fırsatı sunmasını temenni ettiğini ifade etti. Sergi açılışından önce Chiharu Shiota ile serginin teması ve oluşturulması konularında sohbet ettik.

Sanatınızdaki iplikler, ağlar ve mekânsal düzenlemeler gibi unsurların ardındaki sembolizm ne olduğundan bahseder misiniz?

Eserlerinizde genellikle kimlik, hafıza ve varoluş konuları işleniyor. İstanbul’daki serginiz hangi temaya odaklanacak? Eserlerimin teması ‘yokluğun içinde varoluş’ üzerine kurulu. Eski, sıradan eşyaları topluyorum çünkü hafızamızın bizi çevreleyen nesnelerde biriktiğini düşünüyorum. Bu kişiyle hiç tanışmadım ama eşyaya baktığımda onun varlığını hissedebiliyorum. Yıllardır bavullar topluyorum; sadece bir bavul değil, bir insan ve hikâye görüyorum. Her bavul bir insan ama orada kimse yok, sadece onların hafızası var. İplik, insanların hafızasını birbirine bağlıyor. Hafızam olmazsa kendimi açıklayamam.

“İstanbul’un limanı, şehrin yüzü”

İstanbul Modern’deki serginizde yeni eserler yer alacak mı ve size nasıl bir ilham verdi?

İstanbul tarihi bir şehir ve çok eski bir limana sahip. Zaman çizelgesi MÖ 6300’de başlıyor ve günümüze kadar devam ediyor. Müzeyi ziyaret ettiğimde limanda birçok gemi ve insan gördüm, buranın nasıl bir umut yeri olduğunu düşündüm. İstanbul’un limanı, şehrin yüzüdür: Buradan birçok insan geçti; burası sığınak ve rahatlık sağlayan güvenli bir yer. Bavulları 2011’den beri sanatımın bir parçası olarak kullanıyorum, ancak bu, ipliği büyük ölçekli bir yerleştirmede bavula bağladığım ilk sefer. ‘Dünyalar Arasında’ (2024) ve ‘Sonsuz Çizgi’ (2024) İstanbul Modern için özel olarak yaratıldı.

Kişisel deneyimden evrenselliğe

Sergileriniz genellikle ziyaretçilerin aktif katılımını içeriyor; izleyicinin sergiye katılımı sizin için ne ifade ediyor?

Çalışmalarım kişisel bir deneyimle başlar ve bunu evrensel bir şeye dönüştürmek isterim. İnsanlardan mektuplar, ayakkabılar, anahtarlar topladım. Eğer sadece 10 anahtar veya 5 mektup gösterseydim, yerleştirme sadece benimle ilgili olurdu, ama bu bağ kurmakla ilgili.

“Çağdaş sanatın tek bir cevabı yok”

Ziyaretçinin eserle yeni bir diyalog kurduğunu görmek güzel. Ama çağdaş sanatın tek bir cevabı yok; eğer 100 kişi eserimi görse, 100 farklı görüş olacaktır. Sanatın amacı insanlara sıradan hayattan farklı hisler yaşatmaktır. Bu hissi seviyorum, ziyaretçilerin istedikleri gibi hissetmelerini istiyorum. Eğer eserimi beğenirlerse, sergi hakkında daha fazla bilgi veya konsepti okuyabilirler.