Genç bir yazarın 'kendine' yolculuğu

Avustralyalı Robyn Davidson’ın anılarını kaleme aldığı aynı adlı kitaptan uyarlanan “Çöldeki İzler”, ilginç konusu ve etkileyici görüntüleriyle öne çıkıyor...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Gerçek bir öyküyü beyazperdeye taşıyan “Çöldeki İzler” (Tracks), haftanın öne çıkan filmi. John Curran’ın yönettiği ve ülkemizdeki ilk gösterimi 33. İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen “Uluslararası Yarışma”da yapılan “Çöldeki İzler”, Avustralyalı yazar Robyn Davidson’ın anılarını kaleme aldığı aynı adlı kitabından bir uyarlama. 

Sinemaseverlerin Tim Burton imzalı “Alice Harikalar Diyarında” filmindeki “Alice” kompozisyonuyla tanıdığı Mia Wasikowska’nın Robyn Davidson’ı canlandırdığı film, yazarın köpeği ve dört deveyle 1977 yılında Avustralya çöllerinde yaptığı yolculuğu konu alıyor. Senaryosu Marion Nelson, Robyn Davidson ve Emma Booth’un ortak çalışması olan film, Mandy Walker’ın etkileyici görüntüleri eşliğinde bir kendine yolculuk öyküsü anlatıyor. İngiltere ve Avustralya ortak yapımı olan “Çöldeki İzler”; genç bir kadının meydan okuyuşuyla feminizmden, hikâyenin geçtiği coğrafya nedeniyle sömürgeciliğe kadar pek çok yan temaya da değiniyor. Garth Stevenson’ın müzikleriyle zenginleşen filmde Adam Driver, Davidson’ın yolculuğunu kaydeden National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan’ı canlandırırken, diğer Aşk, Barcelona ve gökyüzü Garip bir maktul garip bir cinayet Genç bir yazarın 'kendine' yolculuğu Avustralyalı Robyn Davidson’ın anılarını kaleme aldığı aynı adlı kitaptan uyarlanan “Çöldeki İzler”, ilginç konusu ve etkileyici görüntüleriyle öne çıkıyor... Beyazperdenin kaşif ruhlu kadınları... önemli rollerde Emma Booth ve Jessica Tovey var. 

Yönetmen John Curran, Robyn Davidson’ın kitabını 1980’li yıllarda New York’tan Avustralya’ya yerleştiği dönemde keşfettiğini belirtiyor. Genç kadının bir anlamda kendisini de keşfetmek için yaptığı bu yolculuğu, kendi yolculuğuna çok yakın bulan Curran, yıllar sonra bu uyarlamayı yapmaktan büyük heyecan duyduğunu söylüyor.

Beyazperdenin kaşif ruhlu kadınları..
“Çöldeki İzler”, genç bir yazarın, bir anlamda kendisini bulmak için çıktığı ilginç öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Özünü, gerçek benliğini gerçekleştirdiği yolculuklar ve gittiği yerlerde yaptıklarıyla arayan-bulan kahramanlar, Hollywood’un sevdiği temalardan biri. İlginçtir, bu kahramanlar genelde kadın. Hemen aklımıza gelen birkaç tanesini birlikte analım: 
Benim Afrikam (1985): Muhteşem hikayelerin anlatıcısı Karen Blixen’in gerçek öyküsünü beyazperdeye taşıyan “Out of Africa”, Meryl Streep’e Oscar adaylığı kazandıran yapıtlardan biri.
Thelma ve Louis (1991): Bir dönemin en sevilen yol filmlerinden biri olan “Thelma and Louis”in kahramanları, belki zorunluluktan çıkıyorlardı bu seyahate ama, uzayıp giden yollar “kendilerine” götürüyordu sonunda onları. Susan Sarandon ve Geena Davis, unutulmaz. 
Ye, Dua Et, Sev (2010): Yine bir anı kitabından, Elizabeth Gilbert’ın bizde de çok satan “Eat, Pray, Love”undan uyarlanan film (yanda), isteyebileceği her şeye sahip görünen modern bir kadının çıktığı rengarenk bir yolculuğun öyküsü. Başrolde Julia Roberts’ın olduğunu da hatırlatalım. 
Binlerce Kez İyi Geceler (2013): Başrolünü Juliette Binoche’un oynadığı “Thousand Times Good Night”, bir kadın savaş fotoğrafçısının yaşamını geride bırakmak zorunda kalsa bile yeni bir dünyaya, mesleğinin tutkusuyla yaptığı yolculuğun öyküsü.