Denizciler Düsseldorf’taki şovda buluştu
Fuarda her zaman olduğu gibi en çok Türkiye'den çıkan markaları ilgi ve gururla takip etmeye çalışıyorum. Bu konuda İpek Kıraç önderliğinde uzun ve zahmetli bir yola çıkan Sirena, yine fuarın en çok konuşulan en gözde markalarının başında geliyor.
Dünyanın en büyük kapalı, denizcilik, tekne ve su sporları fuarı olan Boat Dusseldorf, 18 Ocak’ta kapılarını açtı. Türkiye’den bu fuara katılım gösteren basın mensuplarından biri olarak sizlere izlenimlerimi aktarmak isterim. Öncelikle tıpkı eski otomobil fuarları gibi devasa hangarlarda toplamda 17 holde, yelkenliler, motoryatlar, deniz oyuncakları, sanat eserleri, mobilyalar, tekne ekipmanları, marina tanıtım merkezleri, devasa havuzdaki deneyim merkezinde su sporları, dalış ekipmanları gibi çokça farklı konuda denizcilikle ilgili ilgisiz herkesin buluşabileceği bir merkez Düsseldorf. Soranlar olabilir “Düseldorf ’ta deniz yok sadece bir nehir var bunun detaylarını, motoryatların, yelkenlilerin o koca fuara nasıl geldiğini” birazdan aktarıyor olacağım.
Fuar o kadar büyük ki bir alandan diğer bir hole gitmek için ortalama 5 dakika, en uzak noktaya gitmek içinse 15 dakika yürüyüp gelmeniz gerekiyor. Bizler gibi işi haber, video peşinde koşmak olan gazetecilerin işi gerçekten zor. Türk markaların da katılımı giderek artıyor. Sirena Marine yine fuarın sınıf başkanlarınının yanında, zirvedeki yerini daha da şık bir stantla aldı. Anadolu Holding’in yeni denizcilik yatırımı Aiata yani nam-ı diğer Ay Dede de dünya prömiyerini Düseldorf ’ta yaptı. Sirena ekibi tam yoğun katılımla misafirlerini ağırlarken, Anadolu Holding adeta fuara çıkarma yapmıştı. Anadolu Holding'in tepe kadrosu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Yazıcı, Anadolu Holding Otomotiv Grubu Başkanı Bora Koçak lansman günü tüm misafirleri stantta ağırladılar ve Aiata 38’i tüm dünyaya lanse ettiler.
Türk markaların şovu
Fuarda her zaman olduğu gibi en çok Türkiye'den çıkan markaları ilgi ve gururla takip etmeye çalışıyorum. Bu konuda İpek Kıraç önderliğinde uzun ve zahmetli bir yola çıkan Sirena, yine fuarın en çok konuşulan en gözde markalarının başında geliyor. Fuarda 48 ve 78 modellerini sergileyen marka bir de sürprizle geldi. 58 modelinin yenilenmiş hali olarak adlandıranbileceğimiz 60 feetlik Sirena 60, model haliyle fuardaydı. yakın dönemde deniz seyrine çıkacağını müjdeleyelim. Bunun yanı sıra süper yat olarak adlandırılan 118’in de üretim aşamasında olduğu bilgisini paylaşalım. Eylül ve Ekim aylarında Fransa'daki Nice ve Monaco yat şovlarında yine Türk bayrağı dalgalanacak. Yazının girişinde bahsetmiş olduğum gibi fuarın bir diğer merak edilen ve ilgi duyulan yeni markası ve fuarın sponsorlarından Aiata, üç farklı gövde tipiyle dünya prömiyerini gerçekleştirdi. Özellikle Amerika pazarında balıkçılık hobisine uygun olarak tasarlanan gövde ve yine Akdeniz ve Ege kıyılarında daha çok tercih edileceğini düşündüğüm daha konforlu gövde ile birlikte büyük ilgi çekti. Projenin ilk günlerinden bu yana heyecanla ufak ufak bilgiler geçen Bora Koçak’ın ve tüm ekip arkadaşların mutluluğu ve gururu yüzlere yansımıştı. Yakın dönemde 48 fitlik daha büyük bir versiyon da çıkacak. Öğrendiğim bilgilere göre şimdiden markanın çalışan sayısı 110'u aşmış. Bu arada Marka Avrupa'da distribütörlükler bakıyor. Her stant için küçük bir eleştirim var keşke bir Türk bayrağı da olsaydı.
Bu motoryatlar Almanya’ya nasıl geliyor?
En çok sorulan sorulardan biri bu. Yaklaşık 10-40 metre arası yelkenliler, motoryatlar, deniz taşıtları Hamburg harici denizi olmayan Almanya’nın Düsseldorf şehrine neden ve nasıl geliyor? Öncelikle nedenini açıklayalalım. Marka olmak böyle bir şey işte, siz eğer iyiyseniz deniziniz olmasa bile dünya sizi buluyor, dünyanın buluşma noktası oluyorsunuz. Konu sadece bir şeye sahip olmak değil vizyona sahip olmak onu sürdürmek. İşte 50-150 metre süperyatları üreten Almanya bu yüzden merkez seçilmiş, dünyadaki pek çok tekne markası da kendi şovunu yapmak için buraya geliyor. Fuarda ilginç olan ise Alman markası Hanse’nin fuara katılmamış olmasıydı… Muhtemel bir fuar anlaşmazlığı diye düşünüldü. İkinci sorumuzun yanıtına gelelim dünyanın her yerinden tekneler fuara nasıl geliyor? Öncelikle çok zor bir operasyon gemiyle Hamburg’a gelen tekneler boyutlarına göre kanaldan Düseldorf ’a seyir yapıyor. Kimileri ise tamamen çekicilerle fuara geliyor. Operasyonda önce büyük tekneler yerleştiriliyor ardından stantlar kuruluyor dolayısıyla bir hayli zor ve masraflı bir süreç.
Kapalı alanda dalgıçlık ve yelken
Fuarı, açık fuarlardan ayıran özelliklerin başında geliyor bu su sporları tutkusu. Kapalı alan kurulan dev havuz Almanya için çok şaşırtıcı olmasa da dışarıdan gelen ülkelerin vatandaşlarını şaşırtıyor. Kapalı alanda kurulan dalgıçlık merkezi, su sporları merkezi, sörf okulu ve türlü deniz oyuncakları fuarın en çok ilgi çeken bölümü. Yelkenli, motoryat alamayacak kişilerin de fuara ilgi duyması bundan. Ayrıca denize çıkmanın hiç de zor olmadığını gösteren pek çok detay ikinci el su sporları makineleri, jetskiler, ikinci el tekneler hepsi fuarın ana konusu. Dolayısıyla Almanlar yediden yetmişe fuarı gezmeyi, klor kokusunu almayı çok seviyorlar. İnsan kendine şunu soruyor: Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede çok daha iyisini biz neden yapamayız ya da yapmıyoruz ya da yapamıyoruz? İşte burada da Yated Başkanı Murat Bekiroğlu ile fuarda görüşüyorum, Bekiroğlu Türkiye'deki fuar kalitesini arttırmayı planladıklarını söylüyor.
Dikkatimi çekenler
Fuarda genel olarak geçen seneye yakın bir kalabalık vardı. Fakat bazı stantlar çok boştu. Alpine markasının Beneteau ile işbirliği ve stant şıktı. Her fuarda daha fazla Nordik mark görüyor oluşum ilgimi birazcık da İskandinav markalara yöneltti. Skilso 39, Delta, Saxdor, Edorado gibi markalar yine ilgi çekti. Özellikle foil tarafında ciddi gelişmeler var. Tekne stabilizasyon sistemleri ve elektrikli teknelerde de güzel ar- ge çalışmaları devam ediyor. Fuarda sevdiğim stantlardan biri de yine sevdiğim bir otomobil markası olan Porsche ve Avusturyalı üretici Frauscher’in standı oldu. Türkiye'de de satışına başlanan ve hem elektrikli hem de konvansiyonel motorlarla şık ve farklı bir tasarım sunan marka, Porsche işbirliğinde güzel işler yapıyor. Saxdor 340 dikkatimi çekti, Wally’nin standını çok sevdim, Azimut ve Sunseeker yine dev stantlarıyla müşterilerini karşılarken her zaman farklı bir tasarım sunan Sanlorenzo ve Bluegame de emisyonu düşüren bi-fuel teknolojisini sergiledi. Bu sistem emisyon oranını %70 oranında düşürüyor. Ceo Massimo Perrotti sistemi Man motorlarla birlikte geliştirdiklerini ve sürdürülebilirlik konusunda çok önemli bir adım attıklarını söyledi. Fuarda bir diğer dikkatimi çeken marka da Fransız Prestige oldu. Dünyanın en büyük üreticilerinden Prestige F4.3 modeliyle gövde gösterisi yaptı.