Ahmet Şafak: Okuyucunun romana dahil olmasını istedim
Ahmet Şafak, sanatçılığının farklı dallarında başarıyla faaliyet gösteren bir isim. Hem müzikle uğraşan, beyaz perdede film çeken bir sanatçı, hem de yazar olarak bilinen Şafak, son yayımladığı fantastik romanı “Araf Oteli” ile okuyucularını gizemli bir serüvene davet ediyor. Roman, Türk ve dünya edebiyatından esinlenerek yazılmış 10 farklı romanın karakterlerini bir araya getiriyor.
Ahmet Şafak, her ne kadar şarkılarıyla tanınsa da sanat ağacının her dalında etkin rol alan bir isim. Bir süre oyunculuk yaparak çeşitli dizilerde rol alan sanatçı, 2019 yılında senaryosunu yazdığı ve oynadığı filmi “Kuşatma Yedi Uyuyanlar” ile beyaz perdede de yer aldı.
Sanatı bir ‘düşünür’ gibi yorumlayan Ahmet Şafak, 10. romanı Araf Oteli’ni Küsena Yayınları imzasıyla okuyucuyla buluşturdu. Bir taraftan konserlerine yoğun bir şekilde devam eden, şehir şehir dolaşan sanatçı, hayatında boş bir an bırakmazcasına diğer yandan da kitaplarını yazmaya, üretmeye devam ediyor.
Türk ve dünya edebyatından on eser
Yazmayı çok sevdiğini belirten Şafak, fantastik romanlar konusundaki çizgisini Araf Oteli ile sürdürüyor. “Kitabın akışı içinde gizlenen yerli-yabancı 10 romanı bulmanızı, bu romanların karakterlerini tespit etmenizi bekliyorum” sözleriyle yeni kitabını duyuran Ahmet Şafak, “Bu romanda Türk ve dünya edebiyatının bilinen 10 eserini harmanlayarak yeni bir kitap yazmak isteyen bir yazarın başına gelenleri anlatmaya çalıştım. Kahramanımız, kitabını yazmak üzere gittiği otelde, 10 romanın karakterleriyle karşılaşır. Onlarla dertleşerek kitabını yazmaya çalışır. Karakterlerden biri öldürülür. Okuyuculardan, karakterleri bulmasını bekliyorum” dedi.
10. romanıyla kitapseverlerle buluşan Şafak ile fantastik romanı ‘Araf Oteli’ni ve edebiyat dünyasını konuştuk.
Başarı, sevmenn bir sonucu
Müzikle uğraşan biri olarak, aynı zamanda düzenli olarak yazmaya da devam ediyorsunuz. Yazarlık ve profesyonel müzik, her ikisi de kendi disiplinleriyle öne çıkan alanlar. Bu iki disiplini uzun zamandır başarıyla sürdürmenizin nedenlerini öğrenebilir miyiz?
Haklısınız, her iki alan da yoğun çaba istiyor. Konserler, hele yaz döneminde turne şeklinde oluyor, kendi şarkılarımı yazıyorum ve stüdyo aşamaları derken süreç yorucu oluyor ama yazmak; Büyük tutku. Üstelik belli tezler etrafında, romanın çatısı, şeması, dili ve en önemlisi zamanın dilini gözeterek yazmak keyifli bir uğraş, yazmayı çok seviyorum. Ortada bir başarı varsa eğer sevmenin sonucu olsa gerek.
'Aydınları kuşatan bir gizli metni var'
Kitap oldukça dikkat çekici Araf Oteli ismi ile ilk tanıştığı okuyucusuna ne anlatıyor?
Araf, kutsal metinde yer alıyor. Fakat tuhaf derecede seçkinleri, aydınları kuşatan bir gizli metni var gibi, belki de bana öyle geliyor. Edgar Allan Poe’da bu metnin cezbesine kapılmışçasına, araf üstüne uzun bir şiir yazmış. Şiirin bir yerinde arada kalışını ürpertici bir dille anlatıyor. Araf Oteli romanım, bilenlerin, aydın sınıfının mustarip yanına fener tutuyor. Sanki orada mutlu bir ekseriyet yok.
Romandan bir cümle, “Tereddütle cennete girilmez.” Gerçekten girilmez mi?
Araf’ta kalmanın psikolojisini hangi kelime anlatır diye sorsanız, tereddüt derdim. Emin olmamak pek çok anlamda bir benlik kusurudur. İnanmak, mutluluktur.
Onuncu romanınızda 10 romanın izini sürmek ve baş kahramanları bir otele toplamak fikri nasıl doğdu?
Öyle bir planım yoktu, uygun geldi diyelim, tevafuk yani.
Romanda edebiyat dünyasına yönelik eleştirel bir yaklaşım da görülüyor. Bunun nedeni açıklar mısınız?
Kanon bir gerçeklik. Bunu reddedebiliriz ama yok diyemeyiz. Hangi kitapların okunacağına karar vermek hem kültürümüzü donuklaştırır hem de kendi muhalifini oluşturur. Karşı mahalleler kuruluyor, birbiriyle temas etmeyen kalemler gerilim iklimi meydana getiriyor. Araf Oteli’nde biraz bu çevrenin camına taş atmış olabilirim. Romanın sonunda edebiyat dünyasının oyun kurucularını sürpriz bekliyor. Kitapta 10 romanın isimlerini ve başat karakterlerini gizlemişsiniz. Bundaki gerekçeniz nedir? Okuyucunun romana dahil olmasını arzuladım. Bu şekilde edebiyatın hayatımıza bir hayalet gibi sokulduğunu ve zihin dünyamızda iz bıraktığını anlatmak istedim.
Geçmişin izini bugünde aramak
Yazdığı kitaplarının bir bölümünü fantastik romanların oluşturduğunu belirten Ahmet Şafak, bunun nedenini şöyle açıkladı: Aslında onlara da tam olarak fantastik denir mi bilemedim. Sadece yaşadığımız anın içinde geçmişin izini aramak çabası diyelim. Hakikaten de zaman şimdi ile anlatılabilecek bir olgu değil. Daha çok eskilerin deyimiyle bir terkib. Sırlar Kalesi romanımda bunu zaman içinde, yani geçmişle bugün arasında eşya marifetiyle yolculuk metaforuyla anlatmayı denedim. Turukkuların Hayaleti romanımda ise rüya olgusunu kullandım. Araf Oteli ise daha çok benzeşme, aynileşme bir açıdan gibi şeklinde kullanılıyor. Böylece tam olarak andan kopuş olmuyor.
Yeni sinema filmi için senaryo hazır
Sinema, kitap ve müzik alanlarını, sanatçılığının boyutları olarak tanımlayan Ahmet Şafak, “Bunlar içimdeki sanat ağacının dalları. Üçü de ruhumun yolculuk araçları” diye belirtiyor. Şafak, ikinci sinema filminin hazırlığı içinde olduğunu söyledi, “Bir Ankara Hikayesi. Dönemsel. Senaryosu bitti, ön hazırlık devam ediyor, nasip olursa yaz başı set kurmayı planlıyorum” ifadelerini kullandı.