98 yılda 30 binden fazla kitap yayınladı

Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri eğitim ve kültür dünyamıza katkıda bulunan İnkılâp Kitabevi 98. yaşını kutluyor. Kitabevi, Türk ve Dünya edebiyatına, Yunan, Roma, Anadolu medeniyetlerinin tarihi ve kültürel zenginliklerinden gezi kitaplarına kadar 44 değişik kitap türünde yayın hayatına devam ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Zühre KURT

1927’den bu yana okurunu sevilen yazarlar ve kitaplarla buluşturan İnkılâp Kitabevi, 30 binden fazla kitabıyla Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden biri. Kitabı okurla buluşturmanın üretmek kadar değerli olduğu bilinciyle, yıllardır geleneksel olarak sürdürdüğü Sirkeci’deki mağazacılık deneyimini tüm yurda yaymak için modern mağazacılık alanında adımlar atan, din, tasavvuf, felsefe, psikoloji, sağlık, spor, müzik, kişisel gelişim, oyun-hobi ve yeme-içme kültürü gibi pek çok farklı konuda kitaplar yayınlayan İnkılâp Kitabevi Genel Yayın Yönetmeni Gülşen İşeri sorularımızı yanıtladı.

Klasik yayıncılık ve yeni nesil yayıncılık farkı nedir?

Dünya bazı şeylere çok hızlı adapte oluyor ama Türkiye biraz daha yavaş bu konularda. Bizim gelenekçi yapımız yeni anlayışın hızını yakalayamıyor. Ama evet tabii, şu anda çok farklı bir konumdayız. Yeni yayıncılık anlayışı şu an her alanda var. Günümüzde, dijital dönüşümün etkisiyle birlikte yayıncılık dünyası da değişim sürecine girdi. Bu dönüşüm, tüketim alışkanlıklarımızı da etkiliyor. Bilgiye daha kolay ulaşıyoruz; bu olumlu yanı ama kolaycılık emeğin önüne geçmiş durumda. Artık kitap okumak yerine özetlerine bakıyoruz. Yapay zekâ destekli programlarda kitap yazıyoruz! Dolayısıyla kültürel bir erozyon yaşadığımızı düşünüyorum. Kitap okumadığımız için hayal de kuramıyoruz artık.

İnkılâp Kitabevi ne zaman kuruldu, kitabevi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yayıncılık serüvenimiz 1890 yılında Gayret Kitabevi ile başlamış olup 1927 yılında İnkılâp Kitabevi adını alarak devam etti. İnkılâp Kitabevi yayın hayatına ders kitapları ile başlamış, sonrasında hızla bir çeşitlendirmeye giderek sanattan felsefeye, edebiyattan spora, tasavvuftan sözlüklere kadar uzanan geniş bir yayın yelpazesi ile toplamda 44 kategoride yayın yapmıştır. Dolayısıyla, her okurun ihtiyacı olanı bulabileceği bir yayıncılık ilkesi benimsemiş, bu ilke ise firmanın devamlılığını sağlamada öncü bir rol üstlenmiştir. 98 yıldır çok farklı türlerde kitaplar yayımladık. Refik Halid Karay, Reşat Nuri Güntekin, Halid Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Namık Kemal, Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret, Mehmet Ziya Gökalp ve Mehmet Akif Ersoy’u gibi önemli isimlerin kitaplarını çıkardık… 100. yılımıza doğru yaklaşırken Zülfü Livaneli gibi usta bir isimle devam ediyor olmanın da mutluluğunu yaşıyoruz.

Hem yazarlık hem de yayınevi yönetmek nasıl ilerliyor?

Yazarlık ve yayınevinde olmak birbirini besleyen şeyler. Ama şunu söylemek isterim, daha çok emek harcadığım yer yayınevi. İkisine eş zamanlı bir vakit ayırmak çok zor.

Kitaplarınızdan söz edebilir misiniz?

Az önce söz ettiğim gibi gazetecilikle birlikte yazma serüvenim başladı ve ‘hakikat işçiliği’ne kitaplarla devam ettim. Metropol Sürgünleri, Ateşin ve Sürgünün Gölgesinde Kentsel Dönüşüm kitaplarımla birlikte yine insana odaklandığım biyografi çalışmam Müslüm Gürses ve Muhterem Nur’un hayat hikayesini anlattığım Ömrümce Ağladım kitaplarım mevcut. Hali hazırda roman çalışmama da devam ediyorum.

Büyük İnsanlık kitabınızın yazılış amacı nedir?

Büyük İnsanlık, pandemi öncesi belgesel olarak yola çıktığımız bir projeydi. Henüz kimse kentsel dönüşümü konuşmazken yazı dizisi yapmıştık. Bu meseleleri anlatırken insan üzerinden anlatmak en büyük derdimdi. Görünmeyen kahramanları görünür kılmak istedim aslında. Ve işçiler bu ülkede en çok ölenlerdi. Her gün ya inşaat, ya maden ya da farklı iş kollarında işçiler ölüyordu. Benim sayılarla derdim yok, istatistik peşinde de değilim… Ben bir insanım ve insanı görmek istedim. Evet, Büyük İnsanlık hepimizden bir parça.

İnkılâp Kitabevi’nin yeni projeleri neler?

Yayıncılık hayatında 98 yılı geride bırakan İnkılâp Kitabevi, 2 yeni marka kurdu. Daha önce çocuk kitaplarımızı yayımladığımız Mandolin, yeni yazarlara şans verdiğimiz Sayfa 6 ve edebiyat dışı alanlarda, Tuhaf markasıyla partner olarak ortaya çıkardığımız Tuhaf Kitap’la yoluna devam ediyordu. Şimdi bu markaların yanına Gutenberg ve Üçüncü Göz markalarını ekledik. Gutenberg biliyorsunuz matbaa devriminin öncüsüydü. Biz de yüzyıllara dayanan geçmişimizle Gutenberg’i buluşturup edebi eserler çıkartmayı hedefledik. İlk kitaplarımız arasında olan genç yazar Pelin Çakıcı’nın kaleminden yayımladığımız Rachel Schnabel’in Yarım Kalmış Öyküsü, bir Yahudi kızı ile bir Nazi askerinin aşkından filizlenen bir hikâyeyi anlatıyor. Bir yandan genç ve kalemi güçlü yazarlara bir kapı bir ışık olsun istedik. Yine Gutenberg’ten çıkarttığımız Jared Brock’un dikkat çekici kitabı Şafağa Giden Yol’da da Tom Amca’nın Kulübesi’nin hikayesine farklı bir bakış sunuyor.

Üçüncü Göz markamızda ise kişisel gelişim ve psikoloji kitaplarına yöneleceğiz. İnsanın anlam arayışında ve kendini keşfetme yolunda nitelikli eserleri okurla bulaştıracağız. Yakın zamanda Susan Perrow’un kitaplarını, Geceyi Aydınlatan Hikayeler, İyileştirici Hikayeler ve İyileştirici Hikâye Anlatımı kitaplarını okurla buluşturduk.