'Son nefesimi Türkiye'de vermek istiyorum'

Dünyaca ünlü İran asıllı Amerikalı sanatçı Farid Farjad, “En büyük arzularımdan biri Türkiye topraklarında son nefesimi vermektir” dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  “Kemanı ağlatan adam” olarak tanınan ve dünya üzerindeki en iyi keman virtüözlerinden biri olarak gösterilen İran asıllı Amerikalı sanatçı Farid Farjad, “En büyük arzularımdan biri Türkiye topraklarında son nefesimi vermektir” dedi.

İstanbul’da bu akşam vereceği konser öncesi konuşan Farjad, ömrünün geri kalan kısmını geçirmek istediği tek yer olan Türkiye’ye yerleşmek istediğini ve bunun gerçekleşmesi için yasal yollar aradığını ifade etti.

Farjad, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de de özellikle Konya’da yaşamak isterim. Bunun temel sebebi eserlerinden çokça faydalandığım Mevlana’nın şehri olmasıdır. Öldüğümde de Mevlana’nın kabrine yakın bir yere defnedilmek istiyorum.”

Kendisine Türkiye dışında “kemanı ağlatan adam” ünvanının verilmediğini söyleyen Farjad, Türkiye’de bu kadar benimsenmesinin nedeni olarak iki ülke arasında çok fazla ortak hissiyat olmasından kaynakladığını söyledi.

Hüznün ve kederin iki ülke kültürünün üzerinde etkisinin büyük olduğunu kaydeden Farjad, şöyle devam etti:

“Bu hüzün ve keder duygusu Türklerin geleneksel enstrümanlarında hissediliyor. Baskı altında bir süre yaşayan iki ülke olarak tarih boyunca çok ortak noktamız oluşmuştur. Ama bugün Türkiye çok farklı bir noktaya geldi. İnsanların dini ve siyasi görüşlerini ifade edebildiği, yaşayabildiği özgür ve demokrat bir ülke haline gelmiştir. Ancak İran’da hala bu problemlerle uğraşıyoruz.”

“Sürgünde yaşamak hislerimi değiştirdi”

İran’da 1979 yılında gerçekleşen devrim nedeniyle ülkesini terk edip Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşmek zorunda kalan Farjad, ülkesinden sürgün edilmesinin, müziğinin gelişimi üzerinde etkisinden çok his dünyasını değiştirdiğini ifade ederek, şunları söyledi:

 “Zaten İran’dan ayrılmadan önce bir numaralı kemancılardan biriydim. İran Senfoni orkestrasının keman virtüözüydüm. İran’dayken çoktan eğitimi almış ve bu alanda emin adımlarla ilerliyordum. Fakat sürgün olmak benim öğrendiklerim ve yaptıklarımın üzerinde somut anlamda bir şey eklemedi. Ülkemden dışarıda olmak sadece duygularımı, iç dünyamı, hislerimi değiştirdi. Modern olma yolunda ilerleyen o dönemin İran’ında Batı müziğine sıcak bakıyordum. İran’dayken Mozart, Tscaykovski, Beethoven’ın müziği ve parçaları ile daha çok ilgileniyordum. Ancak sürgün edildikten daha çok İran müziğine dayalı çalışmalara başladım.”

İlham kaynağının İran’da içinde dinleyerek büyüdüğü müzik olduğunu dile getiren Farjad, daha önce tüm dünya müziklerini dinlediğini ancak şu anda sadece kendi yaptığı albümlere geri dönerek onları dinlediğini, eski parçalarındaki eksik ve hatalarını bulmaya, bunlardan yola çıkarak daha iyi müzik yapmaya çalıştığını kaydetti.

“Sosyal medya beni yiyebilir”

Farjad, Türk dizilerinden bazılarını yakından takip ettiğini belirterek, sosyal medya ile ilgili şu yorumda bulundu:

“Ben şahsen sosyal medyadan korkuyorum. Bu işlerden hiçbir şey anlamıyorum. Ancak sosyal medya kullanımının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün kesinlikle bir sürü işler sosyal medya üzerinden yapılıyor. Sosyal medyayı bilmiyorum ve bundan dolayı yaklaşmaktan korkuyorum. Sosyal medya beni yiyebilir. Ben kendi dünyamda olmak istiyorum. İç dünyamdan beni uzaklaştırmasından endişe ediyorum. Ben ne yapıyorsam kendi odamda kemanımla yapıyorum. Odamda ne bilgisayar, ne internet var. İki keman ve nota defterim var. Benim tüm dünyam bunlar.”

Bu konularda ilginizi çekebilir