'Azraa-Eel Menkıbeleri' çıktı

Uğur Batı'nın yeni kitabı Azraa-Eel Menkıbeleri satışa sunuldu..

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Uğur Batı, bu kez, Batılı fantastik romanları ötesinde çok özgün bir Doğu fantazyası kaleme aldı.

Everest Yayınları’ndan çıkan Azraa-Eel Menkıbeleri: “Osmanlının Mahzeninden Hayal Et Kıssaları”, iyi ve kötünün bitmez tükenmez mücadelesini gizemli ve fantastik bir “Osmanlı” dünyası kurarak anlatıyor.

Sıradışı kurgusuyla dikkat çeken kitapta Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’deki olağanüstü olaylar, 24 ayrı hikâye başlığı altında tek bir sonda kurgulanıyor.

Osmanlı Fantastik Romanı Nasıl Olur?

Kitap, Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’nin iblisvari kötülüklerin tam tezahüründe olduğu, tâbire değmeyen rüyâların görüldüğü zamanlarda geçiyor. Bunla zor zamanlar:

Azrail’in ıslıklarının Dersaadeti örttüğü yıllar. Osmanlı Sultanının canı sıkılır, sevgili vezirini cellatlarına emanet eder. Müneccimbaşı bir şey yumurtlar, batakhaneden onlarca adam alınır, küfelerde yakılıp denize atılır... Haremdeki cariyeler, âşıklarını gizlice odalarına alıp bir şey olmazken, sokakta kem gözle baktı diye 15’lik bir genç fidan, en yakın sedir ağacında sallandırılır. İsyankâr yeniçeriler, İslambol’daki tütün yasağına karşın cigaralarını rahat rahat tüttürürken; Cibali’nin arkalarında kocakarı ilacı yapıp çocuğu iyileştireceğim diyen hekimin dili kesilir... Ne de olsa her şey aşinadandır! Velhasıl, batakhane, tımarhane, hapishane ve piçhane dörtgeniyle çevrilmiş bu delişmen kentte hiçbir şey yolunda gitmez ki, Osmanlının kalanında gitsin. Trablus-ı Şam, Acem Şehri İsfahan, Tırnava, Eflak ve Boğdan, Erdel,  Buhara, El-Ruha, Şehr-i Kayrevan, Wallachia, Belgrad, Hatukay ve daha pek çok Osmanlı memleketinde cinler, periler, gulyabaniler, vampirler, kurtadamlar kol gezip, baş kesmekte… Lanetli gömülerden hazineler yerine hortlaklar çıkar, tılsımlı fermanlar sağda solda cirit atar, mezarlarda ruhlar kol gezer, terk edilmiş virane kiliselerden kendiliğinden çalan çan gürültüleri duyulur. Yani civar etraf bildiğin şeytana çalmakta!

Korkunç Osmanlı Sırları: Azraa-Eel Menkıbeleri

İşte Azraa-Eel Menkıbeleri bu zamanda devreye giriyor. Âlemin kendi sırlarıyla örülü olduğu zamanlarda, kimilerine göre hiç var olmayan, birilerine göre ise her yerde olan bir kitaptan bahsediliyor. Adı; Azraa-Eel Menkıbeleri… Bilenler bu kitabın bir hakikatler kitabı olduğunu iddia ediyorlar. Bilip de bilmeyenler ise ne iddia edeceklerini bilmiyorlar. Bunun bir büyü kitabı olduğunu da söyleyenler de var, melekler tarafından kaleme alındığı da rivayet ediliyor. Âdemoğlunu korkutmak için yazıldığını diyenler de var. Kitabın adı çağlar boyunca farklı adlarla anılıyor. Ölüler Kitabı diyen de oluyor, Kâhinlerin Kitabı diye adlandıran da çıkıyor. Kitabı hayal edilmiş olanın ilmi anlamında Ulum-u Muhayyelat olarak çağıran da var. Kitap ekseriyetle devr-i batıl ürünü diye biliniyor.  Kitap bir muharrinin ağzından, yani gizemli Amr Bin Azraa-Eel ağzından Osmanlı iblislerinin korkunç mücadeleleri, iyi ve kötünün sonsuz mücadeleleri anlatılıyor. 

Azraa-Eel Menkıbeleri, Batı fantastik romanlarının ötesinde yerel unsurlarla çok zengin bir hayal dünyası sunuyor.  Doğunun hikmetler âleminde varoluşçu bir hassasiyetle evrendeki oluşun sırrı ve anlamını takip ediyor. Kitapta yaratıcı ile irtibatın kesildiği Batı fantastik romanının ötesinde bir vicdanı ve hakikati arayışı sezmek kolayca mümkün. Bu tutum, geleneğin mirasını takip eden yeni bir edebiyat anlayışının habercisi gibi düşünülebilir. 

Tarihle efsanelerin, kurguyla gerçeğin birleşimindeki kitapta, oturma odanıza Ork’lar, Elfler değil, Hüddam cinleri, Deccal, gulyabaniler giriyor. Bu da ana akım fantastik romanlarından başka bir tat doğruyor. Korku ve aşinalığın birleşimindeki bir etki bu.  Kitapta hayli garip sorular ve cevaplar var:

Gafil ifritler İsrafil’in sur’unu çalmaya niyetlenirse nice olur kıyamet? 

İstanboli’denin tünellerinde iblis avlarını yaşıyor, Evliya Çelebi’nin tanıklığıyla Osmanlı’nın Çerkez vampirleri oburları görüyorsunuz, zındık kuyruklu yıldız Halley ve Osmanlı’nın delilerine şaşırıyorsunuz. 

İki kere ölüp cenaze namazı iki defa kılınan Osmanlı Padişahı Sofu Bâyezîd’in ibretlik hikâyesini okuyor, şeytanla işbirliği yapan maktul şehzadelerin Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’den öç alma hadisesini öğreniyorsunuz. 

Şeytani güçlere karşı savaş veren Alhazred gibi Allah dostlarını tanıyor, Keferenin Haccacı Vladoğlu Drakul”un Ulaha’da kurtadamlarca katledilişine şahit oluyorsunuz.

Aynalar dünyasına hapsolan halk ve el-Hâkim bin Hasan-el-Esret’in hikâyesi gözlerinizi yaşartırken, Dehşet Muttalip’in İbn-i Hortlak’la düellosu sizi heyecandan heyecana sürüklüyor.

Osmanlı hafiyelerinden Teşkilat-ı Kıyam’ın Eşrâr musibetiyle imtihanı ders olurken, tarihin en büyük casusu ve gerillası Kuşçubaşı Eşref’e zahir olan melek içinize su serpiyor.

Tırnava’da türeyen namlı cadılara gidip, Cadıcı Nikola’yı tanımak ise ayrı bir fantezi doğrusu.

Azraa-Eel Menkıbeleri: “Osmanlının Mahzeninden Hayal Et Kıssaları”, doğrusu ilgin bir okuma deneyimi sunuyor. Bir Osmanlı fantazyası, bir Osmanlı korku romanından söz ediyoruz. Korku, ahlak öğretisi ve fantazya iç içe bu kitapta. Ütopik olarak karanlık bir dünyanın kapısını açıyor kitap. Fantazya sadece Batıda mı olur? Doğu oysaki daha fantastik bir dünya. Hatta fantastik olmanın kapılarını Doğu açmıştır.

Kitapta Osmanlının katledilen şehzadeleri de var, Deccal da var, Piri Reis’in katli gibi tarihin karanlık başlıkları da var, vampirler de var, Şeyh Süca gibi Osmanlının çöküşünü rüşveti yaygınlaştırarak hızlandıran melun kara kahramanlar da var. Evet bunların hepsi sonra hortlayabiliyor ama tarihin ve hayalin birleşiminde bir kitap bu zaten. 

İslami fantastik edebiyat formunda bir kitaptan söz ediyoruz. İslami fantazya nasıl oluyor? İslam ve Türk medeniyetlerinin köklü tarihi ve mitolojilerinden yola çıkarak oluşturulmuş heyecanlı olaylar ve mekanlar var kitapta.

Kitapta Osmanlı’daki erkek fahişe kahvehaneleri Dalyanlar da var, tarihi kayıtlara girmiş Vampir avları da var. Tarihin en büyük maymun katliamı da var, şehzade katliamları da var. Tarihsel fanstastik kayıtların olduğu bir kitap. Yerel fantastik unsurları bu kadar etkili kullanan, fantezi edebiyatını Batı formunun dışında kullanan özgün bir edebiyat türü.

Osmanlı-İslam bakışında farklı dünyaların olabileceğini kabul etmek, bu dünyanın da farklı olabileceğini kabul etmektir. Bu kitapta böylesi bir distopya var. Batı edebiyatının, fantazyasının türleri, Vampirler, Kurtadamlar, İblisler, yerel bir anlatıyla birleştirilmiş. Örnek olarak Cadıcı Nikola ile İmam Ahlat Efendiyi Erdel’de vampir avında görüyoruz. Zülkarneyn seddi, ye'cüc me'cüc ve ebabil kuşları bu romanda.

Yarı tarihsel tam fantastik bir roman: Tarihi gerçeklerle yüzde 100 kurgu birleştirilmiş durumda.

Osmanlıcanın en sade hallerinden biri. Lakin atmosferik dil özelliklerini muhafaza ediyor. Doğu kaynakları, Osmanlı fantastik “yaratıklar” antolojisi olma özelliği taşıyor.

Kitapta sinematografik bir anlatım var. Bir novella/roman olmasının yanında senaryo mantığıyla da yazılmış bir kitap. 24 ayrı hikâye, tek bir son, özel bir kurgu söz konusu. Simgesel özel bir anlatı ve asimetrik bir kurgu içimde masal estetiği kıvamında bir anlatım ve hikâye içinde hikaye anlatımını gördüğümüzü etkileyici bir kitap Azraa-Eel Menkıbeleri: “Osmanlının Mahzeninden Hayal Et Kıssaları”.

21cfe968-6466-43f3-a49b-835dc52d0f45.jpg

Uğur Batı