Zorla yerlilik olmaz
Konumuz yerli otomobil.
AK Parti Hükümeti'nin bir prestij projesi olan yerli otomobil hemen her platformda dile getiriliyor. Hükümet ve başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için yerli bir otomobilin ilk yola çıkışında bulunmak, ilk yerli otomobilin direksiyonunda
konfetiler eşliğinde salona girmek çok önemli bir imaj sağlayacaktır.
Ancak, bence bu durum bugünün şartlarında çok ütopik bir hayalden öteye gidemez.
Zira, ilk etapta 2-3 milyar dolar yatırım yapıp, daha sonra da bu markayı koruyabilmek için yine 2-3 yılda bir benzer
rakamları yatıracak bir babayiğit çıkar mı? Bence hayır.
Koç Grubu, Fiat ve Ford'dan bağımsız olarak bir fabrika kurup otomobil üretebilir mi?
Teoride evet, pratikte ise bence yapmaz. Çünkü kimse mutlu olduğu, kar elde ettiği iyi anlaştığı ortağına rakip olmaz.
Benim yerliden anladığım, beyaz kağıt aşamasında işin sahibi siz olursanız gerisi teferruattır. Teknik desteği dünyanın
her yerinden alabilirsiniz.
Peki, geçen haftadan bu yana çıkan Koç Grubu-Fiat ortaklığının üreteceği aracın durumu nedir?
Bence bu tamamen bir kelime oyunuyla imaj kazanma çabasıdır.
Tüm dürüstlüğümle soruyorum. Albea'nın yerine üretilecek araç en az 1-1.5 yıldır gündemde. Şimde gündemde olan bu otomobili tanıtırken, eğer Başbakan'ın sözleriyle yaratılan "Yerli tartışması" olmasaydı, "Yerliye talibiz" mi denirdi, yoksa "Albea'nın yerine çok büyük bir yatırımla yeni bir araç yapıyoruz. Bu çerçevede teşviklerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor vs..." diye bir açıklama mı yapılırdı.
Geçen hafta yapılan açıklama, her şartta yapılacak olan lakin teşvik/destekler aracılığıyla daha karlı hale gelen bir
yatırımın, yerli rüzgarıyla daha rahat uçuşunu sağlamayı hedeflemektedir.
Yapılan açıklamalara göre Renault, Hyundai, Ford ve Tofaş'ın bizzat yaptığından farklı herhangi bir veri bulunmuyor.
Tofaş, biraz kapasite artırıp, biraz yatırım yapıp, biraz da teknolojik destekle yeni bir araç üretecek. Diyelim ki
üretti. Sattı, ihraç etti ve sonunda kar etti. Bu karı kim bölüşecek, Koç Grubu, Fiat ve küçük hissedarlar...
Bilginin önemli bir bölümü dışarıdan gelecek, kazancın, yaratılan katmadeğerin önemli bir bölümü dışarı gidecek
ve bu ortamda biz "YERLİ OTOMOBİLİMİZ" var mı diyeceğiz?
Kesinlikle hayır. Bu şartlarda o zaman biz yıllardır yerli otomobil üretiyoruz. Albea'nın yerine gelecek "YERLİ MODEL"
ne kadar yerliyse, Symbol, Transit, Fluence, Doblo ve hatta Albea'nın bizzat kendisi o kadar yerlidir.
Sadece kullanılan parçalardaki oranlar değişebilir.
Şimdi Kore'den Hyundai örneği verilebilir.
Mitsubishi ile başlayıp geldiği süreç örneklenebilir. Sonra da 20 yıl sonra biz de bir Hyundai yaratabiliriz tezi ileri sürülebilir.
Ben de o zaman derim ki...
Türkiye o treni bilerek ya da bilmeden çok önce kaçırdı.
Çünkü, otomotiv yatırımlarının hemen hemen aynı zamanda başladığı Kore, iç pazarına inanılmaz bir korumacılık yaptı. Bunu biz de yaptık. Oyak Renault, Ford Otosan ve Tofaş çok yüksek gümrük duvarları ile korunuyordu. Ama Kore ile önemli bir farkımız vardı. Onlar, otomotivi 60 yıl önce stratejik bir sektör olarak gördü ve başta ar-ge olmak üzere birçok alanda destekledi, dara düştüğünde ise koltuk çıktı. Ona rağmen çok zorlandılar.
Batan Kia'yı devlet eliyle Hyundai'ye katıldı. Daewoo GM'in oldu. Renault Samsung'la birleşti...
Bizde ise gümrük duvarlarının getirdiği yüksek karlar hem destek eksikliğinden hem de tercihler nedeniyle bir türlü yaratıcı mühendisliğe dönmedi. Hala bir otomotiv strateji belgemiz yok. Daha doğrusu işlemiyor.
Gümrüklerin etkin olduğu dönemlerde, Koç Grubu ve Oyak hiçbir zaman ortaklarından ayrılarak tek başlarına yürümedi.
Yürümek mi istemedi yoksa yürüyebilecekleri şartlar mı yoktu? Onu bilemiyorum.
Ama ajandalarında bundan sonra da tek yürümek olduğunu sanmıyorum.
Peki bundan sonra ne olacak?
Çok basit. Tofaş yerlilik oranı ancak ve ancak parça bazında yüzde 80 olan bir otomobil üretecek. O yüzde 20'lik kısım yani aracın ciddi para tutan kısmı dışarıdan ithal edilecek. Sonra da bu otomobile yerli denecek.
Daha sonra da Renault yine aynı şartlarda başka bir modeli bantlara alacak o da ikinci yerli otomobilimiz olacak.
İyi bir teşvik sistemi kurulursa, belki birkaç firma daha Türkiye'de yatırım yapabilir. Ya da mevcut fabrikalarda yenileme ve yeni model yatırımları artabilir. Lakin bunun dışında yerli marka o kadar zor ki...
Benim gözümde yerli üreten marka Karsan'dır sıfırdan bir araç yarattı, başarılı olur olmaz. Ama burada tasarlandı,
burada üretildi. Benim gözümde yerli BMC'dir, Temsa'dır. Burada tasarlıyor, burada yüzde 100 yerli sermaye ile üretiyor. Benzer birileri de otomobil üretsin alkışlayalım.
Fakat, her üretilen araca da zorla yerli giysisi giydirmeyelim.